ANA SAYFA            
(Bu sayfa en son 12 Mayıs 2006 tarihinde güncellenmiştir.)

 

 

ZİLE - III

Yazan : Rahmi DÖNMEZ
Gönderen : M. Cengiz DÖNMEZ

ZİLE - III

Rahmi DÖNMEZ'in ZİLE adlı kitabı (Resimler Ağaç Baskıdır)

Gönderen : Mehmet Cengiz DÖNMEZ (Oğlu)

Türbeler

            Türbeler : Zile Kazası türbelerinin çokluğu bakımından bir hususiyet arz etmektedir. Bunların bir kısmı Arap mücahitleri ki Bizans - Arap mücadeleleri sırasında şehit olmuşlardır. Bir kısmı da âlim, tasavvuf erbabından, şeyh, âşık, ermiş kimseler ve memleketin büyükleridir. Sonra da halk bu türbelere bir takım kerametler ve şifalar atfetmişlerdir.

            Hüseyin Gazi : Zile'nin güneyinde yüksekçe bir tepenin üzerinde bulunmaktadır. Bayramlarda ve sair zamanlarda halk ziyarete gider. Yedi Perşembe gidilirse bütün dilekler kabul olunur.

Zile Kalesi'nden Hüseyin Gazi Tepesi

TGRT Keşif Programı - Sunucu Yeliz Pulat 11.09.2001

Hüseyin Gazi Tepesi'nde Tipik Bir Ardıç Ağacı

Zile Belediyesi Fotoğraf Arşivi

            Şeyh Ahmet Dede : Zile'nin kuzey - batısında Kepez isimli bir köyün üstünde yüksek ve güzel Çam ağaçlarının arasında bulunmaktadır. Manzara, hava, su fevkalâde lezizdir. Yaz aylarında pek çok ziyaretçi gider. İdeal bir kamp yeridir. Halk yağmur dualarında Şeyh Ahmed'i hiç ihmal etmez. Harice odununun gitmesine katiyen müsaade etmez.

            Arslan Dede : Zile'nin kuzeyindeki yüksek sırtlardadır. Dizinden aşağısını harpte gülle götürdüğü halde, boyu dört metre vardır. Bir mücahitti.

            İsmail Dede : Gezir semti ile İstasyon arasındadır. Üstü kapalı bir yerde yatar, kabir su içerisinde ve etrafı söğüt ağaçlariyle çevrilmiş bulunmaktadır. Zalim bir kadının eşi olan İsmail Dede ermiş bir kimsedir. Hamile kadınlar ziyaret ederlerse çocukları güzel olur.

Yunus Emre Câmîi Kubbesinden Hüseyin Gazi Tepesi Görünümü

            Şeyh Nusrettin : Zile'nin güneyinde kendi adını taşıyan köyde bulunmaktadır.

            Bunlardan başka Zile içerisinde ve yakın köylerde pek çok ziyaretgâh bulunmaktadır. Bunlardan Muharrem Dede âlim bir zat, Çeltek Baba bir mücahit olup, akıl hastalarına iyi gelmektedir. Örümcekli Dede, Ayşe Dede, Ateş Dede Emir Veren, Ayhan Dede, Arap Dede, Davunlu Dede vs. bunlar arasında zikredilebilir.

ZİLELİ

            Zileli, Anadolu'da Türk ırkının çalışkanlık ve muhafazakârlık bakımından dikkati çeken bir tipidir. Tokat, Amasya, Sivas ve Turhal'ı görerek Zile'ye gelenler şehrin umumî havasında sezilen muhafazakârlığı halkın geriliğine yorarlar. Halbuki Zileli hiçbir zaman geride kalmak istemez. Onun yeri daima öne yakındır. Amma tam ön de değildir. Gerçi Zile'de bina inşaatı, dükkân donatımı ve kadın giyinişi bakımından gözle görülür bir gerilik müşahede edilirse de bu geriliğin mutlaka sebebi halk değildir.

            Zile altı yüz yıllık Osmanlı saltanatı zamanında hiçbir imar ve ihya hareketine sahne olmamıştır. Zile, son yıllara gelinceye kadar daima ihmale uğramıştır.

İane-i (iyilik) hamiyetten ahali ile müceddeden inşa edilmekte olan
Nasuh Paşa Câmîi Şerifi Ameliyatından. Zile – 1909
Alt Sağdan 2. Bekir AKSOY'un Babası Ethem AKSOY. Üst Sağdan 4. Müftü Hamdi Efendi.


Zile Belediyesi Fotoğraf Arşivi

            Zile, fabrika, askerî birlik, okul veya çok sayıda memur gibi bir yerin içtimaî bünyesini değiştiren içtimaî faktörlerden uzak kalmıştır.

            Ve nihayet Zile âdet ve an'anelerine taassup derecesinde bağlı olan halkının ihmaline uğramıştır. Zile'nin en mümeyyiz vasfı çalışkanlığıdır. İddia edilebilir ki   Anadolu'da erkeği ve kadını bu kadar çalışkan bir belde halkı daha gösterilemez. Başkalarına muhtaç olmamak ev, bark, tarla, bağ sahibi olmak Zile'nin en büyük endişesidir. Yaz, Kış Zile daima sabahın erken saatlerinde uyanır. Çiftçiler tarlasının başında, demirci örsünün yanındadır. Çocuklar ya okula veya bir sanat dükkânına çırak olarak davam ederler. Kadınlar evde, bağda, tarlada kocasının en yakın iş arkadaşıdır. Pancar mevsiminde Zileli kadın kocasından daha fazla çalışır.

            İhtiyarlar yeni yetişenlere çalışmanın bir saadet olduğunu, daha çok çalışanın daha çok kazanacağını telkin etmek isterler. Zile halkı hayatın bir mücadeleden ibaret bulunduğuna dogmatik olarak inanır. Bu inançla o, eğlence nedir bilmez, çok defa çalışarak eğlenir. Çalışmanın verdiği iç huzuruna Zileli kendini o kadar kaptırmıştır ki çalışmadığı zamanlar âdeta rahatsız olur.

            Bütün kötülüklerin kaynağı olan işsizlik Zileliler için affedilmez bir suçtur. Birini kötülemek için Zile'de "işsiz güçsüz bir adam" demek kâfidir. Çalışkanlık Zile kadınına büyük bir üstünlük vermiştir. Vücut tenasübü, Zile sokaklarında çifte gerdanlı ve göbekli salon bayanları ile zübbe beylere pek az rastlanır. Muhafazakâr ve çalışkan Zileli aynı zamanda pek tutumludur. Yarını düşünme duygusu onu o kadar ekonomik yapmıştır ki yabancılar çok defa onu hamiyetsizlikle itham ederler.

Hükûmet Ziraat Memurluğu ve Veteriner Binası Önünde Zile Eşrafı

Zile Belediyesi Fotoğraf Arşivi

            Peşin hükümlerden sakınarak diyebilirim ki Zileli'nin hamiyet hislerini, çok defa aldatılmış olmama verdiği hüsran körletmiştir. Alın teriyle kazandığı paranın santimine kadar nereye sarf edildiğini bilmek istemesi ve bunu öğrenmeyince de küskün ve alâkasız durması onun hamiyetsizliğini değil bilâkis vatandaşlık duygusunda ulaşmış olduğu merhaleyi gösterir.

            Ticaret hayatında da hareketli ve cesaretli olan Zileliler muhitlerinin Kayserili'si olarak tanınmıştır. Eğer bu bir meziyetse şüphesiz zekânın da bunda hissesi vardır. "Zileli, işi gücü hileli" sözü Zileliler için kafiyenin yaptığı azizlikten başka bir şey değildir. Zileli zekâsiyle sadece kurnazdır. Hilekâr değildir. Misafirperver, hoş sohbet, doğru sözlü, merhametli, dindar, mert ve zeki olan Zileli memleketine, milletine samimi olarak bağlıdır.

            Son yıllarda Zile'de hissedilir bir yenileşme var. İlk önce traktör ve benzerleri ile ziraî sahada uyanan bu yenilik gittikçe gelişmektedir.

            Zile'de hiçbir şey yapılamaz sözü yanlıştır. Zile'de pek çok şey yapılabilir. Yeter ki halkın itimadını kazanmış şahıslar bulunsun. Halkın itimadını kazanmak ancak halka inanmak, onunla hemdert olmakla mümkündür. Edebiyatta altın kulelerden cemiyeti seyreden şâirler devri nasıl kapanmışsa, içtimaî düzende de masa başı efendiliği artık tarihe kavuşmak üzeredir. Zamanımız halk adamı istiyor.

Leblebi, Pekmez ve Bağ Ürünlerinin Pazarlanması ve Sessiz Kaldırımlarda Giyim Mağazaları Ürünleri
   
Zile Belediyesi Basın Yayın Ekibi - Mustafa BELDEK

Zile’de Ziraat ve Ticaret, Panayır

            Zile her şeyden önce bir ziraat memleketidir. Geniş bir ova, çalışkan bir halk, verimli bir toprak ve böylece bütün imkânlar mevcut fakat su noksan. Bunu da zaman muhakkak halledecektir. Suya kavuştuğu gün Zile sadece kendi ihtiyaçlarını karşılayan bir yer olmaktan çıkacak, yakın çevrelere hububat, sebze ve meyva sevkeden bir istihsal merkezi olacaktır.

            Zile kazasının yüz ölçümü 2.440 kilometre karedir. Bugün bu arazinin ancak 90 bin hektarında ziraat yapılabilmektedir. Her yıl yetmiş bin hektar nedense bırakılıyor. Güneş altında bu muazzam toprak ebedî uykusundan uyanmak istemez mi? Bu işi yapacak ancak sudur. Böylece Zile daha binlerce halkı doyurabilecek bir hazineye kavuşacaktır.

            Zile yakınlarında Turhal Şeker Fabrikası'nın yapılması halkın ziraat anlayışı üzerinde ve ziraat usulleri arasında büyük değişmeler yapmıştır. Kısaca halk istihsalin ne demek olduğunu eline geçen binlerce lira sayesinde öğrenmiştir.

Zile Ovası'nda Haşhaş Çizimi ve Buğday Harmanı'nda Döğen Etkinlikleri / 1978
  
Kameraman : Mehmet SEZEN - Turizm ve Tanıtma Derneği

            Şeker pancarından sonra Zile'de buğday ve arpa ekilmektedir. Türkiye'de en iyi afyonun Zile'de yetiştiğini ve bu yüzden kasabaya  yüzbinlerce liralık servetin girdiğini söylemek lâzımdır. Çavdar, yulaf, burçak, mısır, darı, fiğ, nohut, fasulye kasabada ve köylerde ekilir.

            Bunlardan nohut işlenerek gene Türkiye'nin en iyi leblebileri Zile'de yapılır. Gayet iri ve lezzetli olan Zile leblebileri her yerde aranır ve söylenir. Bugün kasabada leblebicilikle meşgul pek çok dükkân mevcuttur. Zileliler kışlık yiyeceklerini temin etmek üzere bir miktar sebze de yetiştirirlerse de kasabanın asil sebze ihtiyacını Amasya ve civarı temin eder.

   

            Halen Zile'de ve köylerinde 1300 hektar bağ vardır. Kasabanın kuzeyinde, batısında ve bir miktar da güneyinde bağ mevcuttur. Çal bağları, Hacılar, Ulukavak, Meydanlık, Dereboğazı, Cehrilik, Karadini, Çakır kaya, Olukman, Kışla, Kireçli, Ulupınar meşhur bağ semtleridir.

Ticarî Amaçlı Yapılan Pekmezin Teneke Ambalajına Doldurulması

Zile Belediyesi Fotoğraf Arşivi

            Zile'de bağcılık da halkın yıllık meyva ihtiyacını temin etmek üzere yapılır. Az miktarda yaş meyva ve pekmezden başka hiç bir şey sevkedilmez. Asmaların etrafı daima meyva ağaçlariyle çevrilidir. Havasını ve suyunu tam olarak alamayan asmalar az salkım verir, aynı zamanda salkımlar küçük ve üzüm taneleri ufaktır.

Zile Pekmezi'ne Damgasını Vuran Narince Üzümü ve Zile Kirazı
  
Kameraman : Mehmet SEZEN - Turizm ve Tanıtma Derneği/1968

            Bu bakımdan Zile üzümleri yaş olarak yenildiği zaman insanı çabucak bıktırır. İşte bu üzümden Zileli kadınlar peynir katılığında ve kâğıt beyazlığında pekmez yapıyorlar.

Fabrikasyon Öncesi Zile'de Evlerde Yapılan Pekmezin İmalâtı

Zile Belediyesi Fotoğraf Arşivi

            Üzümler her evde bulunan ibtidaî cenderelerde sıkılıyor. Daha sonra pekmezlik şıra büyük leğenlerde kaynatılıyor. Kıvamına gelince leğenler ateşten indiriliyor, uzun sopalarla pekmez saatlerce dövülüyor, nihayet bir takım ilâçlarla pekmez beyazlaşıyor.

Çalma Pekmez Yapan Kadınlar

(Yağlıboya Tablo 90X110 İlhan TRAK)

            Bağcılık gibi meyvacılık da Zile'de pek ilerlememiştir. Senelik yiyeceğini temin etmek üzere bağ sahipleri bağlarının kıyısına her çeşit meyva ağaçları dikiyorlar. Elma, armut, ayva, erik, kayısı, kiraz, vişne, şeftali, ceviz vs. Zile'de pek bol olarak yetişiyor. Zile elmaları Tokat ve Amasya elmalariyle boy ölçüşebilecek kadar iri ve lezzetlidir. Fakat bakımsızlık elma cinslerini ve kalitelerini bozmuş. Zile'de ciddî olarak bağcılık yapan yok. Arazi sahipleri, falancının da bağı varmış desinler diye bağ dikerler. Buna sebep de halkın ziraatçı olmasıdır. Bağ ile uğraşacak vakitleri yok. Hayvan otlağı bakımından zengin olmayan Zile'de geniş ölçüde hayvancılık yapılmaz. Yalnız evinin ihtiyacını temin etmek üzere köylüler ve şehirli çiftçiler hayvan beslerler.

Zile Hayvan Pazarı ve Manda (Kömüş) Yavrularının (Malak) Oynaşması
  
Kameraman : Mehmet SEZEN - Turizm ve Tanıtma Derneği

            Ticaret : Zile kasabası pek eski devirlerden beri parlak bir ticaret hayatı yaşamıştır. Geniş ve zengin bir ova ortasında kurulmuş olması, etrafını çeviren dağların köy yollarına her mevsimde geçit vermesi, Zile halkının çalışkan ve tutumlu olması ve kazanın coğrafî durumu ona bu fevkalâde vaziyeti sağlamıştır.

            Yaz kış kasaba her zaman canlı bir ticaret hayatı gösterir. Alçak dağ yollarını aşan civar köylüler bütün mahsullerini satmak için Zile pazarına getirirler. Mahsûlünü en iyi fiyatla sattıktan sonra Zile çarşısından her türlü ihtiyacını temin eder ve akşam olmadan köyünün yolunu tutar. Her hafta Salı günü kurulan pazarında hayvan, hububat, yün, deri, fasulye alışverişi büyük ölçüde olur.

            Zileliler'in hoş sohbet ve misafirperver olmaları, İstanbul - Zile doğrudan doğruya alışveriş yapmaları Zile'yi civarda birinci derecede bir ticarî merkez haline getirmiştir. Dükkân sayısı bin beş yüzü mütecaviz muazzam Zile çarşısında her esnafın yeri ayrıdır. Demirciler, leblebiciler, manifaturacılar, terziler, berberler,   dabaklar, ayakkabıcılar, bakkallar, semerciler, urgancılar, sobacılar hiçbir   kasabada   rastlanmayacak derecede boldur. Kasabada Ziraat Bankası ve esnaf   teşekkülleriyle, Ticaret Odası vardır. Kasabanın en büyük ihtiyacı bir Sebze ve Meyva Hali'nin bulunmayışıdır.

Usta Ellerde Meşhur Zile Leblebisi İmalâtı

Foto Uğur Fotoğraf Arşivi

            Panayır : Zile'nin en büyük hususiyetlerinden biri de asırlık panayırıdır. Zile tarihini dikkatlice inceleyenler panayırın Milât'tan önce en aşağı beşinci asırda mevcut bulunduğunu göreceklerdir. Bu hesaba göre Zile Panayırı en az 2500 senelik bir maziye sahiptir.

            Zamanla bu törenlerin dinî vasıfları kalkıyor amma diğer taraftan ticarî özelliği devam ediyor. Bu ticarî faaliyet yıllarca devam ederek bir an'ane halini alıyor. Daha sonra Türkler cirit, at yarışları ve pehlivan güreşleriyle panayırı zenginleştiriyorlar.

Zile Panayırı'nda At Yarışları'nın Mâzisi Hayli Eskidir

Zile Belediyesi Fotoğraf Arşivi

            Panayır, Kasım ayının ilk haftasında başlar. Bir hafta devam eder.

Zile’nin İhtiyaçları

            Heyeti umumîyesi itibariyle geri kalmış bir şehir manzarası arz eden Zile'de kısa bir zamanda yapılması gerekli işler aşağıda sıralanmıştır.

            1 - SULAMA SUYU : Toprağın ve insanların en büyük arzusu, en büyük hasreti suyadır. Zileliler sulama suyuna kavuştukları gün en büyük bayramlarını yapacaklardır. Aynı zamanda kendilerini suya kavuşturan insanı ebediyen unutmayacaklardır. Susuzluk yüzünden her yıl Zileliler'in on milyon lira zarara uğradıklarını iddia edebilirim ki bu ancak işin maddî cephesidir. Bir de bu halkın su yönünde boşu boşuna akan kanı ve alın teri vardır ki bunun hesabı rakamlarla ifade edilemez.


Zile Belediyesi Fotoğraf Arşivi

            Zile Ovası'nda yer altı sularının bulunduğu bir hakikattir. Ancak bu yer altı hazinelerini halkın emrine arz ederek onu bu cehennemî ıstıraptan kurtarmanın    zamanı bir türlü gelmiyecek midir? Artezyenler bulmak için yapılacak sondajların ne zaman başlayacağını merak ve endişe eden halkın hissiyatını hoş görmek    icabeder. Bu hususta sözü ne kadir uzatsak yeridir. Ancak hükûmetimizin bu büyük   davayı lâyıkıyla kavrayıp, benimsediğini zannediyor ve bunun için sözü kısa kesiyorum.

            2 - İçme Suyu : 1951 Yazı Zile için en büyük su sıkıntısı çekilen mevsim olmuştur. 1930 yılında yapılan kale içme suyu kışın yağmur yağması yüzünden tamamen kesilmiş ve böylece hem halk, hem de Belediye çok müşkül bir durumda kalmıştır.

Sayın Reisicumhur Celal Bayar H. Zile İstasyonu'nda
Vagonda Belediye Başkanı Ahmet Vanlıoğlu ile Konuşurken

Zile Belediyesi Fotoğraf Arşivi / 08.12.1951

            Sayın Cumhurbaşkanın Zile’ye vâki teşriflerinde pek yakından görüp, alâka buyurdukları Zile İçme Suyu İnşaatı derhal başlamış ve Dere Boğazı'nda yapılan samimi ve içten bir merasimle memleketin bu mübrem ihtiyacı hal yoluna girmiştir. Bu hususta Sayın Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’a ve hükûmete halkın minnet ve şükran duyguları sonsuzdur. Yarım milyon liraya yakın bir masrafla tahakkuk edecek olan bu hayırlı tesis sayesinde Zile bir daha içme suyu sıkıntısı görmeyecektir.

Cumhurreisi Celal BAYAR'ın Zile'yi Teşrifleri

Zile Belediyesi Fotoğraf Arşivi / 08.12.1951

            3 - Hastane veya Doğumevi : Vilâyet hastanesine en az 60 kilometre mesafede olan Zile için bu ihtiyâç hakikaten yerinde ve lâzımdır. Altmış bin kişiyi alâkadar eden bu davayı pek iyi kavrayan ve Zile’ye karşı her zaman pek sıcak, pek yerinde fikirlerini ifâde etmekten hususî bir zevk duyduğuna söyleyen Sayın Tokat Vâlisi'nin bu hususta yapacağı her türlü teşebbüs halk tarafından ve mahallî idareler tarafından kuvvetle desteklenecektir.

            4 - Çekerek yolunun inşaatı : İktisadî meseleler üzerinde yolun ne kadar mühim rol oynayacağını izah etmeğe lüzum yoktur. Son senelerde gelişen yol siyasetinin Çekerek yolu inşasını da programına alması beklenebilirse de Tokat ve Yozgat Vilâyetleri'nin müşterek çalışmaları sayesinde de bu dava kısmen halledilebilir.

            5 - Yangın tertibatı : Baştanbaşa ahşap ve blok halinde inşa edilen Zile için en büyük tehlike yangındır. Maazallah büyükçe bir yangına bugünkü teşkilâtla karşı koymak imkânsızdır. Ateş bacayı sardıktan sonra çekilen ahlar ve vahlar mesuliyet mevkiinde bulunanları vicdan azabından kurtaramaz.

            6 - İmar Plânı'nın tatbiki : Belediye'nin titizlikle tatbikine gayret edeceği İmar Plânı günlük endişelere kurban edilmiştir.

            7 - Sanat Okulu Ve binasının inşası : Kültür vazıyeti bakımından ileri bir cemiyette sanat okullarının kıymeti pek büyüktür. Zile’den pek küçük, pek körfez kaza ve vilâyet merkezlerinde Erkek Sanat Enstitüsü faaliyete geçtiği halde Zile’de halen bir Sanat Okulu'nun mevcut olmayışı hakikaten yürekler acısıdır. Kalede ilkokul olarak yeniden tamir ve ihya edilen eski Askerlik Binası bir Sanat Okulu için ideal binadır. Bu bina ilk okul olarak da elverişli değildir. Hastane olarak inşa edileceğini işittiğimiz ortaokul temelleri için de yine ortaokul olarak Zile’ye kazandırılması arzuya şayandır.

            8 - Ağır Ceza Mahkemesi : Ahmet Akbay tarafından 1950 yılında Zile’de ilk defa neşredilen Zile Postası'nda bir avukat kalemiyle efkârı umumîye duyurulan bu mesele gelecekte tahakkuk edecek hayırlı ve faydalı bir teşebbüstür.

Zile Cezaevi (Çekerek Caddesi'ndeki Eski Binasında)

Zile Belediyesi Fotoğraf Arşivi

            9 - Kanalizasyon tertibatı, yollar ve kaldırımlar : Belediye'nin bir plân dahilinde tahakkukuna çalışacağı bu meseleler halkın sıhhati ve Zile’nin güzelliği bakımından önemlidir.

         10 - Otel, Lokanta, Gazino : Belediye'nin 1951 yılında ihale ettiği ve büyük bir boşluğu dolduracağı şüphesiz olan bu hayırlı teşebbüsünden dolayı   Belediye'yi tebrik etmek lâzımdır.

         11 - Ağaçlandırma ve park : Halâ yüreğimizi yakan eski parkın bir an evvel başka yerde ihya edilmesi memleket için bir kazanç olacaktır.

         12 - Kütüphane, spor sahası, çocuk bahçesi ve ana yolların asfaltlanması vs.  Zile’nin belli başlı ihtiyaçlarıdır.

Sivas - Zile - Mecidözü Uçakları'nın Sivas'ta Ad Konma Törenlerinde Alınan Kılıkları

Zile Belediyesi Fotoğraf Arşivi - 25 Eylül 1935

Son Söz

            Bu küçük kitapla okuyucularıma güzel ve şirin Zile'nin halinden, istikbalinden ve mazisinden kısa notlar vererek bahsetmek istedim. Bütün bunlarla bir şeyler yaptığımı iddia etmiyorum. Ancak iddia ettiğim nokta; bu kadar inkişafa müsait bir yerde çeyrek asırda yapılanların kifayetsiz oluşudur.

            Bunun pek çok sebepleri olabilir. Bu sebepleri burada uzun uzun anlatmanın lüzumsuzluğuna inanıyor ve sadece Zile'nin belli başlı dertlerini teşhis etmek ve bunları umumî efkâra duyurmak istiyorum. Bu dertleri  değerlendirmek ve gerçekleşmesine hizmet etmek her Zileli'nin en büyük kaygusu olmalıdır. Zihnin dertleriyle Zileliler yakından ve pek çok alâkalanırlarsa da bu alâka bir şey halletmez. Asıl mesele idare mekanizmasında fiilen vazife görenlere bunları anlatmak ve dertlere çare bulmak lâzımdır.

            Bu toprakların çocuğu olarak bu topraklarda gözlerini açanlar ve bu toprağa hizmet aşkıyla bağırları yananlar, bütün sizler Zile'nin belli başlı dertleri ve ihtiyaçlarını gerçekleştirmenin yollarını aramalısınız. Zira bizden sonra geleceklerin eserlerimize bakarak; "eyvah!.. çorak yerde akıp gitmişler", diyeceklerini unutmayınız!

Rahmi DÖNMEZ

ZİLE’DE SABAH

Sabah olur sisler örter ovayı,
Karşı dağlar mavi yaşmak bürünür,
Dört bir yamaç andırınca ovayı,
Zile Cennet  gibi nurdan, görünür.
 

. 
Ufuk geniş, bulut gölge, dal gibi
  Yaprak yeşil, elma sarı al gibi
  Peteğinden yeni çıkmış bal gibi
  Koyma beni gurbet elde al Zile.
.
.
  Yağmur  yağar, sular akar sel olur,
  Güzelliğinden dillerde mesel olur
  Dağ başında duman olur yel olur,
  Senden özge gönül sevmez el Zile.
.

     
Sayfa Başına ya da Makale Başına Dönmek İçin Tıklayınız

Zile Makaleleri Sayfasına  

Dönmek İçin TIKLAYINIZ

YAZDIR