Ü-STP
ÜNYE SİVİL TOPLUM PLÂTFORMU
TARİHÇE ALBÜMÜ

ÜNYE
SİVİL TOPLUM PLÂTFORMU’NUN
AYAK SESLERİ

Sizler de Ünyeliler Ailesi'nin birer ferdisisiniz!
(Bu sayfa en son 20 Aralık 2009 tarihinde güncellenmiştir.

Ünyeliler Grubu'nun İstanbul'daki İlk Toplantısı - 09 Haziran 2007

Beyoğlu Dilek Pera Restaurant / İstanbul - Sponsor Av. Kadir ÖZDEMİR

= Ünye Fotoğrafları

= Aile Fotoğrafları

= Ünye Kartpostalları

 




 

Ünye Sivil Toplum Plâtformu

Tasarım : A. Selim TUNCER

                             

Ünyeliler Grubu'nun 100. Yıl Parkı'nda Ünye'de Yaptıkları İlk Toplantı - 15 Temmuz 2007

Ü-STP
ÜNYE SİVİL TOPLUM PLÂTFORMU
TARİHÇE ALBÜMÜ

Ünyeliler Grubu Ü-STP Oluşumu 3. Toplantısında Ünye Ticaret Borsası Konferans Salonu'nda

Fotoğraf : Hacer COŞKUN - 25 Temmuz 2007 Ünye

Bolu İzzet Baysal Caddesi -

Fotoğraf : Elif Nihan GÖKAY - 08 Temmuz 2007

10 Mayıs 1991,
Fotoğrafın solundaki Pano'da
bir Resim Sergisi Afişi vardı.

ÜNYE EVLERİ
RESİM SERGİSİ
İnşaat Mühendisi Eren TOKGÖZ

O gün Ü-STP,
düşünce olarak ilk kıvılcımı
almak suretiyle
paylaşımın güzelliğinin büyüsünde
birlikteliğin gereğini vurguladı.

Ve,
sergiyi izlemek üzere
ivedi Kültür Sitesi'ne koştum.

12 Kasım 1999 Depremi Ardından Tahribat Gören Bolu Kütüphanesi ve Kültür Müdürlüğü Binası
    
Fotoğraflar : Elif Nihan GÖKAY - 08 Temmuz 2007

Ve, Ziyâretçi Defteri'ne yazdığım yukarıdaki anıdan sonra Sayın Eren TOKGÖZ Ağabey
aşağıdaki fotoğrafta görülen ORÜS Bolu Müessese Müdürlüğü'ndeki çalışma odama beni iade-i ziyârete geldi.


Fotoğraf : Elif Nihan GÖKAY - 08 Temmuz 2007

O günden sonra hemşehrilerimin desteğiyle güzel ÜNYE'me odaklandım
ve 16 yıl içerisindeki gelişmeleri sizlere fotoğraflarla özet bir biçimde aktarmak istiyorum.

 

Ünyeliler Grubu'na Ü-STP'nin Gelişim Süreci Anlatılıyor.

Dilek Pera Restaurant - 09.06.2007 İstanbul
Bilgin HASDEMİR İstanbul'da özel bir pıtık atış stilini tarif etmekte.

Adını İsmet KÜÇÜKOĞLU telâffuz edince uşaklar o anda kopar :))

Ü-STP'nin Tanıtım Amaçlı Bastırdığı İlk Broşür - Sponsor ve Tasarım : A. Selim TUNCER

Sanatçı Hemşehrilerimiz Tamer KARAN ve Mustafa ŞİMŞEK

Toplantı hakkında yaşadıkları duyguları anlatırlarken.
XV. Uluslararası Ünye Festivali Konseri

POP Sanatçımız Tamer KARAN Başkan'dan Ödülünü Alıyor.

    

Grubun İmajmeykır'ı İsmet Küçükoğlu ve Ömer GAZEZOĞLU

ÜNSİYAD Açılışı Ünye İmajı'nın Örnek Bir Göstergesiydi.
T-Shirt Sponsorumuz Ömer GAZEZOĞLU'na Teşekkürler

10.06.2007 İstanbul TSM Orkestrası ÜNSİYAD

Ünyeliler Grubu Ümraniye Kent Ormanı'nda III. Geleneksel Ünyeliler Pikniği'ne Katıldı
    
Ve Grup Moderatörü M. Ufuk MİSTEPE Ünyeliler Grubu Üyeleri'ne Bir Tebrik Mesajı Gönderdi.

100. Yıl Parkı'nda Grubun Ünye Ayağı Bir Tanışma Toplantısı Tertipledi. 15.07.2007

Recep KORKMAZ'ın Sponsorluğunda Alınan Şapkalar

Tasarım : A. Selim TUNCER - Gönderen : Hüseyin KESKİN
Ahmet BİRBEN ve M. Ufuk MİSTEPE Orta Çarşı Sohbetinde

Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - 29.07.2007

Ünyeliler Grubu Tanışma Toplantısı'nda Festival Öncesi İçin Bir Toplantıya Daha Karar Verilir.

Fotoğraf : Hacer COŞKUN

Alaattin GÜNEŞ Ü-STP Logolu Tişörtünü Gururla Taşıyor

25.07.2007 16:37
Sponsor Alaattin GÜNEŞ - MEGATRANS A.Ş.

Tasarım : A. Selim TUNCER

Ü-STP'nin Tanıtım Amaçlı Bastırdığı İlk Broşür - Sponsor ve Tasarım : A. Selim TUNCER

Ünyeliler Grubu Çarşıda Halkın Sorunlarına Sohbetle Eğildi.

Kabayel İşhanı Önünde Ünyeliler Mutad Buluşmalarında.
Prof. Dr. Sait KAPICIOĞLU, Mustafa KALAFAT, Fahrettin ERKOÇ

Orta Çarşı Nostaljik Ünye Sohbetleri - 30.07.2007

Rasim ÖNDERSEV'in Misafirperverliğinde Ünye'nin Çınarları Ziyâret Edildi.

Orhun GÜVEN Yetiştirdiği Mavi Lâdin ve Sedirler Arasında.

Doğa Âşığı ve Ünye'nin Ziraî Duayeni Orhun GÜVEN'in Çiftliği

Karadeniz'in Yegâne Botanik Bahçesi'nin Mimarı
Ünye'mizin Ozanı Mustafa Uğur ALAN (KULFANİ)

Yüreği Ünye Sevdası Dolu Ozanımızı Ü-STP Unutmadı.

Kazılarda Gubur Bacaları Üstünde Roma Dönemi'nden Kalma Bir Heykel Çıkarıldı.
M.Ö. II Yy.'dan Kalma Ufkiyus MİSTEPES

Tantana Kemal ve Cemal İHTİYAROĞLU Kırdı Geçirdi.:))

İşte Ünye Halkının Espritüel Doğaçlamalı Mizacı
Orta Çarşı Câmii Avlusu Ü-STP'nin Vazgeçilmez Mekânı Oldu.

Skeçler, Fıkralar, Anılar Birbirini Takip Etti Güzelliğinde...

28 Temmuz 2007
İLK FESTİVAL TENTÜRÜK AĞASI VE TENTÜRÜK TURNUVASI ŞAMPİYONU SEÇİLDİ.

50 YTL Arttırmayla İlk Festival Tentürük Ağası Rasim ÖNDERSEV

Jüri Başkanı M. Ufuk MİSTEPE veYarışmacı İsmet KÜÇÜKOĞLU
Festival Tentürük Turnuvası Şampiyonu Kore Gazisi Yalçın TAŞÇIOĞLU

Jüri Bşk. M. Ufuk MİSTEPE ve Pıtık Ağası Rasim ÖNDERSEV

Sayın Bakanımız Mehmet Hilmi GÜLER Ü-STP Standını Şereflendirdiler
Kaymakam Dr. Osman GÜNAYDIN, Belediye Bşk. Ahmet ARPACIOĞLU, Milletvekili Mustafa HAMARAT

29 Temmuz 2007
İLK FESTİVAL PITIK AĞASI VE PITIK TURNUVASI ŞAMPİYONU SEÇİLDİ.

55 YTL Arttırmayla İlk Festival Pıtık Ağası Fikri TERZİOĞLU

Jüri Üyesi M. Ufuk MİSTEPE
Pıtık Turnuvası Şampiyonu Gazete Editörü Hacer COŞKUN

Hakem Alparslan ÖZ ve Finalist İbrahim Ümit CİVANBAY

Ünyeliler Grubu Yahya Cumhur TAPÇI'nın
Belediye'miz Desteğiyle Tertiplediği Festival Öncesi Yunus Emre Etkinlikleri'ne İştirak Etti.

Mevlid-i Şerîf Öncesi Yahya Cumhur TAPCI Yunus'u Anlatıyor.

Ünye Medyası Her Zaman Olması Gereken Yerde - 26.07.2007 11:21
Ünyeliler Ü-STP Grubu Yunus Emre (Şehnuz) Türbesi Önünde.

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE - 26.07.2007 11:46

Ü-STP Üyeleri Ünye Kaymakamı Sayın Dr. Osman GÜNAYDIN'ın Makamında.

Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - 27.07.2007 10:13

YAT GEZİSİ
VE ÜNYE SAHİLLERİNDEKİ ÇARPIK YAPILAŞMALAR

Rasim ÖNDERSEV'in Mütevazi Yatında Ünye Sahilleri Uzman Gözüyle İrdelendi.

Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - 29.07.2007

Musa Ö. KIROĞLU, Av. Kadir ÖZDEMİR ve Mustafa ÇAKMAKCI

Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - 29.07.2007
Ali ÖZTÜRK ve Ahmet KABAYEL "İşte Cennet Ünye'miz!" diyor.

Şirin Ünye Gazetesi Fotoğraf Arşivi

Sayın Milletvekilimiz Mustafa HAMARAT Kahvaltı Sonrası Duygularını Bizimle Paylaştı.

Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - 29.07.2007

XV. ULUSLARARASI ÜNYE FESTİVALİ'NDE
RESMÎ KAYITLARA GEÇMEYEN İLGİNÇ İKİ AĞA DAHA SEÇİLDİ!

Musa Ö. KIROĞLU Ağalığına Yakışır İkramında :)))

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE - 29.07.2007
Eyyyy benim güzelliğinde yeşil kokan!!!
Domatisnen hıyar tadımsılığındaki gardaşlarım
Sizleri öylesine görememek vardı ya masamda!
Sensizlikte koparılıp ısırılmayı da özlemek heyy!


Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE - 29.07.2007

Ü-STP Üyeleri Ünye Belediye Başkanı Sayın Ahmet ARPACIOĞLU'nun Makamında.

Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - 27.07.2007 10:44

Atatürk Parkı Dolgu Sahası'na Giden Ü-STP Üyeleri
"Ben Koyumu İstiym!" Diyerekten Protesto Gerçekleştirip, Basın Açıklaması Yaptı.

KOYUMU BAA GERİ VERİN GAYMAAM NOOLUR!

Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - 26.07.2007
ALIN DAŞLARIYIZI, BEN İLLÂ DA KOYUMU İSDİYM!

Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - 28.07.2007

Ordu Üniversitesi Rektörü Haluk KEFELİOĞLU'nun Ünye Borsası'nda
Eğitim ve Kalkınma Derneği Girişimiyle Gerçekleştirdiği Toplantı Sonrasında
Ü-STP Üyeleri Ünye Tic. ve San. Odası Bşk. Sayın İsmail Hakkı KARA'yı Ziyâret Etti.


Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - 29.07.2007

 

Ünyelüce Gonuşup Anlaşmaya Çaluşan İki Ünyelü - Ufuk ve Bilgin

M. Ufuk MİSTEPE Fotoğraf Arşivi - 28.07.2007
Uluslararası Tentürük ve Pıtık Hakemi Alparslan ÖZ Bir Atraksiyonda

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE - 28.07.2007

SABAH KAHVALTISI


Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - 29.07.2007

Ü-STP Orta Çarşı Kahvaltısı Sohbet Ortamında Geçti.

Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - 29.07.2007
Kahvaltı Sonrası Yapılan Yat Gezisinde Sahil Yağmacılığı İzlendi.

Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - 29.07.2007

KİTAP STANDIMIZ BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ
(Ünye Aazuynan Yazulan Hikâyeler Beyeni Gazandı.)

Bilgin HASDEMİR Ünyeli Bürokratlara ve Halka Yayınlarını Tanıtıyor.

Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - Temmuz 2007

 

Canbulat Gazozcusu'nun Sünnet Töreni'nde Tentürük Çevrüldü.

Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - Temmuz 2007

Ü-STP Standı'nı Ünyeli Siyasî ve Bürokratların Ziyâreti

Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - Temmuz 2007

ÇEVRECİLER
ÇAMLIK KOYU'NDAYDI!
(Rüzgâr Perdesi Karaağaç ve Kızılağaçları Kurtarma Operasyonu)


Şirin Ünye Gazetesi Fotoğraf Arşivi - 30.07.2007 07:51

Ahmet BİRBEN Karaağaç Gövdesindeki Sarmaşıkları Temizlerken

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE - 30 Temmuz 2007
Ahmet Derya VARİLCİ Kızılağacı Sarmaşıklardan Kurtarırken

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE - 30 Temmuz 2007
Musa Ö. KIROĞLU ve Ahmet KABAYEL Sarmaşık Operasyonunda

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE - 30 Temmuz 2007
Av. Kadir ÖZDEMİR Kızılağaç Gövdesini Özgürlüğüne Kavuştururken

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE - 30 Temmuz 2007

Fıstık Çamı Ağaçlarına Rüzgâr Perdesi Vazifesi Gören Karaağaç ve Kızıağaçlar Sarmaşıklardan Temizlenirken.

M. Ufuk MİSTEPE Fotoğraf Arşivi - 30.07.2007

ÜNYELİLER GRUBU
ADINA ALINAN İLK ÖDÜLLER

Ünye Gazeteciler Cemiyeti
Ü-STP Üyesi İki Araştırmacıyı Ünye'ye Kültürel Katkılarından Dolayı Ödüllendirdi.
Ünye Dernekler Federasyonu Bşk. Sezai BAŞ, Ünye Kaymakamı Dr. Osman GÜNAYDIN, M. Ufuk MİSTEPE,
Hizmet Yay. A.Ş. Yön. Kur. Bşk. Şakir GÜREL, İst. Ünyeliler Der. Yön. Kur. Bşk. Hüseyin ÖZTÜRK


Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - 29.07.2007 14:59 - Yunus Emre Parkı

  M. Ufuk MİSTEPE Hizmet Yy. A.Ş. Bşk. Şakir GÜREL'den Ödül Alırken.

Fotoğraf : Ali ÖZTÜRK - 29.07.2007 14:55

SEVGİLİ ÜNYELİLER,
BU ÖVÜNÇ VE BU BAŞARI HEPİMİZİN...

NİCE FESTİVAL GÜZELLİKLERİNDE BULUŞMAK ÜMİDİYLE...
SEVGİYLE, ESEN KALIN...


İşte, emeklerin bir bileşkesidir bu ödül.. birlikten doğan gücün sinerjisini yansıtan...

.
İç çekişmeleri, dedikoduları bırakalım.
Biz iki ay çalışıp on ay yatan bir bölgeyiz.
On ay yatan insanlar da iş yerine başka şey üretir.

Dr. Mehmet Hilmi GÜLER
I. Ünye Kurultayı - 15 Kasım 1998

 


Ü-STP GRUBU KAPANDI !!!
13.08.2007 16:51

          Sevgili Hemşehrilerim,

          Hareketli bir süreci geride bıraktık. Hizmet vermek adına dağarcıklarımızdakileri ortaya sürdük.

          Malûmunuz olduğu üzere Ünye'mizin "YAŞANABİLİR BİR ÜNYE" olması adına yıllarca bıkmadan bir PROJE geliştirmeye çalıştım.

          Bu PROJE Ünye odaklı olup, GRUP ÇALIŞMASI'nı gerektiren uzun soluklu zor ve çok ciddî bir projeydi. Gerçekleşmesi halinde Türkiye için örnek bir model oluşturacaktı.

          Grup Lideri olarak geçen zaman zarfında size hedefi gösterip yapılacakları anlatarak, bilgilendirmeye ve gerçekleştirmeye çalıştım ve sizler de destek verdiniz.. sağolun!.

          Bu konuda yeterli başarı sağlayamadım. Sayın İsmet İnönü'nün özdeyişindeki "Ünye'ye hizmet sevdalıları en az bu hizmeti engellemeye azmedenler kadar cesaret sahibi olmalıdır!" ruhuna sahip bir ekibin gruba sahiplenmesini Ünye'mizde imkân dahiline sokamadım ne yazık ki!

          Projeler gerçekleştirilmek üzere hayata geçirilir.. sahiplenilmezlerse yaşama şansı yoktur!

          Umarım gelecekte güzel projeler üreterek Ünye için daha yaşanılabilir ortamlar sağlayabilirsiniz.

          Bugüne dek efor sarf ettiğim 16 yıl, binlerce mesaj, araştırmalar için harcadığım onca emek ve bilgisayar başında oturmaktan kaybettiğim sağlığım pahasına gene de sizlere kırgın değilim.. HAKKIMI HELÂL EDİYORUM.

          Elimi değil.. tüm vücudumu koydum taşın altına.. ama olmadı.

          Güzel anılarla geride çok tatlı hâtıralar bıraktık.

          En azından bir araya gelebilmenin kısa vadede de olsa güzelliğinin tadımsılığını duyumsadık.

          Grubun devamlılığı yönünde eksik olanları ne yazık ki sağlayamadım.

          Hoşçakalın güzel insanlar...
          İnandığım için kurduğum bu güzide grubu projenin gerçekleştirilme şansı kalmadığına olan inancımın pekişmesi nedeniyle affınıza sığınarak kapatıyorum.

          Sevgiyle kalın...

          Yeşil ve mavi Cennet'i Ünye'ye selâmlar...

Bir zamanlar "SÖZÜMÜZ VARDI!"...
 

Sayın M. Ufuk MİSTEPE
Geçmişten günümüze, mesleğimize
ayrıca İnternet Gazeteciliği ile Ünye'nin tanıtımına,
sosyal ve kültürel hayatına katkılarınız anısına,
Teşekkürlerimizle...

28.07.2007 / Ünye Gazeteciler Cemiyeti

"Geyiğin peşine rehbersiz düşmek, seni ancak çalılığa götürür."


Ü-STP Grubu'nun Kapanmadan Az Önceki Son Ekran Görüntüsü - 29 Ağustos 2007 / Saat 14:20 Ankara
Grup, Kapanışla İlgili En Son 5278. Mesajı da Yayınlayarak, 430 Üye ile Sanal Âleme Veda Etti.

Değerli Hemşehrilerim,
Lütfen, bu sayfanın ardından "
Ünye'de Bir Ağabey"
konu başlıklı http://unyezile.net/agabey.htm adresindeki
Saim YILDIZ Bey'in makalesini okuyunuz.

YALAKALİZM

Makale : Prof. Dr. Sait KAPICIOĞLU
(Bu sayfa en son 26 Eylül 2007 tarihinde güncellenmiştir.


Orta Çarşı Nostaljik Ünye Sohbetleri - 30.07.2007

YALAKALİZM

Prof. Dr. Sait KAPICIOĞLU

            Geçmişin her çağında doktrinler kurulmuştur. Filozofların bu doktrinleri yüzyıllar boyu tartışılmış bu yüzünden toplumsal ve ülkeler arasında siyasî, askerî ve ekonomik çatışmalar çıkmış; milyonlarca insan fikir ayrılıkları yüzünden katledilmiştir. Devletler, imparatorluklar çökmüştür. Bilim adamları, hukukçular siyaset adamları ya yakılmış, asılmış veya cinayete kurban gitmiştir. Şimdi ben de evrensel çalkantılara neden olan, dünyanın en eski doktrinini ortaya koyuyorum : Aslında var olan , fakat kimsenin tarif etmediği bir doktrindir bu. Esasen filozofluk, var olan fakat başkalarının göremediğini düşünmektir; görmektir. Böylece ben de doktrin yaratan filozof sınıfına katılma onurunu taşıyorum. Esasen akademik bir filozof olmakla birlikte, doktrinci filozofluk toplumlarda akademik plâtformdan daha çok ilgi ve itibar görüyor. Tarif edilen doktrin dünyadan asla silinemeyecek, savaşlara sebep olmayacak, dünya zenginleştikçe gelişecek bir sistemdir; YALAKALİZM !

            Yalakalizm'in kökeni olan yalakalığın sözlük anlamı şöyledir : "DALKAVUKLUK, ARSIZLIK, YILIŞIKLIK, SIRNAŞIKLIK" Yalakalizm bir toplumsal sistemdir; tamamen insana dayanmaktadır. Yalakalist bir kimsenin uyması gereken kurallar burada tarif edilemeyecek kadar çoktur. Yalakalıkta daima bir liderin varlığı ana kuraldır. Yalakalizm'e katılacak bir yalaka için örnek bir yol tarif edilmiştir : " Yalakalık mesleğinde ustalaşırsan dünya cennetinin anahtarını almışsın demektir. Bununla dünyadaki tüm kapılar önünde açılır : Devlet kıyağı, makamlar önünde hazırdır. Yalakalık yapacağın efendinin sevincine katılacaksın. Üzüntülerinde onlardan daha fazla üzüleceksin; hattâ bazen ağlayacaksın bile! Elbette ki bu kıyakların faturası da olabilir: Yalancı şahitlik, bilim adamlarına çamur atmak, itibar kaybettirici entrikalarda görev almak, seçim çığırtkanlığı yapmak gibi.

            Efendin olan liderini asla gölgede bırakmayacaksın. Liderini gölgede bırakmanın tehlikelerini bileceksin. Önce liderine itaat edip onu şişirmelisin. Açık iltifat etkili olabilir. Ancak bir yere kadar; çok belirgin olması diğerlerine kötü görünebilir. Gizli iltifat çok daha güçlüdür. Örneğin, liderinden daha zekiysen, tersi gibi görünerek, onun senden daha zeki görünmesini sağlayabilirsin. Acemi gibi görünüp, onun uzmanlığına ihtiyacın varmış gibi göstereceksin. Size zarar vermeyecek, fakat onun yardımına ihtiyaç gösteren küçük hatalar yapmalısın. Liderler bu tip ricalara bayılırlar. Eğer fikirlerin liderininkinden daha yaratıcı ise bunları alabildiğince açık bir tarzda ona atfedin. Sizin düşüncenizin yalnızca onun düşüncesinin bir yankısı olduğunu ortaya koyun. Eğer nüktede onu geçiyorsan, saray soytarısı gibi davranmalısın. Liderini alabildiğince öveceksin. Topluluk içinde neşe kaynağının O olduğu izlenimi vereceksin. Eğer efendinden daha sosyal ve cömertsen onu gölgelemekten çekineceksin.

            Liderin, herkesin etrafında döndüğü güç ve parlaklık yayan bir güneş gibi görünmelidir. Onun hoşlandığı objeleri hediye adı ile sunacaksın. Liderler hediyelere bayılırlar. Onun adına partiler tertipleyeceksin. Yandaşlarınız ile lideri coşturan tempolu sloganlar atacaksın. Eğer O'nu eğlendirme konumundaysan, hünerlerinle onun sempatisini kazanmaya çalışacaksın. Liderin emirlerini hemen yerine getireceksin. Onun dostları için tüm fırsatları, hastaneleri, emirlerine açacaksın. Yakınlarını firmalar aracılığı ile işe yerleştirmek liderin gözüne girmede en etkili yoldur. Bu kişileri ileride kendi emellerin için kullanabilirsin. Sahte raporlar yazmaktan, senaryolar uydurmaktan çekinmeyeceksin. Liderin ve eşinin her türlü problemini ve özellikle sağlık sorunlarını büyük bir ustalıkla halletmelisin. Bazen liderini bu işin içinden çıkamayacağı tehlikelere sokmalısın. Bu durumu, ileride liderin seni harcamasına fırsat vermemesi için kullanabileceksin.

            Bütün bu olaylar eğer seni başarıya götürüyorsa yeteneğini gizlemek bir zayıflık değildir. Aşağılık konumdan yukarı çıkmaya karar verdiğinde bütün bunların sana yararı olacaktır. Eğer liderinin baskıları hevesle katlanıp, onun daha fazla parlamasını sağlarsan çok şanslısın demektir ve hemen terfi edersin. Gökyüzündeki sayısız yıldızlara rağmen tek bir güneş vardır. Güneşi asla engellemeyecek veya güneşle rekabet etmeyeceksin. Hattâ, gökyüzünde daha çok soluklaşarak efendi yıldızın parlaklığını artırmanın yollarını bulacaksın. Liderini gölgede bırakmaktan kaçınacaksın. Bilesin ki tüm üstünlükler nefret uyandırır.

            İnsanları üzme ve bastırma konusunda kaygılanmana gerek yoktur. Ancak zalim olurken seçici olmalısın. Yoluna çıkması muhtemel rakiplerine çamur atmak, itibar kaybettirmek için her yolu denemelisin. Sonunda bunlar için bir eleştiri olursa "haberim yok" demekten utanmamalısın. İcabında onlarla dost olma isteğin olursa hiçbir şey olmamış ve çok iyi dostmuş gibi pişkin davranacaksın. Tonton olacaksın. Tontonluk her kalıba girmek demektir. Tontonların uçak, at eşek, tavuk, fil olduğunu gösteren filmler vardır. Eğer liderin düşen bir yıldız ise, onu gölgede bırakmaktan çekinecek bir durum yoktur. İnsaf etmeyeceksin. Çünkü liderin de zirveye tırmanırken bir ahlâkî endişe taşımıyordu. Liderin gücünü ölçeceksin. Eğer lider çok güçsüz kalmışsa düşüşünü gizlice hızlandıracaksın. Doğanın gereğini derhal yerine getireceksin. Güçsüz bir lideri aniden gölgede bırakmak zalimlik veya kindarlık gibi görünebilir. Bundan sebep biraz daha sabırlı olacaksın. Sonunda liderin yok olması doğal bir seyirdir. Efendin bir gün düşecek ve bir ayağınızla üzerine basarak onu gölgede bırakacaksın.

            Bunları harfiyen yerine getirdiğin için bir gün hedeflediğin ışığı tünelin ucunda göreceksin. Yalakalizm lideri olacaksın. Ancak daha birçok gerçekleri de bilmen gerekir. Dürüst, bilime ve mesleğine saygılı, ülkesinin yüceliğine gönül vermiş hocaları ve kişileri hesaba katmadığın zaman, yalakalizmin tüm nimetlerinden yararlanamayacağının da hesabını yapmalısın.

            Unutma ki yalakalizmin de düşmanları vardır: Çünkü yalakalizm dünyada çok yaygın değildir. Global ekonominin bünyesindeki soyguncu düzenin içinde yuvalanmıştır. Mazlum milletler, yalakalizmin dışında kalmıştır. Yalakalizme daha az yatkın toplumlar hümanizm ve ütopik anlayışa daha çok yatkındırlar. Yalakalizmin tersi olan hümanizm ve ütopyadır. Dünyanın mutluluğu hümanizm ile aydınlandıkça yalakalizm yok olacaktır. O zaman sevgi, barış, insanca yaşam dünyanın anlayışı olacak ve ütopya toplumu teessüs edecektir.

Aşağıdaki dörtlük yalakalar için kulaklarda küpe olmalıdır :

                        Bu zamanda az dostum olsun, daha iyi,
           
            Herkesle uzaktan hoşbeş edip geçmeli,
                        Can g
özünü açınca görüyor ki insan,
           
            En b
üyük düşmanıymış en çok güvendiği.

                                    Can verinceye dek savaştık bu tekkede,
                                   
Dertten başka ne geçer ki eline?
           
                        Ne mutlu
çabuk bu diyardan gidene,
           
                        Hele buraya hiç gelmeyene.

                                                Biz bilime tapanlarız, makama değil,
           
                                    Cılız karıncalarız, emir değil,
                                                Biz cüppeler giyen benzi soluklarız,
           
                                    Tekkede s
ırma satan bezirgân değil.

Mistepe, Sözlü Tarih Programı'nda

Yapımcı : Aynur ZEREN TAN - Hizmet TV

Ü-STP'nin kapandığı 29 Ağustos 2007'den 4 ay sonraki
Değişim Sürecinde, Yeni Kurulan Oluşumun Geldiği Noktada
Medyanın Bakış Açısı

DEĞİŞİM

Makale : Saim YILDIZ
(Hizmet Gazetesi Köşe Yazarı)
http://www.hizmettv.com.tr/read_article.php?aID=363

DEĞİŞİM
(07 Ocak 2008 tarihli Hizmet Gazetesi'nin, Yıl : 3, 105 sayılı nüshasında yayımlandı.)

 

            Sözlük anlamı olarak başkalaşmak. Toplum gittikçe başkalaşmaya başlamadı mı? Veya ilk sözcük gibi değişmedi mi? Bir bakınız etrafınıza her şeyde değişimi fark edersiniz. Zaten edemediğiniz zaman siz kendinize aynada bir bakınız. Eksikliğin kendinizde olduğunu daha çabuk anlarsınız. Bilgi çağı denilen modernleşmenin en büyük etkinliği internet ortamında geyik yapmak.

            Bunu toplumda kimi entel muhabbeti kimi de memleketten uzak sıla hasreti olarak tanımlayabilirler. İşin aslı, kişisel görüşüm kendilerini farklı görme duygusu taşıyan bir avuç hemşeri topluluğu fındık dolayısıyla veya yazlıkları olmadığı için memlekete senede bir defa gelip kendilerini kabullendirmek için çaba sarf eden insan topluluğu.Yaz geldi, Ünye görüldü, eksiklikler belirlendi, denize girildi, fındık toplandı, yolcu yoluna devam etti.Ha geldiklerinde pıtık oynadılar, tentürük çevirdiler, bu sene de unuttukları bokuç oyununu veya çangal kavgalarını ya meydanda ya da Atatürk Parkı'nda oynarlar sanırım. Belki yerel basında çıkan makaleleri yorumlarlar, yanlış kullanılan kelimelerin altını çizerler, makale yazanların cahilliği, bilgisizliği hakkında yorum yaparlar.

            Çünkü onlar her şeyin çok iyisini bilen eğitimli, Ünye sevdalısı ama Ünye için gördükleri yanlışlıkların üzerine gidemeyecek kadar maceraperest, cesaretsiz grupçuk. Onlar sadece eleştirir, beğenmedikleri yerel gazetelerde sadece monitör önünde konuşurlar birbirleriyle. Ama fiiliyata gelince hepsinin bir işi, hepsinin bir sorunu vardır. Hani Atatürk Parkı'ndaki düşüncelerini fiiliyata geçirmedikleri gibi.

Değişim Sürecinde Kuruyanlar ve Kolu Kırılanlar
  
Soldaki Foto : Barış PAMUKCU - Melodi FM

            Düşündüklerimizi belki ifade etmekte zorlanabiliriz, düşük cümleler, eksik kelimeler olabilir yazılarımızda. Ama ilçede yaşayan her hemşerimiz bizlerin ne yazdığını, ne demek istediğini çok iyi anlar. Noksan gördüğünü de hatırlatır. Çünkü günün 24 saatini, ayın 30 gününü, yılın 12 ayını doğduğu kentte, mahallede yaşadıkları için çok çabuk fark ediyorlar. Ünye’de değişen yıllar, kaldırımlar, parklar değil ki, en fazla değişen, dönüşen hemşerilerimiz.

            Hepsi bireysel düşündükleri için sessiz, suskun, bananecilik, beni sokmayan yılan bin yaşasın zihniyetinde. Dün liberaldiler bugün liboş oldular, dün milliyetçiydiler bugün muhafazakâr oldular, dün ilerici idiler bugün biraz geriye döndüler. İnsanın doğasında vardır değişim ama özünde olmaz. Şekilde olsa bile lütfen dönmeyelim ama çağın değişimine ayak uyduracağız diye tentürük gibi döndükçe başınız döner. Sonunda yere düştüğünüzde sizi kaldıracak ne bir dost ne bir hemşeri ne de bir arkadaş bulabilirsiniz. Düştüğünüz yerde kalakalırsınız. Onun için sesiniz gür, yüreğiniz güvenle atsın.

            İlk önce kendinize güvenin daha sonra etrafınızda bulunan oldukça, sizler dürüst, yürekli oldukça etrafınızda size inananlar var olacaktır. Yeter ki sizler inandığınız yolda taviz vermeden dürüstçe ilerleyiniz. Muhakkak etrafınızda eleştirenden çok destekleyen, size güç veren gerçek Ünyeli hemşerileriniz ve dostlarınız olacaktır. Ben belki yazmayı sizin kadar beceremesem de çoğu zaman “daha yazmayacağım” diye karar veririm ama beni bu düşüncemden vazgeçiren, gerçekten bu kentte yaşayan duyarlı hemşerilerim vardır. Ama inanın bende yorgunum.

Saim YILDIZ

Hizmet Gazetesi Köşe Yazarı

            Takip edemediğim konular olabilir. Velhasıl bizler amatör olarak yazı yazan kişileriz. Eksiklerimiz, hatalarımız olabilir. Önemli olan bu hataları en aza indirmek. Siz monitör başındakiler, internet ortamındakiler eleştirilerinizi bu işi profesyonelce yapan hemşerilerimize söyleyin. Ben gördüğümü, hissettiğimi yazmaya çalışıyorum. Hiçbir zaman kişileri incitmek gibi gayretim olmadı. Sadece hissettiklerimi yazdım, sizi bu kalemle incittimse af ola!
                                                                                                            
Saim YILDIZ
                                                                                                                   07.01.2008

Ü - STP NEDEN KAPANDI?

            Ü- STP'nin sözle ifade edilerek, dışarıya vurulan kapanış nedeni aşağıdaki mesajdakine benzer tespitlerin ağırlık kazanmasıydı. Sözle ifade edilmeyen, yani neden istemediklerini ortaya vuramayan asıl neden ise iç dünyalarında gizli!!!

Yaklaşık altı ay önce Ünye Gönüllüleri Grubu kuruldu.

Kuruluş nedeni, bir önceki grupta (Ü - STP) ortaya çıkan zaaflar ve liderlik kaygılarıydı. Şimdi, altı ay sonra yeniden aynı kaygıların yaşandığına tanık olmaktayız. Lütfen bütün arkadaşlar, altı ay önceki genel eğilimi, grubumuzun vardığı ortak anlayışı hatırlasınlar.

1 - Başımıza bir lider aramıyorduk,
2 - Stratejisi, hedefi, vizyonu, komisyonları olan bir yapı istemiyorduk,
3 - Amacımız Ünye adına, internet ortamında bir paylaşım gerçekleştirmekti.

İşte bu paylaşım çerçevesinde zamanla kültürel, tarihi ve sosyal konuları paylaştık. Kimi zaman proje ürettik, bazen de "geyik" yaptık.

Ahmet Kabayel,  Ahmet Derya Varilci
Kime : unyeluler-grubu@googlegroups.com
Konu : [ÜNYE GG] Ünye Gönüllüleri Grubu
Gönderilmiş : Çar 12.03.2008 13:44

 

Sevgili Ufuk,
Bu kadar sitem etmen gereksiz.
Hepimiz biliyoruz hem Ünye'ye hem de gruba (Ü-STP) katkılarını. Ancak bu grup (ÜGG), bağımsızlığını koruyabilmek ve kelimenin tam anlamıyla "gönüllü" kalabilmek için resmî makam ve kuruluşlarla birlikte çalışmamayı tercih etti.
Bence de yerinde bir karar. Ama sonuç ne olacak bilmiyoruz!
Sevgi ve saygılarımla..
.
Mehmet Kavaklıoğlu
31.03.2008 / USA

            Yukarıda ifadesini bulan tepkiler aşağıdaki benzer kabulleri de desteğinde görerek, sinerjisi olan güçlü bir Sivil Toplum Örgütü'nden Ünye'yi ne yazık ki mahrum bıraktı!

BAZI DESTEKÇİLER!

          Yani bu arkadaş gerçekten bizleri KAZ mı (BKZ: kaz uçuşu) sanıyor ? ya da 16 yıldır tasarladığı yapısını kuracak İNŞAAT MALZEMELERİ yerine mi koyuyor bizleri, bilemiyorum.. ama, bu krizde anladığım bir şey var; ben insani bir sıcaklık, gerçek bir ünyelilik güzelliği ve sağlıklı bir ruh yapısı görmüyorum, temeli çürük yapılar çökmeye mahkumdur, çünkü inşaat mühendisiyim biliyorum :))

          İsmail CANBULAT
............

          Bir de Ünye dışından sevdalı olanlar var
          Gazel okur uzaktan duyarsa bütün civar

          Ünye sevdası diye yola çıkmıştı da dün
          Kabuğuna çekilmiş kızıp da neden bugün

          Ufukta görünüyor nefis yüklü bir gemi
          Mis kokulu tepeden gelmezmiş meğer yemi

          Eskice Hoca - 30.06.2008
............

          Sevgili Ahmet Dostlarım,

          Bence, kullanıla kullanıla posası çıkmış olsa da bu  "altına imzamı atarım"  sözünün ötesinde benim çapımda - söz sanatı anlamında - söyleyeceğim her sözün sizin sözlerinizin tekrarı anlamına geleceğinden, biraz kolaycı bir ifade gibi görülse de bu riski göze alarak, ama kırmızı, bold, italik, altı çizili, büyük punto gibi buranın elverdiği tüm farklılaştırmaları ve özelleştirmeleri kullanarak, - yani bazı tedbirler alarak - yazınızın altına, imzamı atarım.

          Racih TOKAÇ 12.Mar.2008 23:28
............

          Benim Pazartesi günü yazdığım yazının daha iyi anlaşılmasına imkan sağlayan bu yazınız için teşekkürler Sevgili Ahmet Kardeşler. Umarım ortaya koyduğunuz yol haritası üzerinde yoğunlaşır, çalışmalara koyuluruz. Üstten aşağı kimse ne kurallar koysun, ne görev versin, ne de atama yapsın. Aman ha, şu komisyon, atama, görevlendirme işlerine bulaşılmasın. Ayrıca Varilci'ye de katılıyorum. Grubu'n liderliğini, idareciliğini ya da yöneticiliğini değil, (Lidere de, İdareciye de, yöneticiye de gerek yok, böyle şeyler bizi bozar) hakemliğini Bilgin Abi, ve Eren Abi yapsınlar, diyorum.

          Musa Ö. KIROĞLU 12.Mar.2008 21:45
............

          Ben, bu yazıya ne ilave yapabilirim ne de bir yerini çıkarabilirim. İyisi mi altına ( abilerimin affına sığınararak ) imzamı atayım gitsin...

          Halit TOKAÇ 12.Mar.2008 14:28
............

          Ben de Ahmet abilere katılıyorum. imzamı atarım.

          İbrahim GÜRKAN 12.Mar.2008 15:27
............

          Bu harika ve içeriği kesinlikle yapıcı olan yazınızın her paragrafına her cümlesine katılıyor, grubu yönlendirme noktasında ki zamanında ve yerindeki  müdahalenizi size yakışan bir davranış olarak görüyorum... İsmet abiciğim ben buranın en çok nesini seviiiim bilinmu. burda moderatör falan yok.lider, sulta,cunta ne eklersen ekle işte. Ünyelüler lider ruhlu insanlardur. kim komuta etcek bu insanlara. herkes komutan burda. :))

          Mustafa ÇAKMAKÇI 12.Mar.2008 14:20
............

          VARİLCİ HER NE KADAR YAZINIZIN 12. PARAGRAFININ 5. CÜMLESİNİN 4. KELİMESİNİ PEK BENİMSEMESEM DE BU YAZDIKLARININ ALTINA PARMAĞIMI  BASARIM.

          Yakup HALICI 13.Mar.2008 09:28
............

SONUÇ

            10 Mayıs 1991 tarihinde almış olduğum kıvılcım, 12 Mart Muhtırası gibi projesiz, lidersiz, amaç ve hedefsiz, stratejisiz, misyon ve vizyonsuz Ünye'ye hizmet verebilecekleri inancında olanların arkasında güç buldukları 12 Mart 2008 tarihli ÜGG mesajı ardından sönmüş, "YAŞANABİLİR BİR ÜNYE VE ZİLE" Projesi'nin ÜNYE AYAĞI, 16 Yıl - 10 Ay - 2 Gün sonra, uygun zaman ve zemin bulunana dek tarafımdan şimdilik gündemden çıkarılıp rafa kaldırılmıştır.

            Kamuoyuna duyurulur!
                                                                                               
M. Ufuk MİSTEPE

Bizim memleketimizin
en kötü özelliği kıskançlıktır, hasetliktir.
Hasan Tahsin KADIOĞLU
(I. Ünye Kurultayı - 14 Kasım 1998)

Şirin Ünye Gazetesi Çalışma Ofisi'nde Ünye Sevdalıları !

M. Ufuk MİSTEPE Fotoğraf Arşivi - 26.07.2008

Ünye Düşlerinin Üzerine
Bir Bardak Soğuk Su İçmeden Önce Aşağıdaki Hayat Dersi'ni Gelecek Kuşaklara Yeniden Hatırlatmak İstiyorum.

"Yaşanılabilir Bir Ünye Projesi"ni revize edip düzeltmek yerine karalamayı tercih eden hemşehrilerime ithaf olunur!

BİR HAYAT DERSİ

            Usta bir ressam, genç öğrencisinin eğitimini tamamlaması için bir öneride bulunmuş. Buna göre, yaptığı son resmi, kentin en kalabalık meydanına götürüp, birkaç gün herkesin göreceği şekilde sergilemesi gerekiyormuş.

            Genç adam tam kapıdan çıkmak üzereyken, ustası yanına birkaç kırmızı kalem alması gerektiğini söylemiş. Ve eklemiş : 'Tabloyu bıraktığın yere bir de not yazmalısın. 'Lütfen beğenmediğiniz yerleri bu kalemle işaretleyiniz.'

            Çırak, ustasının dediğini yapıp, doğru en kalabalık meydana koşmuş, yaptığı resimle. kalemleri tablonun yanına bırakıp, notu da en görünülür yere iliştirmiş tabi. Aradan birkaç gün geçmiş, ustası bu kez, gidip resme bakmasını istemiş genç öğrencisinden.

            Merakla koşmuş meydana ki; ne görsün? Yaptığı güzelim resmi, kırmızı kalemle işaretlenmiş çarpılardan neredeyse görünmüyor. Boynu bükük, hüsran içinde dönmüş ustasının yanına.

            Ustası üzülmemesini, resme devam etmesini önermiş.

            Biraz daha hırslı, biraz daha cesur davranmış bu kez. Resmi tamamladığında, yine aynı meydana gitmek üzere hazırlanırken, ustası bu kez, kırmızı kalemleri bırakıp, yerine bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ve birkaç fırça almasını salık vermiş. Tabi yine aynı notla; 'Beğenmediğiniz yerleri lütfen düzeltir misiniz?'

            Bir hafta sonra, genç adam sabırsızlıkla meydana koşmuş. Bir de bakmış ki; resminde tek bir fırça darbesi, fazladan bir renk şekil yok. Mutluluktan uça, uça ustasına koşmuş, 'Nihayet' demiş, 'Resmimi beğendiler. Kimse elini sürmemiş boyalara. Kimse düzeltme yapmamış.'

            Ustası durumu şöyle özetlemiş genç adama; 'İlkinde insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşabileceğini gördün (Ü-STP DENEYİMİ). Hayatında resim yapmamış insanlar dahi, gelip senin resmini karaladı. İkincisinde onlardan yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemez.'

            Dolayısıyla;

            1) Emeğinin karşılığını ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın,
            2) Değerini bilmeyenlere sakın emeğini sunma,

            3) Asla bilmeyenle tartışma

            Memleketin genel durumuna bakınca, meydanlar dolusu kırmızı kalemli insan görmek zor değil. Hele sanal ekranlarda... Kimse önündeki resmi düzeltecek kadar bilgi sahibi değil ama iş karalamaya gelince, Allah ne verdiyse...

            Sanırım olması gereken şu;

            Hayatınızı bilgiye ve emeğe dayandırdıysanız eğer, sadece sizin kapasitenizdeki insanlara kulak verin.

            Diğerleri sivrisinek hesabı…

BİR GEÇMİŞİN ANATOMİSİ

CESUR YÜREKLER VE SAMİMİ İTİRAFLAR

            Ne güzeldi geçen sene Orta Çarşı ne güzeldi geçen günler ve geceler!
http://groups.google.com.tr/group/unyeluler-grubu/browse_thread/thread/b84d9ac4a6cd0bfb    İbrahim Gürkan - 09.07.2008

(Solda) Geçen Yıldan Bir Kare - (Sağda) Bu Yıla ait Farklı Bir Kare

Ü-STP ve ÜGG Fotoğraf Arşivi

     Kimden: "yakup halıcı" <yakup...@gmail.com>
Tarih: Wed, 30 Jul 2008 14:09:07 +0300
Yerel: Çarş 30 Temmuz 2008 14:09

Konu : BUGÜN STRESİMİ YAZARAK............
http://groups.google.com.tr/group/unyeluler-grubu/browse_thread/thread/191c17a79a56ac68

          Bugün stresliyim, yazarak rahatlamak istiyorum. Ayrıca Faruk kardeşime katgıda bulunmuş olurum. İnsan egosu çok gariptir. Hep bana rabbena der. Bu duyguyu dizginleyenlerimiz bir dereceye kadar vardır, ama yok edenlerimiz yoktur. Dolayısıyla  insan hep kendi içinde çelişkilerle doludur. Şikayet eder ama aynı fırsatları yakaladığında  kullanmaktan geri de durmaz.

          Düşünün ki bir gurup var; herkes Ünye için can atıyor ama Ünyeli umrunda değil. Çünkü birincisini becermek daha kolay, ikincisi ise daha daha çetin ve erdemlik ister.
          Düşünün ki bir gurp var; tüm faaliyetler bireysel ama gurup adı kullanılarak yapılıyor.
          Düşünün ki bir gurup var; tıpkı bir kurum gibi hareket ediyor ama tüzel kişiliği yok.
          Düşünün ki bir gurup var ;herkes liderliğe oynuyor, bir yerlere sıçrama noktası olarak görüyor.

          Şimdi size soruyorum;
          Gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeye çalıştığınız tüm bu etkinliklerin  kullandığınız logoların yetkisini nerede nasıl ve hangi sayılı toplantı ile aldınız?

          Herşey nefis üzerine kurulu  gaydır-ı gubbag işler.
          Peki Faruğun sorduğu soruyu ben soruyorum
          EY ÜNYEYİ SEVEN ÜNYELİLER
          1- Kaç tane yeni Ünyeli ile tanışıp hasbihal oldunuz
          2- Ve kaçınız Ünyenin geleceğini şekillendirecek kültürel kaynaşmayı sağlayacak girişimlerde bulundunuz.
          Benim tavsiyem Burasını bir kurum gibi  görmeyiniz, gördüğünüz sürece burası daima üzeri örtülü siyasi arena olacaktır. Ve hep siyasetçilerin kullanım alanı olacaktır.
          not : Saim Yıldız yanımda. Yazımı okudu düzgün ve doğru yazmışsın abi dedi. Bakın benim de mürüdlerim var ))))))))))))))))))
                                                                                                                                                                           "yakup halıcı" <yakup...@gmail.com>

            Ben Sayın mı desem ya da Sevgili Ünye Gönüllüleri Grubu Arkadaşlarım mı desem bilmiyorum. Üzerine ölü toprağı çekilmiş zavallılar mı desem? N'oluyor ya, nedir bu sessizlik? Söyleyecek bir sözünüz kalmadı mı? Herşey çok güzelken, yelkenimiz şişmişken dümen değişti, yol değişti, vardığımız yer.. deniz bitti... İyi mi oldu.. n'oldu???

            Hiç olmazsa geçen seneki imajı, yani İsmet Küçükoğlu'nun dediği gibi.. koruyabilecek etkinliklerde bulunsak! Sadece şunu sorcam, SAİM bir yazı yazmıştı Hizmet'te.. "Seneye uşaklar gine câmi yanında oynarlar" diye...

http://groups.google.com.tr/group/unyeluler-grubu/browse_thread/thread/a33407dd6babacfc#    Fikri Terzioğlu - 24.06.2008

            Biz artık şu sözde günlerin, sözde kutlama programlarında birbirimize nutuklar irad etme huyumuzdan vazgeçip, gerçek faaliyetlere ve çalışmalara koyulalım. Kutlama programlarını da işte o zaman göğsümüzü gere gere yapalım. Buna işte o zaman kimsenin bir diyeceği olmayacaktır.

            Samimiyetten uzak, kişilerin birbirine kendini kabul ettirme çabalarından öte bir anlam taşımayan konuşmaların ne kişilere ne kurumlara ve ne de Ünye'ye bir yararı olacaktır. Sözümüz Ünye içindir. Ünye'de güzel işlerin yapılması arzusu içindir. Darılıp gücenecek olanlar sözümüzü doğru yorumlayamayanlardır vesselâm...! http://www.hizmettv.com.tr/read_article.php                                                       Yahya Cumhur Tapçı – 19.05.2008

            Biz amblem tartışması yaparken Ordulular nelerle uğraşıyorlar? Kent konseyi teklifi ortaya atıldı. Kimseden tık yok! Ordu Tanıtım Komitesi ortak turizm gezileri yapıyor. Biz de kuralım dedik. Kimseden tık yok! Yazıyoruz, askıda kalıyor. Ağır abilerden hiç ses yok!

            Yazanlar arada hata yapınca çullanma tam gaz! Yazmasanız, niye yazmıyor oluyor. Festival hazırlık projemiz daha ortada yok! ÜNYE elden gidiyor, seyrediyoruz!

http://groups.google.com.tr/group/unyeluler-grubu/browse_thread/thread/19395b121061511a#   İsmet Küçükoğlu – 19.06.2008

            Grupta öteden beri bazı arkadaşlarda eskiden proje üretirdik ama şimdi bunlar azaldı veya geyik muhabbetleri  çoğaldı gibi serzenişler var. Bazı arkadaşlarımız da "Bu Ünye'yi pek ilgilendirmez ama arzu ederseniz okuyun" gibi çekingen  tavırları var. Bazılarının bir elinde terazi bir elinde sopa hem nizam veriyor hem de kendine göre boy sırası yapıyor!

            Yüreğinize su serpeyim; serzenişte bulunmanıza hiç gerek yok! Zira burası kürsü değil ki "yahu geyikten sıra bize gelmiyor" deseniz. Varsa çıkınınızda bir şey gönderin gelsin. Organize edin, katılalım. Serzenişte bulunanlar sabırlı olun, otur kalk proje olmaz!

http://groups.google.com.tr/group/unyeluler-grubu/
browse_thread/thread/443147fcfffa7b50/db9b16cb1f34a9ec?lnk=gst&q=eskiden#db9b16cb1f34a9ec  Yakup Halıcı - 18.02.2008

            Yaptığınızın doğru olduğunu düşünüyorum, bu işin başlangıç vesilesi olan ve şimdiye kadarki emeğini kimsenin inkâr etmediği Sayın Ufuk Bey'in mutlaka aramızda olması gerektiğini düşünüyorum.

            Bir de anlayamadığım bir şey var bu oluşumla ilgili. Buranın eylem amaçlı bir oluşum olmadığı yazılıyor kimsenin de itirazı olmadı şimdiye kadar? Nedir peki burası? Sanal bir kahvehane mi? Herkes konuşacak ama konuşmakla mı kalınacak? O zaman niye insanlar fikirlerini söylüyor, madem bir şey yapılmayacak? Madem eylem yapılmayacak gönüllüler ormanı niye? Oluşan fikirlerin takip edilmesi nasıl yapılacak?

            Moderatör, yönetici, abi ya da hangi isim altında olursa olsun birilerinin daha aktif işin içinde olup bu birlikteliği daha ileri taşıması gerekmez mi?

http://groups.google.com.tr/group/unyeluler-grubu/
browse_thread/thread/a6e7a258af82229f/a9946bfa092bbd3a?lnk=gst&q=ismet#a9946bfa092bbd3a
 Süleyman Gülay – 01.11.2007

http://groups.google.com.tr/group/unyeluler-grubu/browse_thread/thread/a33407dd6babacfc/cc324344a435de4e?lnk=gst&q=ismet#cc324344a435de4e

            Hergün Ünye'den bi haber çıkar diye maillere bakıyoruz ama nafile! Bahar  yorgunluğu dedik, o da geçti. Şimdi de yaz yorgunluğu. Ama olmii ki bööle! Bi zamanlar Yakup hava durumunu yaziidu, ona bile hasret gittük. Ahmet Derya arada bi foturaf yolliidu, u da kesildi.

http://groups.google.com.tr/group/unyeluler-grubu/
browse_thread/thread/9bedb0cf0a5e96d1/695399b45c31282d?lnk=gst&q=ismet#695399b45c31282d
 Faruk Öz – 24.06.2008

            Bundan önceki grubumuz ile Ünye'mizde bayağı iyi bir imajla ayrılmıştık. İstenmeyen bazı gelişmeler maalesef bu oluşumu akamete uğrattı. Sorumlu aramayıp bunu geçmişte bıraktık. "Aynı ilerlemeyi yukarıda belirtilen farklı bir yapılanma ile hem de festival bahanesiyle gerçekleştirmek için adım atmamız gerekmez mi?"
diye tartışmaya açıyorum.

            Bu arada halen bir festival programı oluşturamadık. İsmet Küçükoğlu – 30.05.2008

            Güç olmak güzeldir. Her işin başında güç gelir, güçlü olmak gelir. İyi manâda  yönlendirildiğinde toplum adına güzel işler yapar. Ama aynı zamanda bu yönetim  dolayısıyla yönetmek de demektir. Yani liderlik demektir.

            Denilecektir ki yahu nelerden bahsediyorsun, Ünye aşkı her şeyin üzerindedir, biz her şeye razıyız ve fedakârız. Yeter ki Ünye kurtulsun. Yönetiliriz de, yönetiriz de. İşte insan egosunda var olan yönetme dürtüsü burada ortaya çıkar, yönetilmeye öyle çok kimse rağbet etmez. Bütün egolar,hayaller yönetme üzerine kurgulanır.

            Ama herkes yönetici olamayacağına göre, (eğer isteniyorsa) bu yönetme işine geçmeden önce yöneticilerimizi nasıl belirleyeceğimizi  kararlaştıralım. Yoksa bir kargaşalık peydah olur ki, mazallah bir daha iflâh olamayız.

            Sakın  kendinizi meşhur edip de buralara gelip bir baş olmaya kalkmayın, burada o kadar çok aday var ki size sıra gelmesi mümkün değil. Kaldı ki baş olmak için tanınmak da gerekmiyor. Vizyon,illüzyon ve  çeyrek trilyon yetiyor.

http://groups.google.com.tr/group/unyeluler-grubu/browse_thread/thread/7b803223348e6e8  Yakup Halıcı - 30 Haziran 2008

            Şu son sütun hadisesi de ortaya koyuyor ki Ünyelüler Grubu giderek bir "Ünye Belediyesi ve icraatlarına muhalefet grubu" halini almaya başlamıştır. Evvelki yapıcı ve ortaya çözüm koyan yazılar, öneriler gitmiş, yerini tiye alan, hafife alan, en hafif ifadeyle bardağa boş tarafından bakan yazılara bırakmıştır. Ünye belediyesi ve icraatlarını öven neredeyse hiçbir yazıya rastlanmazken hemen bütün yazılar eleştirel niteliktedir. Bence bu grubun yapısı elit ve kurumlar - kişiler üstü yapısıyla örtüşmemektedir. Ha!.. hiç iyi bir şey yapılmıyor diyorsanız diyeceğim bir şey yok. Sizi bardağınızın boş tarafıyla başbaşa bırakırım o zaman. Bir de sanırım biz burada kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz biraz da. Bütün tepkiler belediyeye yönelik olmasına rağmen belediyenin bundan haberi oluyor mu?

http://groups.google.com.tr/group/unyeluler-grubu/browse_thread/thread/e804b80921431928  Mustafa Çalık - 02/03 Temmuz 2008

            Ben görüyorum ki ( ve tabi üzülüyorum) bu  gurup giderek "var olma  sebebini"   belediye üzerine kurmaya başladı.
            ALLAH'INIZI SEVERSENİZ BAŞKA İŞİNİZ Mİ YOK!........

http://groups.google.com.tr/group/unyeluler-grubu/browse_thread/thread/6a6d74e486e5079e      Yakup Halıcı - 04 Haziran 2008

Zülfü Livaneli
zlivaneli@gazetevatan.com
15.03.2008
Fellini ne anlatmak istiyordu?

            Bugünlerde Federico Fellini’nin Orkestra Provası adlı filmi sık sık aklıma geliyor. Bazen durumumuzla film arasında o kadar büyük benzerlikler görüyorum ki; Marquez’in ünlü “Hayat sanatı taklit eder!” sözüne inanasım geliyor.

            Fellini, bu az izlenmiş filminde, çığrından çıkmış bir orkestrayı anlatır.

            Şefin egemen olamadığı, müzisyenleri ortak paydada buluşturamadığı bir kargaşa yaşanmaktadır. Film ilerledikçe; her kafadan ayrı ayrı sesler çıkma durumu yoğunlaşır. Bir kakofoni başlar. Oysa eseri icra edebilmek için orkestranın disipline ve uyuma ihtiyacı vardır.

            Herkesin bildiği gibi, değişik sesler, aklına estiği gibi çıkamaz; genel uyum içinde kalmaya özen gösterir. Her müzisyen, “Bu benim özgürlüğüm!” diyerek, esere istediği yerden dalamaz. Meselâ flüt, obua, fagot, keman, viyolonsel gibi enstrümanlar, sırası gelmeden çalınamaz. Sıra geldiğinde de müzisyen önündeki notaların ses ve zaman değerleriyle kısıtlıdır. Bir tek nota bile şaşamaz.

            Orkestra çok seslidir ama bu çok seslilik müthiş bir disiplinle sağlanır. Özgürlük, kargaşa demek değildir. Ama filmdeki orkestra bunu böyle algılar. Herkes notayı falan bırakıp, aklına estiği gibi takılmaya başlar. Artık salonda müzik değil, korkunç bir gürültü vardır.

            İşi azıtan “özgür” müzisyenlerden bazıları elindeki çalgıyı da bırakır. Kimi masanın altında sevişmeye başlar, kimi duvarın köşesinde doğal ihtiyacını giderir. Ama Fellini bu arada bize ilginç şeyler göstermektedir. Zaman zaman bina korkunç bir gürültüyle sarsılmaktadır. Müzisyenler bu sesle bir an şaşırmakta, sonra yine kaldıkları yerden devam etmektedirler.

            Aslında bu sesi çıkaran, o binaya indirilen dev bir balyozdur. Bir vincin ucunda sallanan dev küre, arada bir duvara vurmaktadır. Bu bir uyarıdır aslında ama hiç kimse uyarıyı dinlemek istemez. Prova giderek çılgınlaşır, balyoz sesleri de artar. Sonunda ne olur dersiniz?... Balyoz gelip güm diye yıkar duvarı.

            Müzisyenler toz toprak içinde kalarak, korku dolu gözlerle bir köşeye toplanırlar. Biraz sonra başka bir şef gelir. Sopasını eline alır; haykırarak nutuk atmaya başlar. Konuşması zaman zaman Hitler’in Almanca'sını andırmaktadır. Yeni şef “Achtung!” (dikkat!) diye haykırır, müzisyenler disiplin içinde hizaya girer. Artık orkestraya korku egemendir. Prova başlar.

            Acaba Fellini bu filmde ne anlatmak istiyordu? Faşizmi yaşamış olan büyük sanatçı, hangi yürek sancısıyla bu filmi çekmek zorunda hissetmişti kendini? Derdi neydi?

            Unutulmasın ki bina yıkılırsa hepimiz altında kalırız!

VE ÜGG GRUBU'NUN
GERÇEK YÜZÜNÜN ORTAYA ÇIKMASINA
VESİLE OLAN MAKALE
http://www.haberordu.com/yazar/1770-ufuk-kaptan-sanaldan-gercege-cagri.html

Yazar : Ufuk KAPTAN - 04 Kasım 2008

Sanaldan Gerçeğe Çağrı...!
Sanal Âlemde "ÜNYE" Sevdası

            Değerli Okurlarım, bu sitede 11. köşe yazımı yazıyorum... ilk 10 yazımda Ufuk KAPTAN ismi merak edildi. Kim bu Ufuk KAPTAN denildi. Yazılanlardan çok yazarı tartışma konusu oldu. Kimileri Müstear/Mahla/Mahlas/Rumuz/Nick vb. tanımlamalar yaptılar. Hattâ aralarında gazetecilik yapanlar "Takma adla yazı yazılır mı? Var mı böyle bir şey" dediler. Dünya'da ve Türkiye'de müstear adla yazanlar olmuştur, olacaktır. Ufuk KAPTAN müstear bir isimdir. Ufuk Ünye'nin Ufku'dur, Ufuk KAPTAN unyehaber.com sitesinin sanaldan gerçeğe seslenişidir. Kimse kimdir...! Ünyelidir, Ünye'dendir, Ünye içindir. Sütre gerisinde değil. Ünye'nin taaa içinde "PARMAKLARINIZIN UCUNDA"dır. Kimin söylediği değil ne söylediği önemlidir.

            Bu açıklamalardan sonra bu hafta ki köşe yazımıza dönelim;

            Ülkemizin bir çok kenti/kasabasında olduğu gibi Ünye'de de insanımız düşünür, yazar, çizer, eleştirir, söver, sever, över, yerer, hayal kurar, hayal yıkar bu böylece devam eder. Sonuçta bu saydıklarımız insana özgü hasletlerdir. Ünye için Ünyeliler gruplar kurarlar, buralara üye kabul ederler, üyelikten çıkarırlar. Ünye ile dertlenirler, Ünyeliler'den dertlenirler, Ünye'yi dert edinirler, yazmayı çok severler.

            Bunlar iş adamıdır, sanatçıdır, tarihçidir, edebiyatçıdır, araştırmacıdır, yazardır, çizerdir, bürokrattır, münevverdir, entellektüeldir. Ünye'nin her katmanından  insanı barındırır bu gruplar; bir tek siyasete alerjisi vardır bu grubun; aslında haklıdırlar; maalesef siyaset bir Türkiye ve Dünya  gerçeği olarak birleştirici bir şey değildir. Bu grubun Ünye Projeleri vardır, projelere eleştirileri vardır, hayalleri vardır, hayallere eleştirileri vardır, aslında Ünye için gereken her türlü donanıma, bilgi, birikim, araç gereç, ekip ve ekipmana sahiptirler.

            Buradan bu grupları kuran, üye olan Ünyelilere çağrımdır; Her biri kendi alanının âkil kişisi Ünyeli hemşehrilerim : Bırakın şu E-Mail gruplarını. Ona buna kızıp başka grup kurmayı da bırakın. Gelin bize "Ünye Sevdanızı" gösterin ve serin Ünye'nin ve Ünyeli'nin önüne gönlünüzü. Çıkın 7 kişi, belirleyin adresinizi, bağlatın telefonlarınızı, çok sevdiğiniz internet için bir de internet siteniz olsun. Tüzüğünüzü de yazın, gidin Kaymakamlığa : Adresimiz bu. Aha da dilekçemiz. Biz artık Ünye'de bir sivil toplum kuruluşuyuz. Ünye için çıktık yola. Başımız selâmet ola. Ünye'nin tarihi, kültürü, çevresi, turizmi, kentleşmesi, sporu, kayıp hikâyeleri, defineleri, sizi ne ilgilendiriyorsa artık bizden sorulur deyin. Yazın çizin, dergi çıkartın, gazete çıkartın, TV kurun, konferans, kurultay yapın, araştırma yapın, araştırmalarınızı yayınlayın, kültür yapın, kültür fizik yapın, ne yaparsanız yapın neye ilgi duyuyorsanız onu yapın... Bunları PC ekranında, Matrix'te değil de Ünye'nin Meydanı'nda yapın. Görsün bütün Ünye ne yaptığınızı, tanıklık etsin koca çınar eserlerinize.

            Bu kadar yetişmiş insan olarak gelin yapın bunu. "Ünye Kültür, Sanat, Turizm, Tarih, Çevre ve Kentleşme Derneği/Vakfı" veya siz başka bir isim de bulabilirsiniz beğenmediyseniz. Ünye'nin ve hinterlandının gelişmesi, güzelleşmesi için gücünüzün yettiği, gözünüzün kestiği her alanda baskı unsuru olun. Bunu yapın. Çünkü Ünyeliler sizden bunu bekliyor. Burada tek tek STK'ların yaptırım gücünden, finansman desteği bulmasından, profesyonellikten bahsetmeyeceğim... zira bunlar sizin bilginiz dahilinde olan şeyler...

            Ama yapmazsınız/yapamazsınız. "Öyle kolay değil Makarna kesmesi" diye bir söz vardır. Kolay değil bu işler, uğraş ister, emek ister, fedakârlık ister. Oturduğun yerden ahkâm kesmek, hayal kurmak kolay beyler  "Lâfla peynir gemisi yürümez"  hadi çıkın Ünye Meydanı'na. Belediye, meydanı da büyük yaptı zaten. Görelim Ünye'yi peşinizden sürükleyebilecek ne yapacaksınız?

            Yok ÜGG Grubu, yok Kültür Sanat Grubu, çıkın artık şu Matrix'ten gerçeğe dönün; Görsün sizi Ünyeliler. Ünye için yapabileceklerinizi Ünyeli'ye gösterin. Sanalda gösterdiğiniz sözüm ona başarıyı, gelin 72 bin Ünyeli'nin önünde gösterin.

            Şunu unutmayın 21. yüzyılda Dünya'yı iktidarlarla birlikte şu üç güç yönetecektir. STK'lar, sermaye ve medya. Gelin bunu yapın; İnternette Ünyecilik oynamayın.

            * Ufukların ufku bu kadar mı dar ki, ÜGG olmasa yazacak bir şey bulamayacak ve yazdıklarını bir okuyan olmayacak? Kimliği olmayan, kişi olamaz, her hangi bir kişilik de… Yazdıklarının içeriği, ÜGG'ye verdiği "*akıl*"dan ibaret. Akıl vereceğine, kendisi çıksın ortaya da, görelim bir boyunu posunu… Öyle ya kendisi yok, kimliği yok, kişiliği yok! (Üstüne vazife mi Ünye için bir şeyler yapmak. O akıl versin yeter!) Ortada sadece verdiği "akıl" var. Ünyeli esas *bunu yer* ise, yazıklar olsun! Ahmet Derya VARİLCİ - 05.11.2008 11:41

            * Galiba onun kendi kafasında şahsi problemleri var :) Köşe yazarı sıfatına bürünmeden önce bu problemleri gidermeli... Haluk DOĞAN - 12.10.2008 00:21

            * - Hayır burada adını (M. Ufuk MİSTEPE'yi kast ederek) anıp niye onurlandırıyoruz ben onu anlamadım ? Yavuz HALICI - 05.11.2008 12:18 / 17:33

            Sözümün gerisi...!
           
Tarih : 13 Kasım 2008 02:40 http://www.unyehaber.com/

            Son yazımdan sonra demelerimize karşı olanlar, bizde; onur, haysiyet bırakmadılar. Ne dedik; "Ünyecilik Oynamayın"  Gelin [ lay lay lom] yapmayın. Sanaldan gerçeğe dönün. Baskı unsuru olun. Taşın altına elinizi koyun, İnternet dehlizlerinde kaybolmayın. Güruh olmaktan çıkın nitelikli bir topluluk oluşturun. Kurun bir dernek/vakıf/platform Ünye'ye bu kisveden bakın bir de, sorumluluk,yükümlülük ve ödevlerin ne olduğunu görün, gösterin dedik...

            Ama siz yazımıza lay lay lom bir yaklaşım gösterdiniz, Ünye'ye gösterdiğiniz gibi. Ben sadece sizden yapabileceğiniz bir değişim istedim. Ek iş olarak uğraştığınız şu Ünye gönüllülüğünüzü samimiyet terazisine koymanızı istedim sizden. Biz böyleyiz dediniz, "bazen lay lay lom yapar, bazen de geyik" dediniz...

            Ben de diyorum ki; bundan böyle  sizi tanımıyorum...! dikkate almıyorum...! Ünyelilik gönüllülüğünüze inanmıyorum...! Ünye ciddi bir ilçedir, ciddi birikimleri, değerleri, uğraşları vardır. Ünyeliler samimi, ciddi ve gayretli insanlardır. Midye kabuğundan, Fokfok koğuğundan Ünye yönetilmez/keşfedilmez. Çıkın şu meydana...! Çıkmayacağınıza, yapmayacağınıza/yapamayacağınıza, bütün demelerimize karşı olacağınıza göre...! ısrarla biz Ünye'de; bu tarzla devam edeceğiz diyeceğinize göre;

            Sözümün gerisi size değil artık;

            Sn. Ünye Kaymakamı, Belediye Başkanı, Meclis Üyeleri, Siyasiler, Odalar, Borsalar, STK'lar, Kanaat Önderleri; Sizler Ünye için her zaman doğru şeyler yapamayabilirsiniz, hatalarınız ve yanlış uygulamalarınız da olabilir. Doğru projeler de üretemeyebilirsiniz, Doğru ya da yanlış bir çok işin altında imzanız da olabilir.

            Zatımın da eleştirdiği uygulamalarınız yok değildir hani...  ancak sorun şudur şayet eleştirilerim bir gün kaleme gelirse buradan köşemden gelir, okuyucularımın dikkatine sunulur.  Bunu kapalı devre yapmam; öyle yapanlara da karşıyım. İçeriden dışarıya salık vermem. Ünye'yi kapalı devre imar ve ihya etmeye kalkan gruplar gerçek dünyada sadece parazit yayından ibaret kalır diye düşünüyorum.

            Bir grup Ünyeli var ki bunu yapıyor; İnternetten Ünye'yi yönetmek, eleştirmek, kent plancılığı, çevre mühendisliği, kültür elçiliği, tarih bekçiliği, define avcılığı, kaymakamlığın tabelası, meydanın pusulası, fakültenin kirası, armudun sapı üzümün çöpü ile uğraşıyorlar. Sonrada çıkıp  en yetkili ağızdan " Biz burada lay lay lom yapıyoruz" kime ne diyorlar.

            "Koltuk ve Zamanın size emanet edildiğini" hatırlamanız dileği ile bu "lay lay lom grubunu" dikkate alarak enerjinizi ve zamanınızı kaybetmemenizi öneriyor. Külfet ve Nimet arasında ki dengeyi kuramayan bu arkadaşların kafanızı karıştırmasına,  dikkatinizi dağıtmasına izin vermeyiniz diyorum. "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" Ziya Paşa
Kalın sağlıcakla...

ZAMAN EN GÜZEL HAKEMDİR !

* Yapmayın Sevgili Ufuk...
Az çok sizi tanıyorum. Üretmeyi seviyorsunuz...  Bulanık suyu ve puslu havayı sevmediğinizi bildiğim için 'yapmayın' diyorum size... 'Yapmayın' dememdeki kasıt' Bu gurubun biteceği noktasına geldiği kanatinizden vaz geçiniz... Rica da ediyorum. Bu gurup kendisini toparlar... Yakında da toparlayacaktır...
Bilgin HASDEMİR - 15 Mart 2008 Cts 17:31

* Bu gurubu (ÜGG) kuranlardan biri de benim! Emeğimi kimsenin keyfine bırakam! 03 Mart 2008 16:41

* Bir süre önce, grupta meydana gelen düşünce ayrılıklarına son vermek için, 40 yıllık öğretmenliğin verdiği cesaretle, 'YETTİ ARTIK,YETTİ! başlıklı bir yazı yazdım.
Başarabilirsem grup içinde, ayrılıkların oluşmasına engel olacaktım aklım sıra.... Ama geçen şu kısa sürede bunun mümkün olamayacağını gördüm. Bizi birleştirecek ideal, ÜNYE' idi...
Birleştiğimiz ideal de bile, sürekli kişisel düşünce farklılıkları ön plana çıkmaktadır. Yıllarca tanıdığım dostlarımın; geç tanıdığım ama tanımakla noksanlarımı kapattığım dostlarımın bu atmosfer içinde, yazabileceğim veya söyleyebileceğim virgül kadar bir sözle  kalplerini kırabilirim korkusuyla gruptan ayrılıyorum. Hepinize içten sevgi ve esenlikler dilerimle,
ünyeliler-gurubu üyeliğime veda ediyorum...
Bilgin Hasdemir - 06 Mart 2008 13:40

VE İTİRAFLAR !

İŞTE ÜGG GRUBU'NUN MİSYONU!

            * Biz kendi halimizde lay lay lom yapan bir grubuz.. Ara sıra kafamızı kaldırır birşeyler yaparız. O da biz ve Ünye'ye kardır. - Hayır burada adını anıp niye onurlandırıyoruz ben onu anlamadım ? Yavuz HALICI - 05.11.2008 12:18 / 17:33
            * Neden bu ve benzeri işler ÜGG'den bekleniyor? Anlaşılmayan nokta, burasının Ünyelilerin katılımıyla oluşan bir *İnternet paylaşım sitesi *olmasıdır. Kimileri, *dönülmez akşamın ufku gibi*, ÜGG'ye olmadık kaftanlar biçiyor. Akıl veriyor. Hepsinden ötesi, kendi Matrix'inde yaşayan bir yazışma grubu bu… Neden bu kadar ciddiye alınıyor? Ahmet Derya VARİLCİ - 05.11.2008 11:41
            * Burası sadece sanal bir paylaşım grubudur, amacı da faaliyeti de bu minval üzeredir. Gerisi laf-i güzaftır. Kadir ÖZDEMİR - 05.11.2008 16:07
            * ÜGG , sayın Varilci'nin de belirttiği gibi bir internet grubu. İlk günden itibaren bunun internet grubundan öteye bir şey olmadığını vurguladık. Daha öteye bir şeyler yapmak isteyen herkes yapabilir. Murat Ali ÖZ - 05.11.2008 12:14
            * Yeri gelir ağaç dikeriz, yeri, gelir ödül veririz, yeri gelir yarışmalar düzenleriz, yeri gelir pideleri löpür löpür götürürüz. :)))), yeri gelir geyik diye tabir edilen yazışmalar da yaparız. yani bu güzide topluluğun yaptıklarını yada yapacaklarını küçümseyenlere de **laylaylay lay lala lalallay laylaylay lay lala lalallay laylaylay lay lala lalallay laylaylaylom  :)))))))))))))))))))))))))))))))) Grup Moderatörü İbrahim GÜRKAN - 05.11.2008 17:06

Yılların Emeğine Lay Lay Lom Çeken
ÜGG Grubu Moderatörü İbrahim GÜRKAN (ÜNYELİ!)

Ü-STP'yi demek bu misyona değiştiniz!!!
O halde hayrını görün!!!

"Ünye'de hiçbir kulüp,
içtimaî cemiyet ve birlikler uzun müddet yaşıyamamıştır.
Kimse bir diğer arkadaşının fikrine ittiba etmek istemez.
Daha doğrusu herkes BENLİK iddiasındadır.
Bu sebeplere binaen bugün (1930) TÜRKOCAĞI uyku halinde bulunuyor."

RESİMLİ ÜNYE REHBERİ - 1930
Müellifi : M. Bahaettin (GÜLER) - UMUMÎ MALÛMAT / Sh. 6

     
Ana Sayfaya Gitmek ve Sayfa Devamını İzlemek İçin Tıklayınız

Yayınlanmasını istediğiniz Ünye'nin özel fotoğraflarını
e - mail adresime gönderebilirsiniz.

 

YAZDIR