ANA SAYFA            
(Bu sayfa en son 03 Mayıs 2018 tarihinde güncellenmiştir.)

 

 

ÜNYELİ BİR OZAN
SEFİLKUL FAHRİ YILMAZ

Röportaj : M. Ufuk MİSTEPE
Söyleşilen : SEFİLKUL Fahri YILMAZ

28 Nisan 2018

ÜNYELİ BİR OZAN

SEFİLKUL FAHRİ YILMAZ

        MİSTEPE - Merhaba Ozanım. Güzel bir hafta sonu söyleşisi ile hemşehrilerinize iç dünyanızı açma talebimi anlayışla karşılamanızı takdirle anıyor ve bu güzel sohbetin hayra vesile olmasını temenni ediyorum. Hatırlayacağınız üzere ilk karşılaşmamız memuriyete Ekim 1978 yılında adım attığım Akkuş'ta oldu. Ben ORÜS Akkuş Kereste ve Parke Fabrikası'nda mühendis olarak işe başlamış, siz de Orman İşletme Müdürlüğü'nde Muhasebe Memuru olarak Mayıs 1976'da memuriyeti sürdürüyordunuz. İkinci karşılaşmamız Ünye Park Restaurant'ta 26 Aralık 2010'da Belediyemizin tertiplediği Türkü Gecesi ardından ve Tuğrul ŞAN ve Gaye AKSU'nun da iştirak ettiği yemekli masa sohbetinde olmuştu. O gün "Ünye Şarkı ve Türküleri" kitabımın tanıtım ve dağıtımı yapılmıştı. Karşı karşıya oturuyorduk. Hatırladınız mı?

        SEFİLKUL - Hatırlamaz olur muyum? Ama o zamana kadar benim sanat yönümden ve halkbilim çalışmalarımdan yeterince haberiniz olmadığını düşünüyorum. Çünkü ben bahsetmemiştim size.. zaman içerisinde bunu farkettiniz ve diğer sanatçılara gösterdiğiniz yakın alâkayı benden de esirgemediniz. Ünye'miz sanat câmiasının bu gayretlerinizi ilerde hayrla yâd edeceğinden kuşkum yok!

        MİSTEPE - Haklısınız.. geç farkettiğim doğrudur. Bu konuda ne denli hassasiyet göstersem de halen gözümden kaçan Ünyeli değerlerimizin olduğu kuşkusuz. Sağolsun.. onlar da ben buradayım  demek inceliğini göstermekten çekiniyorlar olsa gerek! Bu  konuda beni ikiz AYDIN kardeşler uyarmıştı! Arkadaş dediğin böyle olmalı. Söyleşimize enstrümanınız ile tanışıklığınızdan başlayalım isterseniz. Saz ile tanışmanız ne zaman oldu ve Sefilkul'un hikâyesi nasıl hayata geçti?

        SEFİLKUL - Sazla ve türkü ile 1960 yılında Kaledere İlkokulu'nda tanıştım. Babam Faik YILMAZ bir saz virtüözü idi ve sesi çok güzeldi. İlkokulda iken şiir yazardım. Şâire bir isim lâzım diye "Sefilkul Fahri" ismine Türk Halk Müziği Sanatçısı Tuğrul ŞAN vesile oldu. İsim babası odur.

        MİSTEPE - Bu ısınma turu ardından yaşam öykünüzle söyleşimize devam edelim isterseniz.

        SEFİLKUL - 15 Mart 1953'te Ünye Saraçlı Mahallesi'nde doğdum. 1967'de saz tıngırdatmaya başladım. Ortaokul yıllarımda Ünye'de sosyal faaliyetlerin hemen hepsinde bulundum. Atletizm, tiyatro, futbol gibi... 1981'de Atatürk'ün 100. Doğum Yıldönümü'nde bir ilçeden bir ile ilk koşan atlet (ki 118 km) benim. Korgan'dan Ordu'ya koşmuştum. Bu Türkiye'de bir ilkti. Gazeteler de yazdı ama kupürleri kayboldu! Lise eğitimimi yarıda bırakıp 1971 yılında çimento fabrikasında çalışmaya başladım. Daha sonra Mersin Anadolu Cam Sanayii ve oradan İskenderun Demir Çelik Fabrikası'nın inşaatlarında ambar görevlisi olarak çalıştım.

              NEDEN?
.

Aşkın, yağmur misâli yağarken
      gönül bahçeme 
Sevda neden ellerin olsun?
Sarılmak isterse kollar,
     susayan bedenimize
Düşler neden toprak olsun?
 

                               25.03.2018 / Sefilkul Fahri

        1973 yılında askere gittim. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda Ankara'da 1975 yılında askerliğimi bitirdim. İstanbul'da Herki Yün ve İplik Fabrikası'nda 1976 Mayıs'ına kadar idare âmirliği yaptım. 20 Mayıs'ta Akkuş Orman İşletme Müdürlüğü'nde muhasebe memuru olarak memuriyet hayatım başladı. Sırasıyla Ünye, Korgan, Çanakkale, Ankara, Muğla, Marmaris, Datça ve İzmit'te gorev yapıp, 17 Ağustos 1999 yılında İzmit'te deprem günü sabahı emekliliğimi istedim. Bu arada Turizm Seyahat Acentası açtım. Deprem işlerimi etkiledi ve İstanbul'a gittim. Orada oğlumun makine mühendisi olması nedeniyle EMFA ( Emekli Fahri) adında doğalgaz taahhüt şirketini hayata geçirdim.

        MİSTEPE - Renkli ve farklı bir çalışma sürecinden geçmişsiniz Fahri Bey. Peki, Ünye'ye dönüş serüveniniz nasıl gerçekleşti? Buna nasıl karar verdiniz?

        SEFİLKUL - 2008 yılında özürlü annemin Ünye'ye gidelim demesi üzerine (ki 44 yıl özürlü yaşamı sürdü) onu kırmamak için Ünye'ye geldim. O arada eşimden ayrılıp annemle yaşamaya başladım. 2017 Eylül'ünün 3'ünde annemi kaybettim. Ve halâ onun anılarıyla başbaşa yalnız olan yaşantımı sürdürüyorum.

        MİSTEPE - Saza olan âşinalığınız yanında şiir yazdığınızı yani şâirliğinizi ve bunu da taçlandıran türkü yakma becerinizle bestekârlığınızı da vurgulamak gerekir diye düşünüyorum. Eserlerinizi kalıcı kılmmayı düşünüyor musunuz?

        SEFİLKUL - Sanatçı yaşantımı mütevazı köşemde sürdürürken zamanla binlerce şiirimden oluşan bir arşivim ortaya çıktı. Ve halen de şiir yazıyor, arşivimi zenginleştiriyorum. 20'ye yakın da beste yaptım.. Ancak bunların gün ışığına çıkmasını sağlayamadım. İleride kitap haline mutlaka imkân bulup yayımlayacağım. Şiirlerimi "Sefilkul ile Şiir ve Müzik" adlı grubumda yayınlıyorum. Herkese açık bir gruptur ve yüzlerce takipçi sayısına ulaşmış bulunmaktadır. Yöremizde yayıncı kuruluşların bizim gibi sanatçıları, ozanları, şâirleri davet etmeyip halkla buluşturmamasını kınıyorum! Ünye'den yetişen şâir ve besteci kaç kişi varız ki? Değerlendirmeleri lâzım diye düşünüyorum. Bir gün olur inşallah.

        MİSTEPE - "Keşke" deyip de hayata geçiremediğiniz neler vardır yaşantınızda?

        SEFİLKUL - Tiyatroyu ya da müzisyen olmayı çok istiyordum. Edebiyatla ilgilenmem ve tiyatro oyunculuğuna başlamamda Sayın Memet Zeki GÜNDÜZ ve Mehmet ÖZYURT öğretmenlerimin büyük emekleri vardır. Ve hâlen onlarla görüşüyorum.

        MİSTEPE - İnsan yaşamını karakter özellikleri yanında hobiler ve fobilerin şekillendirdiği bir gerçek. Gezmeyi, fotoğraf çektirmeyi, yemek yapmayı, sohbet etmeyi sevdiğinizi sizi tanıyanlar bilir. Bu konuda ilâve edeceğiniz bir şeyler vardır her halde?

        SEFİLKUL - Tabiki.. Gezmeyi eski bir turizmci olarak çok seviyorum ve Türkiye'nin birçok tarihî ve turistik bilgilerini tatile giden dostlarıma anlatıyorum. Dostlarım sohbetimi çok sevdiklerini söylerler. Neşeli biriyimdir. Yemek yapmak en büyük zevkim olup masa sunumuna çok önem veririm.

        MİSTEPE - Sanatçımız Tuğrul ŞAN ile kesişen yaşam öykünüzü detaylandırır mısınız?

        SEFİLKUL - Tuğrul ŞAN abimle 1980 yıllarına dayanan bir dostluğumuz vardır. Ankara Radyosu'nda tanıştık. Şu anda da abi kardeş ilişkisi gibi birlikteliğimiz çok güzel devam ediyor. Annemin manevî oğlu idi. O da geldiğinde anneme uğramadan geçmezdi. Annemin en sevdiği türkü EŞREF idi. Bize geldiğinde oturur müzik yapardık. Annem tez yanımızdan gitmesin diye türküyü en sona bırakırdı. Hattâ bir seferinde sabah 03'de okudu. Annem her zamanki gibi ağladı ve türkü bitince gidip yattı. Tuğrul ŞAN üstadımızın; sesi, alçak gönüllülüğü ve insan sevgisi ile dolu bir yüreği vardır. En zor günlerimde bir abi sıfatıyla yaşamımın her ânında yanımda olmuş biridir. Onu anlatmaya bu sayfalar yetmez. O bir candır.

        MİSTEPE - Mütevazı ev yaşantınızda birçok insanı ağırladınız. Genelde müzik temalı bu buluşmalarda kimleri konuk ettiniz? Unutulmayacak anılarınız oldu mu?

        SEFİLKUL - Ünlü komedyen Antenler Ahmet TAŞKIN, annemin teyzesinin oğlu, süt kardeşi, dolayısıyla dayım olur. Sanat yaşamında beraber oldukları kişiler ile arada ben de birlikte oluyor tanışıyordum. Yalçın OTAĞ abi sayesinde Osman GİDİŞOĞLU ile de uzun yıllar dostluğum oldu. Bu arada ünlü seslendirme sanatçısı Esen GÜNAY (Kadir İnanır'ı ve Vodafon'u seslendiren sanatçı) ile tanıştım, halen dostluğumuz devam etmektedir. Türk Halk Müziği Sanatçısı Aydın BEYOĞLU aslen Korganlı. İstanbul'da müzik yaşamını sürdürüyor. Efendi kişiliği, şahsiyetli duruşu ile geniş kitlelerin kalbine yerleşen ayrıca yaşlılara gösterdiği saygısıyla şahsım ve rahmetli annemin de gönlünde taht kurmasını bilen, sık sık bizi ziyârete gelen vefalı dostlarımızdandır.

        Emekli olduktan sonra 2 dizide ikişer bölüm oynadım. Kanal D'de yayınlanan "Ihlamurlar Altında" dizisi ile gene Kanal D'de yayınlanan "Aşk Oyunu" dizisinde konuk ettiğim birçok ünlü simalar vardır. Ancak birçoğu ile çekilen fotoğraflarımız zaman içinde kayboldu. Ordu milletvekili ve senatör olan Orhan Vural Beyefendi DELİ GÖNÜL adlı bestemin güfte yazarıdır. Çok sevdiği bir şiirmiş bestelememi istedi.

 

 

SAKLADIM SENİ

Doğanın yeşiliyle kucaklaşan
Bir bulut mavisi
Fırça izlerinde sulu sepken, ıpıslak
Ve sarılmış ona
Sıcacık gizemli dünyasında...Bu akşam 
Masmavi gökyüzünün 
Kara bulutların
Güne veda eden güneşin 
Yüce dağların
Ağaçların yapraklarının 
Ardına sakladım seni kelebeğim.

Şimdi sabah oldu
Baktım her taraflara
Sen yoktun ortalarda.

Gökyüzü kapkaranlık 
Güneş dersen gittiği yerde halâ 
Ağaçların dallarında yapraklar öksüz 
Anladım ki sen de onlara küs 
Hayâlini yüreğime sakladım kelebeğim.

Sefilkul Fahri
Ünye / 19.04.2018

        MİSTEPE - Yalnız bir yaşam sürdürmenizin yemek kültürünüzü geliştirmekte etkili olup olmadığını bilmiyorum ama konuklarınıza olan ikramlarınızı kendinizin hazırladığınızı biliyorum. Her ne kadar bu lezzeti tadımsıyamadıksa da bir gün buluşmak dileğiyle bu yeteneğiniz hakkında da bize bilgiler vermek ister misiniz?

 

        SEFİLKUL - Görevim icabı ve turizm acentesi işlettiğim zamanlar devamlı birçok yere gittim. Oraların en ünlü yemeğinin ne ve nasıl yapıldığını merak ederdim. Öğrenip uyguladım. Tabi ki bir gün misafirim olduğunuzda en güzel ikramlarımı sunmak çok isterim. Bir yemeğin lezzetli olup olmadığını tatmadan renginden anlayacak kadar ustalaştım diyebilirim. Birde yapılan yemeğin misafirlere sunumuna çok önem veririm. Bu benim en büyük zevkimdir. Konuklarım da büyük bir keyf aldıklarını dile getirdiklerinde mutluluğum o zaman tavan yapıyor.

        MİSTEPE - Edebiyatla aranız nasıldı?.. sorusu röportajda pek eğreti duracak gibi görünüyor ama gene de şiirsel dünyanızda bu konuda söyleyecekleriniz mutlaka olacaktır diye düşünüyorum. Sayın Mehmet ÖZYURT ve Memet Zeki GÜNDÜZ hocalarımızla olan muhabbetinizin bir geçmişi var mı?

        SEFİLKUL - Edebiyat ve tiyatroyu Sayın Memet Zeki GÜNDÜZ ve Mehmet ÖZYURT hocalarım bana aşılamıştır. Okul yıllarımda bu konuda çok başarılı bir öğrenciydim ve yüksek notlar alırdım. Hele ortaokul yıllarımda Memet Zeki GÜNDÜZ hocamı taklit etmiştim. Çok mutlu olmuştu.

        Halen büyük bir gururla onlarla görüşüyorum. Allah onlara uzun ömürler versin. Onlar da bana yaptığım çalışmalara destek olup beni teşvik etmektedirler. Emekleri büyüktür. Saygıyla önlerinde eğiliyorum.

Ünye'den Sayın Mehmet ÖZYURT ve Memet Zeki GÜNDÜZ Hocalarımız

        MİSTEPE - Memuriyet yıllarını ve masa başı yaşantınızı özlüyor musunuz? Emeklilik sendromu yaşadınız mı?

        SEFİLKUL - Memuriyetim, turistik yerlerde tatil yapar gibi geçti. Emeklilik sendromu hiç yaşamadım. Emekli olduktan sonra siyaset, iş hayatı, dernekçilik faaliyetlerim, şiir ve müzik yaşantım beni çok mutlu bir emeklilik süreci geçirmeme vesile oldu.

        MİSTEPE - Siyah - beyaz yaşantılı günlerimizin nostaljisinin bizlerde bıraktığı hüznü göz ardı etmek mümkün değil. Şöyle geriye dönüp baktığınızda içinizdeki serinliği hissettirecek hangi çağrışımları yaptı bu söyleşimiz?

        SEFİLKUL - Ufuk Bey, sosyal medyadan yaptığınız çalışmaları gururla takip ediyorum. Ünye için cilt cilt hazırladığınız arşiv gelecek için hazine niteliğinde bir miras. Bazen dost sohbetlerimizde kişi, geçmişini bile arşivinizden ilk defa öğreniyor. Bu kadar bir bilgi için harcadığınız zamanı düşünmek bile istemiyorum; çünkü çıkamam işin içerisinden. Sizi en ulvî duygularımla tebrik ediyorum. Ünyeli bir şâir, ozan ve besteci olarak bu hazırladığınız arşiv benim hayatımdaki en önemli geleceğe bırakacağım bir hazine olacak. Bunun için emeğinize çok çok teşekkür ederim. Hakkınızı helâl ediniz lütfen.

        MİSTEPE - Umarım güzel bir röportaj olmuştur? Bir hafta sonunu biz hemşehrilerinize ayırmanız büyük bir incelikti. Sizi daha yakından tanımak onurunu bizlere bahşetmeniz de çok anlamlıydı. Mutlu yaşantınızın daim olması dilek ve temennisiyle...

        SEFİLKUL - Bu güzel arşivle beni daha iyi tanımalarını sağladığınız ve sanatçı kişiliğimi ortaya çıkardığınız için çok teşekkür ediyorum. Sevgiyle kalınız. SAYGILARIMLA...

 

              DALGALARIN ÜSTÜNDE GELSEM
.

Deniz o kadar durgun ki
Bir fırtına kopsa
Dalgaların üstünde gelsem 
Ve
Sahilde uzanıversem kollarına.

Beraberce 
Beni sana gönderen 
Denizin üstündeki güneşin batışını seyretsek
Kayalıklardaki martılarla şarkılar söylesek.

Gece hiç bitmese
Sabaha kadar 
Yıldızların pırıltılarına
Dalgaların alkışlarına arkadaş olsak.

Nisan ayını uğurlayıp 
Mayıs ayını kelebeklerle karşılasak...

                                                                        30.04.2018/Sefilkul Fahri

 

 

 

 

 

Sefilkul Fotoğraf Albümü
https://www.facebook.com/ufuk.mistepe/media_set?set=a.10154457296844150.1073742309.753944149&type=3

Sefilkul Videoları
https://www.facebook.com/sefilkulfahri/media_set?set=vb.100005879317429&type=2

Sefilkul ile Şiir ve Müzik Grubu
https://www.facebook.com/groups/1637887209801985/about/

SATIRLARDA YAŞIYORUM BEN SEVDAYI
07.04.2018 / Sefilkul

Satırlarda yaşıyorum ben sevdayı / Bir el tutmadan / Bir çift göze bakmadan / Gülüşlerin sesini duymadan / Hattâ / Yâr gönlünde bile olmadan / Aşkımı anlatan / Satırlarda yaşıyorum ben sevdayı /// Sahillerde yaşıyorum ben sevdayı / Gölgeleri, yanımda yâr diyerek / Çayın dumanını nefes bilerek / Kumsalları tenin gibi okşayarak / Hattâ / Denizi gözlerin gibi seyrederek / Kuşların sesini sesin sanarak / Özlemimle yaşıyorum ben sevdayı /// Son demlerim ey yâr, bırak yaşayayım / Satırlarımda hep seni anlatayım / Olsun, senin hayâlin ile yatayım / Bırak, sana doya doya yanayım / Hattâ / Senin aklında bile yâr olmayayım / Kavuşmayı bile hayâl etmeyeyim / Aklımda senle yaşayayım ben sevdayı.

 

Ünye Makaleleri Sayfasına  

Dönmek İçin TIKLAYINIZ

 

YAZDIR