(Bu sayfa en son 09 Mayıs 2005 tarihinde güncellenmiştir.)

 

SÜR'AT FELÂKETTİR!!!







 

         

 

Alo Trafik - 154, ücretsiz aranacak

            Kimden : Naci 22.09.2003/12:28 – Mesut Küçükgedik 13:44
            Kime     :
trafik@yahoogroups.com

            “Alo Trafik” hizmeti veren 154 No.’lu telefon, bundan böyle ücretsiz olarak aranabilecek.
Türk Telekom A.Ş.’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, vatandaşların, gördükleri kural ihlâlleri ile
kazaları bildirdikleri ve trafik konusunda bilgi aldıkları “154 - Alo Trafik Hattı”,
22 Eylül, saat 00:01’den itibaren
ücretsiz olarak aranabiliyor
. 154 No.’lu telefon, daha önce ücretli olarak hizmet veriyordu.

154 Alo Trafik ve Yol Durumu Servisi'ne günün 24 saati ulaşabilirsiniz.
http://www.bursapolis.gov.tr/

            154 Alo Trafik ve Yol Durumu Servisi'ne günün 24 saati ulaşabilirsiniz. Çok hatlı olan bu servisimiz arandığında meşgule düşmez ve en seri şekilde arayan kişiye bilgi verilmektedir.

            Vatandaşlarımız bu servisi hangi hallerde arayabilirler;

            * Trafik kazalarının bildirilmesinde; (herhangi bir nedenle kazaya karışmış vatandaşlarımız kaza yerini nokta olarak doğru bir şekilde verdikleri takdirde en seri şekilde kendilerine yardım ulaştırılmaktadır.)

            * Trafik akışının engellendiği hallerde,

            * Sürücülerin trafik kural ve yasaklarına aykırı hareket etmelerinin görülmesi halinde,

            * Şehir içi trafik durumu konusunda, (şehir içindeki kapanan yollar, alternatif güzergâhlar, kullanılması gereken yollar vb.)

            * Bağlantılı şehirlerarası yolların durumu hakkında,

            Şehir içi ve bağlantılı şehirlerarası yolların durumu hakkında sürekli yerel radyo ve televizyonların haber kanallarına canlı bağlantı kurulmaktadır. Dileyen vatandaşlarımız yerel radyo ve televizyonlar vasıtasıyla yol durumu hakkında bilgi edinebilirler.

            İhbar Edilen her konu hakkında işlem yapılıp yapılmadığının öğrenilmesi için, ihbar eden kişinin telefon numarasını bırakması halinde sonuçtan kendilerine mutlaka bilgi ulaştırılmaktadır.

154 numaralı telefon acil durumlar için kullanılmaktadır!
Lütfen asılsız ihbar ve şikayette bulunmayınız.

          Kimden : Tevfik Karataş tevfikkaratas@hotmail.com /03.11.2003 – 10:13
          Kime     : trafik@yahoogroups.com

            154 Alo Trafik Hattı ücretsiz olarak aranabiliyor. Fakat 154 Alo Trafik'e ihbar yapan yurttaşlara ihbarın sonucu bildirilmiyor. Sebebinin personel yetersizliği olduğunu öğrendim..

            Bir mağaza hakkında şikayet ve isteklerinizi belirtiyorsunuz; aradan bir kaç gün geçip istek ve şikayetlerinin değerlendirileceğini evinize telefon açarak söylüyorlar. Sonuç itibarı ile 154 Alo Trafik Hattı'na yapılan sözlü şikayetlerin, şikayeti yapan kişiye bildirilmesi gerekir.

            Bu yazdıklarımı teyit etmek için bir trafik kuralı ihlâli yapan taşıtı 154'e bildirin ve telefon numaranızı bırakın sizi aramayacaklarını göreceksiniz.

            Sevgi ve saygılarımla...

          Kimden : Volkan72 – 04.11.2003/08:15 

            Çok haklısınız; geçenlerde ters yönden gelen bir kişiyi şikayet ettik. Trafik altüst oldu. Yarım saate yakın yol kapalı kaldı, fakat gelen giden olmadı. Üstelik Trafik Ekipler Âmirliği sadece 5 dk uzaklıkta olmasına rağmen!

            Kimden : Servet Başyiğit – 04.11.2003/08:14

            Ben bir taksiyi ihbar etmiştim ama, sonucu hakkında hiç bir bilgi vermemişlerdi bana.

          Kimden : Gökhan Ateşoğlu - 05.11.2003/08:33
          Kime     : trafik@yahoogroups.com

            112 Acil Sağlık Çağrı Merkezi'nde yıllarca çalışmış bir hekim olarak size bilgi vermek isterim. Ücretsiz telefonlar 112, 110, 155 ve bir kaçı daha; diğerleri düşük bile olsa (154 dahil) ücretlendiriliyor. bkz. www.telekom.gov.tr www.turkcell.com.tr

            Ücretsiz telefonlar tek yönlü ücretsizdir. Yani siz ararken ücret ödemezsiniz, ama bu hat başka bir numarayı ancak ücretli arayabilir (ev telefonlarının tarifesi üzerinden). İşte asıl sorun burada başlıyor. Resmî kurumlara tanınan telefon fatura limitleri genellikle sabit ücret kadardır. Yani 7.000.000 TL civarında. Geri kalanını ödemek için ödenek gelmesini beklersiniz.

            Örneğin benim çalıştığım ilde 10 tane 112 hattı var. Bu hatlar geri arama yapamazlar (teknik olarak kısıtlanmışlardır.) Bu nedenle Telekom'un uğradığı gelir kaybını telâfi edebilmesi için bu hatların sabit ücreti çift tarife olarak ücretlendirilir. Yani her hat için 14.000.000 TL, toplam 140.000.000 TL/ay ödenir. Maalesef ödeneksizlik nedeniyle zaman zaman hat sayımızın 3 - 4'e düştüğü bile olmuştur. (Aynen su borcu ödenmeyen okulların suyunun kesilmesi gibi bu hatlar kapatılıyor). Bir de geri arama yaparak hizmet verdikleri kişileri bilgilendirmeye kalkarlarsa artan bu faturaları kim ödeyecek? Keşke bu konuda devletin bir ödeneği olsa da bu çağdaş gereksinimi karşılayabilsek. Bu telefon hatları için senede ancak bir kaç kez ödenek yollanır ve her zaman gecikme cezaları ile yatırılmak zorunda kalınır. Yani temel sorun personel değil parasal.

            Umarım en kısa zamanda ihbar yapan kişiyi aydınlatmak için geri arama yapılmaya başlanır.

 

Sanal Roman
http://sanalroman.hypermart.net/sanalroman/trafik1.htm

Kansere dönüşen yara : Trafik terörü

            Sayın ziyaretçilerimiz.. Sitemizin bu bölümüne giriş yaptığınıza göre, siz de ülkemizin artık kanserleşmiş yarası haline gelen trafik terörüne karşı duyarlı davranıyorsunuz demektir. Konumuz olmamasına rağmen, millî bir felâket haline gelen, ve kasıtlı olarak el atılmadığına inandığımız trafik terörünü yok etmek için bizler de elimizden geleni yapmaya, burada irdelemeğe karar verdik.

            Çünkü her yıl onbinlerce insanın ölmesine ve bunun daha çoğunun kalıcı sakatlıklara maruz kalmasına rağmen, başta TBMM olmak üzere, aslî görevi vatandaşlarının hayatını korumak olan kurum ve kuruluşlar son derece duyarsız davranmakta, Avrupa Birliği' ne aday olan bir ülke için utanç verici, yüz kızartıcı bir rezalet olan trafik terörünü durdurmak için söz yerindeyse kıllarını dahi kıpırdatmamaktadırlar.

            İnsanları bir çok konuda oyalamayı, dikkatlerini başka yerlere çekerek sömürmeyi ilke edinmiş olan zihniyet, yıllardan beri arkasına sığındığı, hiç bir anlamı olmayan uydurma bir trafik canavarı safsatasıyla ve gereken caydırıcı kanunları çıkarmaksızın, sadece lâf üreterek, edebiyat yaparak bu terörü önlemek için sözde çaba göstermektedir.

            Trafik terörü, gerçekçi örnekleri ileri, medeni ülkelerde görüldüğü ve net olarak tecrübe edilmiş olduğu üzere sadece yasal yaptırımlarla, caydırıcı kanunlarla ve ağır cezalarla önlenir. Yoksa "aman sevgili vatandaşlarım kurallara uyun, trafik canavarına uymayın" gibisinden boş öğütler vermek suretiyle değil.

            Her nedense bir çok konuda Amerika ve gelişmiş Avrupa ülkelerini taklit etmeyi marifet sanan zihniyet ve çağdışı kafa, oralarda uygulanmakta olan gerçekçi düzenlemeleri, yaptırımları ülkemizde de uygulamaya asla özen göstermemektedir. Üstelik hayali ve gerçekçi olmayan görüşler üretmekte ve trafik terörünün kanunlarla, ağırlaştırılmış cezalarla önlenemeyeceğini ve bunun sadece bir eğitim sorunu olduğunu savunmaktadırlar. Eğer bu çağdışı kafaların düşünceleri doğru ise, trafik terörü ağırlaştırılmış cezalar ve caydırıcı kanunlar ile önlenemez ise, neden başta Amerika, Almanya olmak üzere bir çok medeni ülkede (ki sorun sadece eğitim sorunu ise eğitim olarak bizden çok daha ileri durumda olan toplumlar olmalarına rağmen) trafik suçlarına karşı en ağır cezalar uygulanmaktadır? Neden o ülkelerde emniyet teşkilâtları, trafik polisleri aralıksız olarak gece gündüz en son sistem araç ve gereçlerle tam donanımlı olarak devriye gezmekte ve kimseye göz açtırmamaktadır?

            Bilinen cevabı son derece basittir. Çünkü maalesef ülkemizde insan hayatı en ucuz şeydir ve bunun böyle olduğu, son çıkarılan af yasası ile de kesin olarak ispatlanmıştır. Açıkça ortadadır ki bu çağdışı zihniyet için suçluyu korumak, mağduru korumaktan daha önceliklidir. Trafik kazalarında ve adlî suçlarda meydana gelen ölüm ve yaralanmaları basitçe kader gereği olarak kabul etmek ve bunu insanlara yutturmaya çalışmak kanımızca sadece sefil ve yüzkarası bir düşünce şeklidir. Bu düşünce şekli, istediği zaman istediği kanunları vakit kaybetmeden çıkardığı gayet iyi bilinen ama işine gelmeyen konuları da (trafik terörü başta olmak üzere) pervasızca, yüzü kızarmadan hasır altı eden zihniyetin sağlıksız, hastalıklı kafa yapısını net olarak ortaya koymaktadır.

            Ne yazık ki bu hastalıklı ve belli amaçlara, kişilere gayet iyi hizmet ederek trafik terörünü önleyici kanunları, düzenlemeleri asla gündemine almayan zihniyetin faturasını bu ülkenin kandırılmakta olan insanları ödemekte, her gün onlarca insan ölmekte, yüzlercesi yaralanmaktadır. İnsan hayatı her şeyden daha değerli olduğu için maddî zararı burada konu etmiyoruz. Bu nedenle, devletin yapmadığını ve yapmayacağını bizler, duyarlı vatandaşlar olarak yapmaya çalışmalıyız. Çünkü açıkça ortadadır ki, malum zihniyet trafik teröründen geçinen çeşitli çıkar gruplarının ve çevrelerinin de istediği şekilde "ben trafiğe karışmıyorum, siz konuyu toplum olarak aranızda çözün, durumu sizlerin vicdanınıza bırakıyorum" demektedir.

            Bu bölümde ve sayfalarda, konuyu elimizden geldiğince irdeleyecek ve sizlerden gelen yazıları da uygun olduğu takdirde yayınlayacağız. Trafik terörü maalesef yıllardır el atılmadığı için kansere dönüşen bir yaradır. Bu hastalığın yok edilmesi için artık cerrahi müdahaleden başka hiç bir çare kalmamıştır. Unutmayınız ki, sizler de her an, caydırıcı kanunların, cezaların olmamasından, trafik polislerinin çaresizliğinden (ve çoğu kez arkasındaki legal ya da illegal güçlerden) cüret alan, insanlığa saygısız, küstah ve şımarık bir sürücünün kurbanı olabilir ya da bir sevdiğinizi her an olmadık bir yerde ve zamanda kaybedebilirsiniz.

            O nedenle beni fazla ilgilendirmiyor demeksizin bir vatandaşlık ve insanlık gereği olarak aklı başında insanlara yakışır şekilde davranmalı, elden ne geliyorsa yapılmalı ve gereken yasaları çıkartmayarak sayısız insanı ölüme terk eden kötü zihniyet ciddiye alınmaksızın, trafik terörüyle ve bu terörden geçinen çıkar çevreleriyle mücadele edilmeli, insanlar bilinçlendirilmeli ve gerekenler yapılmalıdır.

             Unutmayın.. Her an gözü dönmüş, hasta ruhlu bir trafik teröristinin kurbanı olabilir veya bir yakınınızı kaybedebilirsiniz.. Gerçekleştireceği bu terör eyleminden dolayı hiç bir ceza almayacağını bilen bu insanlıktan çıkmış yaratıklara ve destekçilerine karşı şu an yapılabilecek tek şey, bir aydınlar plâtformu oluşturmak ve mücadele etmektir.

ŞEHİTLERİMİZ
http://www.bursapolis.gov.tr/

Adı ve Soyadı Bekir ÖZCAN
Doğum Yeri ve Tarihi 24.01.1950
Rütbesi Komiser Yrd.
Şehit Olma Tarihi 01.12.1986
Şehit Olma Olayının Özeti Bursa - İnegöl karayolu güzergahında trafik kontrolü yaptıkları esnada 34 Y 6024 plâka sayılı otomobilin çarpması neticesi görevi başında şehit olmuştur.

 

Sür'at Kazalarına ÇOK CİDDÎ BİR ÖRNEK!
http://www.delidana.com/
 

            Kimden : Ali Güner Tekin 13.10.2003/15:07
            Kime :
trafik@yahoogroups.com

            From : Ece Turfan [mailto:eturfan@epdk.org.tr]
            Sent : Friday, September 26, 2003 9:45 AM
            To : agtekin@oib.gov.tr
            Subject : FW : hızlı ve delice araba kullanmayı sevenlere özel

            Ali Bey,

            Bu sefer gönderdiğim neş'eli değil ama, Fahrî Trafik Müfettişi olarak size yararı olabilir diye gönderiyorum. Allah hepimizi böyle kazalar yapmak ve geçirmekten korusun…

            AŞAĞIDA GÖRDÜĞÜNÜZ OLAY BAŞTAN SONA GERÇEKTİR.
Jacqueline Saburido BAŞINA GELENLERİ DİĞER İNSANLARA DA ÖRNEK
OLMASI İÇİN İNTERNETTE YAYINLANMASINA İZİN VERMİŞTİR. ŞEHİR İÇİNDEKİ YOLLARI
YARIŞ PİSTİYLE KARIŞTIRANLAR, BEN SÜR'ATİ SEVERİM DİYENLER, ALKOLLÜ ARAÇ KULLANANLAR
; LÜTFEN TRAFİKTE DOLAŞIRKEN KENDİ HAYATINIZA SAYGINIZ YOKSA,
DİĞER İNSANLARIN HAYATINA SAYGI DUYUN.
NELERE YOL AÇABİLECEĞİNİZE
Jacqueline Saburido ÇOK CİDDÎ BİR ÖRNEK. ŞU ANA KADAR KAZA YAPMAMIŞ OLABİLİRSİNİZ.
AMA UNUTMAYIN KAZA BİR KEZ OLUYOR!
 

19 Eylül 1999da Jacqueline Saburido
http://mektup.delidana.com/trafik/01.jpg


 

Çocukluğundan bir doğum günü resmi
http://mektup.delidana.com/trafik/02.jpg


 

Kendi ülkesi Venezuella'da tatildeyken
http://mektup.delidana.com/trafik/03.jpg


 

Babası ile beraberken (1998)
http://mektup.delidana.com/trafik/04.jpg


 

Kazadan birkaç ay önce
arkadaşlarıyla bir partide
http://mektup.delidana.com/trafik/05.jpg

17 yaşında bir öğrencinin arkadaşlarıyla içtiği iki bira sonrası evine arabayla dönerken, Jacquline'nin içinde olduğu arabaya çarparak Jacquline'nin arabasının kaza sonucu yanması ve arabanın 45 saniyede geldiği durum (1999'un sonları)
http://mektup.delidana.com/trafik/06.jpg


 

Jacquline yanan arabanın içerisinden çıkamadı ve vücudu 45 saniye kadar ağır şekilde yandı.
Kaza sonrası Jacquline 40'ın üzerinde operasyon geçirdi. Buna rağmen eski ve şu an ki hali;

http://mektup.delidana.com/trafik/07.jpg


 

Göz kapakları olmadığından Jackie'nin göz sağlığı için göz damlalarını devamlı kullanması lâzım.
Tedavi edilirken bile hala canının yandığını söylemek çok zor değil...

http://mektup.delidana.com/trafik/08.jpg


 

2000 yılında
babasıyla beraber resmi
http://mektup.delidana.com/trafik/09.jpg

Jacqueline'nin hayatının bu hale gelmesindeki
tek sorumlu kişi şimdi 20 yaşında. Kendisini 3 yıl önce,
o gece araba kullandığı için affedemiyor.
Asla unutmayın onun yerinde siz de olabilirsiniz.
http://mektup.delidana.com/trafik/010.jpg


 

Veya Jacqueline'nin yerinde siz olabilirsiniz.
http://mektup.delidana.com/trafik/011.jpg


 

            Her gün araba kazalarında onlarca, yüzlerce kişinin öldüğü veya ciddî şekillerde yaralandığı bir ülkede, aynı şeylerin bizlerin de başına gelebileceği olasılığının yüksek olduğunu asla unutmayın. Her zaman trafikte dikkatli olun. Kurallara uyun. Alkollü araç kullanmayın. Bindiğiniz aracın şoförü kendisini yarış pistlerinde sanıyorsa aracı kenara çektirip araçtan inin. Gideceğiniz yere 5 dakika erken gidebilmek için veya arkadaşlarınıza hava atacaksınız diye ne kendi,  ne arkadaşlarınızın, ne de tanımadığınız insanların hayatını riske atma hakkınız yok. Yanabilirsiniz, felçli kalabilirsiniz, sakat kalabilirsiniz, bir insan öldürebilirsiniz, sevdiklerinizi, arkadaşlarınızı öldürebilirsiniz, sakat bırakabilirsiniz. Yeni Jacqueline Saburido'lar yaratmaya hiç bir şekilde hakkınız yok.

            Bugüne kadar kaza yapmamış olabilirsiniz ama unutmayın KAZA BİR KERE OLUR...!

            Gelelim yetkililere; Avrupa'daki en dar şeritli yollara sahip olan ülkemizde, Avrupa'daki en büyük TIR filosuna sahip olduğumuzu unutmayın. Tüm yetkililerin aklına gelen ilk şey TRAFİK CEZALARINI ARTTIRMAK. Tamam bu da bir çözümdür; ama tek başına bir anlam ifade etmiyor. Sizlerden istediklerimiz;

  • Karayollarındaki ulaşımı rahatlatmak için demiryollarına artık ağırlık verin. Senelerdir TIR filoları, otobüs firmalarının baskısı altında kalarak demiryollarına hiç kimse bir şey yapmıyor. Hızlı tren projelerini uygulamaya geçirin artık. Bizlerden topladığınız vergilerle bunu kat kat karşılayacağını hepimiz biliyoruz. Her sene trafikten bu ülkenin kayıpları düşünülünce de maliyeti getirisinin yanında çok önemsiz kalacak.
  • Belli aralıklarla ehliyeti olan insanları tekrar sınava tâbi tutun. Belli bir yaş üzerindeki insanlara kesinlikle ehliyet vermeyin. (Refleksleri bitmiş çok insan var trafikte.)
  • Üç tarafımız deniz. Deniz taşımacılığını geliştirin.
  • Tüm şehirlerimizde metro uygulamasını yayın. (Her sene değiştirdiğiniz sağlam kaldırım taşlarına harcayacağınız parayı metroya yönlendirin.)
  •             Daha yapabileceğiniz çok şey var. Gözle görüldüğü gibi sadece trafik cezalarını ve denetimleri arttırmayla olmuyor, her yıl binlerce insanımızı trafik kazalarında kaybedip sakat kalmasının, artık kaldırılabilecek, açıklanabilecek bir yanı kalmadı... Trafik canavarını yok etmek için hep beraber çalışmalıyız... İlk olarak kendi içimizdeki canavarı yok ederek başlamak dileklerimle.

                Jacqueline hakkında daha fazla bilgi öğrenmek isterseniz www.TexasDWI.org http://www.TexasDWI.org adresini ziyaret edebilirsiniz... http://mektup.delidana.com/trafik/012.jpg

     

    DİKKAT TRAFİK TERÖRÜ MAĞDURLARI İÇİN ÖNEMLİ AÇIKLAMA

                Bilindiği üzere trafik terörünü önlemek için hiç bir ciddî çalışma yapılmamış olup, yapılmayacağı da kesinlik kazanmıştır. Fakat artık trafik teröründen şu yada bu şekilde zarar görmüş insanlarımız için bir umut kapısı var. Bu kapı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi' dir. Bazı bilinçli vatandaşlarımız trafik teröristlerinin cezasız kalmaları karşısında, Türk adaletinden, komik ceza yasalarından - haklı olarak - umudunu kesmiş ve Türkiye Cumhuriyeti, T.C. Hükümeti ve gerekli yasaları çıkarmayıp vatandaşlarını korumadığı gerekçesiyle TBMM aleyhinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde milyonlarca dolarlık davalar açmıştır ve açmaktadırlar. Ve bu davalar kazanılmakta, mağdurlara devlet tarafından büyük tazminatlar, Avrupa Topluluğu yaptırımı ile ödenmek zorunda kalmaktadır.

                Evet ölenin, sakat kalanın yerini bu para doldurmaz ama hiç değilse trafik terörünü bilerek önlemeyen bir düzeni tazminat ödemeye mahkum etmiş olursunuz. Tüm bilinçli trafik ve bireysel silahlanma terörü mağdurlarına sesleniyoruz hakkınızı arayın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi' ne başvurun ve dava açın. Çağdışı, kasıtlı zihniyeti mahkum ettirin

     

    Milliyet Gazetesi
    http://www.milliyet.com.tr/2001/07/03/guncel/gun03a.html

    Emniyet, reklâmın kötü örnek olduğu kanaatinde!
    Ya herkes atarsa!

    Alanson'un taksiden fırlattığı gömleği, pantolonu, RTÜK'e kadar gitti

                   GÜNSELİ ÖNAL Ankara

                ABD ve Avrupa ülkelerinde, yol kenarlarındaki dev reklâm panolarına asılan seksi resimler trafik açısından sakıncalı bulunurken, Türkiye'de de Mazhar Alanson'un pantolonu, gömleği ve kravatı problem oldu.

                Trafik hizmetlerinden sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Nihat Kurtiç, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) başvurarak, Alanson'un külotuna kadar soyunduğu reklâm filminin yayından kaldırılmasını istedi. Kurtiç, RTÜK'e gönderdiği yazıda şu ifadelere yer verdi :

                ‘Tehlikeye düşürüyor’

                "Karayolları Trafik Kanunu'nun Ek - 6. maddesine istinaden, sürücülere her zaman ve her yerde denetlendikleri duygusunu yerleştirmek ve yurttaşlarımızın doğrudan denetime katılımını sağlamak amacıyla fahrî trafik müfettişliği müessesesi kurulmuştur. Halen ülke genelinde 8 bin 541 vatandaşımız, fahrî trafik müfettişi olarak görev yapmaktadır. Bir fahri müfettişimiz, Genel Müdürlüğümüz'e yazdığı dilekçesinde, 'Ulusal televizyonlarda yayınlanan söz konusu reklâmda, trafiğe açık bir yolda, havaalanına giden bir ticarî taksinin içindeki bir vatandaş, üzerindeki elbiseleri çıkarıp teker teker yola fırlatmak suretiyle, geriden gelen araçları tehlikeye düşürüyor. Kesinlikle yapılmaması gereken bir işlem reklâm olarak sunuluyor, kötü örnek oluyor. Bu reklâmın kaldırılması gerekir' önerisini sunmuştur. Bilgi ve gereğini arz ve rica ederim."

     

    ŞEHİTLERİMİZ
    http://www.bursapolis.gov.tr/

    Adı ve Soyadı Mustafa ALTINDAL
    Doğum Yeri ve Tarihi SAMSUN - Asarcık 20.12.1945
    Rütbesi Polis Memuru
    Şehit Olma Tarihi

    30.12.1987

    Şehit Olma Olayının Özeti

    Yalova yolu üzerinde 40. km'de sanığın kullandığı otoyu durdurmak isterken, sanığın otosunu üzerine sürmesi sonucu şehit olmuştur.

     

    Bilge Özkarahan
    trafik@yahoogroups.com

                        Sayın Liste Üyeleri,

                Uluorta yapılan HIZ KESİCİ TÜMSEKLER yapılma amacının yanında bir çok sorunlara da neden olabiliyor : hamile kadınlarda düşük tehlikesi, omurilik sakatlanmaları vb..
    Bu tür yola müdahaleler trafik mevzuatınca yasak ve suçtur. Ancak, İl veya İlçe Trafik Komisyonu'ndan alınacak bir karar ile yapılabilirliği mümkün olan bu tümseklerin özellikleri ve tamamlayıcı mevzuat hakkında bilgisi olan sayın üyelerin desteğine ihtiyacım var.
    Yardımlarınız için teşekkürler ve saygılar.

                                                                                                                                                          03.07.2003 – 10:11 (Grup üyelerine Outlook Express ile gönderilen mail'den alınmıştır.)

    Mehmet Yüksel
    trafik@yahoogroups.com

                Sayın Bilge Özkarahan,

                Bazı belediye başkanları (Denizli - Kınıklı'daki Sayın Belediye Başkanı ve diğerleri gibi) İl Trafik Komisyonu Kararı istemeden de bu tümsekleri kendi düşündükleri şekillerde yapıyorlar. Halbuki bu hız kesiciler hakkında 27.12.1988 tarihinde çıkarılmış bir Türk Standardı var : TS 6283 "Yol Sathı Hız Kontrol Elemanları - Tümsekler (Kasisler)" "Speed Control Humps"

                Sevgi ve saygılarımla
                                                                                                                                                                                                   Denizli/04.07.2003 – 10:32 Outlook Express Mesajı.

    Zaman Gazetesi İnternet Servisi
    http://212.154.21.40/2001/06/29/tuketicimasasi/tuketicimasasi.htm

                Derviş, bu sese kulak kabartsın!

                Hükümetin ek vergi talebine toplumun bütün katmanları tepki gösteriyor. Sesini yükseltenlerden birisi de devlete 24 yıl memurluk yapmış emniyet mensubu. Toplumun emniyetinden sorumlu 'emniyet görevlisi', "Bu sesimi herkese duyurun, söylediklerimin içinde suç unsuru bir şeyler varsa bütün sorumluluğu alıyorum." diyor.

                İsmi bende gizli bu memur, "l992 yılında nişan yüzüklerimi bile satıp 55 milyona 2. el bir otomobil satın aldım. O zamanlar deposu 30 bin liraya doluyordu. Sanki devletimin bana garezi varmış gibi her şey roket hızı ile yükseldi. Şimdi depo 44 milyon liraya ancak doluyor. Memur işi olsun dedim, borç harç LPG taktırdım. Daha borcu geçen ay bitti. O çok sevdiğim, uğruna sopalar, kurşunlar yediğim, üç kuruşa görev yaptığım devletim motorlu taşıtlardan l2 milyon daha ek vergi istermiş. Yuh olsun!. Artık vergilerimi erkenden ödemek yok. Evimin değerini gerçek rakamlardan beyan etmeye tövbeler olsun. Devlete bir kuruş kazandıracak veya tasarruf ettirecek hiçbir gayrette bulunmayacağıma söz veriyorum. Yapabildiğim kadar telefonlarımı işyerinden edeceğim. Fahrî trafik müfettişi olarak devlete milyarlarca lira gelir sağladım; ama artık ceza kesmek yok." diyor.

    Aleviler – Alevi Belleği
    http://www.alewiten.com/otuzucolu.htm

                Trafik müfettişi böyle yaparsa...

                Çeşme’de başlatılan denetimlerde iki gecede 87 alkollü sürücü yakalandı. Ehliyetlerine el konulanların arasında, Raks Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Fahrî Trafik Müfettişi Aslan Tekin Önel de var.                                                                                                              Milliyet, 19.8.2002
     

    ŞEHİTLERİMİZ
    http://www.bursapolis.gov.tr/

    Adı ve Soyadı Abdurrahman ÖZBİLEK
    Doğum Yeri ve Tarihi Antalya 1943
    Rütbesi Polis Memuru
    Şehit Olma Tarihi 29.10.1980
    Şehit Olma Olayının Özeti

    Yalova yolu, trafik kontrolü esnasında ters yönden gelen bir aracın çarpması sonucu şehit olmuştur.

     

    DENİZLİ Haftalık DEHA 20 Gazetesi'nin "Trafik" köşe yazısı

                Kimden : Mehmet Yüksel/13.07.2003 – 17:14
                Kime     :
    trafik@yahoogroups.com kcagdas@funika.com.tr

                DENİZLİ Haftalık DEHA 20 Gazetesi'nin Pazartesi günlü "Trafik" köşe yazısı ektedir.
                Bilgi ve gereğini rica eder, sevgi ve selâmlarımı sunarım.
                                                                                             Prof. Dr. Mehmet Yüksel myuksel@pamukkale.edu.tr

    GENÇ SÜRÜCÜLERDE
    TRAFİK KAZALARININ NEDENLERİ VE SONUÇLARI

                ODTÜ Psikoloji Bölümü elemanlarından Özkan ve Dr. Lajunen tarafından “2. Ulusal Trafik ve Yol Güvenliği Kongresi'nde (Mayıs 2003)” sunulan tebliğ hakkında bazı özet bilgiler vermek istiyorum.

                Kaza nedenlerini bilimsel olarak araştırmaya başlayan bir ülke, bilimin söz sahibi insanları yetkili duruma geçtiğinde mutlaka çözüm yollarını da bulacaktır. Şimdiye kadar ürettiğimizi sandığımız çözümler bizi bir sahile ulaştıramadı. Nedeni ise gayet basit : Söz sahibi olan yöneticiler bilgi değil yetki kullanmaktadırlar. Kendilerinde olan veya olmayan yetkileri etraflarındaki aynı bilgisiz kişilere (yoksa “yalakalara” mı demem gerekirdi?) kullanmaları çok kolay olmakta ve devletin parasını ve zamanını boş yere heba etmekteler. Yetkiler, işin sorumluluk tarafı hemen hemen hiç kurcalanmadığı için, fütursuzca kullanılabilmekte, bu yüzden içinde bulunduğumuz rezaletten çıkış yolu bulunamamaktadır. Hatta, bazı yöneticilere sahip oldukları yetkiler bile az gelmekte, daha fazlasını istemektedirler. Kendilerine az gelen unsurun “yetki” değil “akıl” olduğunu bir kavrayabilseler!

                Gelelim konumuza : Araştırmaya 348 sürücü (216 erkek ve 132 kadın) katılmış. Örneklemenin yaş ortalaması 22 yıl, ortalama kat edilen yıllık kilometre 11 bin km ve araba kullanmada ortalama deneyim süresi 3 yıl.

                Bulgular,insan olarak diğer ülkelerdekinden farklı değil. Trafik kazaları nedenleri dört ana boyutta toplanmış : 1. sürücünün kendisinden kaynaklanan nedenler, 2. diğer sürücülerden kaynaklanan nedenler, 3. çevre - araç kaynaklı nedenler ve 4. kader.

                Batı ülkelerinde 25 yılı kapsayan bir çalışmada, araştırma ana konularının % 90'ının sürücü davranışları, % 6'sının araç, % 3'ünün yol ve çevre, % 1'inin de bütün sistemi kapsadığını göstermiş. Fakat ülkemizdeki koşullar farklıdır. Burada da kurallar vardır, ama takibi “yok” denecek kadar “az”dır. Kurallara uyulması – Allah rızası için - beklenmektedir.

                Araştırmada, kurallara aykırı dört çeşit sürücü davranışı gözlenmiştir :
                1. İhmaller, 2. Hatalar, 3. Saldırgan ihlâller ve 4. Sıradan ihlâller.

                İhmaller (örn., arabanızı park yerinde nereye park ettiğinizi unutmak) dikkat ve hafıza ile ilgili sorunları içerir. Hatalar, gözlem ve değerlendirme başarısızlıklarını kapsayan çeşitli hatalı araç kullanma davranışlarıdır, diğer sürücüleri veya yayaları fark edememek gibi. Sıradan ihlâller, güvenli araç kullanma uygulamasını isteyerek terk etme olayıdır. Saldırgan ihlâllerde (örn., korna çalmak, yakın takip etmek) sürücü diğer yol kullanıcılarına kızgınlığını gösterir.

                Kaza ve olası kaza durumunda sürücünün sorumluluğu bizzat sürücülerin kendileri tarafından vurgulanmasına rağmen bu sorumluluk önlem ve müdahaleye dönüşmüyor. Genç ve erkek sürücü grubu riskli araç kullanma davranışlarını daha fazla göstermekte.

                Genç sürücülerin kendi sorumluluklarını kabul etmelerine karşın, neden bu sorumluluğun gereklerini yerine getirmedikleri ayrı bir tartışma ve araştırma konusu olarak ortaya çıkmıştır. Trafik kazası yapmış ve ihlâl davranışında bulunmuş genç sürücüler “diğer sürücü sorumlu” söylemini neden olarak öne sürmemekte ve olayları “kaderci” bir yaklaşımla ele almamaktadır.

                Yol ve araç boyutunun özellikle trafik cezaları (dolaylı olarak hız sınırı) ile olan ilişkisi tek başına tüm nedenleri açıklamaya yetmemesine karşın, bu araştırma, denetimin belli bölgelerde sürekli ve etkin kılınmasının öneminin altını bir kez daha çizmiştir.

                Biz de yıllardır yaptığımız tekrarı yineleyelim : Trafik canavarından kurtulmak ancak ayrımsız, sıkı ve sürekli bir denetimle mümkündür. Yasalarımızın üstünlüğünü sağlayamaz isek bu canavar “her” evden can almaya devam eder ve sayın sorumlular, sıra size de gelir!!!

    Milliyet Gazetesi
    http://www.milliyet.com.tr/2001/04/01/pazar/paz08.html

    Dış Gözle Türk Trafiği

    Dikkat!!! Testus bir sınav değil... "Çoktan seçmeli testlerle "gırgır" geçmeyi amaçlamakta...
    Testustaki şıklardan biri mutlaka doğru yanıt ve doğru olanı bazen şıkların en komiği...
    Yanıtlar her testusun altında, göz ucunda... Ezcümle, en iyi sınav testustan beter...

    TESTUS CANAVARUS / Ahmet Turhan Altıner

                Avrupa istatistiklerinde sürücü ölümlerinde başı çekiyormuşuz. Dış gözle Türk trafiği anlaşılmaz bir olgu. Örnek olarak, bütün şoförlerin aynı anda ve birden birbirlerini klâkson kakafonisiyle cezalandırması bir yabancı kulak için çok şaşırtıcı. Trafiğimize bakarak bizi sosyolojik olarak değerlendiriyorlarmış. Ekonomik ve siyasi durumumuzu da trafiğimize bakarak anlamaya çalışıyorlar, zahir.

                Trafiğimizin özeti şu değil mi? Yayaların şoförlere, şoförlerin yayalara, şoförlerin birbirlerine bitmeyen düşmanlığı, sürekli küfür ve sataşma... Trafik darb-ı meselimiz : Hep harp, hep darp, hiç sulh! Trafiğin Türkiye’deki yasası bu, ne yazık ki!!! Ehliyetler bir eğitimin sonucunda hak edilmemiş. Bastır parayı, al ehliyeti. Tıpkı milletin vekilliklerinin, bürokratik unvanların olduğu gibi. Sonuç : Virajjjjjjjjjjjjjj, güm!!! Su testisi hep su yolunda mı kırılır da vahşetengiz vah, vah şetengiz deh, deh şetengiz deh, deh deh deh trafik testusuna buyur ola bu kez de, lingo lingo otolar, aman dikkat devrilmesin totolar...

                1 - Yukarıdaki yazıda geçen "darb-ı mesel" ne demek, kestirebilecek misiniz?
                     a. Öndeki arabaya örnek darp, yani esaslı biçimde vurma.
                     b. Trafik kavgalarında Osmanlı tokadı.
                     c. Ofansif sürücülük âfetinin eski adı.
                     d. Atasözü.

                2 - Dünya Bankası’ndan Mr. Chibber’a göre, her yıl 25 Boeing uçağı dolusu Türk trafikte telef oluyormuş. Demek ki Türkiye genelinde yılda yaklaşık 6 - 7 bin kişi ölüyor. Ölümler dışında 200 binden fazla kişinin de yaralandığı 2000 yılında toplam kaç trafik kazası saptanmış?
                     a. 14 bin.
                     b. 140 bin.
                     c. 210 bin.
                     d. 450 bin.

                3 - Şimdi İstanbul’da daha çok Amerikalı ziyaretçi var. Geçmişi olmayan ama tuzu kuru biçimde geleceği garantili memleketlerinden, "hem geçmişle hem de gelecekle sorunlu ve bunalımlı buralar"a geldiklerinde acayip şaşırıyorlar. Eşine rastlanmadık sıcaklık ve nemlilikteki misafirperverliğimize mi desem (!!!) cep telefonsuz gerdeğe bile girmeyen yeni yetme kentlilerimize mi (!!!) Yok yok, onları en çok şaşırtan, trafik keşmekeşimiz. İnternetten taradıklarıma göre, aşağıdakilerden hangisi Amerikalılar’ın şaşırıp anlam veremedikleri sürücü davranışlarımızdanmış?
                     a. Türkiye’de otomobil kullanmanın lüks sayılması...
                     b. Trafik polisi otolarında neden iki yerine üç polis olduğu...
                     c. Sürücülerin sola dönmeden önce sağa çekip yolun boşalmasını beklemeleri...
                     d. Sürücülerin yolda neden birden fazla şerit işgal ettikleri...
                     e. Hepsi ve daha neler...

                4 - Olguya sinematik bir soru. Yayaların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketlerine ne denir?
                     a. Cesur Yürek.
                     b. Gladyatör.
                     c. Titanik.
                     d. Trafik.

                5 - Amerikalılar’ın saptamasına göre, bizdeki trafik hatalarının yüzde 95’ini neye borçluymuşuz?
                     a. İmalât hatası.
                     b. IMF hatası.
                     c. Yol hatası.
                     d. Sürücü hatası.

                6 - Ey "tabanvayla gezen yaya arkadaş! Kendi emniyetin için trafikte nerede yürümelisin acep?
                     a. Kaldırımlar araçlar tarafından işgal edilmiş olduğu için taşıt yolunda yengeç yengeç...
                     b. Belediye otobüslerinde şoför âni fren yaptıkça...
                     c. Yaya yolunda veya bankette...
                     d.Yürümeyiverin, efendim!

    http://www.medicine.ankara.edu.tr/internal_medical/forensic_medicine/trafikalkol.htm

                7 - Ey yaya turist, kendi emniyetin için! Biz alıştık, bize "bişşeycik" olmaz!!! Yollarda kendini araçlara belli etmek amacıyla mutlaka ne yapmalısın?
                     a. Her on adımda bir aydınlatma fişeği atmalısın...
                     b. Hoplamalı ve zıplamalısın...
                     c. Beyaz veya açık renkli eşarp, eldiven, atkı gibi şeyler giymelisin...
                     d. Ne yapsan fayda etmez!

                8 - Hem dışardan gözleniyoruz hem içerden. Geçenlerde Milliyet’te çıkan bir habere göre Türkiye genelinde görevli 8 bin "Fahrî Trafik Müfettişi"nden biri, sizi takip ediyor olabilirmiş... 1996’dan beri hizmet veren bu amansız müfettişler kimsenin gözünün yaşına bakmadan, yapılan her hatayı not ediyor ve polise bildiriyormuş. Aziz Yıldırım, Erman Toroğlu, eski devlet bakanı Kâzım Oskay, TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu gibi pek çok ünlünün aralarında bulunduğu bu fahrî trafik savaşçılar arasından aşağıdakilerden acep hangisi müfettiş?
                     a. Fahrettin Cüreklibatur.
                     b. Fahri Korutürk.
                     c. Müjdat Gezen.
                     d. Salih Tozan.

                9 - Bizdeki herkesin birbirine düşman gezdiği ofansif yani saldırgan şoförlüğe karşı Amerika’da korunmacı sürücülük yani "defensive driving" eğitimi veriliyormuş. Herkesin herkesten ve her şeyden sorumlu olduğu bir sürücülük anlayışı bu. Aşağıdakilerden hangisi bu eğitimin sloganlarından?
                     a. Pak pakayim sinyaller çalişay mi?
                     b. Yolda hak alınmaz, verilir!
                     c. Bindik bir alâmete, gidiyoruz kıyamete!
                     d. Tevekketül taalallah.

              10 - Aşağıdakilerden hangisi defansif sürücülüğün temel faktörlerinden değil?
                     a. Refleks.
                     b. Daima en kötüyü hesap etme.
                     c. Direksiyon hâkimiyeti.
                     d. Yasalara tam olarak uyma alışkanlığı.

              11 - Türkiye’ye gelmeden önce bir Amerikalıya Türk trafiğinde nelere kesinlikle neye dikkat etmesi söyleniyormuş?
                     a. Hiçbir şekilde bir kazanın parçası olmaması.
                     b. Geceleri araba sürmemesi.
                     c. Duygularına yenilmemesi.
                     d. Hepsi .

              12 - İnternetteki bir gırgıra göre sarhoş şoföre her ülkede farklı cezalar veriliyormuş. Bulgaristan’da, suçun tekrarında idam; El Salvador’da ilk milk demeden kurşuna dizme. Malaya’da sarhoş şoför derhal hapse atılıyor, ek ceza olarak karısı da yanına konuyormuş!!! Polonya’da hapisten başka siyasî konferanslara katılma mecburiyeti varmış. Türkiye için, sarhoş şoför 10 km kadar şehir dışına çıkartılır, yaya olarak dönme mecburiyetinde bırakılır, yazıyor. Saçma! Bizdeki ceza nasıl? Yeni "Karayolları Trafik Kanunu"na göre alkollü araç kullananların ehliyetlerine ilk seferinde bir yıl el konur, tekrarlarsa iki yıl; ayrıca 825 milyon TL para ödetilir. Peki, uyuşturucu veya keyif verici madde alarak araç kullananlara ne yapılır?
                     a. Taşıt plâkasına el konur.
                     b. Esrar plâkasına el konur.
                     c. 2 milyar lira ödetilir, ayrıca sürücüye hapiste bir yıl el konur.
                     d. Ehliyetine süresiz olarak el konur.

    Yanıtlar : 1) d, 2) d, 3) e, 4) d, 5) d, 6) c, 7) c, 8) c, 9) b, 10) a, 11) d, 12) c ve d.

     

    ŞEHİTLERİMİZ
    http://www.bursapolis.gov.tr/

    Adı ve Soyadı Hasan KIROĞLU
    Doğum Yeri ve Tarihi Adana - Bahçe 1965
    Rütbesi Polis Memuru
    Şehit Olma Tarihi 24.04.1980
    Şehit Olma Olayının Özeti

    İnegöl'de buluntu motosikleti karakola getirirken, motosiklet ile birlikte dereye uçması sonucu şehit olmuştur.

     

    Milliyet İnternet Gazetesi
    http://www.milliyet.com.tr/2001/01/17/yasam/yas03.html

    Mahkemeden örnek karar

    Trafik canavarına ‘maksimum’ ceza

    2 genç kızı öldüren alkollü sürücü, kanunda öngörülen en yüksek cezaya çarptırıldı :
    10 YIL HAPİS!

                Tekirdağ’da, 2 Ağustos’ta aşırı alkollü şekilde araç kullanırken, üniversite öğrencisi 2 genç kızın ölümüne yol açan Arif İyi, "10 yıl hapis ile 91 milyon 260 bin lira" para cezasına çarptırıldı. Babasının bile iki duruşma önce aleyhinde tanıklık ettiği Arif İyi’nin ehliyeti de 5 yıl için geri alındı.

             8’de 8 suçlu!

                Çorlu Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanık İyi, avukatı Üzeyir Akbulut, kazada ölen Ayşe Güzin Tosun’un annesi Neşe, babası Adem ve avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı Murat Demirel, İyi’den son savunmasını yapmasını istedi. Arif İyi de beraatini isteyerek, "Böyle bir kazaya neden olduğum için çok üzgünüm. Allah kimsenin başına böyle bir olay vermesin" diye konuştu.

                Mağdur avukatları ise İyi’nin en ağır cezaya çarptırılmasını talep etti. Ancak mahkeme başkanı İyi’nin 8’de 8 kusurlu olduğunu söyleyerek 10 yıl hapis kararını açıkladı.

     

    Sanal Roman
    http://sanalroman.hypermart.net/sanalroman/trafik3.htm

    Trafik Yalanları

                Bazen TV'de haberlerde, bir trafik kazası haberini verirken utanmadan "alınan bütün önlemlere rağmen, yine meydana gelen bir kazada" vb. gibisinden hayal ürünü lâflar ediliyor.. Hangi önlem kardeşim? Trafik terörüne karşı kim, nerede hangi ciddi önlemi alıyor? Yol kenarlarına komik komik trafik canavarı levhaları koymak, ya da arada bir TV'de filân, aman vatandaşlar kurallara uyun, yavaş otomobil kullanın demek mi tedbir?

                Sen polisin yetkilerini arttırma, zenginden, güçlüden korkar hale getir, cezaları soytarıları bile güldürecek kadar komik yap, kanunları adam etme, sonra da utanmadan alınan bütün tedbirler filân de.. Hepsi yalan. Hiç bir tedbir alındığı yok. Almanya'da, İngiltere'de hemen her kırmızı ışıkta kamera var yıllardan beri kim kırmızıda geçerse cezayı yiyor. Hem de ne ceza.. Bizdeki gibi bir şişe rakı parası değil. Adam üç aylık maaşını yatırıyor cezaya.

                Hele kazada insan öldürürse hayatı kayıyor. En az 25 sene hapis.. Bizde her şey yalan dolan üstüne. Yollarda ne devriye var, ne polis var, ne de bir tedbir var. Hiç bir şey yok. Yollarda sokaklarda orman kanunları, orman adaleti işliyor. Bir de Türkiye hukuk devleti diye sayıklayan birileri var.. Türkiye hukuk devleti ise ben de Osmanlı hükümdarıyım.

                Bu utanmazlar yüzünden yollarda, kazalarda daha sayısız insan ölecek. Trafiği adam edecek kanunlar çıkaracaklarına Af Kanunu çıkaranların mezar kazıcılarıyla veya cenaze levazımatçılarıyla mutlaka bir ilişkileri, yakınlıkları var.. Ya da cehennem zebanileriyle..
                                                                                                                                                    Kemal Keleş
     

    ŞEHİTLERİMİZ
    http://www.bursapolis.gov.tr/

    Adı ve Soyadı İsmail ALTUNAY
    Doğum Yeri ve Tarihi Antalya - Serik 1950
    Rütbesi Polis Memuru
    Şehit Olma Tarihi 02.10.1992
    Şehit Olma Olayının Özeti

    İzmir karayolu üzerinde kontrol esnasında, 10 FR 425 plâkalı kamyonun çarpması sonucu şehit olmuştur.

    eso – es.net
    http://www.eso-es.net/forum/mesaj.asp?id=620
    Fahri Tuna 04.07.2002 12:02:19

                Ya bu nasıl tezat? Sizler hiç Mihalgazi , Alpagut veya Sarıcakaya yolundan geldiniz mi? Daha bir hafta önce 5 genç yolda kaza yapıp öldüler. Yolun bir yerinde hiç olmaması gereken bir virajı köy hizmetlerinin yapmasından dolayı bunun suçlusu bana göre köy hizmetleridir. Ama Türkiye'de hesap soran yok, bu kaza neden oldu diye soran yok!

                Gelir Kaza Raporu sürücü hatası o kadar yol da hata hiç bir zaman olmaz yaşam şartlarında hata hiç bir zaman olmaz . Daha bir hafta önce Mihalgazi'de bir vatandaş vefat etti; sadece doktor müdahalesinden yoksun olmamızdan...

                Ben bu habere ancak gülerim! Yok köylerimizde eksik yokmuş, pehhhh!!!

     

    Akşam Online Gazete
    http://www.aksam.com.tr/aksam/19980507/guncel/gunp.html

    Araç muayene istasyonlarına sıkı denetim

                Trafik terörünün önlenmesi için bir dizi karar aldıklarını açıklayan Başbakan Mesut Yılmaz, araç muayenelerini çağdaş ülkeler seviyesine çıkaracaklarını söyledi. Yılmaz, sürücü kurslarını sıkı bir şekilde denetleyeceklerini de bildirdi. Başbakan Mesut Yılmaz, araç muayenelerinin çağdaş ülkeler seviyesine çıkarılacağını söyledi. Yılmaz, sürücü kurslarındaki denetimin arttırılacağını, okullardaki trafik eğitiminin yaygınlaştırılacağını açıkladı.

                Karayolu Trafik Güvenliği Haftası'na, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen bir törenle start verildi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Karayolu Trafik Güvenliği Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, trafik terörüne dikkat çekti. Demirel, 'Bu olayın boyutları hükümetlerin altından kalkamayacağı kadar büyük. Makro önlemler alınıyor ancak yetmiyor. Bu sadece devlet meselesi değildir. Milletin de meselesidir. Bu hadise toplumu bilinçlendirme hadisesidir. Vatandaşa yakarıyoruz. Dikkatli olun..! Biz sizin hayatınızı kurtarmaya çalışıyoruz. Yol sistemimiz 40 sene öncesine göre kıyaslanamayacak kadar güzeldir. Ama yeterli değildir. Türkiye'de ulaşımda insanların yüzde 95'i , nakliyenin de yüzde 87'si karayolu ile yapılıyor. Avrupa'da insanların yüzde 60'ı karayolunu kullanıyor. Demiryolu sistemimizi de, havayolu sistemimizle birlikte geliştirmek zorundayız. Vatandaşa sesleniyorum : Acele giden ecele gider. Dikkat edin, sağ kalın diyorum.' dedi.

                Başbakan Mesut Yılmaz da, son bir yılda meydana gelen trafik kazalarında meydana gelen maddî kaybın son 15 yılda toplu konut yatırımlarına ayrılan paydan büyük olduğuna dikkat çekti. Yılmaz, 'Biz enflâsyon ve terör ile birlikte trafik olayına da öncelik veriyoruz. Kazaları azaltmanın yolu eğitimden geçer. Altyapının geliştirilmesi, denetimin arttırılması ve kazalarda ilkyardımın sağlıklı olarak yapılması, hayat kayıplarını en aza indirecektir' dedi.

                Başbakan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü : 'Karayollarında bin 296 kara nokta tespit ettik. Kısa vadede bunların 50 - 60'ını ortadan kaldırmayı geri kalanları da işaretleyerek sürücüleri dikkatli olmaya çağırıyoruz. Yatırımlarda ulaşıma öncelik veriyoruz. Trafik konusunda herkesin eğitime ihtiyacı var. Sürücü kurslarını bundan sonra daha sıkı kontrol edeceğiz. Trafik eğitimcilerinin eğitimleri de çok önemli. Denetimi artırıcı önlemler alıyoruz. İlk etapta Ağustos ayında tam donanımlı 100 araç hizmete girecek. Bu araçlarda video cihazları, radar ölçüm cihazları, fotoğraflı radar cihazları bulunuyor. Bu sayıyı artıracağız. Jandarma da bu konuda üzerine düşeni yapıyor. 2000 yılına kadar 950 trafik timi kurarak jandarma bölgesinde meydana gelen kazaların en aza indirilmesi için çaba harcıyorlar.'

                Cumhurbaşkanı Demirel ve Başbakan Yılmaz'ın konuşmalarından sonra Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican, Demirel ve Yılmaz ile Prof. Dr. Rıdvan Ege'ye katkılarından dolayı birer plâket verdi.

    ŞEHİTLERİMİZ
    http://www.bursapolis.gov.tr/

    Adı ve Soyadı Kenan GÜLMEZ
    Doğum Yeri ve Tarihi Salihli - 1949
    Rütbesi Polis Memuru
    Şehit Olma Tarihi 04.09.1988
    Şehit Olma Olayının Özeti

    Saat 23:45 sıralarında Erikli kavşağında kontrol esnasında, İnegöl istikametinden gelen 06 K 5897 plâkalı minibüsün çarpması sonucu şehit olmuştur.

                Kimden : Mehmet Yüksel 25.07.2003/13:58
                Kime     :
    trafik@yahoogroups.com

    DENİZLİ DEHA 20 Gazetesi'nin haftalık "Trafik" köşe yazısı/04. 08. 2003

    Trafik Canavarına 12 Yılda 125 Bin Kurban

                06 Şubat 2003 tarihli Hürriyet Gazetesi'nde çıkan bir haberde : “Türkiye'de 1980 - 2002 yılları arasındaki 22 yıllık dönemde meydana gelen trafik kazalarında 125 bin 213 kişinin hayatını kaybettiği açıklandı.” Devam ediyor : “Selçuk Üniversitesi Trafik Kazaları Araştırma, Önleme ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ömer Halis Tombaklar'ın yaptığı araştırmaya göre, son 22 yılda meydana gelen 4 milyon 765 bin 406 trafik kazası, hemen her ailede can kaybı, ya da kalıcı sakatlıklara neden oldu.”

                Trafikte son 22 yılda ölenlerin sayısını bir kere daha yazalım : 125 213

                Bunlar ölenler! Ya yaralananlar? Ve bu arada muhtemelen yaşam boyu sakat kalanlara ne demeli? Yaralı sayısı : 1 milyon 883 bin 662. “Trafik kazaları en fazla 1980'li yıllarda can aldı. 1986 ve 1987 yıllarında ölü sayısının 7 bini aştığı kazalarda, son yıllarda kaza sayısının artmasına karşın ölü sayısının 5 binin altına düştüğü gözlendi. Araştırma sonuçları, 1987 yılında 110 bin 207kazada 7 bin 530 kişi ölürken, 2002 yılında 407 bin 247 kazada 2 bin 885 kişinin yaşamını yitirdiğini ortaya koydu.” İstatistik böyle söylüyor. Bizim istatistiklere ne derece inanılır, o ayrı bir konu. Vatandaşına ne zaman “doğru” bilgiler verilir ve ne zaman “yalan” söylenir, pek belli değil. Bunun sonucu olarak da vatandaş “devlet verilerine” pek güvenmez. Verilen istatistikî bilgiler olandan daha yüksek olmayacağına göre, ölen sayısını “daha yüksek” olarak kabul edebilirsiniz.

                Yalnız şunu da eklemek gerekir : Devlet her zaman bilerek yanlış bilgiler vermez. Bazen de doğruyu söylediği de mutlaka olur. Fakat toplanan istatistikî bilgiler bazen de beceriksizlik yüzünden yanlış olabilir. Hulâsa : Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) verileri daha inandırıcı ve daha güvenli olmaya muhtaçtır. Vatandaşın kendi devletine inanmaya ihtiyacı vardır.

                Trafik canavarının aldığı canlar, demek ki halâ her yıl en az beş bin ölü. Bu dehşet verici sayı bizim sorumlularımızı hiç heyecanlandırmıyor, korkutmuyor, yani “ırgalamıyor”. Hattâ utanma duygusu bile taşımadan, kendileri de bize bu hususta “dert” yanıyorlar.

                Eksik olsun böyle sorumlular! Padişahlarımızın valilerine tanımış oldukları yetkiler – muhtemelen - aynen devam edip gelmekteler. Bu yetkilerin içinde neden “vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak” yok da diğer kendi şahıslarını zat-ı şahane kılan uygulamalar var? Aynı sorular, bizim şu “meclis üyelerimiz” için de geçerli.

                Trafik, apaçık bütün dünyanın gözü önünde cereyan eden bir olay. Herkes bizdeki bu rezaleti görüyor da, sizler neden göremiyorsunuz ve bizi avutmaya çalışıyorsunuz? Burada, zabıtayı yetkili kılıp onu desteklemek ve tavizsiz “her” yasa maddesini uygulatmak görevinizin gereği neden olamıyor? Lütfen, bu ülkede sizlerden başka “bizlerin” de olduğunu kabul edin!!!

     

                Kimden : Hamit Hancı 30.07.2003/07:40
                Kime     :
    trafik@yahoogroups.com

    Büyük trajedi
    Kadir ERCAN/ANKARA

                Kaza dün sabah 05.00’te Ankara'ya 91 km kala meydana geldi. Oğlunun kemerini rahat etmesi için çözdüğünü belirten Seyhan ‘‘Hayatım boyunca telâfi edilemeyecek bir hata yaptım, geriye kalanları kazanmaya çalışacağım.’’ dedi.

                CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, evlât acısı yaşamasına yol açacak hayatının en büyük hatasını yaptı. Seyhan, otomobilde ön koltukta oturan 16 yaşındaki oğlu Engin'in rahat uyuması için emniyet kemerini çözdü. Seyhan'ın bir kamyona arkadan çarpmasıyla meydana gelen kazada Engin hayatını kaybetti. 

                KONYA - Ankara karayolunda bir kamyona arkadan çarpan CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, kazada 16 yaşındaki oğlu Engin'i kaybetti. Seyhan'ın eşi Birsen Hanım'ın kolu kırıldı, kızı Çiğdem ve kendisi yara almadan kurtuldu. Tacidar Seyhan, kaza sırasında ön koltukta uyuyan oğlu Engin'in emniyet kemerini rahat etmesi için çözdüğünü belirterek, ‘‘Hayatım boyunca telâfi edilemeyecek bir hata yaptım, oğlumu kaybettim’’ dedi. Kaza, dün sabah 05.00 sularında Kulu yakınlarında Şoförler Federasyonu Tesisleri'ni geçtikten sonraki yamaçta meydana geldi.

                                        KAMYONA ÇARPTI

                Tacidar Seyhan'ın kullandığı 01 TA 200 plâkalı Ford Mondeo marka otomobil, Ankara'ya 91 kilometre kala, Hüseyin Avni Yaprak yönetimindeki sebze yüklü kamyona sol arkadan çarptı. Kazadan sonra Seyhan Ailesi Ankara Trafik Hastanesi'ne kaldırıldı. Başından yaralanan Engin Seyhan'ın olay yerinde öldüğü anlaşıldı. Birsen Seyhan'ın kırılan kolu ameliyat edildi. Tacidar Seyhan, kazayı şöyle anlattı :

                              LİSE SONDAYDI

                Çankaya Lisesi son sınıfta okuyan oğlum Engin'i üniversiteye hazırlamak amacıyla Ankara'da bir dershaneye kaydını yaptıracaktık. Side'den Ankara'ya yola çıktık. Eşim önde oturmak istemişti. Ancak oğlum öne geçip emniyet kemerini bağladı. Şoförler Cemiyeti Tesisleri yakınındaki rampaya kadar güzel geldik. Engin uyuyordu. Rahat dönsün diye oğlumun emniyet kemerini çözdüm.

                              IŞIKLARI YOKTU

                Tırmanma şeridinde, ortadaki şeritten yaklaşık 110 kilometre hızla seyrediyordum, rampayı çıkarken kamyona arkadan çarptım. Kamyonun ışıkları yoktu. Oğlum kafasını çarptı ve kan aktığını gördüm. Arkada oturan kızımda bir şey yoktu. Eşimin kolu kırılmıştı. Araçtan indim, camı kırarak, oğlumu ellerimle araçtan çıkardım. Ambulans istedim, Ankara'ya hareket ettik. Ambulansın 30 dakika önce ya da sonra gelmesi bir şeyi değiştiremezdi, çünkü oğlumun yarası çok ağırdı.

    ŞEHİTLERİMİZ
    http://www.bursapolis.gov.tr/

    Adı ve Soyadı Muharrem KÖSE
    Doğum Yeri ve Tarihi Afyon - Emirdağ 1945
    Rütbesi Polis Memuru
    Şehit Olma Tarihi 24.08.1979
    Şehit Olma Olayının Özeti

    Yalova yolu üzerinde trafik kontrolü esnasında ters yönden gelen bir otonun çarpması neticesi şehit olmuştur.

    18 saatte bir ölümlü kaza
    http://www.merhabagazetesi.com.tr/arsiv/2002/12/20/g14.htm

    FAMDER Başkanı Yaman : Konya'da, her 18 saatte bir ölümlü, 12 saatte bir yaralamalı kaza oluyor.

                Fahrî Trafik Müfettişleri Derneği (FAMDER) Başkanı Mehmet Yaman, önemli güzergâhlar üzerinde bulunan Konya'da, her 18 saatte bir ölümlü, 12 saatte bir yaralamalı kaza olduğunu söyledi. Yaman, derneğin 2. Olağan Toplantısı'nda, Fahrî Trafik Müfettişleri olarak, şehir içi ve dışında çalışmalarının aralıksız devam ettiğini, herkesin sorunu olan trafikte kazaları en aza indirmek için özellikle sürücülerden destek beklediklerini ifade etti.

                Şehir merkezinde gün içinde 573 personelin trafik düzeni için görev yaptığını ve 125 aracın faaliyet gösterdiğini belirten Yaman, tüm çalışmalara karşın il sınırları içinde her 18 saatte bir ölümlü, 12 saatte bir yaralamalı kazanın gerçekleştiğini bildirdi. Konya Emniyet Müdür Yardımcısı Gürbüz Bahadır da, amaçlarının kural ihlâlinde bulunanlara ceza yazmak olmadığını söyledi. Ülkemizde en çok tartışılan ve çözüm yolları aranan sorunların başında trafiğin de bulunduğunu belirten Bahadır, trafik kurallarına uymanın trafik bilincinin yerleşmesiyle mümkün olacağını kaydetti.

     

                Kimden : info@dizayn.com 05.09.2003/12:04
                Kime     : trafik@yahoogroups.com

                Recep Bey'i gerçekten sempati ile izliyordum. Ancak o da trafiğin kurbanı oldu. Burada bir şeyi belirtmek isterim. Özellikle koruma&şoför karışımı kişilerin yolların trafik canavarı olduğunu biliyorum. Altlarındaki son model araçlar ile olmayan kendinden menkul olağanüstü trafikte seyretme hakları ile hem sorumlu oldukları kişileri hem de trafikteki diğer insanları tehlikeye atıyorlar.

                Örneğin başıma gelen bir olayı anlatayım : Bir yıl kadar önce Boğaz Köprüsü üzerinde sol şeritte seyrediyorum. Bilenler olacaktır. Boğaz Köprüsü'nün yoğun trafiği vardır. Ayrıca şeritleri sürekli çizgi ile kurallanmıştır. Böyle bir durumda iken aniden bir SİREN ile irkildim tam enseme yapışmış siyah bir mercedes beni taciz ediyor ve yol vermemi istiyordu.

                Yaklaşık 80 gibi bir hızla da gidiyorum. Sağımda başka araçlar var. Köprünün üstü dolu. Ayrıca şerit değiştirmem yasak. Ama buna rağmen bu Mercedes sürekli siren ile beni taciz etmeye devam etti. Yol vermedim. Nihayet köprüden çıktıktan sonra kesikli çizgiye ulaşınca sağa geçtim. Mercedes'in camından bir kaç karagözlüklü bana tehdit anlamında ellerini sallıyorlardı.

                Ancak tabakhaneye yetiştikleri için durmadılar. Yaklaşık 150 -180 km gibi bir hızla uçup kayboldular. Daha sonra arkalarından parti bayraklı bir grup daha hücum etti. Bunların altlarındaki araçların çoğu dökülüyordu ama onlarda liderlerine yetişmek için var güçleri ile gaza basıyorlardı. Bazıları da o hızda, ellerinde bayrakları ile camlardan yarı bellerine kadar sarkarak sallıyorlardı.

                Gerçi bu parti çok kısa bir dönem iktidara ortak olan ufak bir parti idi ama balık baştan kokar. Kaba bir deyişle trafikte de her şeyde olduğu gibi kural "İmam, cemaat" ilişkisidir. Yani imam yellenirse, cemaat ortalığı lâğıma çevirir. Umarım bir mucize olur Recep Bey de tekrar aramıza katılır.

                Acil şifalar dilerim.

     

                Kimden : Avukat Özlem Hancı 12.09.2003/08:29
                Kime     :
    trafik@yahoogroups.com

    Karayollarında ‘kara nokta’ kalmayacak

                Denizli Valisi Recep Yazıcıoğlu ile Ziraat Odası Başkanı Haldun Tellioğlu'nun trafik kazasında yaşamlarını yitirmesi, dikkatleri yeniden karayollarındaki ‘kara noktalara’ çevirdi.

                ‘Ölüm noktası’ diye adlandırılan bu yerlerin sayısı 2001 yılında 500'ü bulurken, geçen yıl 194'e indirildi ve önümüzdeki yıl tümünün ortadan kaldırılacağı belirtildi.Karayolları Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2001 yılında 500 olan kaza kara noktası, iyileştirme çalışmalarıyla 2002'de 194'e indi. Karayolları Genel Müdürlüğü yetkilileri, güvenli seyahat edebilmeyi sağlamak amacıyla çeşitli çalışmaların sürdüğünü söylediler.

                4 YILDA 24 KAZA

                Vali Recep Yazıcıoğlu'nun hayatına mal olan Ankara - Sivrihisar yolunun 38. kilometresinde son 4 yılda 24 kaza meydana geldi. Bu kazalarda 3 kişi öldü, 30 kişi yaralandı. Fahrî Trafik Müfettişleri Derneği (FTM-DER) Genel Başkanı İhsan Memiş, Yazıcıoğlu'nun kaza geçirdiği noktada, yolun eğiminin hatalı olduğunu, kazanın yol hatasından kaynaklandığını söyledi.

                Üç şeritli bölünmüş yoldaki kazanın yüksek gerilim hattından yayılan manyetik alandan kaynaklanmış olabileceği iddiası üzerine Türk Standartları Enstitüsü kaza yerinde manyetik alan incelemesi yapacak. Ayrıca yolun eğimi, uzmanlarca incelenip olumsuzluk varsa giderilecek. Ankara Emniyet Müdürlüğü de Ankara - Sivrihisar arasındaki bölünmüş yoldaki kara noktaları ve kazaların meydana geliş nedenlerini yeniden tetkik ediyor.


    http://www.medicine.ankara.edu.tr/internal_medical/forensic_medicine/trafikalkol.htm
     

                Kimden : Hamit Hancı 09.09.2003/07:45
                Kime     : trafik@yahoogroups.com

                trafikpsikolojisi grubundan Date : Mon, 8 Sep 2003 09:19:59 +0300
                From : "gulin kacaroglu" <gulin@edebiyat.ege.edu.tr>

    Subject : Kaza azaltan sihirli noktalar
    (08/09/2003 tarihli Hürriyet Gazetesi'nden bir haber)

                ABD'de otoyollara belirli aralıklarla beyaz noktalar çizilmeye başlandı. Bu noktalar sürücülerin öndeki aracı takip mesafesini kolayca ayarlamasını sağlayıp kazaları azaltıyor.

                ABD'nin Pennsylvania Eyaleti'nde Ulaştırma Bakanlığı mühendislerince uygulanan yeni bir yöntem, otomobillerin arkadan çarpma sonucu oluşan kazaları yüzde 60 oranında azalttı. 2000 yılının Ekim ayından beri uygulandığı pilot bölgede büyük başarı kazanan ve güvenlik ödülü alan program son derece basit bir mantık üstüne kurulu.

              Şerit işe yaramadı

                Şehir içi yollarda 2.5'ğa 0.75 metre, şehirlerarası yollarda ise 3.6'ya 1.2 metrelik beyaz oval şekiller olarak asfalta çizilen ve 35 metrede bir tekrarlanan noktalar sürücülerin takip mesafesini kolayca ayarlamasını sağlıyor. Uzmanlar benzer bir yöntemin daha önce Avrupa'da uygulandığını, ancak nokta yerine, şeritlerin kullanıldığı bu eski yöntemin bu kadar büyük bir başarı yakalayamadığını söylüyorlar. Noktaları son derece yararlı bulan Amerikalı bir sürücü ise asıl tehlikenin yollar olmadığını belirterek, ''Aptal sürücüler daha tehlikeli. Siz iki nokta arasında takip mesafesi bırakıyorsunuz, biri gelip araya giriyor'' diyor.

    ŞEHİTLERİMİZ
    http://www.bursapolis.gov.tr/

    Adı ve Soyadı Bahattin ÖZGÜMÜŞ
    Doğum Yeri ve Tarihi Konya - Ereğli 18.12.1946
    Rütbesi Polis Memuru
    Şehit Olma Tarihi 18.05.1990
    Şehit Olma Olayının Özeti

    Görev  esnasında trafik kazası neticesi şehit olmuştur.

                Kimden : selim@ 17.09.2003/17:05
                Kime     :
    trafik@yahoogroups.com

    Kara Noktalar

                Sevgili trafik grubu üyeleri,

                Kara noktalar ile ilgili önerilerim;

                - Türkiye genelinde belirlenen kara noktaların ışıklı uyarıcı tabelalar ile (e - 5 karayolu üzerine Büyükşehir Belediyesi'nin kullandığı tabelâlar benzeri olabilir) sürücülere yaklaştıkları karayolu bölümünün bir kara nokta olduğu belirtilmelidir.

                - Kara noktalar ile ilgili bir istatistik programı oluşturularak, kazaların veri girişleri yapılması gerekmektedir. Bu program hangi bölgelerin kara nokta olacağına dair kriterlerin tespit edilerek yazılımına uygulandığı bir program olmalıdır. Trafik birimlerinin yeni uygulamaya başladığı gps sistemine göre kara noktaların koordinatları tespit edilerek bu program üzerinde uygulanabilecektir.

                - Kara noktaların bulunduğu bölgelerde trafik birimlerince emniyet tedbiri alınmalıdır.

                - Kara noktalarla ilgili çalışma yapılması için ilgili kurumlarca (emniyet, karayolları, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri) bir komisyon oluşturulmalıdır.

                - İlgili birimlerce vatandaşlarımıza dağıtılmak üzere kara nokta broşürleri hazırlanmalıdır...

                Bu önerilerimi ilgili birimlere gönderiyorum.

                Eğer sizinde bu konuda önerileriniz varsa lütfen grubumuzla ve ilgili kurumlarla paylaşınız.

                AYRICA BİR KONUDA DAHA GÖRÜŞLERİNİZİ RİCA EDİYORUM :
                ASLINDA BU KONUDA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNÜN BİR ANKET YAPMASI GEREKMEKTE...

                SİZCE FAHRÎ TRAFİK MÜFETTİŞLİĞİ YARARLI BİR UYGULAMA MIDIR ?

                Fahrî Trafik Müfettişliği ile ilgili bilgi için www.trafikir.com adresinden bilgi alabilirsiniz.

                TEŞEKKÜRLERİMLE...

     

                Kimden : Aytekin Ertuğrul 04.09.2003/07:56
                Kime     :
    trafik@yahoogroups.com

    Yorumu içindedir!
    Subject : [Milliyetçi Tepki] Emniyet Genel Müdürlüğü hakkında.

                From : "kara_prens_1"
                Reply-To : MilliyetciTepki@yahoogroups.com
                To : MilliyetciTepki@yahoogroups.com

                Date : Mon, 01 Sep 2003 08:46:26

                 Gelişmiş ülkelerde emniyet teşkilâtı ve polis gücü trafik konusunda her türlü tedbiri alır, gereken her türlü denetimi yapar ve kazaların oluşmasını asgariye indirmek için yapılabilecek her türlü yasal girişimi yapar.. Ve elbette ki sonu başarıdır.. Peki ya bizde???

                Bizde de emniyet teşkilâtı iş yapacağına LÂF ÜRETİR ve trafik kazaları ile ilgili istatistik yayınlar. Böylece de görevini yapmış olur!!!!!!! Dostlar alışverişte görsün. İşte ibret tablosu! (mynetten alınan bir haber) :

                "Trafik kazaları can almaya devam ediyor. 2003 yılının 7 ayında trafik kazalarında 1.396 kişi öldü, 49 bin 908 kişi yaralandı. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2002 yılının 7 ayında 218 bin 776 trafik kazası meydana geldi. Bu kazalarda 1.443 kişi hayatını kaybederken 50 bin 12 kişi de yaralandı. Bu yılın aynı döneminde meydana gelen 227 bin 282 trafik kazasında ise 1.396 kişi öldü, 49 bin 908 kişi yaralandı. Kazalar bir önceki yıla oranla yüzde 3.8 artarken, ölü sayısı yüzde 3.2, yaralı sayısı ise 0.2 azaldı.

                2002 yılında, söz konusu dönemde, en fazla kaza Mayıs ve Temmuz aylarında, en az kaza Şubat ayında meydana geldi. 2002 Mayıs ayında 33 bin 711, Temmuz ayında 33 bin 861, Şubat ayında ise 26 bin 839 trafik kazası yaşandı. 2003 yılının aynı döneminde ise en fazla kaza Şubat, Haziran ve Temmuz aylarında, en az kaza ise Mart ayında yaşandı. 2003 Şubat ayında 33 bin 944, Haziran ayında 33 bin 998, Temmuz ayında ise 34 bin 604 trafik kazası meydana geldi.

                Kazalar sonucu, en fazla ölümün gerçekleştiği aylar 2002'de Temmuz, 2003'te Haziran olurken, her iki yılda da en çok yaralanma Temmuz ayında gerçekleşti. 2002 yılı Temmuz ayında meydana gelen kazalarda 319 kişi öldü, 10 bin 424 kişi yaralandı. 2003 yılı Haziran ayında ise kazalar sonucu 299 kişi öldü, 8 bin 698 kişi yaralandı. Bu yılın Temmuz ayında trafik kazalarında 255 kişi öldü, 10 bin 355 kişi yaralandı. 29.08.03 12:27 "

                Aferin emniyet teşkilâtı. Çok iyi çalışıyorsun.. İyi ki varsın da bu istatistikleri yayınlıyorsun. Böylece bizler de kendi kendimize trafikte asayişi sağlayacağız ve kazalar azalacak!! Sen de görevini yapacağına lâf üretmeye, istatistik yayınlamaya devam edeceksin...

                Yıllardan beri meydana gelen kazaların, ölen ve yaralanan yüz binlerin yarısının sorumluluğu kural tanımaz hayvan şoförlerde ise yarısının sorumluluğu da sende. Lâfla, gevezelikle, edebiyatla sorumluluğu üzerinden atamazsın... ÇALIŞMIYORSUN... LÂF ÜRETİYORSUN.! Maaşını hak etmiyorsun... Bu kadar!

                Derin saygılarımla.

     

     ABD’li anne, trafik canavarına savaş açtı
    İbrahim Türkmen / İstanbul - 22.09.2003

              Kimden : ermetalmobilya 22.09.2003/10:24
              Kime     :
    trafik@yahoogroups.com

                Türkiye’de kazada oğlunu kaybeden ABD’li anne, trafik canavarına savaş açtı.

                İzmir’de 1995 yılında meydana gelen kazada tıp fakültesi öğrencisi oğlunu kaybeden Amerikalı anne Rochella Sobel, Türkiye’de kazalarla mücadele konusundaki tüm girişimleri gönüllü olarak destekliyor. Oğlunun ölümüne sebep olan kazanın meydana geldiği yolun hatalı olduğunu savunan anne Sobel, trafik kazalarının alınacak önlemlerle azalacağını belirtiyor.

                Oğlunu Türkiye’de bir trafik kazasında kaybeden Amerikalı öğretmen Rochella Sobel (59), trafik terörüne savaş açtı. Sobel, bu amaçla merkezi Washington’da olan Güvenli Uluslararası Yol Seyahati Derneği’ni (ASIRT) kurdu. Dernek aracılığıyla Amerikalı turistlerin en çok ziyaret ettiği ülkeler hakkında yol güvenliği raporları hazırlayan anne Rochella Sobel, Türkiye’de kazalarla mücadele için başlatılan tüm girişimlere gönüllü olarak destek veriyor.

                Rochella Sobel, 25 yaşındaki oğlu Aron’u İzmir’de 22 kişinin öldüğü elim bir kazada kaybetti. Sobel, tesellisini acı çekmek ve ağıt yakmakta değil, oğlunu elinden alan trafik terörüne açtığı savaşla buldu. Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmasına sayılı günler kala, oğul Aron, eğitimiyle ilgili bir konuda inceleme yapmak için Türkiye’ye gelmişti. Bindiği otobüsün Bodrum–İzmir yolunda virajı alamayarak devrilmesi sonucu Aron, araçtaki 22 kişi ile birlikte hayatını kaybetti.

                Anne Sobel olayı anlatırken kaza kelimesini kullanmamaya özen gösteriyor. Kaza yerine çarpışma diyen Sobel, kaza kelimesinin olaydaki sorumluların gizlenmesine yol açtığını ileri sürüyor. Bayan Sobel bu görüşünün dayanaklarını şöyle açıklıyor : “Zira bir olay meydana geldiğinde pek çok kimse mesuldür. Benim oğlumun öldüğü yerde yol hatalıydı. O yol bir kara leke idi. Koruyucu bariyerlerin olmadığı çok keskin bir virajdı ve virajı alan arabalarda savrulma oluyordu. Bunlar hep hükümetin sorumluluğunda olan şeyler. Bir çarpışma meydana geldiğinde bundan sorumlu olan pek çok kimse vardır ve her çarpışma bir sorumluluğun ihmali anlamına gelir. Yol çarpışmaları tahmin edilebilir ve önlenebilir. Amerika’da araç sayısı iki katına çıkarken, çarpışma sayısı yarıya indi. Bu kazaların önlenebileceğini kanıtlıyor.

                Sobel, bu yüzden “Oğlum bir araba tarafından öldürüldü.” ifadesini kullanıyor. Oğlunun ölüm haberini aldığında inanamadığını belirten Sobel, hissettiklerini şöyle anlatıyor : “Çarpışmadan birkaç saat önce arayıp (Anne, baba bu ülkeye gelmelisiniz, burası harika bir yer ve insanlar muhteşem.) dedi ve birkaç saat sonra ölüm haberi geldi. İlk olarak bir hata olduğunu düşündük. Sonra bir öfke seline ve şoka kapıldım.”

                Yolların güvenliğini araştırıyor

                Öfke geçince, Sobel’in aklına trafik kazalarıyla ilgili birçok soru takılıyor. Yurtdışında ne kadar Amerikan vatandaşı trafik kazalarında ölüyor? Amerikalıların çoğunlukla tercih ettikleri yerlerde yol durumları nasıldır? Yollar ne ölçüde güvenlidir? Bu soruları yönelttiği devlet yetkililerinden “bilmiyoruz” cevabını alan Sobel, bu soruların cevabını bulmaya karar veriyor. Bu sırada Türkiye’nin ABD eski Büyükelçisi Marc Grossman’la tanışan Sobel, neler yapılabileceğini Grossman ile istişare ediyor. Sobel, Grossman’ın “Neden insanları koruyacak bir organizasyon kurmuyorsun?” sorusu üzerine 1995 yılında merkezi Washington’da olan ASIRT’ı (Güvenli Uluslararası Yol Seyahati Derneği) kuruyor. ASIRT eğitim ve lobi yoluyla yol güvenliğini artırmayı hedefleyen kâr amacı gütmeyen bir insanî kuruluş. Dernek, seyahat edeceklere yol güvenliği ile ilgili bilgiler sunuyor ve bilinçli seyahat tercihleri yapmalarına yardımcı oluyor. Pek çok ülke trafiği hakkında raporlar düzenleyen ASIRT, Türkiye’deki yolların güvenliği hakkında çalışmalar yapıyor. Toplanan bilgiler rapor haline getirilip ilgili devlet birimlerinin ve seyahat edecek Amerikalılar'ın istifadesine sunuluyor.

                Derneğin sloganı “Tek Dünya, Tek Yol” Sobel, bu sloganı şöyle açıklıyor: “Arabada oğlumla birlikte ölenlerin içinde Türkler de vardı. Elinde düğün davetiyeleriyle bir genç kız da aynı otobüste can verdi. Otobüs bir semboldür. Bizler nereli olursak olalım aynı dünyada yaşarken aynı yolda yol alan yolcular gibiyiz. Birimizin yaptığı hepimizin hayatını etkileyebilir. Bu bir tür karşılıklı sorumluluktur.”

                Rochella Sobel, politikayla ilgilenmediklerini belirtirken “Bizim gayemiz hayat kurtarabilmek. Bizim işimiz politik değil, hayatî.” diyor.

                Sobel, İş Hayatı Dayanışma Derneği’nin (İŞHAD) kazalarla mücadele etmek için hazırladığı Trafik Parkı Projesi’ni tanıtmak için Türkiye’de bulunuyor. İŞHAD ile çalışmasını ‘heyecan verici’ olarak değerlendiren Sobel, amaçlarının aynı, yaklaşımlarının farklı olduğunu kaydediyor. İŞHAD’ın insanların gelip, gerekli eğitimleri alabileceği yol güvenliği merkezleri kurduğunu, kendilerinin ise alan çalışmaları ile bilinçlendirici raporlar hazırladıklarını anlatıyor.

     

    Maçolar canavar çıktı!

                Kimden : Hamit Hancı 13.10.2003/09:25
                Kime     :
    trafik@yahoogroups.com

                Yapılan araştırmada, 'maço erkekler'in trafikte saldırgan tavır sergileyip, sürekli hata yaparak kazalara neden olduğu ortaya çıktı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, cinsiyete bağlı sürücü ihlâllerinin belirlenmesi amacıyla ''Maçolar trafikte ne yapar?'' adlı bir araştırma yaptı. Araştırmada, katılımcılar 'erkeksilik'' ve ''kadınsılık'' puanlarına göre 4 gruba ayrıldı.

             Saldırgan tavır

                Katılımcıların ihlâl, hata ve kaza gibi trafik sorularını cevaplandırdığı araştırmanın sonucunda, erkeksilik puanları yüksek olanların, trafikte bir sürücüye kızgınlığını belli etmek için korna çalmak gibi saldırgan tavırlar sergilediği belirlendi. Kavşağa çok hızlı girip, geçiş üstünlüğü olan aracı durdurmak, sollama yaparken karşıdan gelenin hızını olduğundan yavaş tahmin etmek gibi hatalar yapan erkeksi gruba girenlerin, kazalara daha fazla neden olduğu tespit edildi.

             Kaza yapma sıklığı

                Araştırmada, tüm bu verilere dayanılarak, cinsiyetin, kaza yapma sıklığı ve sıradan sürücülük ihlâlleri ile ilişkili olduğu sonucuna varıldı. Bir başka deyimle, 'maço' imajı sergileyenlerin direksiyon başında çıktıkları trafikte canavarlaştığı anlaşıldı.

                Kimden : Özkan Türker/ODTÜ Psikoloji Bölümü - 14.10.2003/10:59

                Bilgi Notu : Adı geçen haberin aşağıda ilgili referansları verilen araştırmadan alıntılar yapılarak hazırlandığı anlaşılmaktadır. Birkaç gün önceki programlarında Radyo ODTÜ'de, Radikal’de (arayarak haber kaynağını sordum) çıkan bu haberi programlarında sunmuşlardır. Ancak, ilgili kuruluşlar TÜBİTAK destekli olan bu çalışma hakkında aşağıda adı geçen araştırmacılardan herhangi bir bilgi almamışlar ve bilgiyi kullanırken referans vermemişlerdir. Ayrıca, bu araştırma kapsamında yapılan sunumlarda “'maço' imajı sergileyenlerin direksiyon başında çıktıkları trafikte canavarlaştığı anlaşıldı” şeklinde bir ibare kullanılmamıştır. İlgililere duyurulur. Saygılarımla.
                                                                                                                                                        Türker Özkan

                Kimden : Hüseyin Baskın 15.10.2003/07:46

                Buna benzer bir araştırma yıllar önce Fransa'da yapılmış ve yol kenarlarındaki "bil board"lara şuna benzer yazılar asılmıştı : "erkekliğinizi gaz pedalı ile kanıtlamaya kalkmayın..."

                Bir ilginç sonuç da trafikte "burun sokmak" diye bilinen, arabanın burnunu geçiş üstünlüğü olmasa da sokup, kendine yol açmaya çalışma davranışının Fransızlar - İtalyanlar ve İspanyollar'da en çok görüldüğünün saptanışıdır...

                Ben izninizle "trafik" konusunun, "demokrasi" ile bire bir örtüştüğü görüşümü yineliyorum. Yani "kültürel" bir konudur. "Sağa dönüşlerde karşıdan karşıya geçen yayaya" yol vermenin "farklı" yorumlandığı bir kültürde (ki yaya bayan - sürücü erkek ise : - bak, ne erkeğim ama... görüntüsü içinde yol verilir; eğer bayan sürücü - yaya erkek veya bayansa zaten yol verilmez...) olsa olsa "ağır cezalar" ile insanları bir yola sokabilir ve bir şekilde "güvenliği" sağlayabilirsiniz (ki "trafik" toplumumuzda neredeyse "etkilemediği" aile kalmadığı için, artık bir "terör"dür... yani olgu bir "güvenlik" sorunu haline de gelmiştir). Hele hele "uçarcasına araba kullanmak..." gibi ilkel, bayağı reklâmlar televizyonlarımızı "kasıp - kavururken..."

     

              Kimden : Hamit Hancı – 04.11.2003/08:15
              Kime     : trafik@yahoogroups.com

                En çok trafik kazası kış aylarında oluyor. Ankara Ticaret Odası'nın hazırladığı ''Trafikte Kırmızı Aylar, Kırmızı
    Saatler, Kırmızı Noktalar Raporu
    ''na göre, Türkiye'de en çok trafik kazası Kasım, Aralık ve Ocak aylarında gerçekleşiyor.

    Kırmızı Aylar : Ankara Ticaret Odası'ndan (ATO) yapılan yazılı açıklamada, kırmızı ayların o yıl meydana gelen toplam kazalardaki oranı, Kasım ayında yüzde 8.95, Aralık'ta yüzde 10.4, Ocak'ta yüzde 9.05 olmak üzere toplam yüzde 28.4. Oysa diğer aylarda bu oran yüzde 7 - 8 arasında değişiyor. Trafik kazalarının yüzde 85.7'sinin gerçekleştiği, toplam ölümlerin yüzde 34'ünün meydana geldiği şehir içlerinde şehir dışına göre daha fazla kaza olması, buna karşılık daha az ölüm olayının gerçekleşmesi, çok sık hız değiştirilmesine, şehir içi trafiğin daha ağır seyretmesine, ağır tonajlı araçların azlığına bağlanıyor.

    Kırmızı Saatler : Trafik kazalarının en sık görüldüğü saatler ise 12.00 - 20.00 saatleri arası. Bir gün içerisinde meydana gelen kazaların yüzde 51.3'ü bu saatler arasında gerçekleşiyor. Şehir içinde meydana gelen trafik kazalarına bağlı ölümlerin yüzde 42.3'ü yine aynı saatlere rastlıyor. Özellikle okul giriş ve çıkış saatlerinde kazalar en yüksek seviyeye ulaşıyor.

    Kırmızı noktalar : Kazaların önlenmesi için çok sayıda kazanın meydana geldiği kırmızı noktalar ise Türkiye'deki kaza istatistiklerini yukarı fırlatan etmenlerden biri. Türkiye genelinde 500 kırmızı nokta bulunuyor. Bunların 289'u acil çözüm bekliyor. Ancak devlet bu noktalara para harcayacak kaynak bulamıyor. Kaynak bulamayınca da her yıl yaklaşık 10 milyar dolar maddî zarara neden olan kazalar meydana geliyor.

    KAZALARDA RAMAZAN FAKTÖRÜ : Rapora göre, Ramazan ayında besinden, çay, kahve gibi uyarıcılardan mahrum kalan yaya ve sürücülerin dikkatleri azalıyor, hareketleri yavaşlıyor. Bu nedenle sürücülerin Ramazan ayında araçlarını her zamankinden daha dikkatli kullanmaları gerekiyor. Ramazan'dan sonra gelen bayramda şehirlerarası yolcu trafiği ciddi bir şekilde artıyor ve bu nedenle yılın en yüksek kaza oranına ulaşılıyor.

                ATO BAŞKANI AYGÜN : Trafik kazalarını azaltmak için ATO olarak "Trafikte Pozitif Tutum Ortaklığı" adında bir kampanyaya başlayacaklarını hatırlatan Aygün, bu kampanyaya ilişkin şunları söyledi : "Türkiye için bir yıkım olan trafik kazalarını bir nebze olsun azaltmak için biz de elimizi taşın altına soktuk. Trafik kazaları konusunda son derece duyarlı olan İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'ya kazaların ülkemizde yol açtığı tahribat konusunda detaylı bir
    brifing vermiş ve 2004 yılının Trafik Yılı ilân edilmesi talebinde bulunmuştuk. Bu çağrımıza kulak verilmesi ve 2004 yılının trafik yılı ilân edilmiş olması gerçekten sevindirici bir gelişmedir. Biz bu konuda elimizden geleni yapmaya hazırız.

                Trafik kazaları konusunu Türkiye'nin diğer sorunlarını sahiplendiğimiz gibi sahipleniyoruz. Bunun için kapsamlı bir kampanyaya başlıyoruz. Hızlı, alkollü araç kullanımını, trafikte cep telefonu kullanımını, şerit ihlâllerini yüzde 10 düşürmeyi, emniyet kemeri kullanımını yüzde 10 arttırmayı hedefliyoruz."

     

    Ehliyetli ''akıl hastaları'' da trafikte

              Kimden : Naci – 05.11.2003/08:48
              Kime     : trafik@yahoogroups.com

                Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ayaktan Tedavi Polikliniği'ne başvuran ve ehliyeti bulunan 150 erkek sürücünün, yüzde 60'ının halen araç kullandığı belirlendi. 6. Psikiyatri Klinik Şefi Doç. Dr. Salih Yaşar Özden'in, verdiği bilgiye göre, polikliniğe başvuruda bulunan 3 bin kişiden ehliyeti olan, yaşları 25 - 65 yaş arasında değişen erkek hastalar incelemeye alındı.

                Yarısı ilkokul mezunu olan 150 hastanın, yüzde 80'inin bekâr olduğu, ayrıca sigara, alkol ve uyuşturucu gibi alışkanlıkları da bulunduğu tespit edildi. Katılımcıların yüzde 58'inin B, yüzde 30'unun ise E sınıfı ehliyete sahip bulunduğunu belirlenen çalışmada, bu kişilerin yüzde 58'inin kaza yaptığı, kazaların yüzde 44'ünü hasarlı, yüzde 13'ünün de ölüm ve yaralamalı olduğu kaydedildi.

                Çalışmada, bu 150 kişinin yüzde 90'ının en az bir, en çok 10 yıldır psikiyatrik rahatsızlığı bulunduğu, yüzde 48'inin bu nedenle yatarak tedavi gördüğü tespit edildi. Ayrıca yatarak tedavi görenlerin yüzde 50'sinin iki, yüzde 36'sının da üç defa tedavi gördüğü belirlendi. Çalışma, hastaların yüzde 60'ının halen trafikte araç kullandığını, yüzde 62'sinin ise özel araç sahibi olduğunu ortaya koydu.

             ''EHLİYETLERİNE EL KONULMALI''

                Çalışma sonuçlarını değerlendiren Doç. Dr. Salih Yaşar Özden, ''Türkiye'de en az bir, en çok 10 yıldır akıl hastası olan pek çok kişi trafikte araç kullanıyor. Ve bunların trafikten men edilmesi içinde elimizde herhangi bir yasa yok'' dedi. Psikiyatri uzmanlarının ehliyeti olan ''akıl hastalarını'' ihbar etme gibi bir yükümlülüğü bulunmadığını kaydeden Doç. Dr. Özden, ''Bu kişiler tedavi alsalar da, tedavisiz kaldıkları zaman rahatsızlık aktif döneme giriyor. Böyle bir dönemde kulağına ses gelen ya da gözüne çeşitli hayaller gözüken bir kişinin araba kullandığını düşününün'' diye konuştu.

                Doç. Dr. Özden, aynı durumda olan ve öğrenci servis şoförlüğü yapan bir hastası bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti : ''Hastaneye yatarak tedavi gören ve ehliyeti olan akıl hastaları muhakkak surette ihbar edilmeli ve ehliyetlerine el konulmalı. Trafik Yasası'na böyle bir madde konulmalı. Ayrıca trafik kurallarını ısrarla ihlâl eden, 100 ceza puanını dolduran veya birden fazla ağır hasarlı, yaralamalı ve ölümlü kazaya karışanlar muhakkak psikiyatrik tedaviden geçirilmeli.''


    YAZDIR

    Web Siteler Ana Sayfasına   

      Dönmek İçin TIKLAYINIZ !