(Bu sayfa en son 31 Ocak 2004 tarihinde güncellenmiştir.)







Yeşil bir yaşam yolu trafik@yahoogroups.com üyeliğiyle yeşerir.

 

Prof. Dr. - Ing. Mehmet YÜKSEL
http://myuksel.pamukkale.edu.tr/13_05_2002.htm

            İnternet kullanıcıları bilir; gün geçtikçe internet çerçevesinde oluşan çeşitli grupların sayıları artmakta, bir nevi sanal gibi görünen, fakat çok gerçekçi ve kısmen de çok güçlü sosyal topluluklar oluşmaktadır.

            Bu gruplardan biri de Ankara Üniversitesi adlî tıp uzmanı Prof. Dr. İ. Hamit Hancı tarafından yönetilen trafik@yahoogroups.com adresindeki trafik grubudur. Dünyanın her kıtasında yaşayan Türkler, vatanlarındaki trafik kepazeliğini bildikleri için bu gruba ilgilerini esirgememektedirler.

            Resmî ve özel kişiler bu gruba üye olur ve görüşlerini yazarlar. Bunların içinde son derece yararlı olanları çoğunluktadır.

YAHOO!Groups
http://groups.yahoo.com/group/trafik/
trafik@yahoogroups.com

            [TRAFİK] mektuplaşma listesi bu alanda çalışan değişik disiplinlerdeki meslek mensuplarının iletişimini arttırmak amacıyla Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adlî Tıp Anabilim Dalı tarafından oluşturulmuştur.

            [TRAFİK] grubuna üye olmak için adınız soyadınız, işiniz ve telefon numaralarınızı belirten bir mesajı hamithanci@e-kolay.net  ya da hamithanci@yahoo.com  adresine göndermeniz gerekmektedir.

            Üyelikten çıkmak için trafik-unsubscribe@yahoogroups.com  adresine boş bir mail gönderiniz.

            Bu listeye üç farklı tipte üyelik mevcuttur.

            "E-mail" tipi üyelik her e-mailin adresinize yollanmasını sağlar. "Digest" tipi üyelik gün sonunda tüm mesajları içeren tek bir e-mail yollanmasını sağlar. "Web only" tipi üyelik size e-mail yollamadan yeni mesajları web'den kontrol etmenizi bekler.

            Ayarlarınızı Daily Digest'e çevirmek için : trafik-digest@yahoogroups.com
            NoMail/WebOnly'ye cevirmek için : trafik-nomail@yahoogroups.com
            Tekrar normale dönmek için : trafik-normal@yahoogroups.com  adresine boş bir mail atınız.

            Bunları kendiniz düzenleyebileceğiniz gibi , bize bildirdiğinizde sizin yerinize düzenleyebiliriz.

 

TÜTEV
Türkiye Trafik Eğitimini Geliştirme ve Kazaları Önleme Vakfı
http://www.tutev.org/trs.php

TÜTEV Yazışma Adresi :
 Üsküdar Cad., No. 97/2     81410 - KARTAL/ İSTANBUL
tutev@tutev.org

 

Milliyet Gazetesi
http://www.milliyet.com.tr/1998/04/16/haber/hab04.html

Kurslar denetlenmeli

            MİLLİYET'in başlattığı trafik kampanyasına yurdun her köşesinden faks ve telefon yağıyor. Ortak sorunumuz haline gelen ve çözümünde seferberlik başlatılması gereken trafik terörüne karşı yapılması gerekenlerle ilgili okurlarımızın görüş ve önerileri şöyle :

            * Tomris Uraltaş (Sigortacı) : "Trafik içinde başıboş bir şekilde dolaşan motosikletli kuryelerden şikayetçiyim. Sürücü ve yayaları tedirgin ediyorlar. İnsanların hayatını tehlikeye atıyorlar. Üzüntüm, polisin bunlara seyirci kalması."

            * Gürsel Yılmaz (Bankacı) : "Türkiye'de yollar müsait değil. Trafik kuralları ihlâl ediliyor. Eğitimsizlik var. Bilgisiz ve acemi şoförler yola çıkıyor."

            * Tayyar Çıngıgiray (Serbest) : "Sürücü kursları, öğretmeden kesinlikle ehliyet vermemeli. Trafik polislerinin rüşvet alması önlenmeli."

            * Metin Özyurt (Emekli) : "Polis ve yetkililer trafik ilmini öğrensinler. Trafik işaretlerini tam bilmeyen polisler ve trafikçiler var."

            * Jale Özcan (Emekli) : "Konya terminali çıkışında polis, bulunduğumuz otobüste yedek şoför olmadığı için bekletti. Yedek şoför geldikten sonra otobüsün gitmesine izin verdiler. Buraya kadar güzel, ancak yedek şoför yolda tekrar indi. Denetim yol güzergâhında da yapılmalı."

            * Cemal Demirel (yüksekokul sekreteri) : "Devlet memuriyeti yapabileceklerin seçimi ve denetimi gereği gibi yapılırsa sorun her bakımdan çözülür. Hatalı sollama ve aşırı hızın cezası ağırlaştırılmalı."

            * Niyazi İpek (İşadamı) : "Cezaların arttırılması trafik polisinin maaşı yükseltilmedikçe sorunu çözmez. Polisin maaşı iyileştirilmeli. Rüşvet alan affedilmesin."

            * Sinan Özcan (Mühendis) : "Direksiyon başına oturan az önce kendisinin yaya olduğunu unutuyor. Bütün dünyada uygulanan yayaya öncelik kuralı ülkemizde tam tersine işliyor."

            * Zeki Aydemir (Muhasebeci) : "Kampanyanızı yürekten destekliyorum. Polis nokta görevi yapmasın. Ek aksesuarlar yasaklansın. Polis şikayetleri ciddiye alsın."

            * Sultan Avşar (Emekli öğretmen) : "Sürücü belgeleri de araçlar gibi beş yılda bir kontrol edilip bandrol verilmeli."

            * Ömer Işıklı (Mimar) : "25 yıldır araba kullanıyorum. Kampanyanız için teşekkür ederim. Televizyonlarda da herkesin izlediği bir saatte böyle programlar yayınlanmalı. Kamyon kazaları daha çok oluyor. Kamyonlar büyük tehlike."

            * Ertan Taştan (Teknisyen) : "Kavşaklardaki işaret levhaları, yeterli mesafelere konulmuyor. İşaret son anda görüldüğü için tehlike meydana geliyor."

            * Ahmet Yaşar Turan (Muhasebeci) : "Akşamları çok şiddetli sis lâmbaları görüş alanımızı daraltıyor."

            * Betül Öney (Ev kadını) : "Durakların önüne park etmek yasalara aykırıdır. Belediyelere gidip şikayet ettim. Avrupa'da olsa hemen gerekli işlemler yapılır, ceza verilir. Ancak bizde şikayet mekanizmaları yeterince çalışmıyor."

            * Burhan Özkara (Memur) : "Fahrî Trafik Müfettişliği yaşı 35 yaşına çekilsin. İki yıldır çok istememe rağmen fahrî müfettişlik yapamıyorum."

            * Meral Yüksel (Emekli) : "Trafik kazası yapmış araçların satın alınarak genelde trafik kazalarının yoğun olduğu yerlerde anıt olarak konulmasını istiyorum. İbret olsun."

            Koray Seçkin yazıyor :

            İlk uygulanmaya başladığı sıralarda kendisine Fahrî Trafik Müfettişleri tarafından ceza yazıldığını söyleyen bir çok kişiyle karşılaşıyordum. Oysa son 1 - 2 yıldır hiç böyle bir durumla karşılaşmadım.

            Fahrî Trafik Müfettişliği uygulaması sona mı erdi acaba? Veya etkinliği mi azaldı?

Kocaeli Emniyet Müdürlüğü
http://www.izmitnet.com/emniyet/news_detail.asp?newsid=-362000009&pg=1

Fahrî Trafik Müfettişliği Uygulaması

            Ülkemizde yürütülen trafik denetim hizmetlerinde görevli personele yardımcı olmak, sürücülere her zaman ve her yerde denetlendikleri duygusunu yerleştirmek ve yurttaşlarımızın doğrudan denetime katılımını sağlamak amacıyla 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda 17.10.1996 tarih ve 4199 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılarak Fahrî Trafik Müfettişliği uygulamasına geçilmiştir.

            Fahrî Trafik Müfettişleri'miz ülkenin her yerinde görevli olup, yer ve zaman sının bulunmamaktadır. 01.05.1997 tarihli Resmî Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren Fahrî Trafik Müfettişliği Görev ve Çalışma Yönetmeliği'ne göre Fahrî Trafik Müfettişi olacaklarda aranan şartlar :

            a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak,
            b) En az kırk yaşında olmak,
            c) En az yüksekokul mezunu olmak,
            d) En az on yıllık sürücü belgesi sahibi olmak,
            e) Asli kusurlu olarak ölümlü veya yaralamalı trafik kazasına sebebiyet vermemiş olmak,
            f) Müracaat tarihinden geriye doğru toplam beş yıl içerisinde, hakkında 100 ceza puanı uygulaması sonucu
                sürücü belgesinin geri alınmamış olması,
            g) Kamu hizmetlerinden yasaklı olmamak,
            h) Taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere, ağır hapis veya
                6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlara, zimmet,
                ihtilâs, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolaylı iflâs gibi
                yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlâk kaçakçılığı hariç, kaçakçılık,
                resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü
                bulunmamak.

            Bu Yönetmelik'teki şartlara haiz kişilerden Fahrî Trafik Müfettişliği'ne istekli olanlar;

            a) İki adet vesikalık fotoğraf,
            b) İkametgâh belgesi,
            c) Sabıka kaydı belgesi,
            d) Sürücü belgesi fotokopisini

            dilekçelerine ekleyerek, ikametinin bulunduğu İl Valiliği'ne müracaat ederler. 2002 Haziran ayı itibariyle ülke genelinde halen 9.760 Fahrî Trafik Müfettişi görev yapmakta olup, eğitim ve kimlik tanzim işlemleri devam eden 1.251 Fahrî Trafik Müfettişi adayı ile bu sayı 11.011 kişiye ulaşacaktır.
                                                                                                                                                                        EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TRAFİK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI

Zaman Gazetesi
http://www.zaman.com.tr/2002/02/28/kadin/h2.htm

Fahrî trafik müfettişinden kadın sürücülere trafik tavsiyeleri :

Zaman Gazetesi
http://www.zaman.com.tr/2002/02/28/kadin/h1.htm

Trafikteki tacizciler kadın sürücülerin hayatını tehdit ediyor

            Trafiğe çıkan kadın sürücülerin sayısı her geçen gün artıyor; ama seyir halindeyken, erkek sürücülerin tacizleri ve sıkıştırmaları birçoğuna zor anlar yaşatıyor ve bayanların hayatlarını tehdit ediyor. Kadınların yaşadıkları taciz olayları, erkeklerin bu durumu hâlâ kabullenemediklerini gösteriyor.

            Özel bir şirkette muhasebe müdürlüğü yapan Nilay Gün beş yıllık tecrübeli bir sürücü. Şirinevler’deki evinden Gaziosmanpaşa’daki işine gitmek için her gün kullandığı E–5 otoyolunda birçok kez sıkıştırma olayıyla karşılaşmış. Erkeklerin sol şeride girmesine kesinlikle izin vermediğini ve eğer girdiyse sürekli rahatsız ettiklerini söyleyen Nilay Gün’ün en çok yaşadığı sorunlardan biri de özellikle taksi ve minibüslerin sağa ve sola dönüşlerde yol vermemeleri. Nilay Hanım’a göre, erkek sürücülerin çoğu, yol hakkı bir kadında değil de her durumda kendilerindeymiş gibi hareket ediyor. Kendisinde olan yol hakkını vermediği için kasten çarpıp kaçanlar bile olmuş Nilay Gün’ün arabasına.

            Bir sabah Edirnekapı kavşağında dönerken önüne geçmesine izin vermediği bir minibüs kasten çarpmış ve kaçmış. Plâkasını alıp polise bildirmiş; ama onlar da bir şey yapamamışlar. Kadın sürücülerin kullandığı arabalara sadece korkutmak için çarpanlar da oluyor. Başına gelen bir olayı şöyle anlatıyor Nilay Hanım: “Bahçelievler’de bir ara sokakta seyrederken genç bir sürücü kasten çarptı ve hızla uzaklaştı; ama plâkasını aldım. İspat edemeyeceğim bir durum olduğu için polise değil de babama verdim. Babam sormuş soruşturmuş ve çarpan kişiyi bulup, genç bir kadına böyle bir hareket yaptığı için utanıp utanmadığını sormuş sadece o kişiye.”

            Kadın sürücülere sadece sabır dileyen Nilay Gün’ün bir de özeleştirisi var : Nilay Gün, kadınların araba kullanmayı çok iyi öğrenmeden trafiğe çıktıklarını söylüyor ve trafikte tecrübenin çok önemli olduğunu vurguluyor.

            Nilay Hanım hiç gasp olayı yaşamamış; ama kadın sürücülerin trafikteki en büyük sorunlarından biri de kaza süsü verilerek gerçekleştirilen hırsızlıklar. Kültür Sürücü Kursu’nda Trafik ve Çevre Bilgisi dersleri veren Fahrî Trafik Müfettişi Halil Zıvalı, kadınların arabalarını soymak ya da çalmak isteyenlerin en çok uyguladıkları bu taktiği şöyle anlatıyor : Gaspçılar, özellikle akşam saatlerinde yalnız başına trafikte seyreden bir kadının arabasına arkadan hafifçe çarpıyorlar. Telaşla arabasını durdurup inen kadın, anahtarlarını ve çantasını bırakıp arkaya geliyor ve çarpan aracın sürücüsüyle birlikte hasara bakıyor. Bu sırada başka bir kişi de açık bırakılan arabaya biniyor ve hızla uzaklaşıyor. Kadınla konuşan kişi de hemen olay yerinden ayrılıyor. Anahtarları aldığı halde kapı açıksa arabada kalan çantayı ve değerli eşyaları çalıyorlar. Bu taktik erkeklere pek yapılmıyor; çünkü kavga çıkması ihtimali var.

            Trafikteki taciz olaylarını polise bildirseniz bile açık bir trafik ihlâlini görmeyen görevliler kanunen bir şey yapamıyor. Bu tür suçlar; ancak takiple anlaşılabiliyor ve kural ihlâline göre ceza yazılıyor. Kadınların kurallara uyma noktasında erkeklerden daha dikkatli olduklarını belirten Halil Zıvalı, trafikte kadın sürücülere zor anlar yaşatan erkeklerin bunu, öncelikle kadın oldukları için, sonra da zayıf gördükleri için yaptıklarını vurguluyor. Kadınlara, duygularıyla değil akıllarıyla hareket etmelerini ve inatlaşmaya gitmemelerini tavsiye eden Zıvalı “Trafikte yapılan bir tek yanlış hareket insanın doğrudan yaşamını tehdit ediyor.” diyor.

Yeni Çağ Yeminli Malî Müşavirlik
http://www.yenicagymm.com/yazi-trafik.html

 Okan İnanç'ın Yazıları

FAHRÎ TRAFİK MÜFETTİŞLİĞİ VE TRAFİKLE İLGİLİ GÖRÜŞLER

            Ben; ilk müracaat edenlerden olmak üzere "Fahrî Trafik Müfettişi"yim. İlk 50 adetlik tutanak koçanını büyük bir özveri ile çalışarak tanzim ettim. 20.07.1998 tarihinde Trafik Müdürlüğü'ne gönderip, cevabını alamadığım bir yazımdan sonra da artık bu konu ile ilgili hiç bir umudum kalmadı.

            Bence; trafiğin cinayete dönüşmesinde kısa vadede sadece denetim çözümdür. Ancak bugünkü gibi yetersiz, isteksiz, tam anlamıyla baştan savma denetim değil. Para cezaları çözüm değil. Altında 40 milyarlık araç olan birini para cezası ile denetlemek mümkün mü? Ancak; araç alıkoyma, zorunlu kursa gönderme, geçici ruhsata el koyma gibi zaman kaybettirici yasal cezalar çok daha caydırıcı olacaktır.

            İstanbul'da, sıkı yönetimli günlerden bir uygulama hatırlıyorum. Kurslardan geçirilmiş inzibat erlerinden onlarcası İstanbul'a dağıtılarak trafik düzenlemesi ile görevlendirilmişti. Görevli; hata yapan sürücülerin ehliyetlerini topluyor, birikince en yakın trafik ekibine vererek ceza makbuzu kesilmesini temin ediyordu. Buradaki asıl ceza para cezası değil, ceza kesilmesini beklemedeki zaman kaybı idi. Bunlar gibi tedbirlerle istenirse yaygın denetim sağlanabilir diyorum. Ama istenirse.

            Ben artık Fahrî Trafik Müfettişi olarak, neticeye ulaşılıp ulaşılmadığını bilemediğimden artık tutanak düzenlemiyorum. Benim gibi başkaları da varsa ve eğer siz de uygun görürseniz bundan sonra tespitlerimizi size gönderelim. Ne dersiniz ? Saygılarımla...

 

Milliyet.com.tr
http://www.milliyet.com.tr/1999/01/19/yasam/yas03.html

Bayram hâfiyeleri
Otobüs yolcularından bazıları fahrî müfettiş gibi görevlendiriliyor

            Fahrî Trafik Müfettişleri'nin yanı sıra, otobüs terminallerinde, herhangi bir yolcuya da kontrol görevi verilmeye başlandı. Sürücüyü hâfiye gibi izleyen trafik ajanının, kusurlu gördüğü durumlara müdahale edebileceği ve kural tanımaz sürücüyü en yakın polis merkezine bildireceği kaydedildi.

            Aydın Emniyet Müdürü Tekin Akın, İçişleri Bakanlığı'nın tâlimatına göre hareket ettiklerini belirterek, "Kentimizde 25 fahrî müfettiş var. Ayrıca şehirlerarası otobüslerde ehliyeti bulunan bir vatandaşı kontrolle görevlendiriyoruz. Bunlara belge veriyoruz. Amacımız caydırıcılık" dedi.

            Bodrum'a tatil için yolcu taşıyan otobüslerin sayısı artarken, fahrî müfettiş Galip Baran da yollara düştü. Emekli Baran, gönüllü trafikçi Bodrum Lisesi 2. sınıf öğrencisi Sezer Şahinbaş'la, Milas'tan otobüse binip, yolcu gibi Bodrum'a gelirken, sürücüleri denetliyor.

Hız Kesiciler, Belediyeler ve Trafik

            Kimden : Metin Özyurt 17.10.2003/07:45
            Kime :
trafik@yahoogroups.com

            Sayın T. SİPAHER; Polis, araç tesciliyle, ehliyet verilmesiyle ilgilenmemelidir; çok doğru. Konusunda uzmanlaşmalı. Yerel yönetimler trafik işaretlerini koyar, uygun gördüğü sokağı ve meydanı trafiğe kapatabilir, gerekirse kente kamyon sokmaz, çok doğru. Ama o belediyede trafik bilimini bilen, uzman kadrolar vardır. (Bizim Belediyelerimizde ?? ) Ama bunları yaparken uzman ama, aynı zamanda pratiğin içinde olan polise danışır, polisin onayını almadan yapmaz.

            Sevgili arkadaşlar, trafiğimizin düzelmesi için her şeyden önce ORTAMIN DÜZELMESİ gerek. Ortamın düzelmesine öncülük edecek olanlar da büyüklerimizdir. Yani Milletvekilleri, en üst kademeden en alt kademeye kadar Polis'imiz, Valiler ve Kaymakamlar, Hâkimler ve Savcılar, ordumuzun üst kademesi, Belediye Başkanları. Bunlar kurallara uyarlarsa düzelme başlar. Yoksa ağır cezalarla veya eğitimle hiç bir yere varılamaz. Daha önce yazmış olduğum gibi, Okumayı askerde sökmüş 200 sürücümüzü buradan, örneğin Almanya'ya gönderin, orada da altlarına birer araç verin ve trafiğe çıksınlar. En geç 10 gün içinde oradaki tüm kurallara uyacaklar, ora trafiğine uyum sağlayacaklardır. Çünkü orada ORTAM ÖYLEDİR. Bizdeki ortam nasıldır ??

            Sayın E. Şahbal " .... eğitim uzun vadede hem kalıcı hem etkili iz bırakır " diyor. Buna ben kesinlikle katılmıyorum. Sürücüye neler ve nasıl öğretilecek? lütfen beni aydınlatınız. Yok ana okulu, ilkokul diyorsanız buna da maalesef katılamıyorum. Çünkü ortam bozuk. Geçen seneye kadar hemen her gün en az 1 saat yaya geçitlerini gözlemledim. Yayalara kırmızı yanıyor ama, gelen araç yok.

            Elinde çocuğu olan anne veya baba kırmızıda geçecek, çocuk itiraz ediyor. "anne dur, yeşil yanınca geçmeliyiz, öğretmenimiz öğretti " diyor. Anne, "boş ver, bak araç geçmiyor, yol bomboş" diyor ve çocuğunu zorlayarak yürütüyor.

            Karayolları Trafik Eğitim Yayınları Tebliğ No. 17 : Diğer konularda olduğu gibi trafik konusunda da onlara İYİ ÖRNEKLER VERMELİYİZ. Yalnız DOĞRUYU SÖYLEMEK MAKSADI SAĞLAMAZ, ÖNEMLİ OLAN BİZZAT DOĞRUYU YAPMAKTIR." diyor. Ortamda bizzat doğruyu yapan yoksa veya pek azsa, ekabirlerimiz ve biz orta veya orta üzeri yaştakiler yeni yetişenlere doğru örnek vermiyorsak küçüklere verilecek eğitim sadece zaman kaybettirir.

            Sayın Ufuk Dolak, sorularınızdan sadece 1 ve 6'yı cevaplayabilirim. Hız kesici (kasis) yapmanın anlamı "Ben yasaklar, kurallar koyuyorum ama sana söz geçiremiyorum. Ben de yolu bozup, yolu yol olmaktan çıkarayım da sende gör" demektir.

            Türkiye dışında kullanılıyor mu? Yaklaşık 35 sene tüm Avrupa'da arabamla dolaştım, görmedim. Bırakın kasis görmeyi, bizde bazı yaya geçitlerinde ve otoyollarda gördüğümüz fosforlu kabaralar, Avrupa'nın pek çok yerinde yasaklanmıştır. Titreşimle aracınızın ayarlarını bozar, bazı somun ve vidaların gevşemesine, oto lâstiklerinizin berelenmesine neden olabileceği bilimsel olarak ispatlanmıştır.

            Çalışmalarınızda başarılar dilerim, kolay gelsin. Herkese sevgi, saygı ve selamlar.
                                                                                                                                                        Metin ÖZYURT

 

 Trafik Haftası ve Fahrî Müfettiş
http://www.merhabagazetesi.com.tr/arsiv/2002/05/06/musahede.htm

            Trafik Haftası içindeyiz. Trafikle ilgili kuruluşlar çeşitli etkinlikler yapıp, kitap ve broşürler dağıtıp TV'lerde program düzenlemektedirler. Bizlere verilen bilgilerle, aslında ehliyet alırken yükümlü olarak sözde (!) eğitimle öğrendiğimiz, trafikte yapılması gereken hareket ve kuralları, bir daha hatırlatmaya çalışacaklar.

            Bir çok yazarlar gibi bendenizin de yıllarca yazdığı, trafikle ilgili görüş ve teklifleri tekrarlamaya gerek yok. Zaten, "...Para cezası parası olanlara tesir etmez, ehliyeti alınmalı, hapis cezası paraya dönüştürülmemeli..." tezimizden bazıları kapsama girdi. Canavar pusu kurdu, kol geziyor, tatile çıkmadı vb. gibi ucube yaratanlarımıza, "Böyle bir ucube yok. Direksiyonu kapan bizlerin ruhî canavarlığı" diyorsak da, hâlâ devamı yeğliyorlar...

            FAHRÎ MÜFETTİŞ...

            Birkaç haftadır, öncekilere ilâveten yeni Fahrî Trafik Müfettişi adaylarına seminer verildi. ilk gurupların alışı sonu bu Pazartesi de son grup törenle alacak. Sabıkası olmayan, yüksek tahsilli, on yıl ehliyetli, ölüm ve yaralanma sebebiyeti vermemiş, beş yıl içinde ehliyeti alınmamış, kamu hizmetlerinden yasağı bulunmayan kırk yaşındaki her vatandaş başvurabiliyor. Araştırma neticesi uygun bulunanlar seminerde de başarılı olmuşlarsa, kimlik kartları veriliyor.

            Yapacakları işlem, öyle bazılarının ifade ettiği, hattâ Müfettiş kelimesinden esinlenerek amacı yönünde arzular içinde çaba gösterenlerin düşündüğü (!) yetkilerle donatılmış değil. Aslında bu gönüllülere Müfettiş değil "Haber verici" desek daha yaklaşımlı olabilir. Hepimizin yapması gerekip, nemelâzımcılığı bırakmak suretiyle trafik kurallarına uymayan olayları cep dahil telefonla şehir kodu ilâvesiyle 155'e (ücretsiz) bildirebilmemizin resmî ihbar tutanağına geçerek işlem görmesidir.

            Sürücü veya vasıta sahiplerine muhatap olmadan, bir nevi kendini belli etmeden yazacağı tutanak için, vasıta durdurmaya, belge ve alkol kontrolü yapmaya, tutanak sırasında kişilerin görüp, münakaşasına veya bazılarının açıkça ifade ettiği arzulardan olan saygınlık (!) görmeye sebebiyet verecek işlemlere yetkili değil. Hele hele birilerine sebepsiz "ben sana ceza yazayım da gör" havasına giremezler. Bu şekil işlemi olanların kimlikleri derhal iptal edilebilmekte.

            Bu hususlar seminerde bilgi veren ilgililer tarafından her seferinde üstüne basa basa açıklamalı şekilde belirtilmekte. Demek ki bu yönlere gidenler olabilmiş. Ayrıca kimseye ve trafik akımına zararı kesinlikle olamayacak, yasak kurallarına uymayanlar için tutanak tutmaya bel bağlamamalarını da ifade etmektedirler.

            Seminerin son günü konuşma yapan, Emniyet Müdür Yardımcıları'ndan sayın Erdoğan Akyüz ve sayın Gürbüz Bahadır da aynı konulara değinip "Bizler vatandaşa ceza yazma eğiliminde asla değiliz. Uyarmaya daha çok önem verip bilgilendirme gayreti içindeyiz." Derlerken sayın Akyüz'ün önemli bir uyarısı oldu. "Kırmızıda geçen sürücünün o andaki durumuna da bakmalı. Belki hızlı gelişi ile aniden durursa devrilme savrulma olayı olup çevreye de çok zarar verebilecek. Keza arkasından hızla gelenin bindirme olasılığı varsa kazaya ve kimseye zarar vermeden geçmişse müsamaha edilebilmeli" örneğini verdi.

            Sadece bendeniz değil seminerdeki öğretim üyesi, serbest meslek sahibi, emekli öğretmen vb.'den müteşekkil saygınlı ve aydın grupta aynı görüşte birleşiyorlardı. Polis camiasının halkımızca düşündüğü o sert tavır, hareket ve konuşmaları, devleti daha çok düşünüp kanun ve kuralları mutlaka uygulamaları görünümü haylice kaybolmuş. Sevecen, kardeşçe hareket ve konuşmalar içinde bulunurken, sorulara cevaplar verişlerinde neşe verecek cümlelerle ifade etmekteler. Büyük bir aşama. Buna ister eğitimim rolü ister insanlık düşüncelerinin ağır basması deyin. Böyle bir teşkilâtın mensuplarını yürekten kutlar, darısı diğer teşkilâtlara derim.

 

Merhaba Gazetesi
http://www.merhabagazetesi.com.tr/arsiv/2002/03/07/takip.htm

Trafiğe ilişkin bir kaç not

            Trafik kazalarının sayısında ve kaza sonucu ölümlerde ciddi bir azalma olduğu söyleniyor. İstatistik bilgileri ile de bu gerçekler destekleniyor. Konunun etrafında gördüğüm birkaç noktayı görüşlerinize aktarmak istedim.

            Fahrî Trafik Müfettişleri var. Kazaların azalmasında, trafik magandalarının kendilerine çeki düzen vermelerinde, trafik akışının düzenli hale gelmesinde katkıları olduğuna inanıyorum. Ancak, bir husus kafama takılıyor. FTM'nin, yargısız infaza kadar uzanabilecek yetkisi var. Bir FTM, yol kenarına oturur, eline bir gazete alır veya önüne bir çiçek sepeti koyar ve trafik kurallarını ihlâl edenlerin listesini oturduğu yerden çıkarıp cezaları yazabilir. (mi?)

            Bu böyle olursa, sürücüye, cezalandırmada esas olan "kendini savunma hakkı" ne zaman ve nasıl verilmiş olur? Daha doğrusu bu hak verilmiş olur mu? "Arkadan" veya "plâkaya" ceza yazmak olarak tâbir edilen bu husus ne kadar âdil ve ne kadar hukukî?

            Vatandaş arabasının vizesini yaptırırken veya satış sonrası Maliyeden "borcu yoktur" belgesi alırken, "plâkaya" yazılmış bir ceza ile karşılaşıyor ve cezayı ödüyor. Kendini savunma hakkı olmadığı için de yapacak bir şeyi kalmıyor. İster istemez, "ne yapalım mecbur ödeyeceğiz" deyiveriyor.

            Tabi belirtmek gerekir ki, FTM suistimal edilmediği müddetçe yararlı bir kuruluş.

 

Belediyelere Yetki Olur mu?

            Kimden : Teoman Sipaher 14.10.2003/08:08
            Kime     :
trafik@yahoogroups.com

            Belediyelere yetki olur mu?

            OLUR! Doğrusu da bu olur. Uygar ve demokratik ülkelerde polis düzen koyucu değil, düzenin koruyucusudur. Polisin düzen koyucu olduğu ülkelere "polis devleti" denir. Polis, devletin kurulu düzeninin koruyucusu, halkın her konuda güvenliğinin kollayıcısıdır.

            Demokratik sistemlerin ana öğesi "yerel yönetimler"dir. Bir yerleşim biriminde, halkın yaşamına düzen ve kural getirilmesinde ilk ve tek yetkili, o yerleşim biriminde yaşayanların özgür ve bağımsız seçimle görev verdikleri "belediyeler"dir. Ben yerel yönetimsem, benim kentimde trafiğin nasıl düzenleneceğine ben karar veririm; ben uygularım. Polis, benim uygulamama ve kararlarıma karşı eylemleri önlemekle sorumludur.

            Bu plâtformda, bu konuları daha önceleri de tartışmıştık. Hatta demiştik ki çok uygar ve demokratik ülkede olduğu gibi, özel bir trafik zabıtasına da gerek yoktur. Çünkü polis halkın huzurunu ve güvenliğini bozan her şeye "maydanoz(!)"dur.

            Yapmayın Allah aşkına! Polisin trafik araçlarının tesciliyle, ehliyet verilmesiyle ne ilgisi olabilir? İyi bari; tapuları da, inşaat ruhsatlarını da polis versin! Ben yerel yönetimsem, benim kentimdeki araçları ben tescil ederim. Trafik işaret ve ışıklarını ben koyarım. İstersem kentime kamyon sokmam, istersem istediğim saatlerde sokarım; istediğim sokağı ve meydanı da trafiğe kapatırım.

            Polisi, üstüne vazife olmayan işlerden kurtarma zamanı halâ gelmedi mi?

 

Yıldız Teknik Üniversitesi
http://www.yildiz.edu.tr/~kanat/trafik.htm

TÜRKİYE ve DİĞER ÜLKELERDE TRAFİK
 (Meral TAMER – Milliyet Tüketici köşesinden derlenmiştir.)

         ABD'de trafik cezası alana yeniden kurs

            Houston'da sadece trafik kazası yapan değil, trafik kurallarını çiğneyen de 3 - 4 kat daha yüksek trafik sigorta pirimi ödemek zorunda bırakılıyor. ABD'de zorunlu trafik sigortası primlerinin kaza yapılması halinde önemli ölçüde arttığını aktarmıştık. Houston'dan yazan kalp ve damar cerrahisi uzmanı Dr. Cüneyt Konuralp'in belirttiğine göre kaza olmasa da trafikte kural çiğnediği için ceza yiyen sürücünün trafik sigortası primine de otomatikman zam geliyormuş.

            "Trafik ve tam kasko fiyatları, risk faktörlerinden astronomik düzeyde etkileniyor. Hiç kaza yapmamanız ve park cezaları hariç 3'ten fazla ceza yememeniz gerekiyor. Eğer sicilinize 3'ten fazla trafik cezası geçtiyse, bazen 2 - 3 kat fazla trafik sigorta primi ödemek zorunda kalabiliyorsunuz. Bedeli ne olursa olsun, trafik sigortasını yaptırmak zorundasınız. Yaptırmazsanız hem ağır para cezası, hem de hapis var işin ucunda. Bir süre sonra da ehliyetiniz süresiz olarak iptal edilebiliyor.

             Bazı araba kiralama firmaları ya da vasıta kullanmak için şoför arayanlar da sizin sürücülük kayıtlarınızı isteyebiliyorlar. Bu yüzden arabayı normalden daha fazla ücretle kiralamak zorunda kalabiliyorsunuz. Ya da başvurduğunuz işte patron sizi refüze edebilir. Geri çevirmeyip işe alsa bile mutlaka daha düşük ücret öder. Yani hayatınızı bir çok yönden etkileyen bir durum.

            Önemli bir uygulama daha var: "Sürücü savunma kursu". Eğer son 1.5 yıl içinde bu kursu almamışsanız, size bir şans veriyorlar. Gerçekten profesyonelce hazırlanmış, çok eğitici ve trafik kurallarını bıktırıncaya kadar kafanıza sokan 6 - 8 saatlik bir kurs bu. Bu ne işe yarıyor? Birincisi kursu almanıza sebep olan trafik suçunu sicilinizden siliyorlar. Ayrıca bulunduğunuz eyaletin yasalarına ve suçunuza göre ödemeniz gereken para cezasının tümünü veya bir kısmını düşebiliyorlar. İkincisi kaskoda yüzde 5 - 10 indirim yapılıyor. Hatta sırf bu indirim için bu kursu alanlar var. Bu sistemin Türkiye'de uygulanması bana imkânsız gelmiyor.

             İskoçya'da kırmızıda geçene tutuklama kampanyamıza İskoçya'dan e - posta mesajıyla katılan Şahin Lim, yüksek para cezaları ve sigorta primlerinin, kazaları önlemede etkili olduğu görüşünde : "Ekonomik kalkınma, milyarlarca dolar para ve emek ister. Ama trafiği düzene sokmak, hemen hemen masrafsız denecek kadar kolaydır. Burada kırmızı ışıkta geçen, gece 3'te de olsa, cadde bomboş da olsa tevkif edilir. Karakolda tutulur, mahkemeye verilir. 400 pound para cezasından sonra ehliyetine puan düşülür ve sabıka kaydına işlenir.

             İçkili otomobil kullanan, İskoçya'da yine mahkemeye verilir, para ve hapis cezası alır. Suudi Arabistan'da kırmızı ışıkta geçen 3 gün hapsedilir. Bu üç gün içinde bütün randevuları ve işleri altüst olur. Ama öte yandan da trafik kazalarında yaralanan ve ölen sayısı yok denecek kadar azdır. Halbuki ben Türkiye'deyken yayalara yeşil ışık yandığı zaman bile sağa sola bakmadan karşıya geçmedim. Çünkü biliyorum ki, hayvanın biri çarpıp dizimi parçalasa, en fazla 1 ay yatar. Ben de hayat boyu koltuk değneğiyle dolaşırım.

             Buna karşılık İskoçya'da sigorta şirketi hasara göre 100 bin sterline kadar tazminat ödemek durumunda kalabildiği için, kaza yapan sürücüleri hemen kara listeye alır. Ve o kişinin otomobili, normal tarifenin 3 - 5 katı bedelle sigorta edilir.

             Bana göre trafiğin düzenli işlemesi, sadece insan kalitesiyle ilgili bir husus. Hiç araç ve insan olmayan bir kavşaktaki "dur" işaretinde tamamen durulup, yeniden kalkılması -yavaşlama değil- örneğinde olduğu gibi.

             Ben Amerika'ya ilk geldiğimde bazen dolaşmaktan yorulup, şimdi ne yapayım diye cadde kenarımda durduğumda, beni karşıya geçecek zanneden arabalar, durup yol verirlerdi. Bir de Türkiye'de bir yerde karşıdan karşıya geçmeye çalıştığınızı düşünün! Bana kalırsa durum çok ve de çok ümitsiz gözüküyor.

            Saygılarımla...
                                                                                                                                    İrfan Soykan - Kansas City

Çorumlu 2000 Aylık Dergi
http://corumlu2000.kolayweb.com/36_sayi.html#05

            Mahmut Selim GÜRSEL

            İlimizde görev yapan Trafik Şube Müdürlüğü; elinden geldiği kadar bizler için çalışmaktadır. Bu çalışmalarına biz yayalar ve sürücüler yeterince yardımcı oluyor muyuz ? Alınan önlemleri ve alındı sanılan pratik çözümleri doğru görüyor muyuz ? Bizim bildiğimiz, trafik memurlarının bizim yani vatandaşın hatalarını önlemektir. Hata yaptıktan sonra hatalıya ceza yazmak değildir.

            Gelelim Türkiye genelinde uygulanan çok güzel bir yardımlaşmaya. Elimizde bulunan bir ödenmiş ceza makbuzunda uygulama hataları bulunmaktadır. Birincisi bizce gıyapta park cezası yazılmaz. O bölgede bulunan memur o cezayı yazar ve kanunun emrettiği 61. maddede ise “TAŞIT YOLUNDA PARK ETMENİN YASAK OLDUĞU YERLERDE, HALLERDE PARK ETMEK” demektedir ki bu aracın hemen bulunduğu yerden kaldırılması demektir.

            3 veya 2 ile başlayan 17774 sicilli ve DK adlı müfettiş arkadaş ya bu maddeyi bilmiyor ya da keyfi bir uygulama ile ceza yazıyor olsa gerek. Bizce bu Trafik Ceza Tutanağı'nı yazan yazmış da; acaba uygulamaya koyan memur, bu cezanın uygun olmadığını bilmiyor mu?

            Dergimizin dağıtımında oldukça hatalı park yapmış olabiliriz. Doğrudur. Tarafıma yazılan cezaları da haksız olarak görmüyorum; Fakat, bu 61. maddeye taktım. Görevimizi tam ve uygunluk içerisinde yap...

Yorumsuz!!!
Acaba Fahrî Trafik Müfettişi'nin ad ve soyadı (DK) ile sicilini simgeleyen bu bilgiler nasıl ele geçirildi?

 

Erzurum Emniyet Müdürlüğü
http://www.erzurumemniyet.gov.tr/html/trafik.shtml#AL

BİR TRAFİK KAZASIYLA KARŞILAŞTIĞINIZDA NASIL DAVRANMALISINIZ...?

MADDÎ HASARLI TRAFİK KAZASINA KARIŞTIĞINIZDA NE YAPMALISINIZ ?

            Eğer maddî hasarlı trafik kazasına karıştıysanız; trafik için ek bir tehlike yaratmayacak şekilde hemen durmak, trafik güvenliği için ışıklı işaret veya yansıtıcı cihazları koymak ve gereken tedbiri almakla,

          Olayı yetkili ve görevlilere (en yakın polis merkezi veya trafik zabıtasına) bildirmek, onlar gelinceye kadar veya onların iznini almadan kaza yerinden ayrılmamakla yükümlüsünüz.

          Ancak maddî hasarla sonuçlanan kazalarda; kazaya karışan kişiler olarak hepiniz, yetkililerin gelmesine gerek görmez ve anlaşırsanız, durumu aranızda yazılı olarak tespit etmek suretiyle olay yerinden ayrılabilirsiniz.

          Bu şekilde bir anlaşma ile olay yerinden ayrılmanız durumunda, meydana gelen zararın kendiniz tarafından karşılanacağını kabul etmiş sayılırsınız.

          Ayrıca, yazılı tespit yapmış olun veya olmayın, sonradan yetkililerden Kaza Tespit Tutanağı düzenlenmesini isteyemezsiniz.

Araç İşletenlerin Hukukî Sorumluluğu ve Araçların Sigortası

          Araç işletenlerin hukukî sorumluluğu ve araçların sigorta ettirilmesi bakımından Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. III'ncü maddelerindeki hükümleri ile “Kamu Araçları Garanti Fonu Yönetmeliği" hükümleri uygulanır.

ZARAR ZİYAN, DAVA AÇMA

          Trafik suçlarına ilişkin davalara Trafik Mahkemeleri'nde, bunların bulunmadığı yerlerde yetkili Sulh Ceza Mahkemeleri'nce bakılır.

          Tanınan sınırlar içerisinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabilir, Hukuk Mahkemesi'ne dava da açabilirsiniz.

Sorumluluğunuz

          İşlettiğiniz bir motorlu araçla bir kişinin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursanız, motorlu aracın işleteni olarak bu zarardan sorumlu olursunuz.

YARALAMALI TRAFİK KAZASINA KARIŞTIĞINIZDA NE YAPMALISINIZ?

            a) Araç sürücüsü iseniz trafik için ek bir tehlike yaratmayacak şekilde hemen durmak, trafik güvenliği için ışıklı işaret veya yansıtıcı cihazları koymak ve gereken tedbirleri almakla,

            b) Trafiği can ve mal kaybını etkileyen, ölümlü, yaralamalı veya hasarlı kazalarda sorumluluğun belirlenmesine yarayacak iz ve deliller dahil, kaza yerindeki durumu değiştirmemekle,

            c) Olayda taraf olanlar olarak, istendiğinde birbirinize kimlik ve adreslerinizi bildirmek, sürücü ve trafik belgeleri ile sigorta poliçelerini göstermek, bunlara ait gerekli bilgiler, tarih ve sayılarını vermekle,

            d) Olayı, yetkili ve görevlilere bildirerek, onlar gelinceye kadar veya görevlilerin iznini almadan kaza yerinden ayrılmamakla,

            e) Başında sahibi veya sorumlusu bulunmayan motorlu araç taşınabilen veya taşınmayan mal ve mülke zarar vermeniz durumunda :

                    1. Aracın, mal veya mülkün ilgilisini bulmakla,

                    2. Bulunmadığı takdirde araçların ve zarar verilen diğer şeylerin görülebilen en uygun yerlerine
                        düşmeyecek, kaybolmayacak şekilde yazılı bilgi bırakmakla,

                    3. En kısa sürede yetkililere haber vermekle yükümlüsünüz.

En Güzeli Kazaya Hiç Karışmamak.... Bunun için de;

SABIRLI, DİKKATLİ ve KURALCI Olunuz!
KAZASIZ GÜNLERİ SAĞLAMADA KURALLARA UYMAYA ZORLAMADA
“ 154 ALO TRAFİK” HİZMETİNİZDE.

 

 Trafik kültürü
http://www.merhabagazetesi.com.tr/arsiv/2002/05/08/g8.htm

            Ticarî amaçlı yolcu taşımacılığı yapan şoförlerin Trafik Eğitim Semineri'nde konuşan Fahrî Trafik Müfettişleri Derneği Genel Sekreteri İsmet Gümüş, "Amacımız Türkiye'de trafik kültürü oluşturmak. Trafik kurullarının ihlâl edilmesini önlemek. Sizler kural ihlâlleri yapmazsanız, sizleri görenler de ihlâl yapmaz" dedi.

            Uluslararası Karayolları Trafik Güvenliği Haftası nedeniyle düzenlenen etkinlikler, 'Ticari Amaçlı Yolcu Taşımacılığı Yapan Şoförlerin Trafik Eğitim Semineri' ile devam etti. Esnaf ve Sanatkârlar Birliği Odası Konferans Salonu'nda gerçekleşen seminerde konuşan Fahrî Trafik Müfettişleri Derneği Genel Sekreteri İsmet Gümüş, sürücülerin trafik kurallarını bilmeden ihlâl ettiğini, kural hataları yaptıklarını söyledi. Gümüş, "Amacımız Türkiye'de trafik kültürü oluşturmak. Trafik kurallarının ihlâl edilmesini önlemek. Sizler kural ihlâlleri yapmazsanız, sizleri görenler de ihlâl yapmaz" şeklinde konuştu.

            Trafik Denetleme Şube Müdürü Mehmet Erdoğan ise, Türkiye'de trafik kazalarında yüzde 92 ile insan unsurunun büyük rol oynadığını belirtti. Sürücü eğitiminde staj sistemi getirilmesi gerektiğini bildiren Erdoğan, insanların kültürel yapısında onarılmaz yaralar açan trafik sorunlarının gözardı edilmemesi gerektiğini açıkladı. Toplantıya katılanlar hep birlikte trafik yemini ettiler. Toplantının sonunda konuklara, trafik hataları ile ilgili sinevizyon gösterisi sunuldu.

 

Eğitim abroad.com
http://www.egitimabroad.com/egitimabroad/faydaliing.asp#f15

İNGİLTERE (FAYDALI BİLGİLER)

            Trafik, Sürücü Belgesi

            Birleşik Krallık'ta taşıt trafiği soldan akar! 21 yaşından büyük olup uluslararası geçerliliği olan sürücü belgesi sahipleri, otomobil kiralayabilir/kullanabilir. Şehir merkezlerinde yaygın olarak toplu taşımacılık kullanılması istendiğinden, araba kullanımı desteklenmektedir. Şehir merkezlerine araba ile girmenin en caydırıcı yönü oldukça pahalı olan otopark ücretleridir. Öte yandan araba, şehir dışı geziler için iyi bir seçenektir. Hız sınırı, şehir içi 30 mil, şehir dışı 60 mil, şehirlerarası yollarda 70 mildir.

            Uluslararası geçerliliği olan sürücü belgesini Türkiye'den alabilmek için TURİNG Kurumu'na başvurmak gereklidir. TURİNG'in adresleri aşağıda verilmiştir :

            Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi No. : 31/8 Beşevler/Ankara Tel: (312) 213 9761
            Birinci Oto Sanayi Sitesi Yanı 4. Levent, İstanbul Tel: (212) 282 8140-46

            Sürücü belgesi almak için sürücü belgesi (ehliyet), 2 adet fotoğraf gereklidir.

 

Haber Vitrini.com
http://www.habervitrini.com/haber_print.asp?id=80700

"BAYAN SÜRÜCÜLERİ TACİZ HAD SAFHADA"
13 Nisan 2003 Pazar 00:42

            MUAMMER AY SAMSUN - Fahrî Trafik Müfettişleri Derneği Samsun Şube Başkanı Sedat Kır, bayan sürücülerin tacizden yana dertli olduğunu belirterek, taciz edilen sürücünün dikkatinin dağılması sonucu kazaya sebep olduğunu söyledi. FTMD'nde bugün basın toplantısı düzenleyen Samsun Şube Başkanı Kır, bayan sürücülerin taciz edilmesine karşı erkek sürücüleri uyardı.

            Türkiye'de hızla artan otomotiv sektöründeki motorlu araç kullananların bir çok problemleri olduğunu ifade eden Kır, bunların en başında ise karayollarında bayan sürücülere karşı yapılan trafik şiddeti, taciz, yakın takip, yan yana gelip lâf atma, geceleri uzun farları yakıp şaşırtma, sürekli korna çalma gibi olayların geldiğini söyledi.

            İstanbul'da 600, Ankara'da 245, Bursa'da 85, Adana'da 45, Konya'da 42 ve Samsun'da 31 bin bayan sürücünün olduğunu hatırlatan Kır, "Trafikte potansiyel katil olarak gezen alkollü sürücüler, bir kısım gençler ve insanî eğitimini tamamlayamamış lümpen sürücüler bayan sürücüleri gündüz dahi taciz ederken, geceleri daha da tehlikeli bir potansiyel teşkil etmektedirler" dedi. Sayılarının az olmasına rağmen bayan sürücülerinin erkek sürücülere rağmen daha çok kaza yaptığına dikkat çeken Kır, 2002 yılı kaza istatistiklerinde Türkiye'de 912 bayan sürücünün hayatını kaybettiğini söyledi.

            Kır, "Bayan sürücülerin direksiyon pratiği çok iyi olsa bile bir başkasının trafikte tacizi karşısında kaza yapıyorlar. Mahkemelerimizin bayan sürücülere taciz olaylarında daha ağır ceza vermelerini istiyoruz. Fahrî Trafik Müfettişleri Derneği olarak araç kullanan sürücülere sesleniyoruz, bayan sürücüleri sıkıştırmayın ve tacizde bulunmayın. Bu aracı kullanan kendi eşimiz, kız kardeşimiz ve annemiz olarak görmeliyiz. Bayan sürücüyü taciz etmek serseriliktir. Türkiye Fahrî Trafik Müfettişleri Derneği Genel Merkezi, Anayolda Bayan Sürücülerin Güvenliği Komisyonu'nu da kurarak, bu hususta hizmet etmeye devam etmektedir. Ancak, kadın derneklerinin duyarlı ve bilinçli olmalarını istiyoruz" diye konuştu.

denizlihaber.com
http://www.denizlihaber.com/guncel_haber/bizi_karakolluk_edeceksiniz.htm

YAZICIOĞLU; "BİZİ KARAKOLLUK EDECEKSİNİZ!"

            Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği Denizli Şubesi'nin düzenlediği "Trafikte Denetimin Önemi" konulu panel yapıldı. Panelde zaman zaman tartışmalar yaşandı.

            08/NİSAN/03 - Türkiye Fahrî Trafik Müfettişleri Derneği Genel Başkanı İhsan Memiş, Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği Genel Başkanı Hitay Güner, Trafik ve Asayişten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Baytekin Nennioğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı paneli Trafik Kazalarını Önleme Derneği Denizli Şube Başkanı Mustafa Ali Çetin yönetti.

            "Vali bile durmuyor"

            Vali Recep Yazıcıoğlu panelde açılış konuşmasını yaparken, "Kurallar herkes içindir. Benim makam otomobilim kırmızı ışıkta durduğunda 'Valinin aracı kırmızı ışıkta durur mu?' diyorlar, durmazsan da 'Bak vali bile durmuyor, biz niye duralım ki' diyorlar. Bu nedenle trafik kurallarına herkes uymalıdır" dedi.

            "En büyük neden eğitim eksikliği"

            Ali Çetin de trafik kazalarının nedenlerini sıralarken, "Kazaların en büyük nedeni, eğitim eksikliği, riskin farkında olmama, yorgunluk, hayal kurmak, ihmalsizlik, vurdumduymazlık ve kuralların uygulanabilirliğine inanmamak" dedi. Çetin trafik denetimlerinin yeterince yapılmadığını, trafik ışıkları ve levhaların altında bile trafik polisi olmasına karşın hatalar meydana geldiğini de sözlerine ekledi.

            "Bizi karakolluk edeceksiniz"

            Daha sonra söz alan Baytekin Nennioğlu, "Bu acı eleştirilerden sonra konuşmaya başlamak istiyorum" dedi. Bu sırada Vali Yazıcıoğlu araya girerek, "Eleştirilere açık olacaksınız, Sayın Çetin'in söylediklerine ben de katılıyorum" dedi. Panelin ilerleyen dakikalarında İhsan Memiş'in konuşması sırasında, "Sayın Valimizin görüşlerine katılıyorum. Kendisi sivil toplum örgütlerini önemsemiyor. Ben de aynı şeyi düşünüyorum" dedi. Sözlere anlam veremeyen Vali Yazıcıoğlu, söze girerek "Söylediklerinizin tam aksine ben sivil toplum örgütlerini çok severim. Burada bizi karakolluk edeceksiniz" dedi. Yazıcıoğlu'nun espriyle karışık bu sözlerinin ardından Memiş, dil sürçmesini düzeltti.

 

Zaman Gazetesi
http://www.zaman.com.tr/2002/05/01/guneydogu/h8.htm

Minikler de ceza kesecek

            Okul giriş ve çıkış saatlerinde yaya ve sürücülerin herhangi bir kazaya sebebiyet vermemesi için okul önlerinde trafik polisi gibi görev alacak öğrenciler, gerekirse ceza da kesebilecek.

            Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube Âmirliği bilgilendirme toplantıları düzenleyerek, Fahrî Trafik Polisi yetiştiriyor. Özellikle okul giriş ve çıkış saatlerinde yaya ve sürücülerin herhangi bir kazaya sebebiyet vermemesi için okul önlerinde trafik polisi gibi görev alacak öğrenciler 4 – 11 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Trafik Haftası öncesinde bir araya geldi.

            Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Müdürlüğü toplantı salonunda toplanan 30 okuldan 120 öğrenciye konuşan Trafik Şube Âmiri Yesari Vural, özellikle okul önlerinde meydana gelebilecek kazalara karşı önlem mahiyetinde tedbirler aldıklarını ifade etti.

            Vural, “Okulların giriş ve çıkış saatlerinde bazen trafik polislerimiz görev alamıyor. Bunun ortadan kalkması için öğrencilerden Fahrî Trafik Polisleri yetiştiriyoruz. Bu öğrencilerimiz bir trafik polisi gibi görev yapacak. Araçların durup, yayaların geçmesini sağlayacak ve gerekirse kurallara uymayan sürücülere ceza kesecek.” dedi.

            Vural, sürücülerin sebebiyet verdiği kazaların büyük çoğunluğunda alkollü, ehliyetsiz, dikkatsiz, dalgın şekilde araç kullanımından; yayaların sebebiyet verdiği kazaların da tamamen dikkatsizlikten kaynaklandığını söyledi.
                                                                                                                 Mithat Şengöz, Diyarbakır
/01.05.2002

 

Türk Psikologlar Derneği
http://www.psikolog.org.tr/egitim/bahar2000_kurslar.htm#k5

Bahar Dönemi Sürekli Eğitim Kursları

TRAFİK PSİKOLOJİSİ VE PSİKOTEKNİK DEĞERLENDİRME

Amacı :

Yeni bir uygulama alanı olarak trafik psikolojisi ve özellikle psikoteknik değerlendirme tüm psikologlara hem çalışma alanı sağlamakta hem de yeni sorumluluk ve yükümlülükler getirmektedir. Bu kursun amacı, meslektaşlarımıza trafik psikolojisi, psikoteknik değerlendirme ve sürücü davranışı geliştirme ve rehabilitasyon konusunda mesleki bilgi ve beceri kazandırmaktır.

Süresi :

24 saat (iki hafta sonu)

Başlama Tarihi :

10 Haziran 2000

Kurs Sorumlusu :

Uzm. Psk. Yeşim Yasak

Verilecek Belge :

Katılım Belgesi

Kontenjan :

20 kişi

Ücret :

48 000 000 TL

            Kurs sonunda elde edilmesi beklenen bilgi / beceriler :

            1. Trafik psikolojisi, psikoteknik değerlendirme ve sürücü davranışı geliştirme ve rehabilitasyon programları konusunda son literatür çerçevesinde bilgi edinme.

            2. Ülkemizde trafik sorunlarına trafik psikolojisi bakış açısından ve ülkemiz yapısına uygun çözüm getirebilme, fikir üretebilme düzeyinde bilgi sahibi olma.

 

 Milliyet Gazetesi
http://www.milliyet.com.tr/1999/02/25/yazar/tamer.html

Trafik için proje önerileri

            Trafik Karar Konferansı'nın 52 katılımcısının ortak aklı, sorunun çözümüne giden yolda en öncelikli 5 maddeyi şöyle sıralamıştı :

            1 - Baskı grubu oluşturma
            2 - Akıllı iletişim
            3 - Eğitim anlayışının değişmesi
            4 - Topluma geniş tabanlı çağrı
            5 - Özdenetim

            Toplantının sonunda her masa, bu ilk 5 maddeyle ilgili proje önerilerini ve her projede çalışmasını uygun gördüğü katılımcıları açıkladı :

            1. masanın önerileri :

                * 20 kara noktanın iyileştirilmesi (Faruk Eczacıbaşı, Uluç Gürkan, Salih Irmak, Jan Nahum)
                * Trafik Mağdurları Meclisi'nin toplanması (Uluç Gürkan, Ergin Cinmen, Meral Tamer)
                * Alkollü sürücülerin, 154 no.lu Alo Trafik Hattı'na bildirilmesinin sağlanması (Demir Bükey, Şevket Ayaz)
                * "İçkiliyse babana araç kullandırma" ve "içkiliyse arkadaşına araç kullandırma" başlıkları altında
                   toplayabileceğimiz çocuklara ve gençlere yönelik kampanya (İzmir Tolga, Mehmet Ural, Ali Atıf Bir, Cem
                   Hakko)
                * İlköğretimde trafik dersinin yeniden konulması (Akın Gönen, Uluç Gürkan)

            2. masanın önerileri :

                * Trafik platformunun ismini koymak, kimliğini ve tanıtım araçlarını belirlemek, çekirdek grubun yapılanması,
                   hukuksal yapının tespiti (Burhan Karaçam, Hüsnü Paçacıoğlu, Ertuğrul Tuncer, Hitay Güner)
                * Özel radyolara enformasyon sağlanması (Cem Hakko, Burhan Karaçam)
                * Evlâtlarını trafik kazasında kaybeden annelerin örgütlenerek kampanyaya katılmasının sağlanması (Meral
                   Tamer, İzmir Tolga)
                * Trafik gönüllülerinin eğitimi (Demir Bükey)
                * Eğitimcilerin eğitimi (İskender Atakan)
                * Yabancı ülkelerde başarıya ulaşmış trafik projelerinin ülkemizde de uygulanması (İskender Atakan, Cem
                   Hakko, Ertuğrul Tuncer)
                * "Alkollüyken araç kullanma" kampanyası (Cem Hakko, Burhan Karaçam)
                * Trafik için ortak aklın topluma mal edilmesi (Necati Doğru, Tosun Terzioğlu)
                * Ünlüler yoluyla topluma mesaj geçilmesi (Cem Hakko, Erol Evgin)
                * Beyaz Nokta Vakfı'nın düzenlediği "Söz" benzeri kampanyaların yaygınlaştırılması (Tınaz Titiz)

            3. masanın önerileri :

                * Trafik Sosyal Konseyi kurularak baskı grubu oluşturulması (Uluç Gürkan, Akın Gönen, Şevket Ayaz,
                   Mehmet Emin Sungur, Süleyman Pampal)
                * TV programlarında trafik olgusunun sürekli işlenmesi, kuralların hatırlatılması (Kandemir Konduk, İzmir
                   Tolga, İskender Atakan, Mehmet Ural)
                * İlköğretimin 6. ve 8. sınıflarında okutulan trafik derslerinin tüm sınıflara yaygınlaştırılması
                * Sanatçı, sporcu, işadamı ve trafik kazası geçirmiş ünlülerin medyada topluma trafik mesajları vermeleri
                   (Meral Tamer, Necati Doğru, Erol Evgin)
                * İşyerlerinin girişine trafik posterleri asılması, 154 Alo Trafik ve 156 Alo Jandarma'ya işlerlik kazandırılması,
                   yolcuların otobüs şoförlerini denetleme konusunda bilinçlendirilmesi, biletlerin arkasına şikayet telefonları
                   basılması, Fahrî Müfettişler'in arttırılması (Şevket Ayaz, Faruk Eczacıbaşı, Ahmet Arkan, Jan Nahum, Ahmet
                   Bayraktar, Cem Hakko)

            4. masanın önerileri :

                * Arama Konferansı katılımcılarından oluşan ve konferansın hedefleriyle sınırlı tutulan bir Vakıf kurulması.
                   Proje çalışmalarının uzman bir firma ya da kamu kuruluşlarına yaptırılması (Tosun Terzioğlu, Meral Tamer)

            5. masanın önerileri :

                * Okul otobüsü, kamu araçları, toplu taşıma araçlarında ve TV'lerde trafik eğitimi verilmesi (Demir Bükey,
                   İskender Atakan, Çelik Kurdoğlu)
                * Yollarımızın sürücüler tarafından değerlendirilmesi (Ergin Cinmen)
                * Tamirhane ve servislere eğitim sertifikası verilmesi
                * Plâtform içi bilgi akışının sağlanması (Meral Tamer, Nadir Yayla)
                * Pilot bölgelerde ulusal örgütlenme başlatılması (Hitay Güner, Sencer Divitçioğlu)

            6. masanın önerileri :

                * Plâtformun devamlı hale gelmesi için sponsorların belirlenmesi, katılımcılardan kimin, neyi taahhüt ettiğine
                   ilişkin liste hazırlanması, network'ün yapılanması (gerekirse Beyaz Nokta sponsor olacak)
                * Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu'nun "Yollarımızı kazalardan uzak tutalım"
                   kampanyasıyla işbirliği

            7. masanın önerileri :

                * Trafik plâtformu envanteri (Nadir Yayla, Süleyman Pampal, Mustafa Ilıcalı
                * Trafik mevzuatı envanteri (Hayrünisa Çilingiroğlu, Şevket Ayaz)
                * Trafik kütüphanesi oluşturulması (Nadir Yayla, Süleyman Pampal)
                * Trafik radyosunun kurulması (Mustafa Ilıcalı, Şevket Ayaz, Yaşar Ağdere)
                * Konferans çalışmalarının kitap haline getirilmesi (Nadir Yayla, Süleyman Pampal, Hayrünisa Çilingiroğlu)
                * Dünyada trafikle ilgili çalışmaların araştırılması (Jan Nahum, Erkal Sahtiyancı, Şevket Ayaz)
                * Otomobil üreticilerinin kullanım kılavuzu dağıtması (Jan Nahum, Erkal Sahtiyancı)
                * Şehir içindeki kara noktaları gösteren haritaların hazırlanması
                * Yol projelerinin denetimi

            8. masanın önerileri :

                * Çocuk ve yetişkinleri hedef alan geniş tabanlı çağrılar (Erol Evgin'in trafik bestesi gibi) (İzmir Tolga, Şevket
                   Ayaz, Meral Tamer)
                * Akıllı iletişim kampanyaları (İbrahim Orhon, Yılmaz Esmer, Cüneyt Solakoğlu)
                * İşaretlemenin doğru, bakımın zamanında yapılması, kara noktaların giderilmesi (Seher Pamir, Salih Irmak,
                   Meral Tamer, Güler Sabancı, Mustafa Ilıcalı, Nadir Yayla, Süleyman Pampal)
                * Araçların altyapısını iyileştirici projeler (Ercan Tezer, Mehmet Demirpençe, Ahmet Bayraktar, Jan Nahum)
                * Vakıf kurulması (Tosun Terzioğlu, Meral Tamer)

 

 Özgen Acar – Cumhuriyet 27/05/2003
http://www.ataturquie.asso.fr/actu0305274.htm

toplumsal saygı

            Kırmızı trafik ışığında durmanın özünde ''güvenlik'' kadar ''toplumsal saygı'' yatar. Kırmızı ışıkta geçen kişi, toplum kuralına uymayan bir saygısızdır. Kaldırımlar, yaşlı-genç ya da çoluk çocuğun güvenlik içinde yürümelerini sağlama amacıyla düşünülmüş yayalar için uygar bir çözümdür. Bisiklet dahil tekerlekli araçlar kaldırıma çıkamaz, park edemez. Her kim aracını kaldırıma park ediyorsa toplum kurallarına karşı çıkan bir utanmaz kişi değil midir?

            İlkokul öğretmenim Cahide Erkan'ın haftada bir saat uygulamalı ''adab-ı muaşeret'' derslerini nasıl unutabiliriz? ''Aşiret (toplum) edebi (terbiyesi)'' anlamına gelen bu derste Cahide Hocanım ''bedevi (köylü)'' değil, nasıl ''medeni (kentli)'' olunacağını öğretirdi. Örneğin derste kimimiz yaşlı, kimimiz kadın, kimimiz baba, kimimiz çocuk olur, bir kapıdan önce kimin geçeceğini uygulamalı olarak anlatırdı. Amacı, bizleri ''toplum kurallarına (protokol) uyan birer uygar kentli'' olarak yetiştirmekti.

            Görgü, kırmızı ışıkta başlar, Çankaya Köşkü'ne dek uzanır. Cumhurbaşkanı Turgut Özal , bir akşam ''devlet konuğu'' olarak Malezya Cumhurbaşkanı'nı protokol giysileri içinde ağırlıyordu. ANAP içinde huzursuzluk vardı. Yirmi kadar milletvekili ayaklanmış, Köşk'ün kapısına dayanmıştı. Protokol Genel Müdürü, davetsiz kişileri içeriye alamayacağını, milletvekilleri ise bir memurun kendilerini engelleyemeyeceğini söylüyorlardı. Durum Özal'a iletildiğinde yanıtı ''Bırakın gelsinler, şu köşeye dört beş masa koysunlar'' oldu. Yabancı konukların şaşkın bakışları altında garsonlar masaları havalarda taşıyarak salona taşıdılar. Kravatsız bazı milletvekilleri de protokol delinerek oturtulunca isyan bastırılmış oldu.

            Türkiye ne zaman AB'ye girer biliyor musunuz? Kırmızı ışıkta geçilmediği, kaldırımlara arabaların park etmediği, bakanların sözcü kullanıp basını terslemediği gün. Çünkü o gün ''bedevilikten'' çıkıp ''medeni'' olacağız.

 

Zaman Gazetesi
http://www.zaman.com.tr/2002/01/12/icanadolu/h1.htm

TŞOF, 2002 Trafik Ceza Rehberi dağıttı

            Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF), bugün Kızılay’da 2002 Trafik Ceza Rehberi dağıttı. Toplam 100 bin adet bastırılan ve tüm illerde dağıtılacak rehberin Kızılay’da ücretsiz dağıtımı ise ilgi gördü. TŞOF Trafik Eğitim Müdürü Nizamettin Ateş, yaptığı açıklamada trafik para cezalarının bu yıl, yüzde 53.2’lik yeniden değerleme oranı kadar artırıldığını hatırlattı.

            Bireyleri bilinçlendirmek adına, yeniden belirlenen para ve trafikten men etme cezalarına ilişkin kitapçık hazırladıklarını söyleyen Ateş, her yıl tekrarladıkları bu uygulamaya ilginin yoğun olduğunu kaydetti. Ateş, Federasyona bağlı 700 Oda aracılığıyla Türkiye çapında, şoförler ve sürücülere ceza kitapçıklarını dağıtacaklarını, böylelikle öğrenciden şoföre herkesin trafik ve yol güvenliğini sağlama ve trafik kazalarını azaltmayı hedeflediklerini vurguladı. a.a.

 

Zaman Gazetesi
http://www.zaman.com.tr/2002/12/22/marmara/h3.htm

Fahrî Trafik Müfettişleri'nden Özdemir’e gecikme protestosu

            Fahrî Trafik Müfettişleri, çalışmalarının değerlendirildiği toplantıya 1 saat geç gelen İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir’e tepki göstererek toplantı salonunu terk etti. Eminönü’ndeki Kadırga Kültür Merkezi’nde dün 13.00’te yapılması plânlanan toplantıda katılımcılar yerlerini alarak başlama saatini bekledi. Toplantı İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir’in yaklaşık 1 saat geç gelmesi üzerine 14.00 sularında başladı.

            Bu arada bazı katılımcılar toplantının geç başlamasını protesto ederek, “Bir saattir bekliyoruz. Burada birçok emekli vali var, bu bir saygısızlıktır.” diye söylenerek toplantı salonunu terk ettiler. Özdemir’in salona gelmesiyle birlikte toplantı saygı duruşunun ardından İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başladı. Sinevizyon gösterimi ile trafik kazaları hakkında bilgi verilen toplantıda trafik kazalarının sebepleri üzerinde duruldu. Sinevizyon gösterisinde kazalar ile ilgili özetle şu bilgilere yer verildi : “Bugüne kadar olan trafik kazalarında 103 bin kişi hayatını kaybetti. 2,6 katrilyon lira maddî kayıp oldu. Türkiye’deki araç ve şoför kayıplarının beşte biri İstanbul’a kayıtlı.”
                                                                                                                  Cemalettin Çandır, İstanbul/22.12.2002

 

SÜRÜCÜ KURSLARI VE İLK YARDIM
DENİZLİ DEHA 20 Gazetesi'nin haftalık Pazartesi günü "Trafik" köşe yazısı ektedir.
Bilgi ve gereğini rica eder, sevgi ve selamlarımı sunarım.

Prof. Dr. Mehmet Yüksel/ myuksel@pamukkale.edu.tr 21.07.2003/11:50

            Acilen tıbbî müdahaleye ihtiyacı olan bir hastaya veya kaza geçirmiş birine hekim gelene veya hasta hekime ulaşana kadar geçen sürede, tedaviyi yapacak hekim dışındaki kişiler tarafından yapılan tıbbî müdahalelere “ilk yardım” denir.

             İlk yardımı genelde hekim olmayan yani “doktor” olmayan kişiler yapar. Ama tedavi için hazırlıklı olmayan bir hekim de donanımlı diğer hekim gelene kadar ilk yardımda bulunabilir. İlk yardımı gerektiren durumlar genelde irili ufaklı çeşitli “kazalar”dır. Bu “kaza” ifadesinin içinde “deprem”, “çığ”, “heyelan” ve “sel” gibi doğal afetler; envai çeşit “ev ve iş kazaları”, “yangınlar” ve bilhassa burada vurgulamak istediğimiz “trafik kazaları” da vardır.

             Kazalar var da çare yok mu? Var tabii. Ölesiye eleştirdiğimiz politikacılar bunun da çaresini düşünmüşler. Demişler ki, biz her sürücüyü birer küçük hekim yaparsak, yani her sürücüye mecburi olarak “ilk yardım dersi” aldırırsak ve sınav da yapıp onların öğrendiklerinden emin olursak, trafik kazalarında ve diğer acil durumlarda ilk yardım eksikliğinden dolayı ölenimiz olmaz.

             Buna rağmen, neden acaba, bu sürücü belgesi sahibi kişiler hiçbir ilk yardım konusundan anlamıyor? Ehliyetleri var, sürücü kurslarına devam ettiklerine dair kayıtları var, sınavı başarıyla verdiklerine dair sürücü belgesi şeklinde “diplomaları” da var. Bunlara karşın gene de ilk yardım konularından bihaberler.

            Almanya’da 1961 yılında sürücü kursuna gittim ve ehliyetimi oradan aldım. Oralarda sürücü kurslarında ilk yardım dersi verilmiyor. Galiba onlar bizden çok daha önceleri, yapılan bu işin saçmalığını anlamışlar ve vazgeçmişler. Bakalım biz bu aldatmacayı daha ne kadar sürdürürüz?

            “Fena mı oluyor yani? Belki bazıları sürücü kurslarında gerçekten de öğrenip uygulayabilir. Hiç yoktan iyidir. Hattâ bu kurslarda – yine Almanya’da olmayan - motor derslerimiz bile var. Her sürücü birer küçük mühendis olmakta. Buna da mı karşısın?”

            Tabii ki hiçbir öğrenmeye ve öğretmeye karşı olunamaz. Ama “eğitim – öğretim” maskesi altında oynanan tiyatroya karşıyım. Neticenin, bizde maalesef her defasında “Hatice” olmasına karşıyım. Sadece sürücü kurslarında değil; tüm ilk, orta ve hatta yüksek öğretimde oynanan maskaralıkların ne zaman farkına varıp, “kralın çıplak olduğunu” kabulleneceğiz?

            Ülkemizde % 90 lise ve üniversite mezunlarının bilmediği birkaç soru : Hangisi doğru?

Soru 1 - “H” harfinin okunuşu nasıldır?         Cevap: a)“ha”, b) “he”, c) “haş”, d) “aş”, e) “eyç”.

Soru 2 - Birim olarak “saat” nasıl yazılır?      Cevap: a) “s”, b) “S”, c) “s.”, d) “h”, e) “sa.”.

Soru 3 - Saatte 90 kilometre hız nasıl yazılır? Cevap: a) 90 Km./s., b) 90 km./sa., c) 90 km/h, d) 90 KM/S, e) 90 Km./st..

 

Türk Psikologlar Derneği
http://www.psikolog.org.tr/bulten/12/12_egt_calismalari.htm
Türk Psikoloji Bülteni
ISSN : 1300 - 7408

Eğitim Komisyonu Çalışmaları

            Temel amaçları; eski bilgilerin yenilenmesi ve yeni çalışmaların duyurulması için kursların, çalışma gruplarının ve seminerlerin yürütülmesi, edinilen becerilerin sertifikalandırılması, merkez dışındaki şubelerle çeşitli eğitim faaliyetlerinin düzenlenmesi konusunda iletişim kurulması ve kamuoyuna dönük seminer ve konferansların gerçekleştirilmesi olan Türk Psikologlar Derneği Sürekli Eğitim Kursları Komisyonu 13 Şubat 1999 tarihinde Akademik Kurul Toplantısı’nı gerçekleştirmiştir.

            Bu toplantıda, Derneğimize daha önce ulaşan talepler doğrultusunda 1998 - 99 Öğretim Yılı Bahar Dönemi için plânlanan kurslar değerlendirilerek onaya sunulmuştur. Buna göre, MMPI, Temel Bilgisayar Bilgi ve Paket Programları, Temel İstatistiksel Analiz ve Bilgisayar Uygulamaları II, Bebek Ruh Sağlığı ve Erken Çocukluk Eğitimi, Bilişsel Tedavide Kişiler arası Süreçler, Stresle Başetme/Stres Yönetimi, Trafik Psikolojisi ve Psikoteknik Değerlendirme, T.A.T, Psikofarmakoloji, Nöropsikolojik Testler, WISC-R Uygulamaları, WISC-R Yenileme ve Özgül Öğrenme Güçlüğünde Tanı Yöntemleri olmak üzere toplam 13 kursun açılması kabul edilmiştir. Kursların tanımları, başlangıç tarihleri, süreleri ve önkoşulları broşür halinde çoğaltılarak üyelere postalanmıştır.

            İstanbul ve İzmir Şubeleri'nde gerçekleştirilmesi düşünülen eğitim çalışmalarına ilişkin tanımların ise 26 Şubat 1999 tarihine kadar Derneğimize ulaştırılması ve 13 Mart 1999 tarihinde tekrar toplanacak olan Akademik Kurul'da onaya sunulması kararlaştırılmıştır. Ancak, Derneğimizin İstanbul Şubesi'nce Şubat 99 Bülteni olarak çıkarılmış olan yazıda, 13 Şubat 1999 tarihli Akademik Kurul'un kurslara ilişkin kararlarıyla uyuşmayan haberlerin yer aldığı görülmüştür. Örneğin, İstanbul Şubesi'nce plânlanan eğitim çalışmaları, 13 Mart 1999 tarihinde merkezde toplanarak onay verecek Akademik Kurul kararları beklenmeden ilân edilmiştir. Ayrıca kurs ücretlerinin hangi üyelik koşullarına göre ve ne kadar olacağı konusunda da İstanbul Şubesi’nin duyuruları ile Merkez Yönetim Kurulu'nun onayından geçen ücretlere ilişkin kararlar arasında uyuşmazlık izlenmiştir. Bu durum merkez ve şubeleri arasındaki haberleşmenin ve iletişimin güçlendirilmesinin önemini gündeme getirmiştir.

            Öte yandan, Eğitim Komisyonu’nun düzenlediği Uluslararası Bilimsel Etkinlikler çerçevesinde geçen yıl Brenda Townes tarafından yürütülmüş olan çalışma grubunun 1998 - 99 Bahar Dönemi'nde de tekrarlanma olasılığı belirmiştir. Anılan çalışma gerçekleşirse, üyelerimize hemen duyurulacaktır.

            Kurs tanıtım broşüründe ifade edildiği gibi, içinde bulunduğumuz dönemde daha önce uygulanmış olan kuramsal/pratik kurslar ayırımı kaldırılmış ve bütün kursların saat başı ücreti Ağustos 99 tarihine kadar; meslek dışı kursiyerler ve fahrî üyeler için dört milyon lira, psikolog üyeler ve fahrî üye olan psikoloji öğrencileri için iki milyon lira olarak saptanmıştır. Derneğimizin bugün ulaştığı etkinlikler dizisinde; bir bülten, iki dergi yayını, baskıya hazır hale getirilmiş olan Dizin Sözlüğü, Yazım Kuralları, Bender - Gestalt El Kitabı, yayına hazırlık aşamasındaki Psikolojiye Giriş, Bilişsel Terapiler Ders Kitabı, Sağlık Psikolojisi, Psikolojiyi Anlamak kitaplarının basım ve yayın masrafları, mevcut yayınların stoklandığı iki depo ile Dernek Merkezi'nin kiraları ve diğer giderleri, öğretim üyelerinin ve Dernek çalışanlarının ücretleri, bilgisayar parkının ve ilgili malzemenin geliştirilmesi, ayrıca yurt dışından öğretim elemanlarının davet edilmesi gibi çok çeşitli faaliyetlerin 1999 yılında da sürdürülebilmesi için, malî plânlama/kaynak oluşturma çabalarına katkıda bulunacak bu ücretlerin anlayışla karşılanacağını ve broşürde belirtilen kayıt yaptırma kurallarına uyulacağını umuyoruz.

 

            Kimden : Teoman Sipaher 27.07.2003/08:46
            Kime     :
trafik@yahoogroups.com

STAJYER SÜRÜCÜLÜK MÜ YA DA STAJYER TRAFİK POLİSLİĞİ Mİ?

            Bugün gazetelerde okuduk. Stajyer sürücülük olacakmış. Ehliyetini aldıktan sonra, iki yıl içinde; iki defa kırmızıda geçen ya da iki defa hız sınırı aşan sürücünün ehliyeti iptal olacak; sürücü tekrar okula gönderilecekmiş.

            Her halde aynı uygulama trafik polisleri için de geçerli olacak?

            Yani burnunun dibinde kırmızıda geçenlere iki defa ya da hız sınırını aşanlara iki defa görmezden gelen polisler tekrar Polis Okulu'na gönderilmeli.

            Kent içinde her an için binlerce araç 50 km, karayolunda ise keza her an için sayısız kamyon 70 km ve otobüsler 80 km hız sınırları aşmakta olduğundan binlerce polis Polis Okulu'na gönderileceğinden, görev yapacak tek polis kalmayacaktır. Herkes sağ selâmet rahat eder.
                                                                                                                                                          T. S.

 

Trafik kültürü
http://www.merhabagazetesi.com.tr/arsiv/2002/08/16/g6.htm

            Fahrî Trafik Müfettişleri Derneği Genel Başkanı Mehmet Yaman, Türkiye'de trafik kazalarının önlenebilmesi için, öncelikle trafik kültürünün oluşturulması gerektiğini söyledi. Sürücülerin en büyük yanlışının trafik kurallarına uymamak olduğunu belirten Yaman, "Üzülerek belirtmeliyim ki, maalesef sürücülerimiz Fahrî Trafik Müfettişleri'nin varlığını unutmaktadırlar" dedi.

            Trafik polisinin olmadığı yerlerde, kural ihlâllerinin had safhaya ulaştığına dikkat çeken Yaman, sürücülerin, Fahrî Trafik Müfettişleri'nin varlığını asla unutmaması gerektiğini ve trafik polisinin olmadığı yerde onları mutlaka gören bir Fahrî Trafik Müfettişi olabileceğini hatırlattı. Yaman, ayrıca trafik teröründen kurtulabilmek için toplumun her kesimini duyarlı olmaya çağırdı.

 

Merhaba Gazetesi
http://www.merhabagazetesi.com.tr/arsiv/2002/05/08/g18.htm

Trafik bilinci şart

            Fahrî Trafik Müfettişleri Derneği 2001 Yılı 1. Olağan Toplantısı Esnaf ve Sanatkârlar Birliği Konferans Salonu'nda yapıldı. Dernek Genel Başkan Yardımcısı Bahattin Özler, Konya'da üyelerinin 320'ye ulaştığını ifade etti. Tüm vatandaşları trafik kurallarına uymaya davet eden Özler, kimseye ceza yazmak arzusunda olmadıklarını ifade etti.

         KAZALARDA AZALMA

            Konya Emniyet Müdür Yardımcısı Gürbüz Bahadır ise, toplumda trafik bilincinin zayıf olduğunu vurguladı. 2002 yılının ilk 4 ayında geçen yılın ilk 4 ayına göre trafik kazalarında ciddi oranda azalma meydana geldiğini açıklayan Bahadır, "İl genelinde trafik kazasında hayatını kaybedenlerin sayısında yüzde 60 azalma meydana geldi" dedi.
                                                                                                                                                         
Çetin ORANLI

 

KÖRÜN BELLEDİĞİ GİBİ
DENİZLİ DEHA 20 Gazetesi'nin haftalık Pazartesi günü "Trafik" köşe yazısı
Prof. Dr. Mehmet Yüksel 18.08.2003/07:33 mail : myuksel@pamukkale.edu.tr

            “Fahrî Trafik Müfettişliği” müessesi ile –bu konuda - iflâsını bir nevi ilân etmiş bir devlet için ne yapacağını çok iyi biliyor diyemeyiz. Aslî görevi trafiği düzenlemek olan bir trafik zabıtasının havlu atmış olduğunu bilmek, bir fahrî müfettişin hevesini yükseltmez. Yazdığı tutanakları teslim ettiği polisin ne denli isteksiz davrandığını görmek de heves açıcı değil. Günün birinde bir emniyet müdürünün kalkıp, trafikteki anarşinin baş sebebinin “görev yapmayan” Fahrî Trafik Müfettişleri olduğunu söyleyebileceğini bile düşünebiliyorum. Tenceresinin “kara” olduğunu kim söyler ki?

            Fahrî Trafik Müfettişleri'ni düşünüyorum.. Acaba onlardan hangileri “dönel kavşak” kuralını biliyor, hangisi “park ışıkları ile hareket etmenin yasak” olduğunu biliyor, hangisi trafik işaretleri olmayan "kontrolsüz kavşaklar"da (anayol görünümünde olmamasına karşın) sağdan gelenin öncelikli geçiş hakkına sahip olduğunu biliyor, hangisi ikinci sırada duraklamanın yasak olduğunu biliyor?? Ve bu Fahri Trafik Müfettişleri, bilmedikleri kuralları ihlâl edenler için tutanak düzenliyor.

            Neresini tutsak elimizde kalıyor. Bildiğimiz bir iki kuralcık var, hep onları uygulamaya çalışıyoruz, körün bellediği gibi.

 

TRAFİKTE SAYGI VE HOŞGÖRÜ

            Kimden : Ali Güner TEKİN 26.08.2003/15:10
            Kime     : trafik@yahoogroups.com

            Değerli Dostlar;

            Hep hoşgörü, saygıdan bahsediyoruz. Ancak şöyle bir mantık silsilesinden hareket edersek sanırım yapılması gerekene daha çabuk ulaşırız.

            1 - Toplumlarda toplumsal yaşamı düzenleyen iki tür kural vardır :

                            a) Ahlâk kuralları  b) Hukuk kuralları

            2 - Hukuk kuralları ahlâk kurallarından türetilirler ve ahlâk kurallarından tek farkı DEVLETİN YAPTIRIMI yani CEZA ile donatılmış olmalarıdır. Ahlâk kurallarının ihlâlinin yaptırımı ise ayıplanmadır.

            3 - Bu nedenledir ki devletler ahlâk kuralları ile değil, hukuk kuralları ile yönetilirler. Devletler, imparatorluklar hukuktan taviz vermedikleri sürece yükselmişlerdir.

            4 - Yaptırımı olmayan veya uygulanmayan yerde hukuk yoktur, olamaz. Hukuk devletinde hiç, ama hiç kimsenin yasada öngörülen yaptırımı uygulamama hürriyeti yoktur, tersine ihbar yükümlülüğü vardır.

            5 - Hukuk devleti olma iddiası ile yasal yaptırımların uygulanması arasında bire bir ilişki vardır. Bu nedenle Avrupa’daki trafik polisi hiç bir zaman hoş görmez, cezalandırır. Çünkü kuralı, yani hukuku uygular.

            6 - Sonuç olarak, trafik bir ülkedeki hukuk düzeninin en belirgin göstergesidir. Trafikte, kurala rağmen hoşgörü, suça teşviktir, suça ortak olmaktır, hukuku, devleti çürütmektir.

            7 - Sonuç : İHBAR ET, CEZALANDIR, KATLİAMI ÖNLE, HUKUKA GEÇİT VER !!

            (Dünkü düğün alayı kazasında 20 kişinin öldüğünü duyunca insan başka sonuç çıkaramıyor zaten...)

            Tüm duyarlı grup dostlarıma sevgiler, saygılar.
                                                                                                                                           Ali Güner TEKİN

TRAFİKTE SAYGI ve HOŞGÖRÜ ??

-----Original Message-----
From: Metin Ozyurt [mailto:metin.ozyurt@superonline.com]
Sent: Saturday, August 23, 2003 1:07 PM
To: trafik@yahoogroups.com

            Değerli arkadaşlar,

            Hemen herkes , " Trafikte saygıyı ve hoşgörüyü ilke edinelim " der. Ama hiç kimse saygılı ve hoşgörülü olmamız gerektiren hallere ve durumlara örnekler vermez. Saygılı,hoşgörülü olunması gereken hangi hal ve durum vardır ? Bu düşüncede olanlar lütfen bir kaç örnek versinler. Sayın T. SİPAHER saygısızlara çok güzel örnekler vermiş. Aşağıda bir daha okuyunuz lütfen. Onlara saygı olur mu ?

            Ben de bir kaç HOŞGÖRÜ !!!! örneği vereyim.

            Şeritinizde giderken az önünüzde duran aracın sürücüsü aynasına bakmadan kapısını açtı. Trafik yoğun sola kaçamadınız. Şansınız varsa çarpmadan kıl payı durabildiniz. Buna hoşgörü gösterilmeli mi ?

            Şeritinizde dikkatli bir şekilde giderken sağınızdaki şeritteki araç sürücüsünün ceple veya yanındaki arkadaşıyla konuştuğunu görüyorsunuz. Az ileride onun şeritinde duran araç var ve o sürücü pat diye sizin önünüze atlıyor. Şok geçirdiniz,çarpmadıysanız şanslısınız. Bu durumda hoşgörülü mü olmalıyız ?

            Sürücü 100 veya 200 metre sonra sola dönecek. Sola döneceği yere kadar boş gördüğü sağ şeritte ilerliyor ve herkesin önünü keserek,herkesi durmaya mecbur ederek sola dönüyor, iyi mi ? Hoşgörülü olmalı mıyız ?

            Şehirlerarası bir yolda 90 km hızla gidiyorsunuz. Sağ veya solda tâli yoldaki bir araç 30 veya 40 metrede aniden önünüze çıktı. Aynaya baktınız sol şeritinizde yaklaşan bir araç var, şerit değiştiremezsiniz. 30 - 40 metrede durmanız imkânsız. Zira 90 km hızla giden bir araç 1 saniyede 25 metre yol alıyor. Ve siz o saygısıza çarptınız. (bazı hallerde çarpmayabilirsiniz.) Ve siz bizim yasamıza göre suçlusunuz. ( Avrupa da olsa suçlu değilsiniz.) Bu durumda nasıl hoşgörülü olunur ??

            Kent merkezi, 2 gidiş 2 gelişi ve yoğun trafiği olan yolda sağ şeritte bir araç, duruşu ve sinyali ile sola, geriye döneceğim diyor. Her 4 şerit saygı !!! gösterip zoraki duruyor. Burada saygılı ve hoşgörülü olmak iyi ve doğru mu ??

            Bu örnekleri çoğaltmak kolay. Bu durum nasıl ve neyle önlenebilir izah etmek, örnekler vermek kolay. Ama önce siz SAYGI ve HOŞGÖRÜ diyenlerin bana birkaç örnek vermesini bekleyeceğim. Lütfen şunu unutmayın BİLGİ olmadan FİKİR olmaz.

            Saygı, sevgi ve selâmlar.
                                                                                                                                                 Metin ÖZYURT

 

'Emniyet kemeri arka koltukta zorunlu olsun'
http://www.milliyet.com.tr/2003/09/05/guncel/gun02.html

Son günlerde meydana gelen kazalarda, arka koltukta kemer takılmaması sonucu
yaşanan ölüm ve yaralanmalar, yeni bir zorunluluğu gündeme getirdi.

            ÜMRAN AVCI / İSTANBUL
            Yapılan araştırmalar, binlerce insanın hayatına ve yaralanmasına neden olan kazalarda kayıpları azaltmak için arka koltuk kemerinin takılmasının zorunlu olduğunu ortaya koyuyor. Milletvekilleri ve toplumun birçok kesimi de "Arka koltuk kemerine evet" diyerek bu konunun Türkiye gündemine taşınması gerektiğine dikkat çekiyor. Yetkililer, arka koltukta emniyet kemerinin kullanılması halinde ölümle sonuçlanan kazalarda yüzde 40 oranında bir azalma olacağını belirtiyor. Ayrıca ölümlerin yüzde 20'sinin arka koltukta olduğunu vurguluyor.

            ARAÇTAN FIRLAMA RİSKİ VAR
            Arka koltukta emniyet kemeri kullanımı, arka koltukta meydana gelen ölüm ve yaralanmaların üçte ikisini, ön koltukta ölümlerin ise yüzde 6'sını önlüyor. TRL (İngiltere Ulaşım Araştırma Laboratuvarı) analizleri, ön koltuk yolcularının tamamına yakınının emniyet kemeri takmasına karşılık, daha düşük oranda emniyet kemeri kullanan arka koltuk yolcularının yaralanma riskinin iki kat, araçtan dışarı fırlama riskinin ise 7 kat fazla olduğunu ortaya koyuyor. Emniyet kemeri takmamış arka koltuk yolcuları en çok kafa, yüz ve boyun zedelenmelerine maruz kalıyor.

Konuyla ilgili kim, ne dedi?

            Zeynep Karahan Uslu (AKP Milletvekili) : Arka koltukta da emniyet kemeri kullanılması konusunu Meclis gündemine getirebilirim. Başka arkadaşım getirirse de desteklerim. Bazı ülkelerde arka koltukta da emniyet kemeri zorunlu. Getirdiği katkı yapılan araştırmalarla da kanıtlanmış durumda. Ben şahsen kullanıyorum.
            Zeynep Damla Gürel (CHP Miletvekili) : Trafik konusu başlı başına Meclis gündemine taşınmalı. Arka koltukta kemer kullanımı çok önemli ve can kaybının önlenmesinde çok önemli rol oynayacaktır.
            Orhan Pamuk (Yazar) : Kızımla bir yere giderken arka koltuğa oturduğumuzda emniyet kemeri takıyoruz. Bu benim kendi içgüdüsel davranışım. Kaza sırasında arka tarafın da en az ön koltuk kadar tehlikeli olduğu hep söyleniyor.
            Ercan Karakaş (YTP Genel Sekreter Yardımcısı) : Bu konu Meclis'e gelmeli. Sadece ön koltukta emniyet kemeri takarak kişi güvence altında olmuyor. Çünkü arka koltukta oturanların camdan fırladıklarına defalarca tanıklık edildi. Bu nedenle arka koltukta da zorunlu olmalı.
            Suat Yalkın (İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı) : Son yönetmeliğe göre okul servislerinde her koltukta kemer olması zorunlu. Uymayanı önce ikaz ederiz, ardından çalışmasını yasaklarız, meslekten men ederiz.
            Semih Kaçanoğlu (İstanbul Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı) : Odamıza bağlı 18 bin taksi var. 15 bininde emniyet kemeri mevcut. Arka koltukta kemer uygulamasını biz de destekliyoruz. Müşterilerimizi arka koltuğa bindiklerinde kibarca kemer takmaları konusunda uyarabiliriz.

Üçüncü kattan düşme etkisi!

            Arka koltukta da kemer kullanılması için kampanya başlatan BP, hazırlattığı filmlerinde iki noktaya dikkat çekiyordu. Bunlardan ilki kaza sırasında arka koltuktan öne fırlayan 25 kilogram ağırlığındaki bir çocuğun cama bir yavru fil ağırlığında çarptığı, diğeri ise aynı ağırlıktaki çocuğun çarpma şiddetinin üçüncü kattan düşme ile aynı olduğuydu.

Ölüm riskini çok yükseltiyor!

            Bir kaza ânında en büyük risk, aracın dışına fırlamak ya da aracın içinde kontrolsüzce savrulmak. Emniyet kemeri kullanımı, kaza sonrası meydana gelen ölümleri yüzde 45, ağır yaralanmaları ise yüzde 50 oranında azaltıyor. Araçlarda çocukların yüzde 80'i doğru şekilde oturmuyor. Kazalarda ölen 5 - 9 yaş grubu çocukların yüzde 46'sı emniyet kemeri kullanmıyor. Araçta doğru oturan çocukların yüzde 75'i kazalarda zarar görmüyor.

 

            Kimden : Dr. İ. Hamit HANCI 06.09.2003/09:25
            Kime     : trafik@yahoogroups.com

Emniyet kemeri hayat kurtarıyor

            Emniyet kemeri kullanımının muhtemel trafik kazalarında insanların hayatını yüzde 45 ile 60 oranında kurtardığı bildirildi.

            Haber Sağlık

            Ölümlü trafik kazalarında emniyet kemeri kullananların yüzde 24.8'i hiç zarar görmeden kazayı atlatırken, emniyet kemeri kullanmayanlarda bu oranın yüzde 6.3 olduğu da ortaya çıktı. Denizli Valisi Recep Yazıcıoğlu'nun geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanması ve olayda bir kişinin ölümü, emniyet kemerinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

            Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü'nden alınan bilgilere göre, emniyet kemerinin faydalarının kazaların hepsinde görüldüğü öğrenildi. Bir çarpma anında araç saniyenin ilk 10 salisesinde durmasına rağmen, emniyet kemerinin takılı olmaması durumunda, direksiyon, kontrol paneli ya da ön cam tarafından durdurulana kadar araç içindeki eşyaların ve araçta bulunan kişilerin bedenlerinin aynı hızdaki hareketlerine devam edecekleri belirtildi

            Araştırmaya göre, doğru takılmış bir emniyet kemerinin insan bedeninde çarpma etkisiyle meydana gelen sarsıntıyı azaltacağı ifade edilirken şöyle denildi :

            "Emniyet kemeri insan bedenini, kaza anında meydana gelen çarpma etkisini vücut yapısındaki en güçlü noktaya yöneltiyor. Çarpma etkisinin vücutta tek noktada toplanmayıp dağılmasını sağlıyor. Çarpma sırasında koltuktan fırlamayı engelliyor. Hassas ve en önemli organların yer aldığı kafa ve omuriliğin herhangi bir yere çarpmasını önlüyor."

            Yapılan araştırmalara göre, emniyet kemeri, otomobilde seyahat edenlerin ağır yaralanma riskini yüzde 45, kamyonetlerde yüzde 60 azaltıyor. Ölümlü kazalarda emniyet kemeri kullananların yüzde 24.8'i hiç zarar görmeden kazayı atlatıyor. İleri düzey araştırmalarda arka koltukta emniyet kemeri kullanımının, arka koltukta meydana gelen ölüm ve yaralanmaların üçte ikisinin ve ön koltukta ölümlerin ise yüzde 6'sını önlediği tespit edildi. Bütün ağır yaralanmalarda ise, arka koltuk emniyet kemerleri yaralanmanın şiddetini yüzde 50 oranında azaltıyor.

            TRL (İngiltere Ulaşım Araştırma Laboratuarı) analizleri, ön koltuk yolcularının tamamına yakınının emniyet kemeri takmasına karşılık, daha düşük oranda emniyet kemeri kullanan arka koltuk yolcularının yaralanma riskinin 2 kat, fırlatılma riskinin ise 7 kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Emniyet kemeri takmamış arka koltuk yolcuları en çok kafa, yüz ve boyun zedelenmelerine maruz kalıyor.

            Emniyet kemeri kullanımının mecburi olduğu ülkelerdeki ölüm ve yaralanma oranları, kullanımın mecburi olmadığı ülkelere göre yüzde 40 daha az olarak tespit edildi.  1995 yılında Amerika'da emniyet kemerleri 9 bin 797, hava yastıkları 475, çocuk koruma sistemleri ise 279 kişinin hayatını kurtardı. Kanada'da, 1989'dan bu yana emniyet kemerleri 2 bin 400 kişinin hayatını kurtardı, 55 bin kişinin yaralanmasını önledi, ayrıca sosyal ve sağlık maliyetlerinde 3 milyon dolar tasarruf sağladı.

 

            Kimden : Avukat Özlem Hancı 19.09.2003/07:49
            Kime     :
trafik@yahoogroups.com

 Bu kez çocukları Allah korudu!
http://www.milliyet.com.tr/2003/09/19/guncel/agun.html

Sürücü hatası sonucu devrilen servisteki 11 öğrenci şans eseri sıyrıklarla kurtuldu.
Araçta ne emniyet kemeri vardı ne hostes!

            M. AKİF ERDEM

            İçişleri Bakanlığı'nın okul servislerinde can güvenliğini sağlamak amacıyla yaptığı yönetmelik değişikliği, cezai yaptırımı olmasına rağmen uygulanmadığı için ne yazık ki işe yaramıyor. Dün yaşanan servis kazasında 11 öğrenci, bu ihmalkârlığın kurbanı olmaktan şans eseri kurtuldu. İstanbul Kocamustafapaşa Lisesi'nin öğrencilerini taşıyan servis aracı, aşırı hız ve dikkatsizlik sonucu devrildi. Kazada servis şoförü ile 11 öğrenci yaralandı. Öğrenciler emniyet kemeri takmıyordu, araçta hostes de yoktu. Ancak yeni yönetmeliğe göre her ikisi de zorunluydu.

            ŞOFÖRÜN KOLU KIRILDI

            Kocamustafapaşa Lisesi'nden aldığı 22 öğrenciyle yola çıkan Hasan Barman yönetimindeki 34 J 7536 plâkalı okul servisi, Topkapı ile Edirnekapı arasındaki Vatan Caddesi varyant üstüne geldi. Barman, viraja hızlı girince direksiyon hâkimiyetini kaybetti. Kontrolden çıkan araç, bariyere çarparak yan yattı. Kolu kırılan Barman ve yaralı öğrenciler, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Şoför ameliyata alınırken, kırılan camlardan yaralanan İlknur Aydın'ın koluna dikiş atıldı. Okul Müdürü Nahit Topbaş ve öğretmenlerin nezaret ettiği 11 öğrenci, ayakta tedavileri yapıldıktan sonra taburcu edildi.

Okul çıkışı minibüs ezdi

            Mersin'de, ilköğretim öğrencisi Kübra Kara okul çıkışında minibüs altında kalarak öldü. Kazada, Mustafa Hıfzı Yıldırım yönetimindeki minibüs, okul çıkışında yolun karşı tarafına geçmek isteyen 23 Nisan İlköğretim Okulu 1. sınıf öğrencisi Kara'ya (7) çarptı. Kara kaza yerinde ölürken, Yıldırım gözaltına alındı.

Kurallar kâğıt üstünde kalıyor

            Velilerin çocuklarını emanet ettiği okul servislerinin çoğu kurallara uymuyor. Araç seyir halindeyken ayakta duran öğrenciler camlardan bellerine kadar sarkıyor.

'Velilere de büyük sorumluluk düşüyor'

            BURCUM DEVREZ

            İl Millî Eğitim Müdürü Ömer Balıbey, "Servis araçlarının kontrolleri sadece devlete bırakılmamalı. Emniyet kemerini takıyor mu, aracın hostesi var mı? Veliler bunları takip edip okul aile birliklerine, koruma derneklerine şikâyetlerini dile getirebilirler" dedi. İçişleri Bakanlığı'nın yaptığı yeni düzenlemeye bütün servis araçlarının uymak zorunda olduğunu kaydeden Balıbey, sözlerini şöyle sürdürdü : "Yasa neyi emrediyorsa onu uygulamak zorundalar. Servis araçlarını, 'Servis Odaları ve İstanbul Ticaret Odası tarafından kurulan komisyon denetliyor. Ayrıca Trafik Müdürlüğü de yollarda alkol ve araç evrak kontrolü yapıyor. Kurallara uymayan, belirlenen cezaları öder."

Yönetmelik ne diyor?

            Yönetmeliğe göre, öğrencilerin güvenliği için uyulması gereken bazı kurallar şöyle :

            Servislerde 22 yaşını doldurmuş, en az lise mezunu hostes bulundurmak gerekiyor. Taşıtlarda her öğrenci için bir emniyet kemeri bulundurulacak. Okul servis araçlarının arkasında öğrencilerin iniş binişlerinde yakılmak üzere kırmızı ışık veren lâmba bulunacak. Öğrencilerin yetişebileceği camlar ve pencereler sabit olacak. İç düzenlemede demir aksam açıkta olmayacak.

 

BEYİN YIKAMA

            Kimden : Ceren Doğan 24.09.2003/18:06
            Kime     :
trafik@yahoogroups.com

            Sayın grup üyeleri,

            Sorunumuza çözüm getirmek adına BEYİN YIKAMA yöntemlerinin bir nebze olsun ise yarayacağını düşünüyorum. Kulağa korkutucu gelmesiyle beraber aşağıda birkaç örnekle verilen durumlarda eğitimin, cezaların arttırılmasının vs. alışagelmiş temel çözümlerin işe yarayacağına gün geçtikçe inancım azalıyor.

            Beyin yıkama kapsamında, ilân, poster ve medya araçlarıyla beyinlerin uyarılması gerektiğine inanıyorum. Bu da mümkün olduğunca az yazılı resim veya televizyon yayınları arasında ve özellikle en fazla izlenen saatlerde çeşitli görüntülerle yapılabilir.

            Örnek 1 : 30 yıldır özel şoförlük yapan kişi, kaza eseri bir yayaya çarpıp yaraladığı zaman, tedavi masraflarını ödememek icin dönüp yayayı ezerek öldürmek gerektiğini savunuyor.

            Örnek 2 : İyi eğitimli, orta yaşlı bir kişi, alkollü araba kullanırken polis kontrolüne yakalanıyor. Sahne şu şekilde gelişiyor :

            - Ne kadar alkollüsünüz?

            - Limitsiz alkollüyüm, x, y ve z mekânlarında içtim, şimdi de a mekânına içmeye gidiyorum. Cebimde 40 milyon lira para var. 20'si size 20'si de bana.

            Bu sözlerden sonra Trafik Polisleri bu kişinin yoluna devam etmesine müsaade ediyorlar.

            Örnek 3 : Çok sıkça rastlanan ve 30'lu yaslarda, iyi eğitimli insanlar ısrarla tüm uyarılara rağmen emniyet kemerlerini bağlamıyorlar.

            Örnek 4 : "Takip mesafesi" kavramının yaygın olarak bayan şoförlerin (!) kullandığı bir bahane olduğuna inanılıyor. Bunu iddia eden insanlar zamanında ehliyet kurslarına devam ederek EHLİYET sahibi olmuşlardı.

            Özetle gün içerisinde beni HASTA eden bunun gibi sayısız örnekle karşılaşıyorum ve eminim sizler de karşılaşıyorsunuz. Ben bu insanların eğitimle, cezalarla yola getirilebileceklerine inanmıyorum.

            BUNLARIN ANCAK BEYİNLERİ YIKANABİLİR!

            Saygılarımla.

 

Allah Göstermesin! Düşündürücü Bir Hikâye...

            Kimden : Naci 25.09.2003/12:10
            Kime     :
trafik@yahoogroups.com

            Jack yavaşlamadan önce Takometreye baktı : Hız limitinin 50 km/s olduğu yerde 73 km/s ile gidiyordu ve son dört ay içerisinde dördüncü defa polis tarafından durduruluyordu. Bir insan nasıl bu kadar şanssız olabilirdi?

            Jack arabasını sağa çekti. "İnşaallah şu anda yanımızdan daha hızlı bir araba geçer" diye düşünüyordu. Polis elinde kalın bir not defteri ile arabadan indi.

            Bob? Bu Polis kiliseden Bob değil mi? Jack iyice arabasının koltuğuna sindi. Bu durum bir cezadan daha kötüydü. Kiliseden tanıdığı bir Polis, arkadaş olduğuna bakmaksızın birini durduruyordu. Hem de hızlı gidip, trafik kurallarını ihlâl ettiği icin.

            "Merhaba Bob. Birbirimizi yeniden böyle görmemiz çok ilginç!"
            "Merhaba Jack." Bob gülümsemiyordu.
            "Beni, karımı ve çocuklarımı görmek için eve giderken yakaladın.
            ''Evet öyle."

            Bob umursamaz görünüyordu.

            "Son günler eve hep çok geç geldim. Çocuklarım beni uzun süredir hiç görmedi. Ayrıca Diana bana bu akşam patates ve biftek yiyeceğimizi söyledi. Ne demek istediğimi anlıyor musun?"
            "Evet ne demek istediğini anlıyorum. Ayrıca trafik kurallarını ihlâl ettiğini de biliyorum." diye cevapladı Bob.
            "Eyvah! Bu taktik fazla işe yaramayacak gibi. Taktik değiştirmek gerekli" diye düşündü Jack.
            "Beni kaç ile giderken yakaladın?"
            "Yetmiş. Lütfen arabana girer misin?" dedi Bob.
            "Ah Bob, bekle bir dakika lütfen. Seni gördüğüm anda takometreye baktım. Sadece 65 ile gidiyordum."
            "Lütfen Jack, arabana gir" diye üsteledi Bob.

            Jack canı sıkkın bir şekilde arabasına girdi, kapıyı çarparak kapattı. Bob not defterine bir şeyler yazıyordu.

            "Bob niye benim ehliyetimi ve araba ruhsatını istemiyor ki?" diye düşündü Jack.
            Ne olursa olsun, bundan sonra kilisede bu adamın yanına oturmaktansa, birkaç Pazar Jack kiliseye gitmeyecekti.
            Bob kapıyı tıklatıyordu. Jack arabasının penceresini 5 cm kadar açtı. Bob Jack'a bir kâğıt verdi ve gitti.
            "Ceza değil bu" diye kendi kendine söylendi Jack. Bir anda sevinmişti. Bu bir yazıydı ve şunlar yazıyordu :
            "Sevgili Jack, benim bir kızım vardı. Altı yaşındayken çok hızlı araba kullanan biri tarafından öldürüldü. Bu kazadan dolayı, adam cezalandırıldı. 3 ay hapishane cezasıydı bu. Bu adam hapishaneden çıkınca kendi çocuklarına sarılıp, öpüp, onları tekrar koklayabildi. Ama ben... Ben kızımı tekrar koklayabilip, öpebilmek icin, Cennet'e gidinceye kadar beklemem gerekiyor. Bin defa adamı affetmeye çalıştım. Bin kere de başardığımı zannettim. Belki başarmışımdır, ama halâ kızımı düşünüyorum. Lütfen benim icin dua et ve dikkat et Jack, tek bir oğlum kaldı."
            Jack 15 dakika kadar bir süre yerinden kıpırdayamadı. Daha sonra kendine gelip, yavaş yavaş evine gitti. Evine varınca, çocuklarına ve karısına sıkıca sarıldı.
            Hayat çok değerli, sürekli dikkat et. Dikkatli araba kullan ve başkalarının hakkına saygı göster. Hiçbir zaman unutma, istediğin kadar araba satın alabilirsin, ama insan hayatını...

 

Arkadan Çarpma
http://www.bursapolis.gov.tr/

 

Arkadan çarpma sonucu meydana gelen kazalar,
sürücülerin büyük bir çoğunluğunun
önündeki araçla mesafesini ayarlayamamalarından kaynaklanmaktadır.

 

"UYUM..YASALAR VE KAFALAR"
GÜVENLİK ŞERİDİ
Hıncal ULUÇ - 07 Ekim 2003, Tel : 0 212 354 48 91, Faks : 0 212 354 48 13

            Kimden : Tevfik Karataş 09.10.2003/16:19 tevfikkaratas@hotmail.com
            Kime     :
trafik@yahoogroups.com

            TEM YOLUNDA EMNİYET ŞERİDİ YOL ŞERİDİ OLMUŞ. HAYIR UYANIK HAYVANLAR DEĞİL, TEK TÜK.. YÜZLERCE ARABA DEVLETİNKİLER DAHİL, CAN KURTARMA ŞERİDİNİ DOLDURMUŞ. BELEDİYE OTOBÜSLERİ DİZİ DİZİ.. HERKES ORADA.. ORADA OLMAYAN KİM VAR?..

            TRAFİK POLİSİ.. KİLOMETRELERCE YOL GİTTİK; TEK TRAFİK KONTROLU YOK.

            KONTROL OLMAYINCA DA BİZİM MİLLET HAYVAN.. HAYVAN KERE HAYVAN.. BU ŞERİT CAN KURTARMAK İÇİN YAPILDI. AMBULANS İÇİN, İTFAİYE İÇİN, POLİS İÇİN. SEN BU ŞERİDİ BÖYLE PERVASIZ KAPATIRSAN, SEN MİLLETİN CANI İLE BU KADAR UMURSAMAZ OYNARSAN, BEN SANA "HAYVAN" DEMİŞİM AZ MI?

            İNSANLIĞI TÜKENMİŞ BU HAYVANLARA İLLE DE BİR ÇOBAN GEREK... OTOBAN POLİSİ LÂZIM, DEVAMLI ÇALIŞAN.. GAZETE YAZINCA, ORAYA İKİ GÜN EKİP GÖNDERMEKLE BU İŞ OLMUYOR. E - 5 VE TEM'DE GÜVENLİK ŞERİDİNE GİRENİ PİŞMAN EDECEK KONTROL GEREK Kİ, KALP KRİZİ GEÇİREN VATANDAŞ KAN KAYBEDEN ÇOCUK HASTANEYE YETİŞEBİLSİN..

 

Sürücü psikolojisi için eğitim

          Kimden : Hamit Hancı – 05.11.2003/08:48
          Kime     : trafik@yahoogroups.com

            Trafik kazalarının nedenleri ve sürücülerin psikolojilerine yönelik bir proje hayata geçiriliyor. Her yıl binlerce kişinin yaşamını yitirdiği, sakat kaldığı trafik kazalarının nedenleri ve sürücülerin psikolojilerine yönelik bir proje hayata geçiriliyor. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Plânlama Bölümü Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Darçın Akın, karayollarındaki yüksek tansiyon ve saldırgan sürücülerin tespiti, yol ve trafik şartları ile saldırganlık arasındaki ilişkinin belirlenmesi için hazırladıkları "Trafikte saldırgan sürücü ve agresif sürüşün belirlenmesi" projesinin hayata geçirileceğini söyledi.

            Verilere göre, son 15 yılda karayollarında yaşanan trafik kazalarında yaklaşık 120 bin kişinin öldüğünü, 1.5 milyon kişinin yaralandığını ifade eden Darçın, şunları kaydetti : "Bu korkunç manzaranın arkasındaki sebeplerin en önemlisi, araç kullanma belgesi ve yetkisi verdiğimiz insanlarımızı araç kullanma ve trafik ahlâkı açısından iyi eğitemeyişimizdir. Bu ülkenin refahı için kendimizi gözden geçirmeli ve trafik problemlerini çözen ülkeler ile toplumlardan ders almalıyız.

            Pek çok kazanın, saldırgan sürüş dolayısıyla meydana geldiği tahmin edilmektedir. Ancak, ülkemizde bu tür sürüşü tespit edebilecek ve yaptırım uygulayabilecek bir program mevcut değildir. Biz işte bunu hayata geçirmenin peşindeyiz."

 

TRAFİK DERGİSİ

            Kimden : Tevfik Karataş 20.11.2003/14:27 tevfikkaratas@hotmail.com
           
Kime     : trafik@yahoogroups.com

            Ankara Trafik Vakfı "Trafik" adlı bir dergi çıkardı. Yıl : 1, Sayı : 1. Genel Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Süleyman Pampal (Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü).

            www.trafikdergisi.com (The website is currently under construction. It will be online soon. Thank you for your patience while we build our website. Please visit us again.)

            Elektronik Posta : info@trafikdergisi.com Tel : 0 312 442 88 45 - 439 55 45     Faks : 0 312 442 88 46

            Derginin Yazışma Adresi : Dedekorkut Sokak, No. : 16/4      06690 - Çankaya/ANKARA

            İçeriğini beğendim. Tavsiye ederim. Sevgi ve saygılarımla...

 

Felç Eden Engel
Milliyet Gazetesi'nin 29.01.2004 tarihli haberi
CEM BAKIRCI Erzurum DHA

            Kimden : Cüneyt Elma /30.01.2004 – 08:13
            Kime     : trafik@yahoogroups.com

            'Dağ' gibi engel felç ediyordu!

            Bindikleri otobüs, standartlara uygun olmayan hız kesici engele süratli girince kafalarını tavana vuran iki kişi, felç olmaktan şans eseri kurtuldu.

            Erzurum'da, sabit hız kesici engelin üzerinden geçen halk otobüsünün yavaşlamaması nedeniyle başlarını tavana vuran Cemil (56) ve Nihat Akpınar'ın (48) omurlarında çökme kırığı meydana gelirken, felç olmaktan şans eseri kurtuldular.

            AKP'den Olur İlçesi Belediye Başkan Aday Adayı olan emekli bankacı Cemil Akpınar'la 26 yıllık öğretmen yeğeni Nihat Akpınar, Yenişehir'den Dadaşkent'e gitmek için Mürteza Akgün'ün kullandığı 25 AF 011 plâkalı Halk Otobüsü'ne bindi. Otobüste yolcu olmadığını gören ikili, rahat konuşabilmek için en arka koltuklara oturdu.

            Ancak Atatürk Üniversitesi içinden hızla geçen otobüs, yoldaki beton hız kesiciye yaklaştığında da yavaşlamadı. Bu nedenle kendilerini koruyamayan Cemil ve Nihat Akpınar, başlarını tavana vurdu. Omurlarındaki çökme kırığı nedeniyle acı içinde kıvranan amca ile yeğeni, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesi'nde ameliyat edildi.

            Yoldaki sabit hız kesici yüzünden sakat kaldıklarını belirten Cemil Akpınar, "Trafik Raporu'nda, sabit hız kesicilerin yüksekliğinin 8 yerine 15 santimetre olduğu ortaya çıktı. Az daha felç olacakmışız. Çok yüksek hız kesici yaptığı için Atatürk Üniversitesi'ni, hızlı araç kullandığı için de sürücüyü dava edeceğiz" dedi.

            Artık vidayla yaşayacaklar!

            Şans eseri felç olmaktan kurtulan Cemil ve Nihat Akpınar'ın tedavilerini yapan Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesi'nden Yrd. Doç. Dr. Naci Ezirmik de ilk kez böyle bir vakayla karşı karşıya kaldığını kaydederek şunları söyledi : "İki hastaya da vida taktık. Artık ömür boyu bu vidalarla yaşamak zorundalar. Tedavileri uzun sürecek gibi görünüyor. En büyük şansları felç olmamaları. Bu gerçekten bir mucize!"

 

kimse korna çalmaz
(itiraf.com sitesinden alınmıştır)

            Kimden : Bünyamin TOKMAK/06.01.2004 – 08:18
            Kime     : trafik@yahoogroups.com

            shame-on-you ; Cinsiyet : Kadın; Yaş : 36; Ülke : İngiltere

            Yaşadığım küçük, sakin İngiliz kasabasında kimse korna çalmaz. Geçen gece arabamla giderken yola aniden bir geyik çıktı. Yedi yıldır kullandığım arabamın kornasını; evet evet kornasını bulamadım! Arabadan inip geyiğe kibarca ve İngilizce olarak, "Kışttt, kışttt! Doğaya dön haydi" dedim. Sağolsun o da kırmadı. Bir geyikle İngilizce konuştuğuma mı yoksa bunca yıllık arabamın kornasını bulamadığıma mı yanayım bilmiyorum?

            Yorum : Antalya'da dolmuş ve otobüsler durağa sondan yanaşır; durağın önündeki dolmuş ve otobüsler ise bir türlü çıkmak istemez. Arkaya doğru sıralanmış 3 - 5 ve hatta bazı zamanlar 8 - 10 dolmuş ve otobüs başlarlar uzun uzuuuuunnn korna çalmaya.

            Ne sinir bozucu olduğunu tüm Antalyalılar bilir sanırım?


YAZDIR

Web Siteler Ana Sayfasına   

  Dönmek İçin TIKLAYINIZ !