ANA SAYFA            
(Bu sayfa en son 27 Mart 2008 tarihinde güncellenmiştir.)

 

ÇANAKKALE ŞEHİDİ
ZİLELİ KINALI ALİ
ÖYKÜSÜ - DESTANI - TÜRKÜSÜ

Araştırma : Ahmet DİVRİKLİOĞLU (Tufan)
(Özhaber Gazetesi - Yıl : 8, Sayı : 753, 19.05.2006 tarihli nüshasında yayımlandı.)
Özhaber Gazetesi Armağanıdır - Mayıs 2006, 11 sh.

       

ÇANAKKALE ŞEHİDİ
ZİLELİ KINALI ALİ'NİN
AİLESİ BULUNDU
(Zile ÖZHABER Gazetesi - Yıl : 8, Sayı : 753, 19.05.2006'da yayımlandı.)

            Şehadetinin 91. yılında Çanakkale Şehidi Zileli KINALI ALİ'nin şeceresi gün ışığına çıktı. Araştırmacı, Yazar, Şâir Ahmet DİVRİKLİOĞLU'nun yaptığı uzun araştırmalar nihayet mutlu sona ulaştı.

            Bu konuda bilgisine başvurduğumuz Ahmet DİVRİKLİOĞLU : "KINALI ALİ'nin Zileli olduğu herkesçe biliniyordu, ama ailesi hakkında bilgi edinilemiyordu. Ben Osmanlı Dönemi'nde lâkap ve soy tanımlamalarından yola çıkarak ailenin Cumhuriyet Dönemi'nde KINALI soyadını alabileceği tahmininden yola çıktım.

            Yaptığım araştırmalarda şehrimizin iki köyünde KINALI soyadı olan ailelere rastladım. Yine ailelerin oturduğu köylerin tarihçelerini araştırdım ve KINALI ALİ ailesinin kuruluşu eski bir Türkmen köyü olan Yaylakent (Gederük) Köyü'ndeki aile ile temas kurmak için adı geçen köye şehrimiz ÖZHABER Gazetesi Sahibi ve Genel Yönetmeni Hüseyin AKAY'la beraber gittim.

            Köydeki yaşlılardan önceki yıllardaki asker uğurlamalarından yola çıkarak sözü KINALI soyadlı aileye getirdim. 1340 doğumlu Hüseyin ÇALBIYIK : Aileye köyde Çıtıkçılar, Çıtıkoğulları dendiğini, Çanakkale savaşlarında bir şehitleri olduğunu duyduğunu, halen Turhal İlçesi Bahçebaşı Köyü mezrasında çiftçilik yapan torunu ALİ KINALI'nın hayatta olduğunu söyledi.

            Bunun üzerine Ali KINALI ile temas kurmak için Bahçebaşı Köyü'ne gittik. Ali KINALI'ya neden KINALI soyadını aldıklarını bilip bilmediklerini sorduğumda herkesçe bilinen Çanakkale Şehidi Kınalı Ali'nin dedesi olduğunu kendilerine Çıtıkçılar dendiği halde Şehit Dede'nin hâtırasına hürmeten oğlu yani babam Mehmet bu soyadı tercih etmiş, dedi.

Ahmet DİVRİKLİOĞLU, M. Ufuk MİSTEPE ve Bekir AKSOY

M. Ufuk MİSTEPE Fotoğraf Arşivi - 07.02.2007 11:16 TMO/Ankara

            Devamla "Dedem Kınalı Ali fizik olarak gelişmiş bir bünyeye sahipmiş, bu yüzden askere erken yaşta alınmış, evli imiş, hanımı yani babaannemin ismi Ayşe, bir erkek çocukları olmuş, adını Mehmet koymuşlar. Dedemin askerden terhis olan arkadaşları Şehit oldu haberini getirince babaannem Ayşe'yi kayınbiraderi yani Şehit Kınalı Ali'nin kardeşi İlyas'la evlendirmişler." dedi.

Özhaber Gazetesi Makale Yazarı
Araştırmacı Ahmet DİVRİKLİOĞLU Ankara'da

Fotoğraf : Bekir AKSOY - 02.06.2006/Ankara

            Ama öykü mektupta kardeşinden Ahmet diye bahsedildiğini söylediğimde aile arasında ismi Ahmet olan kardeş nüfusa İlyas diye yazılmış, çünkü ailenin İlyas'tan küçük kardeşi Ahmet doğduğundan bir müddet sonra İlyas vefat etmiş, nüfus kaydı kapatılmayarak yerine Ahmet gösterilmiş. "Ali Dedem Şehit olduğunda henüz nüfusa kayıt edilmeyen babam Mehmet, amcası tarafından kendi nüfusuna alınmış." dedi.

            Ali KINALI'nın bu açıklamalarından devamla Zile Nüfus Müdürlüğü ve M.S.B.'nın beş ciltlik "Şehitlerimiz" isimli yayınında araştırmaya yöneldim ve ili belli olmayan Çanakkale Şehitleri'nden 4. Kolordu, 11. Fırka, 126. Alay, 1. Tabur, 4. Bölük'te Er olarak görevde iken 22.02.1915 tarihinde Seddülbahir'de şehit olan Hüseyin oğlu Ali'nin hemşehrimiz "Çanakkale Şehidi KINAL ALİ" olduğuna kanaat getirdim.

    
Albüm Tokat Vâliliği'nin Bir Kültür Hizmetidir.

            Hâtırasına hürmeten yetmiş yedi kıta, 308 mısradan oluşan "KINALI ALİ DESTANI"nı ve güftesi bana, bestesi Tekin KİREÇCİ'ye ve nota düzenlemesi Müzik Öğretmeni oğlum Ali İhsan DİVRİKLİOĞLU'na ait Kınalı Ali Türküsü'nü yazdım.

            Ben Şehidimize Öyküsü - Destanı - Türküsü ile görevimi yaptım kanaatındayım. Bu vatanın gerçek sahipleri kahraman Ecdad'tır. Onların hâtıralarını hep taze tutmalıyız, onların hâtıraları bizim manevî güç kaynaklarımızdır. "Türk çocuğu Ecdad'ını tanıdıkça daha büyük işler yapacaktır." Yüce Ata'mızın veciz sözü Türk Milleti'nin her ferdinin düsturu olmalıdır." dedi.

Tekin KİREÇCİ, Ali DİVRİKLİOĞLU'nun Şiirine Türkü Yaktı.

Özhaber Gazetesi - 20.03.2008, Yıl : 10, Sayı : 1316, 10 Ykr.

ÇANAKKALE ŞEHİDİ
ZİLELİ KINALI ALİ
ÖYKÜSÜ - DESTANI - TÜRKÜSÜ

Kınalı Ali'nin Mektubu Okuyuşunun Temsili Resmi
Bu tabloda, Çanakkale Savaşı'nda Türk siperlerindeki gündelik hayat (Esir alınan Anzak
askerinin traş edilmesi, Mehmetçiğin sıladan gelen mektubu okuması, bir askerin saz çalarak arkadaşlarını
 eğlendirmesi, arka plânda ise Anzak askerleri ile Türk askerlerinin futbol oynaması) anlatılmaktadır.)

T.C. Genelkurmay Başkanlığı - Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi Kataloğu, Sh. 103

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
...............
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe, desem sığmazsın.
Mehmet Âkif ERSOY

ÖNSÖZ

            Her milletin, her devletin Millî Bayram'ı, bayramları veya bayram coşkusuna denk günleri vardır. Bu günler onların övünç, gurur ve coşku kaynakları olup, tarih sayfalarında bıraktıkları izle doğru orantılıdır.

            "Milletlerin de insanlar gibi tarih boyunca kaderlerini etkileyecek çok az miktarda sahip olabilecekleri dönüm noktaları vardır. Bu dönüm noktalarını görebilen ve uygulamaya koyabilen milletler tarihe yön vermeyi ve bu şekilde anılmayı hak ederler."

            Bizim milletimiz tarih boyunca hep onunla yaşamış, esarete boyun eğmemiş, hürriyet ve istiklâlinden asla ödün vermemiş nadir milletlerden biridir, birincisidir. Türk Milleti'nin vatan uğrunda genç, ihtiyar, kadın, çocuk demeden şehadet şerbetini içmek için birbiri ile yarışan Dünya'da başka bir örneği yoktur.

            Milyonlarca isimsiz Şehitlerimiz içerisinde bazıları kahramanlıkları ile efsaneleşmişlerdir. Öyküleri ile hafızalarımızdan silinmemiş, hep taze kalmışlardır. Tarihimizde cihana kahramanlığımızla örnek olduğumuz Çanakkale Savaşları'nda Kahraman Şehitlerimiz'den bir tanesi var ki, öyküsü ile Türk Milleti O'nu sînesine nakşetmiştir. Bu kahramanın adı KINALI ALİ'dir.

            KINALI ALİ, yurdumuzu işgal etmek için ta Yenizelanda'dan, Kanada'dan, İngiltere'den, Fransa'dan.. devrin en modern gemi ve silâhları ile zafer hayal ederek, Çanakkale'ye çıkmaya çalışan düşmana memleketi Zile'den koşup, "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ" dedirten yiğitlerden biridir.

     

            KINALI ALİ ZİLELİ'dir. Her Zileli Türk Milleti'nin özelliklerinden olan devletine, vatanına canı pahasına sahip çıkar. Bayrağının renginin kutsallığının bilincindedir. İstiklâl Savaşı'mızın başlangıcında çevre şehir ve köylerden gelen eşkıyanın Zile'yi işgal etmesi neticesinde Zileli mağdur olmuş, zarar görmüştür. Hal böyle iken, her vatansever Zileli'yi üzdüğü gibi beni de üzen, tarihe bu olayın Zile İsyanı olarak geçmesidir. Oysa her Zileli bir KINALI ALİ'dir.

            Değerli okuyucu, hemşehrimiz KINALI ALİ'yi sizlere tanıtabilmek, hafızalarınızda hâtırasını hep taze tutabilmek amacıyla bu çalışmayı sizlere sunuyorum.

            "Türk Çocuğu Ecdâd'ını tanıdıkça daha büyük işler yapacaktır."

                                                                                                 Saygılarımla
                                                                                      Ahmet DİVRİKLİOĞLU

KINALI ALİ ÖYKÜSÜ

            Çanakkale Savaşı dendiğinde akla gelen şehit menkıbelerinden bir tanesi de KINALI ALİ Menkıbesi'dir. Özetle şöyledir :

            Üsteğmen Faruk bölüğüne yeni gelen askerleri kontrol ediyor, onları tanımak için de sorular yöneltiyordu. Bir ara saçı kırmızıya boyanmış bir delikanlı görür. Merakla;

        -         Adın nedir senin evlâdım?" der.

-         Ali Komutanım.

-         Nerelisin?

-         Tokat ZİLE’denim.

-         Peki evlâdım, bu kafanın hali ne?

-         Anam cepheye gelirken kına yaktı komutanım.

-         Ne için oğlum?

-         Bilmiyorum komutanım.

-         Peki gidebilirsin KINALI ALİ.

            O günden sonra herkes O’na “KINALI ALİ” demekle kalmaz, kınasıyla da dalga geçmeye başlar.

            Bu arada Kınalı Ali cana yakın, cesur tavırları ile arkadaşlarının sevgisini kazanmıştır, ama saçındaki “KINA” yüzünden içinde bir burukluk kalmıştır.

M. Ufuk MİSTEPE ve Ahmet DİVRİKLİOĞLU
Zile ve Kınalı Ali Sohbetinde TMO Ziyâretçi Salonu'nda

Fotoğraf : Bekir AKSOY - 02.06.2006/TMO - Ankara

            Oturur, ailesine mektup yazar.

            Mektubuna “Sevgili Anacığım, Babacığım hasretle ellerinizden öperim. Çok iyiyim, beni merak etmeyin.” diye başlar. Tüm aile fertlerinin hele de minik oğlu Hüseyin’in halini hatırını sorduktan sonra, mektubunun sonuna bir not düşer anasına…

            Ali’nin kendisinden hemen sonra askere gidecek Ahmet isimli bir kardeşi daha vardır. “Anacığım” der :

            - Kafama kına yaktın, burada komutanlar ve arkadaşlarım benle dalga geçtiler. Sakın kardeşim Ahmet’e de kına yakma. Onunla da dalga geçmesinler anacığım.

            Bu arada savaş bütün şiddetiyle devam etmekte ve hızını arttırmaktadır. KINALI ALİ ve arkadaşları şehit düşmüşlerdir.

            Ancak Ali’nin annesinin, oğlunun şehit düştüğünden henüz haberi yoktur.

            Oğlunun mektubuna cevap yazıp göndermiştir.

            KINALI ALİ’nin sağ kalan arkadaşları ve komutanları gözyaşları arasında bu mektubu okurlar.

Siperde Mektup Okuyan Askerler

            Mektupta şöyle der anası :

            “Sevgili oğlum, ciğerparem, Ali’m” diye başlar Ana…

            Yazmışsın ki “Kafamdaki kınayla dalga geçiyorlar, kardeşime de yakma!" demişsin. Kardeşine de kına yaktım. Komutan ve arkadaşlarına söyle. Seninle, senin kınanla dalga geçmesinler. Bizde âdet üç şeye kına yakarlar :

            1. Gelinlik Kıza; Gitsin ailesine, çocuklarına KURBAN OLSUN diye,

            2. Kurbanlık Koça; Allah’a Kurban olsun diye,

            3. Askere Giden Yiğitlerimize, Mehmetçiklerimize; “VATANA KURBAN OLSUN” diye.

            Senin de arkadaşlarının da gözlerinden öperim. Kınan mübarek olsun…

Şube Müdürleri'nden Hemşehrimiz Sayın Nizam AKSU Bey'e Katkılarından Dolayı Müteşekkiriz.

Hazırlayan : A. DİVRİKLİOĞLU

Zileli Kınalı Ali CD'si
Zileli Kınalı Ali Kitapçığı

Özhaber Gazetesi Armağanı

ÇANAKKALE ŞEHİDİ
ZİLELİ KINALI ALİ DESTANI
(ÖZHABER Gazetesi - Yıl : 7, Sayı : 720, 11.04.2006 tarih, Sh. 3'de yayımlandı.)

  Bu sene de ekinler
  Ancak bire beş verdi
  Şükür ettik Veren'e
  Böyle münasip gördü

  Bir çift koca öküzle
  Sürerek tarlaları
  Ektim karlar basmadan
  Herk ettim kıraçları

  Hasta babam ihtiyar
  Seferberlikte kapmış
  Urus'la cenk ederken
  Orada marazlanmış

  Bu yüzden çalışamaz
  Rençberlik benim işim
  Anamsa koyun, kuzu
  Ve dokur kilim, cecim

  Dönerken havada kar
  Şükür bitti çift, çubuk
  İki kağnı da odun
  Getirdim çalı, çubuk

  Şimdi bahara kadar
  Yat da dinlen be Ali
  Al eline çöğürü
  Dillensin sazın teli

  Derken bir atlı geldi
  Yamaç köyün Kizir'i
  Bir şeyler konuştular
  Heyecanlı, hayretli

 Sonra bizim avluda
  Genç, ihtiyar toplandı
  Söze başladı babam
  "Dardadır vatan" dedi



 

  “Çanakkale’ye düşman
  Dayanmış, şu işe bak
  Zile’den tüm köylere
  Haber götürür ulak”

  Dedi babamla, emmim
  “Bugün için doğdunuz
  Haydi Ali hazırlan
  Sakın geç kalmayınız”

  Bizim evin damına
  Asıldı Bayrağımız
  Davul, zurna çalıyor
  Halay tuttu gencimiz

  Karabit Halayı’nı
  İyi çektiğim için
  Baştayım mendil elde
  Dur bilmez çekirgeyim

  Sonra dua edildi
  Selâmetine Yurdun
  Helâlleştim herkesle
  Eş, dostla kucaklaştım

  Karım Ayşe ve oğlum
  Hüseyin’im elveda
  Ben asker olayım ki
  Siz rahat olun burada

  Yaşım henüz on sekiz
  Goncasıydım anamın
  Vatan da anam benim
  Kurbandır O’na canım

  Zemheri ayazında
  Hazırladım çantamı
  Sevgili Anacığım
  Yaktı saça kınamı

  Bizde âdet böyledir
  Kınaladılar beni
  Ben de dualar ile
  Alarak abdestimi

  Öptüm Anam, Babamın
  Mübarek ellerini
  Anam yazması ile
  Silerek gözlerini

  Dedi ki : "Eğer oğul
  Kaçan isen düşmandan
  Emdiğin helâl olmaz
  Bilesin na şuramdan"

  Ben de; "Söz Ana" dedim
  Lâyık olmazsam size
  Nasıl bakarım sonra
  Sizin gül yüzünüze

 

  Çıktım Besmele ile
  Evimin kapısından
  Oğlum el sallıyordu
  Ayşe'min kucağından

  Döktüler bir kova su
  Arkamdan âdet üzre
  Tez döneyim diyerek
  Sular serpildi yere

  Arkadaşlarım Memet
  Bektaş, Osman, Hüseyin
  Onlar benden küçük ya
  Bekçisi Onlar köyün

  Beni uğurluyorken
  Gitseydik biz de diye
  Öyle üzüldüler ki
  Gideyim, dedim hele

  Hakkından gelemezsem
  Ki gelirim düşmanın
  O zaman gelirsiniz
  Tamam mı gardaşlarım

  Akranlarımla birlik
  Düştük beraber yola
  Kâh günlerce yürüdük
  Kâh verdik yolda mola

  Deveci Dağları'nı
  Bırakıp gerilerde
  On sekiz yıl bıraktım
  Canım, güzel köyümde

  Geçtik Bozok Eli'nden
  Engürü, Kütahya'dan
  Ayaklar yalın ayak
  Kan akar nasırlardan

  Azıklardaki ekmek
  Kurumuş, taştan katı
  Su da zor ıslatıyor
  Küf kokan peksimeti

  Eynimizde elbise
  Çarık da yok ayakta
  Yürüyordu on binler
  Anadolu yollarda

  Yalnız Anadolu mu?
  Tüm Ümmet-i Müslüman
  Sanki Kıyamet Günü
  Farkı yok Arasat'tan

  Türk'ün Er Meydanı'na
  Akıyordu genç, yaşlı
  Geride çoluk, çocuk
  Matemde gözü yaşlı

 

 

  Gidenden kaçı döndü
  Balkanlar'dan, Batum'dan
  Hepsi Kurban Vatan'a
  Asenalar'dan doğan

  Anadolu burası
  Evet hep Anadolu
  Yiğitler cenge gider
  Ana Er doğurdu mu

  Balıkesir ve Çan'dan
  İniyoruz Batı'ya
  Havada tuhaf duman
  Karışıyor kokuya

  Nasıl bir koku ise
  Yakıyor genizleri
  Hayra alâmet değil
  Ses, gök gürültüleri

  Öylesi gürültü ki
  Çöküyor sanki gökler
  Yer öyle sarsılıyor
  Az bile zelzeleler

  Demek ki düşman bize
  Salmak için korkular
  Büyük silâh kullanır
  Bizdeyse korku mu var?

  Korku olur mu Türk'te?
  Bilmiyor bunu düşman
  Hele bir tutuşalım
  Olacak nasıl pişman

  Ben Vatan'ım uğruna
  Geçerken serden, candan
  O ise işgalcidir
  Farkı yok ki hırsızdan

  Vatan'ın namusuna
  Uzanırsa kirli el
  Onu kırmak gerekir
  Değil mi bir an evvel?

  Bir an evvel öyleyse
  Düşmanın karşısına
  Öyle bir varmalıyız
  Ot tıkmalı çanına

  Bu duygular içinde
  Biz artık koşuyorduk
  Dağ, taş geride kaldı
  Sabah sahile vardık

  Sonra.. masmavi derya
  Anaaaam.. ne de büyük su
  Su değil de zannımca
  Upuzun çimenlik bu

  Hani Er Meydanı'nda
  Vurulunca davullar
  Pehlivana coş gelir
  Şimdi bende o hal var

  Ne yorgunluk var serde
  Ne de ufak yılgınlık
  Çanakkale karşımda
  Naa.. şurda bir adımlık

  Vardık Çanakkale'ye
  Boğazda gemiler var
  Ben böyle görmemiştim
  İri bizim köy kadar

  Dediler : Bunlar düşman
  Savurur bomba gülle
  Aman vermemek için
  Cephe kurduk süngüyle

  Faruk Üsteğmen beni
  Yazdırdı Bölüğüne
  Dedi : Oğlum ZİLELİ
  Başla sen eğitime

  Üç beş günün içinde
  Taş gibi Asker oldum
  Türk zaten Asker doğar
  Babam'dan öyle duydum

  Her iş güzel gidiyor
  Yalnız bir şey dışında
 
Kınanın ne işi var
  Dediler ki başında?

  Bilmiyorum ki.. dedim
  Anam yaktı başıma
  Mektubumda sorarım
  Nazlı Anacığıma

  Yazdım ilk mektubuma
  Selâm, kelâm her şeyi
  Ali idim köyümde
  Oldum "KINALI ALİ"

  Saçımdaki kınayı
  Soruyor Komutanım
  Ne için yaktın Ana?
  Keşke hiç yakmasaydın!

  Karındaşım Ahmet de
  Gider iken askere
  Sakın ha kına yakma!
  Alırlar eğlenceye

  Arkadaşlar benimle
  Geçiyorlar dalgayı
  Tez elden izah et Sen
  Mektup yazıp kınayı

  Savaş çetin mi çetin
  Gece Gayye Kuyusu
  Gündüz her yan Cehennem
  Kanlarsa çağlayan su

  Bizim Bölük cephede
  Öyle bir kükrüyor ki
  Düşman ne yapıyorsa
  Adım atamıyor ki

  "Süngü tak, hücum!" diye
  Gürledi Komutanım
  Durur muydum ben geri
  Kükredim, Aslanlaştım

  Beni tanımaz düşman
  Adım "KINALI ALİ"
  Kanında kahramanlık
  Atam'sa KIZILDELİ

  Kırmak ile bitmiyor
  Çekirge sürüsünü
  Bırakıp kaçıyorlar
  Cephede ölüsünü

  Gördü Komutanım da
  Neymiş KINALI ALİ
  Nasıl da yiğit Asker
  Diyerek övdü beni

  Yiğitlik Milletim'in
  Kanında doğuştan var
  Ah.. ki ah, düşmanda
  Çok yaman silâhlar var

  Göğüs göğüse gelmez
  Gücü yok yanaşmaya
  Elindeki silâhla
  Mermi kor karşı dağa

  Yine böyle seherle
  Bölük kalktı hücuma
  Sanki bir sancı girdi
  Sol yandan vücuduma

  Damla damla sıcak kan
  Sızıyordu göğsümden
  Düştüm, gözüm karardı
  ALLAH dedim düşerken

  ALLAH dedim YÂ ALLAH
  Ta.. ki doğarken bana
  Ya Gazi ol ya Şehit
  Dediler kulağıma

  Ne mutlu ki Gazi'ydim
  Şimdi de Şehit oldum
  Dirilsem, geri gelsem
  Yine Şehit olurum

  Benden sonra mektubum
  Gelmiş Anacığım'dan
  Bilmiyor ki Ali'si
  Yüceleşti dağ kadar

  Bizim Faruk Üsteğmen
  Almış ilk mektubumu
  Diyormuşsun ki Ana
  Sakın Zâyetme bunu

  Benim ellerim tutmaz
  Sözünü tutamam ki
  Mektup emin ellerde
  Zâyetmez Türk Milleti

  Yazmışsın; Oğlum Ali
  Gözlerinden öperim
  Öp, öp ki Anacığım
  Gözüm kapansın benim.

  Söz etmişsin Köyüm'den
  Tarla, çiftten, çubuktan
  Selâmlar eklemişsin
  Gelinin Ayşe Kız'dan

  Sonra KINA demişsin
  Neden yaktım bil Oğul?
  Vâkıf ol anlamına
  Süs için değil Oğul


Üçüncüsüyse Yavrum
VATANA KURBAN OLSUN
Diyerek MEHMETÇİĞE
KINAN MÜBAREK OLSUN...
KINAN MÜBAREK OLSUN...
.

  Anlatmışsın; Bak Yavrum
  Bizde âdet kınayı
  GELİNE yakarlar ki
  Olsun evin Kurbanı

  Sonra KURBANLIK KOÇ'a
  Yakarız, unutma ha!
  Kabul bir Kurban olsun
  Diye YÜCE ALLAH'a.

KINALI ALİ TÜRKÜSÜ

Kınalı Ali Türküsü Sözleri : Ahmet DİVRİKLİOĞLU (Tufan)

- 2 -

     Çanakkale Tabyası
     Türk’ün onur kalesi
     Yiğitlerin içinde
     Ali’m var kınalısı

 

     Ali’m Kınalı Ali’m
     Tomurcuksun Gül Ali’m
     Ali’m Kınalı Ali’m
     Dön Zile’ye gel Ali’m
 

- 3 -

     Ali’mden haber geldi
     Dediler Şehit oldu
     Vatana kurban olsun
     Bugünler için doğdu

 

     Ali’m Kınalı Ali’m
     Tomurcuksun Gül Ali’m
     Ali’m Kınalı Ali’m
     Gözüm yaşı sel Ali’m
 


İngiliz ve Fransız donanmasının desteğinde Çanakkale'de Fransız çıkarması.

SON SÖZ
ARZUHAL

            18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi yedi düvele “Düvel-i Muazzama”nın en gelişmiş silâhlarına rağmen (İngilizler’in kullandığı bir top mermisi düştüğü yerde 15 m çapında, 4 m derinliğinde bir çukur açmakta örneğinde olduğu gibi) Türk’ün var olma zaferidir. Yalnız Türk’ün değil İslâm’ın da var olma savaşıdır. Eğer böyle olmasa idi en büyük Vatan Şâiri’miz, aynı zamanda Kur’an’ı tefsir edecek kadar dinî bilgiye sahip Mehmet Akif Ersoy Çanakkale Şehitleri için yazdığı meşhur şiirinde “Bedrin Aslanları ancak bu kadar şanlı idi” “Bu taşındır diyerek Kâbe’yi diksem başına” mısralarında İslâm’ın en kutsal değerlerini Kahraman Mehmetçik için kullanır mı idi ki hikmeti anlaşılmalıdır. Anlatmak gerekir.

            Düşünün ki Çanakkale kaybedildi. O Haçlı Ordusu’nun 20. yy seferini taaa Hindistan’a, taaa Mısır’a kadar durdurabilecek bir askerî güç var mı idi o tarihte? O müthiş savaşın o Dünya Savaş Tarihi’ndeki en büyük Türk’ün zaferinin değerini çok iyi bilmek gerekir.

            Mehmet Akif Ersoy “Bedr’in Aslanları’nı ancak Çanakkale kahramanlarına eş tutuyorsa” Pakistanlı büyük mütefekkir Muhammed İkbal rüyasında Cenab-ı Peygamber’e en güzel hediye olarak Çanakkale şehitlerinin kanını sunuyorsa iyi düşünmek, onlara lâyık şekilde hâtıralarına saygı duymak her Türk’ün her Müslüman’ın görevi olmalıdır.

       
http://www.canakkaleonline.com/

            Değerli okuyucu; işte bu müthiş savaşın, eşsiz zaferin kahramanları Cenab-ı Peygamber’in övgüsüne mazhar olmuş Mehmetçikler’dir. Bu Mehmetçikler içerisinde bir de KINALI ALİ vardır ki hemşehrimizdir; Zileli’dir. Öyküsünü nesir ve nazım, güfte olarak okuduğunuz bu kahramanımıza sahip çıkmalıyız. Onların ve O’nun hâtıralarını hep canlı tutmalıyız. Onlar bizim manevî güç kaynaklarımızdır, övünç kaynaklarımızdır.

            KINALI ALİ şehrimizin Yaylakent (Gederük) Köyü’nden Çıtıkoğulları’ndan Hüseyin oğlu olup, Çanakkale Savaşı’nda görevli olduğu 4. Kolordu, 11. Fırka, 126. Alay, 1. Tabur, 4. Bölük’te 22.02.1915 tarihinde Seddülbahir’de şehit olduğu bilinmektedir.

            Aziz Şehidimiz’in bir heykeli şehrimizin en güzel parkına veya merkezî yerine dikilmeli. Adı, adres olarak en çok kullanılan caddeye veya yeni oluşacak bir mahalleye verilerek zaten ölümsüzleşmiş olan KINALI ALİ’mize hemşehrilik görevimizi yerine getirmeliyiz. Bu görev Belediye’mize, sosyal ve meslekî kuruluşlarımıza düşmektedir.


http://www.canakkale.gen.tr/canakkale/canakkalei.html

 

Zile Makaleleri Sayfasına  

Dönmek İçin TIKLAYINIZ

YAZDIR