ANA SAYFA            
(Bu sayfa en son 13 Mart 2010 tarihinde güncellenmiştir.)

 

 

VENİ - VİDİ - VİCİ
GELDİM - GÖRDÜM - YENDİM

Araştırma : M. Ufuk MİSTEPE
(Araştırmacı - Orman Endüstri Yüksek Mühendisi)

Kale İçi Pontos Mesafe (Mil) Taşı

Yolun Sağındaki Mesafe Taşı - Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE - 10.02.2003

Cæsar & Zela
http://www.milliyet.com.tr/2002/03/09/son/sontur02.html

            M.Ö. 47 yılında Pontus Kralı II. Pharnakes, Roma'ya başkaldırdığında, bu isyanı bastırmak için, o tarihte genç bir kumandan olan Caius Iulius Cæsar's (Sezar) görevlendirilir.

            Genç Sezar bugünkü Tokat - Zile yakınlarında Pharnakes'nin ordusuyla karşılaşır. Savaş beş saat sürer ve Roma ordusu kesin bir zafer kazanır. Genç komutan, Roma'ya hareket etmek üzere bekleyen ulağa, üç kelimelik bir mesaj verir :

Zile Acropolis in the Roman Era

(Oil Painting 65x85 by Ersal Yavi)

"Veni, vidi, vici!"
(Geldim, gördüm, yendim!)
I came, I saw, I conquered!
Je suis venu, J'ai vu, J'ai vaincu!

BELGE : 1 - C. Julius Cæsar's Commentaries of His Wars in Gaul, and Civil War
Sezar'ın Zela'da II. Pharnakes ile yaptığı savaşın detaylarını anlatan Aulus HIRTIUS'un "İskenderiye Savaşı" adlı eseri.

1) Julius Caesar, Aulus Hirtius, C. Oppius tarafından. Çev. Martin Bladen. Yay. Tar. 1737. 430 sh. Orijinalin kaynağı Michigan Üniversitesi.
2) Alexandrian War. African War. Spanish War, Julius Caesar tarafından. Çeviren A. G. Way. Yayın tarihi 1955. Harvard University Press.
Bu ciltte Romalı büyük devlet adamı Julio Sezar (MÖ 100 - 44) tarafından gerçekleştirilen seferleri anlatan ancak Sezar’ın kendisi tarafından kaleme alınmamış üç çalışma yer almaktadır. Aynı zamanda diğer bazı bölgelerdeki sorunlara da temas eden “İskenderiye Savaşı” adlı çalışmanın, genellikle “Galya Savaşı” adlı eserin son kitabını yazan kişi olarak kabul edilen Aulus Hirtius tarafından (MÖ 90 - 43, Sezar’ın arkadaşı ve astı) yazılmış olması muhtemeldir. “Afrika Savaşı” ve “İspanya Savaşı” adlı çalışmalar ise, ihtiva ettikleri ayrıntılı izahata bakılırsa, Sezar’ın seferlerine bizzat katılmış subaylarca hazırlanmıştır. Her üç çalışma da Sezar’ın kariyerine ilişkin önemli bilgi kaynaklarımız arasındadır. Sezar’ın The Loeb Classical Library baskısı üç cilt halinde tab edilmiştir.


NTV Tarih Dergisi - No. 0 (Bedelsiz), Kasım 2008

MİLÂT ÖNCESİ ZİLE
(Ekim 2008 "Tarihi ve Kültürüyle Zile Sempozyumu" Hazırlık Bildirisinden)

            M.Ö. 8’de Sezar, Küçük Asya yönetimini Konsül Domitius Calvinus’a devretti. Bir tahmine göre bu Zile’de bulunan bir Altar kitabesinde yazılıdır. Bundan sonra Zile 30 yıl Marcus Antonius tarafından kurdurulan bağımlı krallıkta I. Polemon ve M.Ö. 8’de Kırım’da ölümünden sonra karısı Pythodoris yönetiminde kaldı. Polemon VI. Mithrydates’in torunudur. Roma yönetimi, Pontus Devleti’ni üç bölüme ayırır. M.Ö. 39’da Romalı M. Antonius VI. Mithrydates’ın torununa Pontus Polemonyak bölgesinin yönetimini verir. Zela bu dönemde Pontus Polemoniacus bölgesi içindedir. M.Ö. 15 Mart 44’de Sezar'ın ölümü ile Roma'da çıkan karışıklıklardan istifade ederek Zile, Pontos Kralı SENA tarafından zapt edilmişse de pek az sonra yine Romalılar tarafından istirdat edilmiş ve uzun yıllar Roma'nın eyalet merkezi olmuştur.

 

M.Ö. 47'de Cæsar ve II. Pharnaces Arasında Yapılan Roma - Pontos Savaşı'nın Harp Nizamı.

NTV Tarih Dergisi - No. 0 (Bedelsiz), Kasım 2008

 

            Yaklaşık 200 yıllık Pontos (Mithrydates’lar) Dönemi M.Ö. 47’de Roma Generali G. Iulius Sezar ile Pontos Devleti Kralı II. Pharnakes arasında, antik Zile (Zela) ile Amasya güzergâhındaki Yünlü Köyü ile Yaylayolu Köyü arasında bulunan Altıağaç'ta yapılan savaşta Pontos askerlerinin yenilmesi ile son bulmuştur. Şehre Cæsar’ın karısı Zela’nın isminin verildiği de kaynaklarda geçmektedir. Sezar'ın tarihe geçen 'Geldim, gördüm, yendim!' sözü bu zaferin ardından söylenmiştir.

 

Sezar’ın Pharnakes ile yaptığı savaş alanının krokileri, RıceHolmes, Rom. Rep. III. 1923 ve Kramayer-Veith, Schlacten Atlas

Arkeolog Kâmil Yaşar PAŞAY, Bekir ALTINDAL ve M. Ufuk MİSTEPE Harita Arşivi

 

            Bu konuda Zileli Arkeolog Kâmil Yaşar PAŞAY bizlere şu bilgileri aktarmıştır. “Sezar Roma’daki samimi dostu Matius’a zaferi bu sözlerle bildirdi. Cæsar'ın savaşı ile ilgili bütün bilgileri yanında getirdiği yaveri (Legatus) Aulus Hirtius'tan öğreniyoruz. Hirtius bu savaşı Bellum Alexandrinum (İskenderiye Savaşı) adlı eserinde yazmıştır. Elimizdeki tek antik kaynak budur. Sonraki bütün tarihçiler, yazarlar bu kaynaktan yararlandılar. Zile'ye araştırma yapmak için gelen Hamilton, Texier, Mordtmann, Ainsworth, Perrot, Cumont, Anderson, Ramsay, Munro, Ritter gibi büyük bilginler Hirtius'un bilgileri ışığında çalıştılar. Bilhassa Perrot Hirtius'un kitabı elinde araziyi coğrafî yönden günlerce karış karış gezerek, her tepeyi her vâdiyi inceleyerek, savaş yerinin Altıağaç'ta Skotios Dağı olduğunu buldu. Ben de bu bilgiyi kendi gözlem ve yorumlarımı da ekleyerek savaş yerinin Yünlü Köyü ile Yaylayolu Köyü arasındaki alan olabileceğini belirterek Zile'de ilk kez Zile Postası Gazetesi’nin 19. Eylül 1985 tarihli sayısında ‘Altıağaç’ başlığı ile yayınladım.”

            M.Ö. 47’de Cæsar’ın büyük zaferinin çabukluğu, Roma’daki resmî geçitte büyük yankı getirmiş; yandaşları, üstünde “Veni, Vidi, Vici!” yani “Geldim, Gördüm, Yendim!” yazan pankartlar açmışlardır.

Julius Caesar'ın Zela'da "Veni - Vidi - Vici" Söylemini İfade Ettiğine Dair Onlarca Belgeden 1860 Tarihli Bir Tanesi.
BELGE : 2 - Yayın Adı : Life of Julius Caesar Yazarı : Henry G. LIDDELL Yayım Tarihi : 1860, 247 sh.,
Belgenin Yayımlandığı Sayfa : 200, Orijinalin kaynağı New York Halk Kütüphanesi.
 
Belgeyi Orijinalinden Sunan : Araştırmacı M. Ufuk MİSTEPE

            Henry G. Liddell, 1860 yılında yazdığı ‘Life of Julius Cæsar’ adlı eserinin 200. sayfasında şunları yazar : “(M.Ö. 67 tarihindeki) Sezar’ın komutanına karşı babasının zaferiyle gururlanan Pharnaces, babası Mithridates’ın Romalılara karşı zafer kazanmış olduğu yer olan Zela yakınlarında Sezar’a karşı saldırmayı göze aldı. Romalılar tarafından elde edilen zafer kolay kazanıldı, fakat nihaî sonuçları açısından kesin bir zaferdi. ‘Geldim, Gördüm, Yendim!’ ünlü sözü Roma’da duyuruldu.” Burada verilen dipnotta ise : “Bu, Pontic kralından alınan ve zafer takının üzerinde yer alan, Plutarch’ın da ifade ettiği gibi, diktatörün sözünün sıralandığı zafer ile ilgili bir yazıttı.” denilmektedir.

Tercüme : Nazım ÇAPKIN

Amasya yakınlarındaki Yeşilırmağa dökülen, şimdilerde Geder denilen Scylay Nehri boyunca Zeleh (antik Zela) bulunur ki Triarius hâkimiyetindeki Romalılar'ın mağlubiyetinde ve Julius Cæsar'ın Mithridates oğlu Pharnaces'e karşı zaferinde adı geçmektedir. Cæsar, zaferin hızlanmasında rol oynayan Roma'daki arkadaşlarından biri olan Amintius'un aktardığına göre galibiyeti üç kelimeyle anmıştır : Veni, vidi, vici (Geldim, gördüm, yendim). Zela aynı zamanda Farsî İlâh Anaitis adına kurulan bir ruhban sınıfıyla da tanınmıştır.

Uniah ya da Ounich, civarında bol miktarda saf alüminyum sülfat bulunan antik Œnoe liman şehridir.

Fatsa ya da Natisa, Sidenus'un ağzında bulunmaktadır ve Mark Anthony tarafından muhtemelen bu ülkenin kralı ilân edilen Polemon'dan ismini alan Polemonium bölgesini kapsamaktadır.

Kaynak : 1819 baskılı A MEMOIR ON THE COMMERCE AND NAVIGATION OF THE BLACK SEA AND THE TRADE AND MARITIME GEOGRAPHY OF TURKEY AND EGYPT adlı kitabın 216. sayfası.

(The laconic despatch in which Julius Cæsar announced
to the Senate his victory over Pharnaces.)

M.Ö. 47'de,
İskenderiye'den, Kleopatra'nın yanından ve
yatağından gelen Iulius Caesar, Antakya'ya uğrayış
sonrasında Tarsus'a geldi ve Tokat İli'ne bağlı ilçe
merkezimiz
Zile yakınlarında, tarihe yön vermiş, ünlü
"
Geldim, gördüm, yendim." savaşı için hazırlıklar yaptı.

Prof. Dr. Bilge UMAR - KİLİKİA
Bir Tarihsel Coğrafya Araştırması ve Gezi Rehberi, İst./2000, 116. sh.

Necmettin ERYILMAZ - M. Ufuk MİSTEPE
Mustafa BELDEK 26.02.2005 Cumartesi

Tokat Etkinlikleri/Ankara - Zafer Çarşısı

             
Julius Cæsar Dönemi Madenî Sikkeleri

Gezi Yayınları Dizisi : 1

5. Basım, Adam Yayınları, 223 sh.

Aziz NESİN

BİR ROMANI ÜÇ SÖZCÜĞE SIĞDIRANLAR

DÜNYA KAZAN BEN KEPÇE – 1
IRAK VE MISIR

En az sözle çok şey anlatmaya Batılılar «laconique», Araplar da «veciz» diyorlar. Biz «özsöz» diyoruz. Lakonik konuşmanın (özsözle konuşmanın) tarihte en güzel örneği olarak «Veni, vidi, vici»yi gösterirler. Sezar, ordusuyla Anadolu içlerine yürüyüp de utkular kazanınca, uzun mektup yazmaya zamanı olmadığından, metresine Lâtince şu üç sözcükle o ünlü mektubunu yazmış : «Veni, vidi, vici!» Yani «Geldim, gördüm, yendim!» diyor sevgilisine.

            1958 yılındaki yurt gezimde Zile’ye gittiğimde Sezar’ın bu üç sözcüklük mektubunun kazılı olduğu taşı umursamazcasına bir yana atılmış olarak görmüştüm. Dilerim, kırılıp parçalanmadan, aşırılıp yurtdışına kaçırılmadan bir değerbilir, dünyanın en özsözlü mektubunun kazılı olduğu taşı oradan kaldırıp bir yerde korumuş olsun.

 

"VENI - VIDI - VICI"

HANGİ ANTİK ÇAĞ KAYNAĞINDA ZİKROLUNDU?

 

            Yukarıda ifade olunduğu üzere ZELA yakınlarında Cæsar ve Pharnaces arasında yapılan ve kısa süren savaşla ilgili detayları yanında getirdiği yaveri (Legatus) Aulus Hirtius'tan öğreniyoruz. Bu detaylarda ne yazık ki "Veni, vidi vici!" söylemi yer almamaktadır!

 

Paralel Yaşamlar - İskender & Cæsar (Bioi Paralelloi)
   

 

            Bu sözlerin yer aldığı eseri yazan kişi M.S. 46 yılında Boiotia'nın Khaironeia kentinde doğan ve M.S. 120 yılında ölen Hellenistik Devrin önemli hatip, filozof ve tarihçilerinden.. Mestrius PLUTARKHOS'tur.

 

            Hellenistik Çağ ve yakın Roma Dönemi'nde yaşamış, tarihte önemli yer tutan şahsiyetlerin benzer ya da tamamen farklı yaşamlarını anlatan 'Paralel Lives' (Bioi Paralelloi) / PARALEL YAŞAMLAR adlı 23 çift ve 4 de tek parçadan oluşan bu biyografik eserde Cæsar'ın üç kelimelik 'Veni, vidi, vici!' sözlerinin yer aldığı paragraf şu şekilde tercüme olunmuştur.

 

Paralel Yaşamlar (Bioi Paralelloi) - ALFA Yayınları 1766, Antik Çağ Dizisi 8, 169 sayfa, I. Basım, Ocak 2007

BELGE : 3 - Eserin tercümesinin yukarıda gösterilen 149. sayfası 'Veni, vidi, vici!' söyleminin yazılı tarihî belgesidir.

 

TARİHÎ BİR YANLIŞI DÜZELTELİM !

 

            Birçok kaynakta yukarıdaki fotoğrafın altında da görüldüğü gibi Mesafe Taşları'nda Sezar'ın Kitabesi'nin yazılı olduğuna dair beyan vardır. 1978 yılında bir kamera çekiminde aşağıdaki görüntüler eşliğinde şu ifadeler sesli olarak kayda alınmıştı : Roma İmparatoru Sezar tarafından tarihin en kısa mektubunun yazıldığı Zile Kasabası'ndayız. Zile Ovası'nda Pontus Kralı Farnas'ı yenen Sezar, bu zaferini "Geldim, gördüm, yendim!" sözleriyle ifade etmişti. Bugün Zile Kalesi'nde bir sütun üzerinde bozulmuş olarak bu yazılar görülür.

 


http://www.zilesitesi.com/hsvideolar.asp http://video.google.com/videoplay?docid=-4330944635930025269
alternatif link : http://www.dailymotion.com/zilesitesi/video/x6cxe2_zile-1978-kiraz-festivali_lifestyle

1974 Kiraz Festivali - Kamera : TRT Çekim Ekibi

 

            Oysa bu mesafe taşlarındaki Lâtince metinlerde nelerin yazılı olduğunu aşağıdaki makalemizde üç kitabe için (dördüncü kitabe henüz okunamadı) gene aynı şahıstan aldığım notlara dayanarak ayrı ayrı açılımlarıyla verdik. http://unyezile.net/sutun.htm

 

            Beyanın doğrusu şu şekilde olmalıdır : Her Mesafe Taşı da İmparator Cæsar'a (Sezar = Kayser / Kesar) ithafen, Zile halkı adına Pontus Eyâlet Vâlileri tarafından mil'e dikilmiştir.

 

    

            Zileli Araştırmacı bir ağabeyimin verdiği bilgiler doğrultusunda "Veni - Vidi - Vici yazılı bir kitâbeyi Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde yüzlerce taş arasında gördüğü" ifadesi üzerine müzede yaptığım araştırmada ve müzede görevli arkeolog ve rehberlerle yaptığım görüşmede "Böyle Bir Kitâbeyi Burada Hiç Görmedikleri ve Bulunduğuna Dair Duyum Almadıkları" şeklinde bir cevapla karşılaştım.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi / Ankara

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE 27.10.2007 14:37

            Gün boyu müzede yaptığım çalışmalarda Pontos - Roma Dönemi'ne ait ne varsa fotoğraflayarak http://unyezile.net/eser.htm adresinde yayınladım. Sadece bir Mesafe (Mil) Taşı'nda CÆSAR (Kayser = Sezar) yazısını tespit edebildim. Bilindiği gibi Sezar unvanı Roma imparatorlarının birçoğunun benimsediği ve kullandığı bir unvandır.

Üzerinde CAESAR (Sezar = Kayser) Yazılı Bir Mesafe (Mil) Taşı
  
Fotoğraflar : M. Ufuk MİSTEPE 27.10.2007 12:48 - Anadolu Medeniyetleri Müzesi

            Zile halkını yanlış yönlendiren.. kale girişi istikametindeki sağ tarafta bulunan Mesafe Taşı üzerinde yazılı VICTVSAVG ifadesi yanlışlıkla VICI (YENDİM) olarak algılanmış ve diğer harfler kısmen silinmiş olduğundan devamında ne olduğu ve ne anlama geldiği üzerinde durulmamıştır. Oysa kelimenin açılımı İngiliz Ankara Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Dr. David H. French'e göre şöyledir : - victus Aug(ustus) = Yenilmez Augustus.

.
      VICTVSAVG
 

.
    - victus Aug(ustus)
 

            İlk plânda, bu makale ile turizm adına Zile İlçesi'ne bir zarar gelir mi düşüncesi akla gelebilir? Ömrünün 17 yılını Zile'de turizm patlaması gerçekleşmesi adına karşılıksız ve beklentisiz feda etmiş bir araştırmacı olarak, bu hususu düşünmeden bu makaleyi yazmış olabileceğimin akla getirilmesinin doğru bir düşünce olacağına inanmıyorum.

Veni - Vidi Vici söyleminin Zile'ye ait bir söylem olduğunu ispat edecek ve bunun aksini iddia
eden Amasya Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet
Akif ZİYAGİL'e yorumlarıyla ilgili adreste ( http://www.cafesiyaset.com/haber/20080530/Veni-vidi-vici.php )
cevap vermek yerine egolarını ön plâna çıkarıp ait olmayan plâtformda birbirleriyle çekişmeyi yeğleyenlere
karikatüristimizin anlamlı bir cevabı : Sezar - Geldim gördüm de nerede yendim acaba? O zamanburalarda çok ağaç
vardı yahu..! Beni de şaşırttı bunlar... İddiacı 1 : Sezar savaşı Tekağaç'ta yaptı diyorum sana. Tarihçiler böyle
diyor. İddiacı 2 : Hayır, Altıağaç'ta yaptı diyorum ben de sana. Tarihçiler böyle diyorlar...


Karikatür : Ressam Mehmet SEZEN - Haziran 2008 Zile

            Bu soruyu zihinlerde tevdi edecek olanlara şunları düşünmelerini salık veririm :

            a) Zile, bugüne dek turizm adına artı değer olarak ne kazandı?
            b) Zileli'yi turistik, tarihî, mimarî değerler, âşık, ozan ve inanç kültürü açısından kimler uyandırdı ve dünya kamuoyuna bu değerleri kimler tanıtma çabasına girdi?
            c) Turizm adına çırpınan ve eser ortaya koymaya çalışanlar için Zileli ne yaptı?
            ç) "Yalan üzerine kale inşa olur mu?" düsturundan hareketle.. bunu yarın yüzümüze bir yalan olarak vursalar ve 'belgenizi gösterin' deseler ne diyeceğiz?

.
TARİHÎ BİR BULUŞMA

             Mehmet Âli ERDİN ile Ocak 2008’de yaptığımız sohbette bu araştırmacıya şu soruyu tevcih etmiştim : “Veni –Vidi – Vici” sözleri bir kitâbeye yazılmış mıdır?" Cevaben bana şunları aktardı :

Mehmet Âli ERDİN ve M. Ufuk MİSTEPE
  

             “Ufuk Bey, Ankara’da İngiliz Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Sayın Dr. David H. French ile (toprağı bol olsun) 1978 yılında yapmış olduğum görüşmede aynı soruyu kendisine yöneltmiş idim. İngiltere’deki eşini telefonla arayarak, orada ve İtalya’daki kaynaklardan elde edeceği bilgileri kendisine aktarmasını rica etti. Daha sonra bazı fotokopi notları İngilizce ve Lâtince olarak bizlere ulaştı. Siz de bunları Sayın Hulusi SEREZLİ’den almış ve Amerika’daki yeğeniniz Uçak Mühendisi Egemen Ol ÖĞRETİM’e tercüme ettirmişsiniz. Gördüğünüz gibi kaynağı belirtilmeyen, bu farklı eserlerden alınan tercümelerde konuyu aydınlatacak detaylara ne yazık ki rastlayamadık! Buna karşılık şifahen bana ilettiğine göre “Veni – Vidi – Vici” sözlerini savaştan sonra atlı savaş arabasının arkasına yazdırdığına ilişkin bazı yabancı kaynaklarda doneler bulunduğunu söyledi. Bu eserin de adını şu an veremiyorum ne yazık ki!

             İkinci olarak; “eğer bu sözler bir kitâbeye yazılmış olsa idi iki adet yazılmalıydı ve biri de İtalya’ya gönderilmiş olmalıydı” dedi. “Hadi Türkiye’deki kayboldu, İtalya’daki kitâbe nerde?” diyerek sözlerini tamamladı. Belki de Zile Kalesi’nde yapılacak kazılarda toprağın altından bir gün çıkarılacak.. kim bilir?

             Benzer bir duyumla yine Zileli bir araştırmacının referansıyla 27.10.2007’de Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne gittim. Araştırmacı o kitâbeyi orada gördüğünü ısrarla söyledi ise de müze yetkilileri, arkeologlar ve müze rehberleriyle yaptığım görüşmelerde bu duyumun doğru olmadığı neticesine vardım ve kendim de tüm gün müzede çekim yaptım ve o kitâbeyi beyhûde aradım!

Anadolu Medeniyetleri Müzesi / Ankara

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE 27.10.2007 14:37

             Eldeki veriler, belgelenememekle beraber aşağıdaki dört ihtimali gündeme getirmektedir.

  1. “Veni – Vidi – Vici” sözleri savaştan sonra söylenmiş olup, ulaklar ya da güvercinler vasıtasıyla Zela’dan Roma’ya mektup halinde gönderildi.

  2. “Veni – Vidi – Vici” sözleri savaştan sonra şifahen söylenmiş olup, ulaklar vasıtasıyla Zela’dan Roma’ya sözel olarak aktarıldı.

  3. “Veni – Vidi – Vici” sözleri iki kitâbeye yazıldı; biri Zile’de kaldı, diğeri İtalya’ya gönderildi.

  4. “Veni – Vidi – Vici” sözleri savaşı müteakip Sezar’ın atlı savaş arabasının arkasına yazıldı.

             Netice itibariyle şunu kesin olarak söyleyebiliriz ki : Bu sözler, savaştan sonra Iulius Caesar tarafından kat’iyetle söylenmiştir ama yıllarca yanlış bilinen anlatımıyla Zela’da kale içerisindeki bir sütuna (mil / mesafe taşına) ne yazık ki kazınmamıştır.
 

John Freely
Türkiye Uygarlıklar Rehberi - Anadolu 5. Cilt

            Zela'nın kuzeyindeki ovada, Romalılar ve Pontos kralları arasında iki büyük meydan savaşı yapılmış. İ.Ö. 67'de Pontos Kralı VI. Mithridates Eupator, Lucullus'un yardımcısı Triarius'un komutasındaki Roma ordusunu bozguna uğratmış. Yirmi yıl sonra (İ.Ö. 47) aynı ovada Mithridates'in oğlu II. Pharnakes, Julius Caesar'a yenilmiş, böylece Anadolu'yu kırk yılı aşkın süre kasıp kavuran Mithridates Savaşları son bulmuş. Caesar, ordusunu Pontos'a sürdükten beş gün sonra, sadece dört saatlik bir muharebenin ardından savaşı kazanmış.

            Caesar'ın büyük zaferinin çabukluğu, Roma'daki resmî geçitte büyük yankı getirmiş; yandaşları, üstünde "Veni, vidi, vici!" yani "Geldim, gördüm, yendim!" yazan pankartlar açmışlar.

.
BAŞKA BİR TARİHÎ BULUŞMA

             Zileli Arkeolog Kâmil Yaşar PAŞAY Beyefendi Nisan 2008'de TMO Genel Müdürlüğü'ndeki ofisime ziyârete geldiğinde konu her zamanki gibi Zile'ydi. Mehmet Âli ERDİN Ağabey'e tevcih ettiğim soruyu ona da sordum.

             Cevaben : Ufuk Bey Kardeşim, kısmet olursa Zile'ye ilişkin yapmış olduğum arkeolojik ve tarihî araştırmalarımı kitaplaştırmayı düşünüyorum. Bu kitapta henüz yayımlanmamış bir takım bilgileri bulmanız mümkün olacak.

M. Ufuk MİSTEPE, Kâmil Y. PAŞAY ve Bekir ALTINDAL
  
TMO Genel Müdürlüğü / Ankara

             Bazı Zileliler, Zile Kalesi kapı girişinde kulenin kaide çevresinde böyle bir "Veni - Vidi - Vici" kitâbesi gördüklerini söylediler ise de ben görmedim ve var olsaydı şimdi de görmemiz gerekirdi diye düşünüyorum.

             Ablamın bana anlattığı bir anıyı size aktarmak isterim. Gene Zile Kalesi kapısı girişinden itibaren sol tarafta yerde bir kaidede böyle bir yazıyı gördüğünü ablam bana söylemişti. Ama ben bunu da görmedim. Acaba yapılan tuvalet binası altında mı kaldı, yoksa çalındı mı ya da başka bir kitâbe miydi bilemiyorum! Kalede yapılacak arkeolojik bir kazının tarihe ışık tutacağından hiç kuşkum yok!

            Ama acı bir gerçek var ki kişisel çıkar uğruna Zile'nin Tarihî Eserleri çapulcularca talan edildi ve halen de edilmeye devam etmektedir. İşte asıl Zile'ye turizm adına zarar veren gerçek budur. Zile'de bugüne dek müze açılmamış olması ve değerlerin dışarıya kaçırılmasına göz yumulması!

            Geçmişteki başarısızlıkları bu tip çıkışlarla örtbas etmek isteyen insanların oyununa gelmemek ve konuyu bir daha gündeme taşımamak üzere Zileli ağzıyla şu soruyu sormak gerekir :

            "Zileli oldun da bu vakde gelünceye gadar hangi yaralu barmaa işedin?"

            Herkesin bildiği ama yazılı lisana dökemediği bu gerçeği böylece güvenle noktalamış olalım. Zile yalanla bina olunmayacak önemi haiz tarihî, kültürel alt yapıya sahiptir ve rakipsiz bir mimarî, âşık ve ozan kültürü vardır, inanç turizmi açısından değerleri yadsınamayacak derecede çoktur. O halde neler yapmalıyız?

            Zile'nin tarihî, kültürel altyapısı, mimarî zenginlikleri, âşık ve ozan kültürü ve inanç turizmi açısından yalan bir 'VENI - VIDI - VICI' sütun objesine ihtiyâcı yoktur! Bu söz zaten Zile'de söylenmiş ve tarihçiler tarafından da bu gerçek benimsenerek, literatüre tartışılmayacak bir biçimde girmiştir. Varsın sütun üzerinde kazınmış olmasın!

Mesafe Taşları'ndan iki tanesinin kaidesi 42 sene önce 1967'de Belediye'nin
işlerini yapan  inşaatçı İdris Usta'ya Ressam - Karikatürist Mehmet SEZEN tarafından yaptırtılmıştır.

            Sayın Mistepe, geçen günkü yazımda seneler önce ellerimle tespit ettiğim tarihî taş sütundaki "VİCİ" yazısına bakarak, kendimce bir takım yorumlar yapmıştım, tarihin en kısa mektubu bu olabilir diye. Bunun üzerine sizden aldığım mailde, bu yazının "VİCİ" değil de "VİCTVSAVG" olduğunu tarihî belgelere dayanarak bildirmeniz üzerine bugün kaleye çıkarak taş sütunu yakından inceledim.
            Evet çok haklısınız, belirttiğiniz kelime aynen var orada. Ancak "T" harfinin üstündeki çizgi bayağı silinmiş "I" harfi gibi görünüyor. Bir de sondaki "G" harfi tamamen silinmiş. Yani görünüm şöyle : "VİCIVSAV..?
            Bu konuda beni uyardığınız için size teşekkürlerimi arz ediyorum.
                                                                                                                                    Mehmet SEZEN
                                                                                                                                        29.05.2009 Zile

            Aşağıda yapmış olduğum tetkiklerde 'VENI - VIDI - VICI'nin bir Dünya Markası olduğunu ve markalaştığını görebilmekteyiz. Global pazarda tişörtten sigaraya, içit kupasından poşetli ürünlere varıncaya değin bu marka hoyratça kullanılmaktadır.

            Zile, 'VENI - VIDI - VICI' markasının patentli isim hakkına sahip olmalı ve bunu yöresel ürünlerinde, pazarlayacağı turistik objelerde, sınaî ürünlerinde, yayınlarında, reklâmlarda gururla kullanmasını bilmelidir. 'ZELA' ve 'VENI - VIDI - VICI' markası KALİTE ile paralel kullanılmalıdır. Kolonyasında birinci kalite, ambalajında birinci kalite ürünle piyasaya bu adla çıkamamışsa bu olgu da Zile'ye fayda yerine zarar getirecektir.

            'Zile'nin çıkış yapabilmesi KALİTE ODAKLI MARKALAŞMA'dan geçer' diye düşünüyorum. Önce hedef ortaya konulmalı ve bu hedefe ulaşacak projeler üretilmelidir. Projeye dayanmayan günübirlik atılımlar ancak geçici bir hevesten öte bir anlam ifade etmezler!

Erklärung :
http://bgweiz.at/unterricht/latein/stichworte/?sw=vvv
Veni vidi vici - Ich kam, sah und siegte -
drückt Tatkraft und einen schnellen Erfolg aus.

Mythologischer Hintergrund :
"Ich kam, sah und siegte.",
meldete der römische Imperator Gaius Julius Caesar (100 - 44 v. Chr.)
nach der gewonnenen Schlacht bei
Zela (47 v. Chr.) gegen Pharnakes II.,
König des Bosporanischen Reiches, nach Rom.

       

From Wikipedia, the free encyclopedia.
This history article is a stub. You can help Wikipedia by expanding it
http://en.wikipedia.org/wiki/Veni,_vidi,_vici

Kale'den Yeraltına İnen Dehliz ve Sütunlar

Veni, vidi, vici is a famous Latin phrase.
Originally it was the full text of a message sent by Julius Caesar to the
Roman senate, to describe his battle against King Pharnaces II of Pontus
near Zela in 47 BC. It translates as "I came, I saw, I conquered."

Today it is a common Latin term used often in business and sometimes
in social competition. It has also been misconceived as a sort of "magic word."
The television show Doug from Nickelodeon applied the term as such.

      

From Wikipedia, the free encyclopedia.
This article incorporates text from the public domain Catholic Encyclopedia.
Retrieved from "http://en.wikipedia.org/wiki/Zela"

(Redirected from Battle of Zela)

            Zela is a titular see of Asia Minor, suffragan of Amasea in the Helenopontus. In pagan times the city, which was situated on the Seylax, belonged to priests, equal in dignity to the princes of Pontus, lords of the territory. On the eminence which rises in the middle of the city stood a famous temple, consecrated by the Persian kings to their national divinities, Anahita, Vohu-Mano, and Anadates.

            Zela is famous for the victory of Mithridates Eupator over Valerius Trianus, lieutenant of Lucullus (67 BC), also for that of Caesar over Pharnaces (47 BC), after which he wrote his famous letter, "Veni, Vidi, Vici" (I came, I saw, I conquered).

            At first a mere hamlet, Zela obtained from Pompeii the title of city, and became the capital of a district allotted to Queen Pythadoris (Strabo, XI, viii, 4; XII, iii, 37; Pliny, "Hist. Nat.", VI, 8). It was finally ceded to Nero, with all Pontus Polemoniacus, by its last king, and remained part of the Greco-Roman empire until 1397, when the Turks seized it. According to a letter (72) of St. Basil, a council was held there by the Arians in the fourth century.

            Le Quien (Oriens christ., I, 541) mentions several bishops: Heraclius, at Nice (325); Atticus, at Chalcedon (451); Hyperechius (458), Georgius (692); Constantine (787); Paul (879). According to the "Acta Patriarchatus Constantinopolitani" of Miklosich and Muller (I, 69), there was a bishop at Zela in 1315; he was then named Metropolitan of Amasea; later the see was suppressed. For a while, Zela, known as Zilch, was a caza in the sandjak of Tokat and the vilayet of Silvas. It is now Zile, Turkey.

SEZAR YOLU ve Arnavut Kaldırımlar

Wars of the First Triumvirate (50 - 44 BC)
http://militaryhistory.about.com/cs/romancivilwa1/
Military History

            The First Triumvirate of the Roman Empire was led by Julius Caesar, Pompeius Magnus (Pompey the Great) and Marcus Licinius Crassus. With the death of Crassus at the battle of Carrhae, Pompey decided the time was ripe to assume absolute control of Rome. At Pompey's urging, the Senate demanded that Caesar cease his suppression of Gaul, relinquish all of his holdings, disband his army, and to return to Rome.

       

            If he failed to do so, the Senate promised to label Caesar a traitor. At the time, Caesar was commanding one legion in the Cisalpine region of Gaul. Under Roman law, a general could not bring any army into Italy without Senatorial consent. However, Caesar was infuriated by the Senate's demands and decided to push towards Rome. "The die is cast!" shouted Caesar as he crossed into Italy at the Rubicon River on January 11, 49 BC.

 

KÂMİL PAŞAY

 

ARKEOLOG

Zela sikkelerinde cephesi dört sütunlu bir tapınak görülmektedir. Kalede cephesi altı sütunlu ikinci bir tapınak daha vardı. Bugün bundan da hiçbir kalıntı yoktur.
http://members.lycos.co.uk/zile/altiagac.htm

ZELA Artemis Anaitis Tapınağı

Kaynak : Zela Definesi - Melih ARSLAN

            The war of the First Triumvirate, also known as the Great Roman Civil War, had begun. During the course of the war, some of the most famous names, quotes, and battles in history were present. Classic battles such as Dyrrhachium, Alexandria, and the brilliant Pharsalus further established Julius Caesar as one of the greatest military minds in history.

                 

            After his victory at the battle of Zela, Caesar sent a message to Rome claiming "Veni, vidi, vici." (I came, I saw, I conquered). And at the close of the war, Caesar's asassination in the Senate by Brutus and a group of conspirators became one of the most memorable events in history.

Zile Kalesi Giriş Kapısı ve Saat Kulesi

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE - 10.02.2003

http://www.gmtgames.com/gbca/vvv_main.html

            After some initial maneuvering, Caesar gained a good location for his camp, atop a fairly steep hill. While most of his cohorts were inside the camp, finishing its construction, Pharnaces, to Caesar's amazement, marched out (from his camp - Zela is some miles to the south) in full battle deployment.

            Thinking this was just one of those macho displays, he ignored the Pontines. Pharnaces, however, continued to move forward. When his troops started up the incline towards Caesar, the consul reacted quickly, ordering his in - camp cohorts out and into line.

                         

            The initial Pontine chariot charge did disrupt the Roman front line, but the arrival of the rest of the cohorts quickly restored order. The VI Legion pushed the Pontine Left Wing down the slopes, and the rest of the Pontines soon followed suit.

            The battle was over quickly, as Caesar noted in his dispatches to Rome :
Veni, vidi, vici. "I came, I saw, I conquered."

Maşat - Höyük Sarayı

Ressam : Ersal YAVİ

Zile Tanıtım 1994
(Hazırlayanlar : İlhan TRAK, Mustafa ZENGİN)

            Pontus Kralı MİHRİDATE VII., Kapadokya Kralı Arbaran VIII.'i mağlup ederek Kapadokya'yı eline geçirmiştir. (Mihridat Büyük lâkabı ile anılır. Çok bilgilidir. Tarihçiler bunun 22 lisan bildiğinden bahsederler.)

       
Okutulmak Üzere Arkeolog Kâmil PAŞAY Bey'e İletilen Kale İçi Lâtince Kitabelerin Fotoğrafları.

            Bu olay üzerine Kapadokyalılar Roma'dan yardım istemişlerdir. Roma'dan gelen SULLA komutasındaki kuvvetli bir ordu Mithridat'ı mağlup ederek Kapadokya'yı ele geçirmiştir. Mithridat eniştesi Diyarbakır Kralı Tifran'dan yardım istemiştir.

            SULLA'nın Roma'ya dönmesi, M.Ö. 78'de ölmesi üzerine Mihridat yeniden Romalılar'a savaş açmıştır. M.Ö. 67 yılında Amiral TRİARİUS ile Mihridates Zile'ye 5 km uzaklıktaki Skotios "bugün Altıağaç denilen mevkii" civarında karşı karşıya gelirler. Ancak savaşın galibi uzun bir süre belli olmaz.

Kale Mazgalından Zile Manzarası

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE - 10.02.2003

            Triarius'un mağlup olması ile Mihridates'in Anadolu'da başlayan ikinci hâkimiyeti de uzun sürmez. Roma Kumandanı POMPEYUS "POMPEYS" güçlü Mihridates'i M.Ö. 67 tarihinde ağır bir şekilde yenerek, ordusunu tamamen yok edip, Pontus ülkesini işgal etmiştir. Mihridates bunun üzerine M.Ö. 63 yılında intihar eder (İçtiği zehir etkisiz kaldığı için, kendisini bir askere öldürtür). Roma ile Pontus arasında yapılan ve yıllarca süren savaşlar sırasında asker ve sivil olmak üzere her iki taraftan on binlerce insanın ölmesi bölgenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

     

            Mihridates'in ölümü üzerine yerine geçen oğlu II. PHARNAKE "Farnas" Roma hâkimiyetini kabul eder. Bir müddet sonra Kayser'le Pompeis arasında çıkan ihtilâftan istifade ederek Roma'ya karşı ayaklanır. Bunun üzerine Roma diktatörlerinden YUL ÇESAR "Jül Sezar" orduları ile Suriye üzerinden Anadolu'ya oradan da Zile'ye gelir.

Surları Yavuz Sultan Selim yaptırdı.

1875 yılında yapılan Saat Kulesi
Ziya Paşa'nın hizmetlerinden
Roma Kumandanı SULLA yaptırdı.

Zile Kale Kapısı

            PHARNAKE daha önce babasının Amiral Triarius'u yendiği yer olan bugünkü Altıağaç denilen yerde Jül Sezar ve ordusu ile karşılaşır. (Zile'ye 5 km mesafedeki Yünlü Köyü'nün karşı yamaçları veya Yayla yolu ile Yünlü Köyü arasındaki bir yer olmalıdır).

            Çok çetin ve kanlı bir savaş olur. Sezar'ın ordusu büyük zayiat verirse de sonuçta II. Pharnake ağır bir yenilgiye uğrar. Zafer Sezar'ındır. Sezar uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra, 5 saat gibi kısa bir süre içerisinde elde ettiği zaferin sevincini Zile'den Roma'ya bildirir. Zile'de ilâhî törene nail olan Sezar'ın, kısa ama anlamı büyük olan bu mektubundaki "VENİ - VİDİ - VİCİ" "GELDİM - GÖRDÜM - YENDİM" sözlerini silindirik mermer bir taşa yazdırır.

Pontos Kralları'nca Dikilen Mesafe (Mil) Taşı

ALTIAĞAÇ
ROMALILAR'IN ZİLE SAVAŞLARI
KÂMİL YAŞAR PAŞAY - ARKEOLOG
http://unyezile.net/altiagac.htm

            Bahsettiğimiz her iki savaş da, Zile'de ALTIAĞAÇ denilen mevkide olmuştur. İki muharebe de aynı yerde, Zile'ye üç Roma mili (beş kilometre uzaklıktaki Skotios Dağı'nda yapılmıştır. Burası bugün Yünlü Köyü ile Bacul (Yaylayolu) Köyü arasındaki sahadır.

            Romalılar'ın yenildiği ilk savaşta harp alanından kaçan Romalı süvariler Şahinkayası civarında Yeşilırmağı (İris) geçerek, karşıda canlarını kurtarmışlardı.

Sezar
"Geldim - Gördüm - Yendim"

"Veni - Vidi - Vici"
Sezar'ın Savaş Haritası

Kâmil Yaşar Paşay Arşivi
Kale, Roma Kumandanı
SULLA tarafından yaptırıldı.

Zile Kale Kapısı

            Fransız Arkeolog G. Perrot 1862 yılında yayımladığı haritada savaş yerini, Altıağac'ı ve Dereboğazı'nı net olarak göstermiştir. İlerde bu alan turistik bölge olabilir, en azından, dikilecek bir levhayla tanıtılabilir.

Zile'nin Uçaktan Çekilmiş Bir Fotoğrafı

Fotoğraf : TRT Tar Sanatçısı Bedri ÖZDEMİR

 

http://heraklia.fws1.com/timeline/index.html
02 08 47 B.C. Julius Caesar

Caesar again appointed dictator, this time for one year in absentia. Antony, his Master of the Horse,
maintains order in Italy. In March, Caesar's forces relieved by reinforcements from Asia Minor;
on March 27, he is victorious in battle on the Nile. Death of Ptolemy. Caesar installs Cleopatra as Queen
and cruises the Nile. Pharnaces of Bosporus defeats Roman army under Domitius Calvinus in Pontus.
In early June, Caesar leaves Egypt, moves against the king of Pontus, Pharnaces II (Mithridates' son).
On August 1, defeats Pharnaces at
Zela ("I came, I saw, I conquered"). At the beginning of October,
Caesar (dictator) arrives in Rome; further legislative reforms including reorganizastion of debt laws.
On December 28, Caesar and his legions return to the coast of Africa to defeat the remaining Pompeian forces.
Since 48, the optimates have been collecting armies in the African Province.
Cleopatra bears Caesar a son, nicknamed Caesarion.

 

 

The Columbia Electronic Encyclopedia,
6th ed. Copyright © 2004, Columbia University Press

http://www.factmonster.com/ce6/history/A0853336.html

Zela, ancient city of Pontus, NE Asia Minor. There Mithradates VI
defeated Triarius c. 67
B.C., and in 47 B.C. Julius Caesar defeated Pharnaces,
king of Pontus, recording the victory in his famous dispatch “
Veni, vidi, vici
[I came, I saw, I conquered]. It is the modern
Zile, Turkey.

                                   
 Julius Caesar Büstleri ve Sezar Dönemi Madenî Sikkeler            

"Veni, vidi, vici"
http://es.wikiquote.org/wiki/Julio_C%C3%A9sar
Traducción: Llegué, vi y vencí.

Nota: Escrito en un informe enviado a Roma en 44 adC
después de haber conquistado Pharnaces y
Zela en Asia Menor en solamente cinco días.

02 08 47 B.C. Julius Caesar says,
"I came, I saw, I conquered" defeating Pharnaces at
Zela
http://www.suprmchaos.com/bcEnt-Fri-80301.index.html

                   

What is Zela, and where is it?
http://www.fargonasphere.com/piso/#Veni%20Vidi%20Vici%20Via%20Veritas%20Vita

     

Map showing some of the major battles of the late-Republican period

 

Zela Tyrkiet
Krige i det første Triumvirat, 47 f.Kr.
http://www.futura-dtp.dk/SLAG/SlagZ/Zela.htm

 

I sommeren 47 f.Kr. forlod Julius Cæsar Egypten for den romerske provins
Syrien. Her var en ny trussel mod hans styre ved at udvikle sig fra nord.
Pharnaces II, søn af den resolutte Mithridates VI, havde etableret sig i
Pontus på den sydlige bred af Sortehavet. Tidligere på året havde han slået en
romersk styrke på flugt ved Nicopolis. Cæsar marcherede nu for at møde ham med
syv legioner. Mens romerne slog lejr den 2. august nær
Zela (Zile) i det nord-
centrale
Tyrkiet, gik Pharnaces pludseligt til angreb. Men de disciplinerede
legionærer nægtede at gå i panik. De samlede sig hurtigt i kampformationer og
overmandede de dårligt trænede pharnacianere. Cæsar rapporterede i en lakonisk
besked tilbage til Rom :
Veni, vidi, vici. Efter at have genskabt orden i Østen,
sejlede 
Cæsar mod Tarentium og Italien i september.

 

 

http://www.ntvmsnbc.com/news/295876.asp?cp1=1

Sezar, Zile’de kaleye taş bir kitabe yaptırarak, dünyaca ünlü bu sözünü
oraya da yazdırır. Şu anda
Zile Kalesi’nde bulunan mermer sütunları ziyaret etmek için
her yıl çok sayıda turist ilçeye gelirken, bazı tarihçiler bu kitabenin
Sezar tarafından yapılan asıl kitabe olmadığını, gerçek kitabenin çalındığını ve nerede olduğunun
tespit edilemediğini belirtiyor. Ancak yine tarihçiler tarafından, bu sözün
Zile İlçesi’nde söylendiğinin tüm kaynaklarda geçtiği de ifade ediliyor.


http://www.goldenhorn-rotary.com/ercu/ERCU_FLASH_tur.html
 

Zile Makaleleri Sayfasına  

Dönmek İçin TIKLAYINIZ

YAZDIR