GÜMRÜK BİRLİĞİ ÖNCESİNDE
ODUN KÖKENLİ LEVHA SANAYİİI – TÜRKİYE, DÜNYA, AT ÜLKELERİ VE DİĞER AVRUPA ÜLKELERİ
ODUN KÖKENLİ LEVHA SANAYİİNİN KARŞILAŞTIRILMASI1
Ülkemizde odun kökenli levha sanayii sektörünün plânlı dönemde gelişme gösterdiği, yeni tesislerin kurulduğu, Dünya’da uygulanan teknolojilerin ülkemize getirilmeye çalışıldığı bilinmektedir. Ancak, halihazırdaki durumu ile sektörün düşük maliyetlerle çalışan ve son kullanım yerlerine hitap etmek üzere katma değeri en yüksek ürünleri üreterek, iç ve dış pazarlara sunabilen, rekabet gücü yüksek bir yapıya kavuştuğu söylenemez.
Sektör bütününde ekonomide işgal ettiği önemli konum göz önüne alınarak gerekli yapısal değişiklikler tamamlanamamıştır. Sektör halâ koordinasyon eksikliği, hammadde sorunları, yetersiz sermaye birikimi, işgücü gibi sorunlarla karşı karşıyadır.
Sektörün dış rekabet ve ihraç gücü düşüktür. Gelişmiş Pazar ekonomilerinin giderek globalleşme döneminde, dışa açılma eğiliminin arttığı göz önüne alındığında, ülkemiz odun kökenli levha sanayii sektörünün büyük bir dış rekabet baskısına maruz kalacağı beklenmelidir.
Ülkemizde bugüne kadar odun kökenli levha sanayii sektörünün entegrasyon düzeyi yeterli midir, dışarıdaki rekabet gücümüzün artırılması için alınacak tedbirler nelerdir soruları gündeme yeterince getirilememiştir.
Genel sanayileşme politikaları içerisinde yerini alan orman ürünleri sanayiinin kendi gelişme politikalarının, sektör ana plânı disiplini şeklinde ele alınmamış olması mevcut durumun nedeni olarak görülmelidir.
AT ülkeleri gerek ekonomik büyüklükleri, gerekse teknolojiyi üretimde uygulamaları ve üretim – tüketim değerleri ile Dünya’da önde gelen ülkeler içerisinde yer almaktadır.
Gümrük Birliği sonrasında, yerli sanayi sadece dış pazarlarda değil, iç pazarda da artan bir rekabetle karşılaşacaktır. Rekabet güçlüğü çeken firmaların olumsuz yönde etkilenmesi, ve sektörde istihdamın gerilemesi olasıdır.
Kontrplâk Sanayii
Ülkemizde kereste endüstrisinden sonra ilk gelişen sanayi dalı kontrplâk olmuştur. Bu tesisler 1930 yılından itibaren kurulmaya başlanmış olup, Türkiye’de halen 111,550 m3/yıl kapasiteli 22 adet kontrplâk fabrikası mevcuttur. Ortalama kapasite 5,070 m3/yıl dolayındadır. AT ülkelerinde ise 9,000 m3/yıl, diğer Avrupa ülkelerinde 15,000 m3/yıl civarındadır. Bu sanayi dalında kapasite kullanım oranı (KKO) ülkemizde % 64, AT ülkelerinde ise % 79’dur.
Ülkemizde yılda 74,000 m3 kontrplâk üretilmekte, aynı miktarda da tüketilmektedir. Kişi başına üretim ve tüketim 0.001 m3, AT ülkelerinde ise yılda 1,586,000 m3 üretilmekte, 4,177,000 m3 tüketilmektedir. Kişi başına üretim 0.004 m3, tüketim ise 0.012 m3’tür. Diğer Avrupa ülkelerinde ise yılda 3,131,000 m3 üretime karşılık, 2,571,000 m3 tüketilmektedir. Kişi başına üretim 0.008 m3, tüketim ise 0.006 m3’tür.
Yonga Levha Sanayii
Ülkemizde 1,663,000 m3/yıl kapasiteli 3’ü gayrifaal 30 adet yonga levha fabrikası mevcut olup, ortalama kapasite 73,000 m3’tür. Diğer Avrupa ülkelerinde ortalama kapasite 55,000 m3 olup, AT ülkelerinde ortalama kapasite 100,000 m3 dolayındadır. Ülkemizdeki fabrikalar, AT ülkelerinde halen uygulanmakta olan teknolojilere sahiptir. Ancak, AT ülkelerinde ürün geliştirme ve yeni ürünlerin piyasaya çıkarılması, üretim hatlarının tam otomatik hale getirilmesi, bilgisayarlı kontrol uygulamaları ile değişik test yöntemlerinin uygulanması konularında yoğun çalışmalar yapılmaktadır.
Bu sanayi dalında KKO ülkemizde % 74, AT ülkelerinde % 79 olup, diğer Avrupa ülkelerinde daha yüksek olduğu tahmin edilmektedir.
Ülkemizde yılda 1,200,000 m3 civarında yonga levha üretilmekte, aynı miktar da tüketilmektedir. Kişi başına üretim ve tüketim 0.020 m3’tür.
AT ülkelerinde yılda 16.2 Milyon m3 yonga levha üretilmekte, 17.8 m3 tüketilmektedir. Kişi başına üretim 0.048 m3, tüketim ise 0.053 m3’tür. Diğer Avrupa ülkelerinde yılda 11.5 Milyon m3 üretime karşılık 11.3 Milyon m3 tüketim gerçekleşmektedir. Kişi başına üretim 0.030 m3, tüketim ise 0.029 m3’tür.
Ülkemizde yonga levha üretimi tüketimin % 100’ünü karşılamakta; bu oran AT ülkelerinde % 91, diğer Avrupa ülkelerinde % 102’yi bulmaktadır.
Lif Levha Sanayii
Ülkemizde 4 adet lif levha fabrikası mevcut olup, toplam kapasiteleri 129,000 m3’tür. Ortalama kapasite ise 32,250 m3’tür. AT ülkelerinde ortalama kapasite 47,000 m3, diğer Avrupa ülkelerinde 56,000 m3 dolaylarındadır.
1960’lı yılların sonlarında geliştirilen MDF teknolojisi bütün Dünya’da her geçen yıl biraz daha yaygınlaşmakta, yeni fabrikalar kurularak, üretimler artırılmaktadır.
Bu sanayi dalında KKO ülkemizde % 92, AT ülkelerinde % 70 dolayındadır. Ülkemizde 118,924 m3 levha (lif levha + MDF) üretilmekte, aynı miktarda da tüketilmektedir. Kişi başına üretim ve tüketim ise 0.002 m3’tür. AT ülkelerinde kişi başına üretim 0.005 m3, tüketim 0.008 m3; diğer Avrupa ülkelerinde kişi başına üretim 0.013 m3, tüketim ise 0.012 m3’tür.
II – DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER2
1993 yılının Aralık ayında anlaşmayla sonuçlanan ve 12 – 15 Nisan 1994 tarihleri arasında Marakeş’te imzalanan Uruguay Round Nihaî Senedi’nin 1 Ocak 1995 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenmekteydi. İlk görüşmelerin başladığı 1986 yılından 1993 yılı Aralık ayına kadar geçen sürede 25 adet tercihli ticaret anlaşması imzalanmıştır.
Nihaî Senet ile 1947 yılından beri geçici statü ile faaliyet gösteren GATT’ın yerine, Bretton – Woods kurumlarının Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası ile birlikte üçüncü ayağını oluşturacak olan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurulmuştur. Böylece uluslararası ticaretin işleyişinde uygulanacak prensipler ve kurallar ile anlaşmazlıkların halli mekanizmaları, hukukî temellere oturtulmuş olacaktır.
Uruguay Round Nihaî Senedi’nin kapsamına, imalât sanayii ürünlerine ilâveten tarım, hizmetler ve fikrî mülkiyet hakları ile birlikte Tokyo Round sonunda ihdas edilen Kodlar da dahil edilmiştir. Böylece, ticareti engelleyici tarifelerin ve diğer sınırlamaların azalacağı, Dünya ticaret hacminin artacağı beklenmektedir.
Tarifeler, tarım ürünlerinde gelişmiş ülkeler için % 36, gelişmekte olan ülkeler için % 24 oranında indirilecektir. Tarım dışı ürünlerde tarife indirimleri ise en az % 33 oranında olacaktır. GATT 94 ile olan ilişkilerinde Gelişme Yolundaki Ülke statüsünde olan ülkemizin söz konusu indirimleri 10 yıl içerisinde gerçekleştirmesi gerekecektir. Bu süre gelişmiş ülkeler için 6 yıldır.
Günümüzde uluslararası ticaretin yönü, giderek milletlerarası ölçeklere göre oluşmakta ve ürün farklılaştırılması, ölçek ekonomileri, endüstri içi ve firma içi ticaret, rekabetçi avantajların yaratılması gibi kavramlar tarafından belirlenmektedir.
İhracatta, doğrudan sağlanan teşvikler yerine, GATT’ın Sübvansiyonlar Kodu ile aykırı düşmeyecek şekilde, üretim ve yatırım aşamasında teşviklerin sağlanması benimsenmektedir. Bu bağlamda ülkemizin AT ile gerçekleştireceği Gümrük Birliği çerçevesinde Topluluğun teşvik sistemine uyumu önem kazanmaktadır.
Uluslararası ticarette, ticaret – çevre ilişkisi, sürdürülebilir kalkınma ve işçi haklarında uluslararası standartlara uyulması gibi kavramlar da giderek etkili olmaya başlamıştır.
Bölgesel entegrasyonları, uluslar arası serbest ticaret ortamının oluşturulması için geçiş süreci olarak gören ülkemiz, bir taraftan Uruguay Round sonuçlarının uygulanmasında gerekli katkısını sürdürürken, diğer taraftan da bölgesel entegrasyonların sağlayacağı imkânlardan azamî ölçüde yararlanmaya çaba göstermektedir.
III – GÜMRÜK BİRLİĞİ MEVZUATINDAKİ
GELİŞMELER
VE
TÜRKİYE – AVRUPA BİRLİĞİ
İLİŞKİLERİ2
Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasındaki ortaklık ilişkisi, Türkiye’nin 14 Nisan 1987’de Avrupa Toplulukları’na üyelik başvurusunda bulunmasından sonra canlılık kazanmış ve 9 Kasım 1992 tarihinde yapılan Ortaklık Konseyi Toplantısı’nı takiben, Türkiye ile AT Komisyonu arasında teknik düzeyde temaslar yapılmış, gümrük birliği konusunda önemli gelişmeler sağlanmıştır.
18 Mart 1993 tarihinde kurulmuş olan Türk – AT Gümrük Birliği Yönlendirme Komitesi’nce, gümrük birliğinin taraflar arasında 1995 yılı itibariyle kurulması amacıyla, 1994 – 1995 yıllarında yapılacak ortak çalışmaları konu alan bir Çalışma Programı Taslağı hazırlanmıştır.
Bu Çalışma Programı, 8 Kasım 1993 tarihinde toplanan Ortaklık Konseyi’nde kabul edilmiştir. Türkiye – AT Gümrük Birliği Yönlendirme Komitesi, Çalışma Programı uyarınca yapmakta olduğu toplantılarda, tarafların gümrük birliğinin kurulması ve 1996’da başlayacak olan ortaklığın son döneminde gümrük birliğinin sağlıklı işlemesi ve gelişmesi hedeflerine dönük olarak alacakları tedbirleri tespit etmektedir. Ortaklık düzeyinde yapılan bu çalışmalara paralel olarak taraflar, Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasındaki ilişkilerin gelişmesi yönünde çeşitli çalışmaları hızlandırarak yürütmektedirler.
Bu kapsamda Türkiye, anlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla yapması gereken çalışmaları açık biçimde tespit etmiş bulunmaktadır. Başbakanlığın 20.05.1994 gün ve 1994/19 sayılı Genelgesi’yle; 1994 – 1995 yıllarında ve izleyen dönemde yapılacak öncelikli çalışmalar «Gümrük Birliği Hazırlık Programı» adı altında bir takvim haline getirilmiş ve bu çalışmaları yürütmekle görevli kurumlar belirlenmiştir.
Türkiye, gümrük birliğinin kurulmasının gereği olan; taraflar arasında gümrük vergilerinin ve eş etkili tedbirlerin kaldırılması, üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesi uygulanması ve dış ticaret mevzuatının, gerekli olduğu ölçüde AT mevzuatına yaklaştırılması yönündeki tedbirlerini uygulamaya koymuş ve söz konusu tedbirlerin 1995 yılı itibariyle tamamlanması yönünde gerekli hazırlıkları gerçekleştirmiştir.
Bu çerçevede, Katma Protokol’de yer alan yükümlülüklerimiz doğrultusunda 1994 yılında, 12 ve 22 yıllık listelerde % 10’arlık gümrük vergisi indirimi gerçekleştirilmiş, aynı listelerde % 20’şerlik ortak gümrük tarifesine (OGT) uyum yapılmıştır. Bu indirim ve uyumlarla toplam indirim, 12 yıllık listede % 90’a, 22 yıllık listede % 80’e; OGT’ye uyum ise 12 yıllık listede % 80’e, 22 yıllık listede % 70’e ulaşmıştır. 27.05.1991 tarihinde AT’den yapılan ithalâtta konsolide liberasyon oranı % 80’e çıkarılmıştır. Diğer taraftan, 1990 yılı İthalât Rejimi Kararı’yla «müsaadeye tâbi mallar listesi» ve ithalâtta uygulanan teminatlar kaldırılmıştır.
Gümrük birliğini göz önüne alarak hazırlanan 1994 İthalât Rejimi ile ithalâttan alınan Toplu Konut Fonu kesintileri önemli ölçüde indirilmiş, 2841 pozisyonda fon kalkarken 10,530 pozisyonda fonlar azaltılmıştır. 1993 yılında % 28.5 olan ortalama koruma oranı, 1994’te % 19.6’ya indirilmiş ve böylece ortalama koruma oranında % 31.3’lük indirim yapılmıştır. 1993 İthalât Rejimi ile AT – EFTA ülkeleri lehine yaratılan tercih marjı, 1994 İthalât Rejimi’nde de muhafaza edilmiştir.
1994 yılı İhracatı Teşvik Kararı ile AT’ye yapılacak ihracatta, üçüncü ülkelerden vergi ve fonlardan muaf olarak ithal edilen mallar için ihracat esnasında ortak gümrük tarifesi oranında fark giderici vergi alınması uygulamasına başlanarak, Türkiye ile AT arasında varlığını sürdüren önemli bir sorun çözülmüştür.
Türk hukuk düzenini AT hukuk düzenine yaklaştırma amacıyla kurulan, Türk – AT Mevzuat Uyumu Sürekli İhtisas Komisyonu faaliyetini, öncelikli olduğuna karar verilen alanlarda 11 Alt Komisyon eliyle yürütmektedir. Bunlar Şirketler Hukuku, Rekabet Hukuku, Kamu İhaleleri, Devlet Yardımları, Fikrî ve Sınaî Mülkiyet, Teşkilâtlanma, Tüketicinin Korunması, Vergilendirme, Sınaî Mevzuat, Ulaştırma ve Dış Ticaret ve Gümrükler Alt Komisyonları’dır.
Kamu kurum ve kuruluşlarınca kendi alanlarında Türk mevzuatının AT mevzuatına yaklaştırılmasını sağlamak amacıyla hazırlanan Patent ve Faydalı Model Hakkında Kanun Tasarısı, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı, 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu’nun Bazı Maddelerini
Değiştiren Kanun Tasarısı ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı TBMM’nin gündemine alınmıştır. Bu tasarıların bir an önce kanunlaşarak yürürlüğe girmesi, gümrük birliğinin sağlıklı biçimde kurulması ve işlemesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Gümrük Müsteşarlığı’nca Topluluk normlarına uygun yeni bir gümrük kanununun hazırlanması yönündeki çalışmalar da son aşamaya gelmiş bulunmaktadır.
Aynı çerçevede hazırlanmış bulunan Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında 544 Sayılı KHK 24.06.1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Diğer birçok mevzuat değişikliği tasarısı da Bakanlar Kurulu’nun gündeminde bulunmaktadır.
Fikrî, sınaî ve ticarî mülkiyet haklarının etkin biçimde korunmasını sağlamak amacıyla, Türkiye’nin henüz taraf olmadığı konu ile ilgili uluslararası anlaşmalara katılınması yolunda gerekli hazırlıklar sürdürülmektedir. Bunlardan Sınaî Mülkiyetin Himayesi’ne dair Paris Sözleşmesi’nin Stokholm Tadil Metni, 94/5903 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe girmiştir. Patent İşbirliği Anlaşması’na Katılıma İlişkin Kanun Tasarısı TBMM Genel Kurulu gündemindedir.
Topluluğun ticaret ve rekabet politikaları kapsamındaki bazı temel koruma önlemlerinin benimsenmesi ve bunlara paralel kendi millî mevzuatımızın oluşturulması çerçevesinde İthalâtta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun’un yürürlüğe konmasını takiben, 93/5155 Sayılı İthalâtta Gözetim ve Korunma Önlemleri Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı ile bu karara ilişkin yönetmelik 08.02.1994 tarihinde yürürlüğe konulmuştur.
Türkiye, ticaret politikasını AT’nin ortak dış ticaret politikasına yaklaştırma yönünde, AT ile ortaklık veya serbest ticaret anlaşması yapmış bulunan ülkelerle, serbest ticaret anlaşmaları imzalama girişim ve çalışmalarını sürdürmektedir. Bu girişimin ilk ürünü olan «Türkiye – EFTA Serbest Ticaret ve İşbirliği Anlaşması»nı takiben Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovak Cumhuriyeti ve İsrail ile serbest ticaret anlaşmaları yapılması yönündeki çalışmalara hız verilmiştir.
1995 yılında tamamlanacak olan Gümrük Birliği ile malların serbest dolaşımının sağlanabilmesi için Avrupa Birliği ve Türkiye arasında standart ve kalite belgelerinin karşılıklı olarak tanınması ve Türk sanayiinin AT standartlarına uygun imalât yapması; ihracatımızın Avrupa pazarlarında bir teknik engelle karşılaşmasını önlemek ve Topluluk firmaları ile rekabeti sağlamak açısından önem taşımaktadır. Bu bağlamda, imalâtçılarımızın uluslararası pazarlarda rekabet gücüne sahip üretim yapmasının sağlanması, Türkiye – AT gümrük birliğini, ülkemiz yararı itibariyle başarılı kılacak temel etkenlerden biri olarak görülmelidir.
Türkiye’nin gerçekleştirmekte olduğu bu çalışmalara karşılık, AT’nin de Türkiye’ye karşı, ortaklık rejiminin icaplarına uygun olarak yerine getirmesi gereken yükümlülükleri bulunmaktadır.
Türkiye, AT ile, üye olmadan gümrük birliğini gerçekleştiren ilk ülke olacaktır. Bu bakımdan gümrük birliğinin gerektirdiği uyum sürecinde ihtiyaç duyulacak ilâve malî kaynağın Topluluk’ca karşılanması önem taşımaktadır.
AT’nin 1980 yılından beri, Türkiye’ye karşı ortaklık rejiminden doğan önemli yükümlülüğü olan, malî katkıda bulunma taahhüdünü yerine getirmesi gümrük birliğinin başarı şansını büyük oranda artıracaktır.
Türkiye – AT ortaklık ilişkilerinde karar alma organı olan Ortaklık Konseyi’nin etkili biçimde çalışamaması, ilişkilerin gelişmesini önlemek bakımından önde gelen etkenlerden biri olarak dikkati çekmektedir.
Gümrük birliği Türkiye için, Avrupa Toplulukları’na üye olma temel amacı doğrultusunda atılması uygun görülen bir adımdır. Ankara Anlaşması’nın 28. maddesinde öngörüldüğü üzere, Türkiye ile AT arasında yürürlükte olan ortaklık rejiminin varlık nedeni, Türkiye’nin AT üyeliğine hazırlanmasının sağlanmasıdır. Türkiye ile AT arasında gümrük birliğinin kurulmakta olduğu bir dönemde, Türkiye’nin Avrupa Birliği hareketine tam katılımına ilişkin olarak Topluluk tarafının iradesinin açık biçimde ortaya konması büyük önem taşımaktadır.
Gümrük birliğinin kurulmasını izleyen dönemde, Topluluk kurumlarının alacağı kararlar Türkiye’nin ekonomik politikalarını, dış ticaret rejimini ve hukuk düzenini doğrudan etkileyebilecektir. Bu bakımdan Türkiye’nin, söz konusu kararların alınması sürecine etkili biçimde katılmasının sağlanması gereği vardır.
1994 yılı içinde Türkiye, AT ile gümrük birliğini 1995 yılı sonu itibariyle gerçekleştirme yönündeki kesin kararlılığının gereği olan tüm tedbirleri uygulamaya koymanın hazırlığını tamamlamış bulunmaktadır.
Gümrük birliğinin zamanında işlerlik kazanabilmesi için gerekli olan söz konusu tedbirlerin etkili biçimde uygulanması amacıyla, tüm kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör kuruluşları aynı kararlılıkla ve geniş bir işbirliği içerisinde çalışmalarını yürüteceklerdir.7
1995 yılı, AT ile gümrük birliğine geçiş yılı olması nedeniyle önem arz etmektedir. 1995 yılı sonuna kadar ithalâttaki korumalar AT’na karşı kademeli olarak kaldırılacak ve üçüncü ülkelere karşı Ortak Gümrük Tarifesi uygulamasına geçilecektir.
Gümrük birliği sonrasında, yerli sanayi sadece dış pazarlarda değil, iç pazarda da artan bir rekabetle karşılaşacaktır. Bunun yanında, yabancı sermaye girişinin ve firmalar arası ortaklıkların artması, üretimde yeni teknolojilerin gelmesi, verimlilik ve ihracatın artması beklenmektedir.
Diğer taraftan gümrük birliği ile birlikte, başlangıçta sanayi malları ithalâtının artması ve rekabet güçlüğü çeken firmaların olumsuz yönde etkilenmesi, dolayısıyla bu sektörlerde istihdamın gerilemesi olasıdır.
1995 yılının gümrük birliği öncesi son yıl olması nedeniyle rekabet güçlüğü çekecek sektör ve firmaların Gümrük Birliği Hazırlık Programları’nı hızlandırmaları, verimlilik ve rekabet güçlerini artırıcı önlemleri almaları gerekmektedir.
Sanayi kesiminin önemli bir kısmını teşkil eden orta ve küçük ölçekli sanayilerin, piyasa koşullarına uyum esnekliğinin yüksek olması, bu sanayilerin gümrük birliğine geçişlerini kolaylaştıracaktır. Ancak, özellikle küçük üreticilerin gümrük birliğinin etkileri ve getireceği rekabet şartları konusunda bilgilenmeleri ve hazırlıklarını hızlandırmaları gerekmektedir.
AT ile gümrük birliğine giriş sürecinde, rekabet güçlüğü çekilen sektörler başta olmak üzere, sanayide yapısal sorunların ivedilikle çözümlenmesi önem taşımaktadır. Bu nedenle, KİT'’erin verimlilik ilkeleri dikkate alınarak özelleştirilmesinin bir program dahilinde süratle gerçekleştirilmesi önem arz etmektedir.
Uluslararası pazarlarda rekabet gücünün fiyat dışı unsurlar da dikkate alınarak artırılması, sürdürülebilir bir ihracat performansı sağlayabilmek açısından önemlidir. Bu itibarla, gelişmiş ülkelerle teknoloji açığının kapatılarak ürün kalitesinin yükseltilmesi, uluslararası pazarlarda kabul gören markaların geliştirilmesi, çevre dostu ürünlere yönelinmesi, ürün ve Pazar çeşitlendirilmesine gidilmesi ciddiyetini korumaktadır.
İmalât sanayiinde AT ile gümrük birliği ve GATT ile ilgili yükümlülüklerimiz dikkate alınarak, dış rekabete açık bir yapının özel kesim eliyle gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Bu kapsamda, imalât sanayiinin rekabet gücünün geliştirilebilmesi için, girdilerin dünya fiyatlarından temin edilmesi ve mevcut teşvik sisteminin, rekabet gücü kazandıracak ve girişimciliği geliştirecek şekilde yeniden düzenlenmesi yönündeki çalışmalara devam edilecektir.
Sanayinin rekabet gücünü geliştirmek amacıyla ithalât, bir program dahilinde serbestleştirilirken, sanayinin haksız dış rekabete karşı korunmasına özen gösterilecek ve ithalâtta haksız rekabetin önlenmesine yönelik kurumsal düzenlemeler tamamlanacaktır.
İmalât sanayiinin ithalâtta haksız rekabete karşı korunması amacıyla, 1989 yılında gerekli yasal düzenlemeler yapılmış ve uygulamada başarılı sonuçlar alınmıştır. 8 Şubat 1994 tarihinde ithalâtta Gözetim ve Koruma Önlemleri Hakkındaki Karar yürürlüğe konmuştur. 1995 yılı sonunda AT ile gümrük birliğine girilecek olması, imalât sanayiinin ithalâtta haksız rekabet uygulamalarına karşı korunmasının önemini artırmaktadır.
İmalât sanayii ürünleri ihracatının % 9.8 artmasının beklendiği ve 1995 yılında tüketim malları ihracatının % 10.6; ara malları ihracatının ise % 6.9 oranında artacağı; ayrıca imalât sanayiinde yurt içi toplam talebin % 6.1 artacağı tahmin edilmektedir.
Trafiğin gerektirdiği kesimlerde devlet ve il yolları ağının öncelikle bölünmüş yol sistemi ile geliştirilmesi, büyük şehir geçişlerinin çevre yoluna dönüştürülmesi, ağır taşıt trafiğinin yoğun olduğu kesimlerde tırmanma şeritleri ile kapasite artışı sağlanması yönündeki çalışmalara devam edilerek, trafik güvenliği hizmetlerine önem ve öncelik verilmektedir.
Demiryolu işletmeciliğinde yeniden yapılanma programının hazırlanarak uygulamaya geçirilmesi gerekli görülmektedir.
Deniz ticaret filosu tonajı 1994 yılında önemli ölçüde artarak 8.6 Milyon DWT’a ulaşmış, ancak filonun yenilenmesi ve gençleştirilmesi hedefi önemini korumuştur.
Kamu limanlarındaki işletme faaliyetlerinin özelleştirilmesini sağlayacak idarî ve yasal düzenlemeler hızlandırılmıştır.
Konteyner trafiğindeki artışın 1995 yılında da devam etmesi ve 1 Milyon TEU’ya ulaşması beklenmektedir. Ancak, konteyner taşımacılığı üzerinde olumsuz etkisi olan Gümrük Yasası’nda gerekli düzenlemeler yapılamamıştır.
IV – ODUN KÖKENLİ LEVHA SANAYİİNDE
TALEP, ÜRETİM, İHRACAT VE İTHALÂT
DURUMUNUN
KARŞILAŞTIRMALI RAKAMSAL GÖSTERGELERİ3
Orman Sanayii
Son yıllarda orman sanayiinde hammadde, ara malı ve tüketim malı ithalâtının gösterdiği gelişme, sektörün girdi ve üretim maliyetleri ile kalitesi üzerinde olumlu etkisini sürdürmektedir. Sektörün 1994 yılında, ihracatta öngörülen artışı aşarken, ithalât ve üretimde hedeflerin altında bir gelişme göstereceği tahmin edilmektedir.
Avrupa Topluluğu ile gümrük birliği sonrası rekabet gücünün korunabilmesi için, modernizasyon yatırımlarının ve rasyonalizasyon çalışmalarının devam etmesi yanında, kalite ve standart sorunlarının çözümlenmesi gereği önemini korumaktadır.
1995 yılında sektör üretiminin % 4.0 civarında bir artış göstereceği, bunun yanısıra ithalâtın bir önceki yıla oranla daha hızlı gelişeceği tahmin edilmektedir. Sektör ihracatında ise, üretim tesislerinin niteliğine bağlı olarak önemli bir artış beklenmemektedir.
DPT’nin oluşturduğu Tablo’larda ormancılık faaliyetleri Tarım Sektörü’nde; Ağaç Mobilya ve Ağaç Mantar Ürünleri, Sanayi Sektörü’nde değerlendirilmiş; Ağaç Mobilya, Tüketim Malları grubunda; Ağaç Mantar Ürünleri ise Ara Malları grubunda gösterilmiştir. Bu çeşit tanımlama ve sınıflandırma ülkemiz orman ürünleri sanayiinin reel yapısını bütünüyle ve olması gereken detayıyla ortaya koyamadığından, revize edilmek üzere yeniden ele alınmasını zorunlu kılmaktadır.
Milyar TL
1993 Yılı Fiyatlarıyla
TABLO : I – Sektörel Üretimler, Sektör Payları ve Artış Hızları |
||||||||
SEKTÖR |
1993 |
1994 |
1995 |
Artış Hızı % |
||||
Gerçekleşme (1) |
Sektörel Pay (%) |
Gerçekleşme Tahminî (2) |
Sektörel Pay (%) |
Tahmin |
Sektörel Pay (%) |
1994 Yılı (2/1) |
1995 Yılı (3/2) |
|
Ormancılık |
17090 |
1.1 |
17091 |
1.1 |
17276 |
1.0 |
0.0 |
1.1 |
Ağaç Mobilya |
18160 |
1.1 |
17960 |
1.1 |
18500 |
1.1 |
-1.1 |
3.0 |
Ağaç Mantar Ürünleri |
31320 |
1.9 |
31030 |
2.0 |
32400 |
2.0 |
-0.9 |
4.4 |
Orman ürünleri sanayiine ilişkin rakamsal değerleri vermeden önce, ormancılık sektörünün talep ve ürünleri belirlenmiştir. Tablo’larda Endüstriyel Odun içerisinde Tel Direği, Maden Direği ve Kâğıt Odunu gösterilmemiştir.
FAO’nun Türkiye’ye ilişkin istatistiksel
rakamları Tablo : XI, XII ve XIII’te verilmiştir.
V – GÜMRÜK DOLAŞIM BELGELERİ
VE UYGULAMA
ESASLARI
Kur Politikasına Gümrük Birliği (GB) Baskısı4
Gümrük Birliği’ne girilmesi durumunda Türkiye’nin kamu finansman politikasında ciddî krizler yaşanabilecek olup, GB’ne uyum sürecinde ithalâttaki patlama Türk Lirası’nın değerinin düşmesini netice verecektir. Bu tabii bir reaksiyondur. Döviz yükselir ki ithalât frenlensin. Hükûmetin kur üzerinde yaptığı ayarlamalar kamu finansman politikası olarak benimsenmiştir. Döviz darboğazına girilmemesi amacı ile sıcak paranın Türkiye’ye gelmesi için dövize baskı yapılmaktadır; fakat GB’ne girdikten sonra bu enstrümanın hükûmetin elinden alınacağı gerçeği bilinmelidir.
Bu zamana kadar Türkiye’nin Avrupa’ya uyum sürecinde mal uyumu üzerinde çok durulmasına rağmen, finans piyasasının uyum sorunu ihmal edilmiştir. Halbuki en büyük sorun finans piyasasında yaşanacaktır. Dünya şu anda para hareketlerinin getirdiği istikrarsızlığın nasıl aşılacağını tartışmaktadır.
Milyar TL
1993 Yılı Fiyatlarıyla
TABLO : II – Sektörler İtibariyle İhracatta Gelişmeler |
||||||||
SEKTÖR |
1993 |
1994 |
1995 |
Artış Hızı % |
||||
Gerçekleşme (1) |
Sektörel Pay (%) |
Gerçekleşme Tahminî (2) |
Sektörel Pay (%) |
Tahmin |
Sektörel Pay (%) |
1994 Yılı (2/1) |
1995 Yılı (3/2) |
|
Ormancılık |
331 |
0.2 |
279 |
0.1 |
304 |
0.1 |
-15.6 |
8.9 |
Ağaç Mobilya |
381 |
0.2 |
385 |
0.2 |
394 |
0.2 |
0.9 |
2.6 |
Ağaç Mantar Ürünleri |
357 |
0.2 |
510 |
0.3 |
580 |
0.3 |
42.8 |
13.8 |
Dünya sadece mal hareketlerinin serbestleşmesini istememekte, sermayenin de serbest dolaşımını istemektedir. Globalleşmeye doğru yönelen Dünya’da Türkiye’nin dış ticaretteki bu uyum sorununu aşmak için acil önlemler bir an önce alınmalıdır.
GB sonrası ticaret şoku yaşayacak olan Türkiye’nin döviz rezervlerini yatırımlara değil de cari harcamalara kullanması ihtimali, Türkiye’nin ekonomisinde yeni bir krize yol açılabileceğini göstermektedir.
70 Milyar USA $’lık dış borcu olan Türkiye’nin bu borcunu geri ödeyebilmesi için güçlü bir ekonomik program reçetesine ihtiyacı vardır. IMF reçetelerinin bizim performansımızı göstermesi için değil de biraz da bir kısım boçlarımızı ödeyebilmemiz için hazırlanmış reçeteler olduğu göz ardı edilmemelidir.
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye’den Reform Bekliyor5
Ekonomik bakımdan Türkiye artık AB için 1970’li yıllardaki gibi ihmal edilebilir bir ülke değildir. Türkiye, AB’nin 8.9 Milyar ECU ile toplam dış ihracatının % 2.4’ünü oluşturmakta ve Rusya, Çin gibi ülkelerin önünde 6. sırayı almaktadır. AB’nin ithalât açısından da önemli bir ortağı haline gelen Türkiye, 7.5 Milyar ECU ithalât kapasitesi ile de 17. sırayı oluşturmakta ve her gün bu konumunu ilerletmektedir. Daha önemli bir faktör ise, işte bu pazarın çok dinamik ve ekonomik bakımdan Orta Doğu, Balkanlar, Karadeniz Bölgesi ve şüphesiz Orta Asya için önemli bir konumda oluşudur. Bütün bunlardan çıkarak, oldukça iyi bilinen jeografik konumu yüzünden Türkiye’nin politik önemi AB için küçümsenmeyecek kadar önemlidir.
AB ülkeleri, Türkiye’nin son yıllarda Dünya’nın tüm ekonomik ve politik çalkantılarına rağmen en önemli ekonomik pazarı olmuştur. Türkiye hem ihracatında hem ithalâtında % 50’ye yakın dış ticaretini bu ülkelerle gerçekleştirmektedir. Kapısı önündeki 350 milyon nüfusa ulaşan zengin bir pazarın dışında kalmak, Türkiye ekonomisi için şu veya bu alternatifle telâfi edilemeyecek kadar önemlidir.
GB; Roma ve Ankara Anlaşmaları çerçevesinde oturmuş bir kuruma üyeliktir. Anlaşmak, yalnız AP’nin onayına değil, aynı zamanda Avrupa Yüksek Mahkemesi’nin denetimine de bağlıdır. Gümrük tarifeleri dışındaki ticari engellerin keyfî bir şekilde uygulanmasına karşı, hukukî bir engel teşkil eder. Türkiye gibi bir ülkenin Topluluğa ve Topluluk ülkelerine karşı böyle kurumsal bir garantiden yoksun olması, ticarî ilişkiler açısından vahim sonuçlar doğurabilir.
Öte yandan, bu anlaşmanın, Türkiye ekonomisinin sektörler üzerine farklı etkileri olacağına şüphe yoktur. Bazı sektörler yok olurken, bir çoğu da yeniden yapılanacaktır. Fakat tüm sektörler, AB’ndeki üretim şartlarına kendilerini uydurmak zorunda kalacak ve yeniden oluşan ekonominin rekabet gücü yalnız AB ülkelerine değil, diğer ülkelere karşı da artacaktır. Ayrıca Türkiye ekonomisindeki en büyük sorunlardan biri olan kalite üretimi, bu yeni rekabet karşısında gelişecektir.
Tam üyeliğe Türkiye’yi hazırlamak için GB ihmal edilmeyecek bir adımdır ve 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe girmesi tamamen TBMM’ndeki demokratik reformlara bağlıdır.
Türkiye’nin Gümrük Rejimlerinin Basitleştirilmesi ve Ahenkleştirilmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme ve eklerine ihtirazî kayıtlarla katılması, Bakanlar Kurulu’nca 23.01.1995 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Milyar TL
1993 Yılı Fiyatlarıyla
TABLO : III – Sektörler İtibariyle İthalâtta Gelişmeler |
||||||||
SEKTÖR |
1993 |
1994 |
1995 |
Artış Hızı % |
||||
Gerçekleşme (1) |
Sektörel Pay (%) |
Gerçekleşme Tahminî (2) |
Sektörel Pay (%) |
Tahmin |
Sektörel Pay (%) |
1994 Yılı (2/1) |
1995 Yılı (3/2) |
|
Ormancılık |
3834 |
1.2 |
2444 |
1.0 |
2755 |
0.9 |
-36.3 |
12.7 |
Ağaç Mobilya |
405 |
0.1 |
330 |
0.1 |
376 |
0.1 |
-18.7 |
14.0 |
Ağaç Mantar Ürünleri |
1405 |
0.4 |
970 |
0.4 |
1131 |
0.4 |
-31.0 |
16.5 |
Hazırlanan bu Sözleşme’nin akit tarafları,
Ülkelerin gümrük rejimleri arasındaki farklılıkların uluslararası ticaret ve diğer mübadeleleri engelleyebileceğini kaydederek,
Uluslararası ticaret ve mübadeleyi geliştirmenin ve uluslararası işbirliğini teşvik etmenin bütün ülkelerin yararına olacağını göz önünde bulundurarak,
Gümrük rejimlerinin basitleştirilmesi ve ahenkleştirilmesinin uluslararası ticaret ve mübadelenin gelişmesine etkin bir şekilde yardımcı olabileceğini dikkate alarak,
Ülkelerin mümkün olan en kısa zamanda
uygulamayı taahhüt ettikleri hükümleri içeren uluslar arası nitelikteki
bir enstrümanın giderek gümrük rejimlerinin basitleştirilmesi ve
ahenkleştirilmesini büyük ölçüde sağlayacağına ve bunun da Gümrük
İşbirliği Konseyi’nin ana amaçlarından biri olduğuna inanarak,
anlaşmışlardır.9
Gümrüklerdeki Basitleştirilmiş İşlemlerle
İlgili Olarak Dolaşım
Belgelerindeki Değişiklikler ve Uygulama
Esasları6
Türkiye veya Topluluk kaynaklı olan veya sayılan yahut Türkiye ve Topluluk’ta serbest dolaşım halinde bulunan malların katma protokol hükümlerinden yararlanabilmesini sağlamak üzere ihracatçı ülke yetkili kuruluşlarınca düzenlenip gümrük idarelerince vize edilen belgelere dolaşım belgeleri denilmekte olup, bunlar Türkiye’den Topluluğa veya Topluluk’tan Türkiye’ye doğrudan doğruya nakledilen mallar için düzenlenmişse ATR.1, Türkiye veya Topluluk üyesi ülkelerden ortaklık dışı üçüncü bir ülkeye ihraç edilen malların daha sonra Türkiye’ye veya Topluluk üyesi bir ülkeye ithal edilmeleri olasılığı bulunduğu hallerde, fiilî ihraç sırasında düzenlenmişse ATR.3 belgesi denmektedir.
2/94 sayılı Türkiye AT Ortaklık Konseyi kararı doğrultusunda hazırlanan (AET) dolaşım belgeleri yönetmeliğinde 18.03.1995 tarihinde değişiklik yapılmış ve bu değişikliğin uygulanma esasları gümrük müsteşarlığınca 27 Eylül 1995 gün ve 22417 sayılı Resmî Gazete’de aynı gün geçerli olmak üzere yayımlanan 1995/4 sayılı tebliğde belirtilmiştir.
Bu değişikliklere göre;
Türkiye ile Topluluk arasındaki ticarette sık sık ATR.1 ve ATR.3 dolaşım belgesi düzenlenmesini gerektiren, sevkiyat yapan, eşyanın Türkiye menşeli veya Türkiye’de serbest dolaşım halinde olduğunun saptanması için gerekli her türlü teminatı gümrük idaresine veren, vergi ve gümrük mevzuatı ile ilgili ciddî ya da mükerrer suç işlememiş olan, gümrük makamlarınca faaliyetlerinin denetlenmesine imkân verecek kayıtlara sahip olan özel ve tüzel kişilere, yürürlükteki mevzuat dikkate alınarak dış ticaret şirketleri, sektörel dış ticaret şirketleri ile kamu kuruluşlarına,
Basitleştirilmiş işlem uygulanması mümkündür.
Bir sevkıyata konu olup serbest bölge antrepo veya sundurmaya konulmuş eşyaların birden fazla alıcıya satılması nedeniyle kısım kısım ithal edilmek istenmesi halinde ATR.1 ve ATR.3 dolaşım belgelerinin ayrılarak müfrez dolaşım belgesi düzenlenmesine izin verilmiş ve dolaşım belgelerinin geçerlilik süresinin dönüştürülmesine imkân sağlanmıştır.
Basitleştirilmiş işlemler çerçevesinde tek idarî belge AT üyesi ülkelerde kullanılmakta ve Topluluk gümrük mevzuatında yer almaktadır. Serbest dolaşıma giriş, transit, gümrük antreposu dahilinde işleme, hariçte işleme, geçici kabul, gümrük kontrolü altında işleme, ihracat gibi gümrük rejimlerinde tek idarî belge yazılı beyan formu olarak kullanılmaktadır.
8 kopyalı 1 takım veya 4 kopyalı 2 takım şeklinde beyan sahibi tarafından işlemin yapılacağı gümrük idaresine sunulan bu belge ayrıca istatistikî bilgi amaçlı da kullanılmaktadır. Tek idarî belgenin 1, 4, 5 ve 8. sayfaları Topluluk transitinde; 1, 2, 3 ve 5. sahifeleri ihracat, yeniden ihracat ve dışarıda işlemede; 6, 7, 8. sahifeleri ithalât işlemlerindeki diğer gümrük işlemlerinde kullanılmaktadır.
M : Bin m3
D : Milyar TL
(1993 Fiyatlarıyla)
TABLO : IV – Ormancılık Sektörü Talebi |
||||||||
MALLAR |
1993 Gerçekleşme |
1994 Gerçek. Tahminî |
1995 Tahmin |
Yıllık Artış % |
||||
Miktar |
Değer |
Miktar |
Değer |
Miktar |
Değer |
1994 |
1995 |
|
Tomruk |
5,880 |
8,233 |
5,892 |
8,316 |
6,175 |
8,699 |
1.0 |
4.6 |
Lif + Yonga Odunu |
1,800 |
684 |
1,800 |
684 |
1,850 |
703 |
0.0 |
2.8 |
Diğer Sanayi Odunu |
960 |
710 |
970 |
718 |
1,034 |
765 |
1.1 |
6.5 |
Gümrük idarelerince kabul edilecek Topluluk tarafından düzenlenen ART dolaşım belgeleri, yönetmeliğine uygun olarak doldurulmalı ve taraf ülkelerin gümrük idareleri tarafından önceden vize edilerek 8 no.lu bölümüne “basitleştirilmiş prosedür” yazılmalı ya da onaylanmış ihracatçının ihracatçı ülke gümrük idaresince uygun görülmüş kendi damgası ile vize edilmiş olması gerekir.
Onaylanmış İhracatçı
Basitleştirilmiş işlemler çerçevesinde yapılan uygulamada esas amaç sık sık ATR dolaşım belgesi düzenlenmesini gerektiren ihracat işlemlerinde bürokrasiyi azaltmaktır. Onaylanmış ihracatçı yetkisi verilecek firma ve kuruluşların yetki belgesi alabilmeleri için müracaat formu, taahhütname ve bir dilekçe ile birlikte Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne müracaat etmeleri gerekmektedir.
Dış ticaret sermaye şirketleri ve sektörel dış ticaret şirketleri bu unvanlarının yayımlandığı Resmî Gazete tarih ve sayısı ile tebliğ numarasını, kamu kuruluşu kapsamındaki kurumlar ise durumlarının teşvik edici bir belgeyi dilekçelerine eklemeleri gerekir.
Anılan firmaların basitleştirilmiş işlemler çerçevesinde onaylanmış ihracatçı unvanı Gümrük Müsteşarlığı’nca tüm gümrük idarelerine ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği’ne ulaştırılır.
Basitleştirilmiş prosedür uygulamasında ATR dolaşım belgelerinde belirtilen formlar Odalar ve Borsalar Birliği tarafından örneğine uygun olarak bastırılarak ihtiyaca göre mahallî Ticaret Odaları, Sanayi Odaları veya Ticaret ve Sanayi Odaları’na gönderilir.
İhracatçılar, belgeleri bağlı bulundukları odalardan alırlar.
Basitleştirilmiş prosedüre uygun ATR dolaşım belgelerinin düzenlenebilmesi için ihraç edilen eşyanın Türkiye menşeli veya Türkiye’de serbest dolaşım halinde olduğuna bağlı bulunulan oda tarafından kanaat getirilmesi gerekir.
Kullanılacak formların üzerinde onaylanmış ihracatçı damgasının önceden matbaada basılmış olması ve 1 no.'lu sütunda ihracatçı ülke (Türkiye) adının arması olan “TR” ibaresinin de basılı olarak yer alması gerekir. Damganın 2 numaralı bölümüne ihracatın yapılacağı gümrük idaresi, 3 no.'lu bölümüne çıkış beyannamesi sayısı, 4 no.'lu bölüme çıkış beyannamesi tarihi, 5 no.'lu bölüme onaylanmış ihracatçının firma/kurum adı ve unvanı, 6 no.'lu bölüme onaylanmış ihracatçıya Müsteşarlık’ca verilen yetki numarasının ilgili ihracatçı tarafından yazılması şarttır.
Bu şartları taşıyan ATR.1 ve ATR.3 dolaşım belgeleri ilgili odaca tasdik edilir.
M : Bin m3
D : Milyar TL
(1993 Fiyatlarıyla)
TABLO : V – Ormancılık Sektörü Ürünleri |
||||||||
MALLAR |
1993 Gerçekleşme |
1994 Gerçek. Tahminî |
1995 Tahmin |
Yıllık Artış % |
||||
Miktar |
Değer |
Miktar |
Değer |
Miktar |
Değer |
1994 |
1995 |
|
Tomruk |
4,720 |
6,820 |
4,753 |
6,868 |
4,820 |
6,965 |
0.7 |
1.4 |
Lif + Yonga Odunu |
1,641 |
624 |
1,688 |
641 |
1,875 |
713 |
2.7 |
11.2 |
Diğer Sanayi Odunu |
984 |
728 |
984 |
728 |
1,034 |
765 |
0.0 |
5.1 |
Gümrükçe eşyanın muayenesi sırasında belgelerinin şekil şartlarına uygun olup olmadığı incelenerek, uygunsuzluk tespit edilirse bu durum Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne bildirilecektir.
İlgili odalar tasdik ettikleri dolaşım belgelerini, ilgili ihracatçılar kullandıkları dolaşım belgelerinin dökümünü üçer aylık periyotlar halinde Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne bildirmek zorundadırlar.
Şirketler unvanlarını herhangi bir nedenle kaybederlerse “onaylanmış ihracatçı” unvanları da geri alınır. Onaylanmış ihracatçılarla ilgili olarak hakkın kötüye kullanılması amacıyla bir soruşturma yapılırsa, soruşturma sonuna kadar verilen yetki belgesi Gümrük Müsteşarlığı’nca alıkonulur ve kötüye kullanım sabit olursa onaylanmış ihracatçı yetkisi üç yıl süre ile iptal edilir.
Müfrez ATR Dolaşım Belgelerinin Düzenlenmesi
Bir sevkıyat konusu olan serbest bölge, antrepo veya sundurmaya konulan eşyalar birden fazla alıcıya satılır ve kısım kısım ithal edilmek istenirse ATR belgeleri ayrılarak müfrez dolaşım belgeleri düzenlenir.
Buna göre;
Orijinal dolaşım belgesi ithal işlemini yapan gümrük idaresince alıkonulacak ve ithal edilecek her kısım için Gümrük Müsteşarlığı’nca basım ve dağıtımı yapılan “müfrez ATR.1 veya ATR.3 dolaşım belgesi” ilgili gümrük idaresince düzenlenecektir.
Müfrez dolaşım belgeleri, orijinal dolaşım belgelerinin 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 no.'lu sütunlarındaki kayıtları aynen içerecek şekilde tanzim edilecek, 10 ve 11 no.'lu sütunlara ithal edilecek eşyanın kap adedi, marka, numarası, sayı ve cinsi ile miktarı (brüt ağırlığı) kaydedilecektir.
12 no.'lu gümrük vizesi bölümlerine orijinal dolaşım belgesine ait, 13 no.'lu gümrük vizesi bölümüne müfrez dolaşım belgesine ait bilgiler işlenecek olup, bu işlemlerde süre uzatımı söz konusu değildir.
M : (000) m3 – m2 - Ton
D : Milyar TL
(1993 Fiyatlarıyla)
TABLO : VI – Orman Sanayii Talebi |
||||||||
MALLAR |
1993 Gerçekleşme |
1994 Gerçek. Tahminî |
1995 Tahmin |
Yıllık Artış % |
||||
Miktar |
Değer |
Miktar |
Değer |
Miktar |
Değer |
1994 |
1995 |
|
Kontrplâk |
125 |
875 |
80 |
560 |
96 |
672 |
-36.0 |
20.0 |
Lif Levha |
170 |
595 |
147 |
515 |
144 |
504 |
-13.4 |
-2.1 |
Yonga Levha |
993 |
3,793 |
920 |
3,514 |
948 |
3,621 |
-7.4 |
3.0 |
Kaplama |
50 |
300 |
50 |
300 |
54 |
325 |
0.0 |
8.3 |
Lâmine Levha |
2,660 |
104 |
2,660 |
104 |
2,600 |
101 |
0.0 |
-2.9 |
Sürenin Durması
Eşyanın gümrük antreposu, serbest bölge veya sundurmaya konulduğu hallerde dolaşım belgelerinin geçerlilik süresi eşyanın bu yerlerde kalış süresi kadar dondurulur.
Gümrük idareleri eşyanın gümrük antreposu, serbest bölge veya sundurmaya giriş ve çıkış tarihlerini ATR.1 ve ATR.3 dolaşım belgesi üzerinde belirtilerek idarenin damgası, imza ve kaşe ile tasdik ederler.
M : (000) m3 – m2 - Ton
D : Milyar TL
(1993 Fiyatlarıyla)
TABLO : VII – Orman Sanayii Üretimi1 |
||||||||
MALLAR |
1993 Gerçekleşme |
1994 Gerçek. Tahminî |
1995 Tahmin |
Yıllık Artış % |
||||
Miktar |
Değer |
Miktar |
Değer |
Miktar |
Değer |
1994 |
1995 |
|
Kontrplâk |
75 |
525 |
75 |
525 |
79 |
555 |
0.0 |
5.7 |
Lif Levha |
120 |
420 |
117 |
410 |
124 |
435 |
-2.4 |
6.1 |
Yonga Levha |
893 |
3,411 |
890 |
3,400 |
908 |
3,470 |
-0.3 |
2.1 |
Kaplama |
50 |
300 |
50 |
300 |
54 |
325 |
0.0 |
8.3 |
Lâmine Levha |
2,660 |
104 |
2,660 |
104 |
2,600 |
101 |
0.0 |
-2.9 |
Bu şekilde işlem yapan gümrük idareleri orijinal ATR.1 ve ATR.3 dolaşım belgesi ile düzenlenen tüm müfrez nüshalarının bir örneğini kendilerinde muhafaza ederler.
VI - DEĞERLENDİRME VE ALINMASI ÖNGÖRÜLEN TEDBİRLER1-3
Ürünler bazında ele alınan rakamlardan anlaşılacağı üzere, ülkemizin üretim, tüketim, ithalât ve ihracat rakamları birçok AT ülkesinin ve önemli diğer ülkelerin altındadır.
Dünya’da ekonomik büyüme hızının 2000 yılı ve ötesinde hızla olmasa da artış eğiliminde olacağı ve odun kökenli levha sanayii ürünleri üretiminin artacağı göz önüne alınırsa, ülkemizde de orman ürünleri sanayiinin ihmal edilmemesi gerektiği ortadadır.
Odun kökenli levha sanayii sektörü, kalkınan ülkelerin ekonomilerinde önemli bir yer işgal etmektedir. 2000’li yıllarda Dünya orman ürünleri pazarlarında yeni teknolojilerin kullanılması ve mamullere daha geniş kullanım alanı yaratılması, pazarlarda yeni yapısal durumların ve rekabetin ortaya çıkması, ahşap artık ve malzemenin yeniden değerlendirilmesine ağırlık verileceği, orman ürünleri sanayiinin çevre ile ilgili boyutunda ağırlıklı olarak tartışılacağı beklenmektedir.
Dünya ticaret hacmini artırmaya yönelik çabalarla uluslararası ticaretteki engellerin azaltılması ve çok uluslu firmaların gelişmesi sonucunda, yeni teknolojilerin pazarlanması yerine global bir yaklaşımla Dünya pazarları için üretilen ürünlerin pazarlanması benimsenmektedir. Teknoloji transferini güçleştiren bu durum karşısında, ülkelerin kendi teknolojisini üretmesinin önemi artmaktadır. VI. Plân Dönemi’nde teknoloji geliştirme konusunda önemli bir gelişme sağlanamamış ve AR-GE faaliyetlerine yeterli kaynak ayrılamadığından imalât sanayii teknoloji üreten bir yapıya kavuşturulamamıştır.
M : (000) Ton
D : Milyar TL
(1993 Fiyatlarıyla)
TABLO : VIII – Orman Sanayii İhracatı1 |
||||||||
MALLAR |
1993 Gerçekleşme |
1994 Gerçek. Tahminî |
1995 Tahmin |
Yıllık Artış % |
||||
Miktar |
Değer |
Miktar |
Değer |
Miktar |
Değer |
1994 |
1995 |
|
Levha Ürünleri |
4.0 |
48.6 |
10.0 |
99.8 |
11.0 |
110.0 |
105.3 |
10.2 |
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin, mülkiyetin tabana yaygınlaştırılmasında ve istihdam sorunlarının hafifletilmesinde bir araç olarak kullanılması önem arz etmektedir.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları çerçevesinde Med - Partenariat proje toplantısı 1994 yılı Nisan ayında İstanbul’da yapılmıştır. Böylece Türkiye ve AB ülkeleri işletmelerinin ortak iş yapma safhasına gelinmiş; 400 milyon USA $’lık sipariş alınmış ve dış pazarlara daha fazla yönelinmiştir.
Odun kökenli levha sanayiini ürünler bazında değerlendirecek olursak :
Kontrplâk
Ülkemizde kontrplâk ve kaplama sanayiinde en önemli sorun istenen miktar ve evsafta hammaddenin bulunmayışıdır.
Kontrplâk konusunda hammadde sorunu üretimde bir handikap oluşturmasına rağmen bu sorun Dünya’nın birçok ülkesinde kontrplâk ikamesi ürünleri üretimi ile çözülmektedir.
Ülkemizde kontrplâk ikamesi ürünleri üretecek teknolojiler ve bu üretimlerde hammadde kaynağını oluşturan hızlı gelişen ağaç türleri (kızılçam, kavak, kızılağaç ve uygun diğer egzotikler) teşvik edilmelidir.
Kontrplâk hammaddesi bakımından gittikçe dışa bağımlı oluşumuz, ilerideki yıllarda talebin karşılanmasında sıkıntıya düşmemize yol açabilir. VI. Plân Dönemi’nde talebin önemli bir bölümünün ithal yoluyla giderilmesi de bunu göstermektedir. Kontrplâk hammaddesinin sağlandığı tropik bölge ormanlarından odun temininde bundan sonra önemli sıkıntılar olacağı uzmanlarca belirtilmektedir. Zira bu ormanlardan aşırı faydalanmalar nedeniyle önemli bazı türler tükenmiş veya tükenmek üzeredir.
M : (000) Ton
D : Milyar TL
(1993 Fiyatlarıyla)
TABLO : IX – Orman Sanayii İthalâtı1 |
||||||||
MALLAR |
1993 Gerçekleşme |
1994 Gerçek. Tahminî |
1995 Tahmin |
Yıllık Artış % |
||||
Miktar |
Değer |
Miktar |
Değer |
Miktar |
Değer |
1994 |
1995 |
|
Levha Ürünleri |
191.5 |
727.7 |
148.0 |
456.0 |
140.2 |
533.1 |
-37.3 |
16.9 |
Kontrplâk sanayiinin 1992 yılındaki kapasite kullanım oranı % 69 olarak gerçekleştiğinden, bu sektördeki âtıl kapasite kullanımının ikame maddeleri nedeniyle aynı seviyelerde kalacağı tahmin edilmektedir. Hammadde fiyatlarının yüksek oluşu kapasite kullanımını bu dönemde de sınırlayacaktır. Ancak kaliteye verilecek önem, KKO’nın yükselmesinde etkili olabilecektir.
Yonga Levha, OSB, Waferboard, Flakeboard, Lif Levha, MDF
Odun veya odunlaşmış bitki yongalarının sentetik reçine tutkalları ile karıştırılıp, belirli sıcaklık ve basınç altında preslenmesiyle elde edilen levhalar şeklinde tanımlanan yonga levhalar yatık yongalı ve dik yongalı olmak üzere teknolojik yönden iki ana gruba ayrılmaktadır. Bu iki ana grubun üretim teknolojileri, bazı üniteler haricinde birbirine benzerlik gösterirlerse de kullanım yerleri, fiziksel ve mekaniksel özellikleri bakımından birbirlerinden farklıdır.
Hızlı şehirleşme, hayat standardının yükselmesi, modern konut üretiminin artırılması, doğal gaz, ithal kömür vb. oduna ikame yakıt kullanımının ve merkezî ısıtmanın yaygınlaşması gibi sebeplerle odunun yakacak olarak kullanımı azalmaktadır.
Bu durum İstanbul ve Adapazarı gibi büyük bir bölümünde baltalık orman işletmeciliği yapılan bölgelerimizde belirgin olarak izlenirken Güney Marmara, Ege ve Batı Akdeniz gibi yakacak odun tüketimi az olan mutedil iklim kuşağı bölgelerimizde de olumlu bir gelişme olarak gözlenmektedir. Ayrıca sıklık bakımı ve aralama kesimlerine başlanan ağaçlandırma sun’i ve tabii gençleştirme sahalarında önemli miktarda ve büyük bir bölümünde sektörün hammadde ihtiyacını karşılayacak endüstriyel odun üretimine başlanmıştır.
Bu üretim bugün Antalya, İzmir, Muğla bölgelerimizde yoğun olduğu gibi İstanbul, İzmit, Adapazarı ve Sinop bölgelerimizde önümüzdeki yıllarda yoğun olacağı beklenmektedir. Bütün bu ürünler çoğunlukla yonga levha, lif levha ve MDF sanayii ürünlerimizin hammaddesini teşkil etmektedir. Bu sanayilerimiz yaklaşık olarak 3,500,000 ster odun kullanmaktadır. VII. Beş Yıllık Kalkınma Plânı döneminde orman ürünleri sanayiimizin kapasitesinin % 50 artırılması halinde hammadde ihtiyacının karşılanmasında bir sorun olmayacağı tahmin edilmektedir. Bu durum ise levha ürünü iç piyasa talebini karşılayacağı gibi sektörün ihracata yönelmesini zorlayacaktır.
TABLO : X 1988 – 1992 Dönemi Ülkemiz
Yonga Levha Sanayii |
|||||
O R A N (%) |
Y I L L A R |
||||
1988 |
1989 |
1990 |
1991 |
1992 |
|
58 |
58 |
60 |
60.2 |
74 |
Mevcut kurulu kapasite 1995 yılına kadar iç talebi karşılayacak düzeydedir.
Yonga levha üretimi sektöründe Dünya’nın ileri gelen üretici ülkeleri ABD, Kanada (% 30), EFTA ülkeleri, Almanya ve Rusya’dır. Ahşap levhada üretici firmalar, inşaat sektörünün rekabet içerisinde olması sonucu maliyeti aşağı çeken teknolojik buluşlar geliştirirken, bir yandan da MDF, OSB, Waferboard gibi üstün kaliteli yeni ürünler piyasaya sunulmuştur.
Ülkemizdeki yonga levha sanayii sektörü diğer ülkelerle kıyaslandığında AET ülkeleri arasında 9. sırada, teknolojik olarak da biraz gerisindedir. Yonga levha fiyatlarımız dış ülkelere nazaran pahalıdır. Türkiye, üretimde orta sıralarda yer almasına karşılık, ihracatta zayıf ülke konumundadır.
Bu sanayi sektörümüzde yurt içi maliyetlerimiz Dünya fiyatlarına uygunluk arzetmektedir. Levha ürünlerinde halen uygulanan yaklaşık % 20 oranındaki gümrük oranının 1996 yılında kaldırılarak, gümrük birliğine geçiş fazla bir sıkıntı getirmeyecektir. Bu durumda rekabetle yükselen ürün kalitesinin tüketicilerimizin lehine olacağı ve uzun dönemde ihracatımızı olumlu yönde etkileyeceği beklenmelidir.
MDF talebindeki hızlı artış, bu ürünü üreten bir tek tesisimizin kapasite artırımına gitmesi, yüzde yüz kapasite kullanımına rağmen büyük boyutlara ulaşan MDF ithalâtı, bu sanayiye yatırım teşviği alan firmaların yatırımlarını bir an evvel gerçekleştirmelerini, hammadde yeterliliği açısından açıklamalarda bulunduğumuz bölgelerde yeni tesisler kurulması için fizibilite etütlerini hızlandıracak tedbirlerin alınmasını önemli saymaktayız.
Kullanımı bakımından kontrplâğa yakın özelliklere sahip ve daha ekonomik bir ürün olan OSB (Yönlendirilmiş yonga levha) teknolojisinin ülkemize getirilmesi gerekmektedir. OSB’nin kavak odunu gibi ucuz hammaddeden üretilmesi de ülkemiz için uygun olacağını göstermektedir.
Kontrtabla
Kontrtabla üretimi konusunda çeşitli teknolojiler bulunmakla beraber, ülkemizde keresteden elde edilen çıtaların sentetik tutkallarla birleştirilmesinden oluşan orta tabakanın alt ve üst yüzeylerinin soyma kaplamalarla preslenmesi şekli uygulanmaktadır.
Kullanım yeri bakımından cüz’i bir alanı olmakla birlikte, yeteri kadar gelişmeyen bu sektörde 6 kuruluşun bulunduğu tespit edilmiştir.1 Fazla kullanılış yeri bulamaması, arz ve talebin yetersiz oluşu, yeni ikame ürünlerin ortaya çıkması ve VII. Plân Dönemi’yle ilgili olarak teşvik alan herhangi bir kuruluşa rastlanmaması, kontrtabla sektörünün âtıl kapasiteyle çalışacağını göstermektedir. Oluşacak üretim - talep açığının yurt dışından ithalât yolu ile karşılanma durumuna gidileceği tahmin edilmektedir.
TABLO : XI FAO – BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
GIDA VE TARIM TEŞKİLÂTI
İSTATİSTİK YILLIĞI’NDA 1982 – 1993
YILLARI İÇİN TÜRKİYE
ORMAN ÜRÜNLERİ SANAYİİ ÜRETİM
DEĞERLERİ10
Th : Tahminî
M : 1000 m
Üretim Çeşidi |
Y I L L A R |
|||||
1982 |
1990 |
1991 |
1992 |
1993 |
||
1 |
Yuvarlak Ağaç (Odun) |
21878 |
15756 |
15252 |
15350 |
15350 Th |
2 |
Yuvarlak Sanayi Odunu (Yapacak Odun) |
6878 |
5960 |
5502 |
5600 |
5600 Th |
3 |
Kerestelik + Kaplamalık Tomruk |
5165 |
3625 |
3197 |
3295 |
3295 Th |
4 |
Diğer Sınaî Yuvarlak Odun |
1021 |
1630 Th |
1600 |
1600 Th |
1600 Th |
5 |
Odun Kökenli Levhalar |
444 |
781 |
815 |
1437 |
1110 |
6 |
Kaplama Levhası |
10 |
10 Th |
44 |
44 |
55 |
7 |
Kontrplâk |
34 |
65 Th |
65 Th |
74 |
77 |
8 |
Yonga Levha |
330 |
636 Th |
636 Th |
1200 |
883 |
9 |
Lif Levha |
70 |
70 |
70 Th |
119 |
95 |
Tomruk hammaddesinin yurt içinde yeterli kalitede ve uygun fiyatla temin edilememesi, kaliteli üretim yapılamaması göz önüne alındığında VI. Plân Dönemi’nde fazla bir gelişme gösterilememiştir. Tesisler âtıl kapasite ile çalışmış ve bir kısmı kapanmıştır.
Odun Kökenli Levha Sanayiinde Alınması Öngörülen Tedbirler1-3
Avrupa Birliği ile Türkiye arasında 06 Mart 1995 tarihinde Brüksel’de gerçekleştirilen 36. Dönem Ortaklık Konseyi toplantısında, ortaklığın 22 yıl sürmesi öngörülen Geçiş Dönemi’ni sona erdirerek Son Dönem’e geçişi sağlayan, bir diğer ifade ile ortaklık ilişkisinin çerçevesini çizen Ankara Anlaşması ve Katma Protokol’den kaynaklanan ahdi bir yükümlülük olan Gümrük Birliği’nin sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlayacak yöntem ve süreleri tespit eden 6 Mart 1995 tarih ve 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı taraflarca kabul edilmiş bulunmaktadır.7
AT ile Gümrük Birliği’nin gerçekleştiriliyor olması, Türkiye’ye bir yandan yeni fırsatlar yaratırken diğer yandan yeni sorumluluklar yüklemektedir. Bu gelişme ülkemizin yapması gereken değişimin ve yenileşmenin önemini daha da artırmıştır. Yapısal nitelikli kararların hızla alınması ve uygulamasına geçilmesi gerekmektedir.
Gümrük birliğinden beklenen faydaların sağlanabilmesi için, tüm kurumlar ve hukukî çerçeve gözden geçirilmeli, yeniden yapılandırılacak ve rekabet ortamının güçlendirilmesini sağlayacak reformlar gerçekleştirilmelidir.
TABLO : XII FAO – BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
GIDA VE TARIM TEŞKİLÂTI
İSTATİSTİK YILLIĞI’NDA 1982 – 1993
YILLARI İÇİN TÜRKİYE
ORMAN ÜRÜNLERİ SANAYİİ İHRACAT
DEĞERLERİ10
GRs : Gayrı resmî
Th : Tahminî
D : 1000 $
M : 1000 m3
İhraç Ürün Çeşidi |
Y I L L A R |
||||||
1982 |
1990 |
1991 |
1992 |
1993 |
|||
1 |
Yuvarlak Ağaç (Odun) |
M |
5287 |
1138 |
1036 |
482 |
331 |
2 |
Yuvarlak Sanayi Odunu (Yapacak Odun) |
M |
5287 |
1138 |
1036 |
451 |
214 |
3 |
Yonga ve Parçalar |
D |
* |
* |
* |
14 |
3 |
4 |
Odun Artıkları |
D |
* |
* |
* |
6 |
8 |
5 |
Odun Kökenli Levhalar |
M |
2 |
7 |
7 Th |
20 |
10 |
6 |
Kaplama Levhası |
M |
* |
* |
* |
2 |
1 |
7 |
Kontrplâk |
M |
2 |
7 GRs |
7 Th |
6 |
2 |
8 |
Yonga Levha |
M |
* |
* |
* |
11 |
4 |
9 |
Lif Levha |
M |
* |
* |
* |
1 |
3 |
Türkiye’nin AB ülkeleri ile olan gelir ve verimlilik farklarını süratle kapatması için yerli ve yabancı yatırımların hızla artırılması gerekmektedir. Bu amaçla yaratılacak uygun ekonomik ve sosyal ortam için insan gücünün niteliği yükseltilmeli, bilim ve teknoloji politikaları ile ekonomik ve sosyal yapıda köklü değişiklikler yapılmalıdır.
Sağlıklı bir şekilde küreselleşme ve AT ile bütünleşme yönünde başarıya ulaşmanın temel araçlarının en önemlilerinden birisi, Türkiye’ye teknoloji transferini gerçekleştirecek ve sabit sermaye stokunun artmasına katkıda bulunacak sermayenin, Türkiye’ye girişinin hızlanmasını sağlayacak ortamın oluşturulmasıdır.8
Bu nedenle ülkemizde önümüzdeki plân döneminde sektörün millî ekonomiye yeterli katkıyı sağlayabilmesi için;
Tablo : 1 - Gümrük Birliği’nin Tamamlanması İçin 1995 Yılı İçinde Alınması Gereken Tedbirler.
Tablo : 2 - Gümrük Birliği’nin Tamamlanması İçin En Geç 1995 Yılı Sonuna Kadar Alınması Gereken Tedbirler.
Tablo : 3 - Gümrük Birliği’nin Tamamlanması İçin 1995 Yılı ve Sonrasında Alınması Gereken Tedbirler.
TABLO : XIII FAO – BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
GIDA VE TARIM TEŞKİLÂTI
İSTATİSTİK YILLIĞI’NDA 1982 – 1993
YILLARI İÇİN TÜRKİYE
ORMAN ÜRÜNLERİ SANAYİİ İTHALÂT
DEĞERLERİ10
GRs : Gayrı resmî
Th : Tahminî
D : 1000 $
M : 1000 m3
İthal Ürün Çeşidi |
Y I L L A R |
||||||
1982 |
1990 |
1991 |
1992 |
1993 |
|||
1 |
Yuvarlak Ağaç (Odun) |
M |
1 |
857 |
989 |
1002 |
2639 |
2 |
Yuvarlak Sanayi Odunu (Yapacak Odun) |
M |
1 |
857 |
989 |
974 |
2433 |
3 |
Yonga ve Parçalar |
M |
* |
* |
* |
2 |
72 |
4 |
Odun Artıkları |
M |
* |
* |
* |
3 |
1 |
5 |
Odun Kökenli Levhalar |
M |
1 |
6 GRs |
6 Th |
63 |
116 |
6 |
Kaplama Levhası |
M |
1 |
6 GRs |
6 Th |
3 |
2 |
7 |
Kontrplâk |
M |
* |
* |
* |
28 |
18 |
8 |
Yonga Levha |
M |
* |
* |
* |
11 |
24 |
9 |
Lif Levha |
M |
* |
* |
* |
20 |
73 |
Son olarak bu bilgilerin ışığı altında, gelişmekte olan Türkiye’nin gümrük birliğine geçişini hızlandırabilmek amacıyla odun kökenli levha sanayiinde neler yapılabileceğini sıralamaya çalıştık. Hiç kuşkusuz, burada sıraladığımız önlemler ne alınabilecek tedbirlerin tümüdür, ne de belki en önemlileri. Zaten gündemimiz, her şeyi en güzel biçimde söylemek değildir; eksiksiz söylemek ise hiç değil. Uğraşımız, orman ürünleri sanayiinde gümrük birliği öncesinde odun kökenli levha sanayiinin mevcut durumu ve sorunları hakkında en mühim olanın önemini ortaya koyabilme çabasıdır.
Taslak Şema
Taslak Şema, Teknik Alt Kongre’de Tartışıldıktan Sonra Son Şekline Dönüştürülecektir.
KAYNAKÇA
M.Ufuk MİSTEPE1
– ORÜS A.Ş. Genel Müdürlüğü, Araştırma Plânlama Şube Müdürü
Bolu A.İ.B.Ü. Kampüs Tesisleri’nde TMMOB Orman Mühendisleri Odası
«Avrupa Gümrük Birliği Sürecinde Orman Ürünleri Sanayii Teknik
Kongresi»’nde
Açılış Bildirisi olarak sunuldu ve Tebliğ Kitapçığı’nın 72 – 98.
sahifelerinde yayımlandı.