ANA SAYFA            
(Bu sayfa en son 20 Ocak 2009 tarihinde güncellenmiştir.)

 

 

TRABZON
İSKENDER PAŞA
VAKFI

Yrd. Doç. Dr. Ümit KILIÇ
(Atatürk Üniversitesi, Fen - Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, ERZURUM.)

Yrd. Doç. Dr. Ümit KILIÇ Bir Oturumda Tebliğ Sunarken.

http://www.gunesvakfi.org/picture/etkinlikler/konferanslar/31b.JPG

Dergi Adı : Uluslararası Karadeniz İncelemeleri Dergisi
(International Journal of Black Sea Studies)
(Hakemli ve Uluslararası Dergi - Sayı / Issue : 4 Bahar / Spring, Serander  Trabzon 2008)
(Yıl : 2, ISSN : 1307 - 0169, 164 sh., Sh. 9 - 27'de yayımlandı.)

TRABZON - TREBIZONDE

TRABZON
İSKENDER PAŞA VAKFI

 

            ÖZ

            İskender Paşa, 1512 - 1533 yılları arasında Trabzon'da dört defa vâlilik yapmış, bu süre zarfında şehrin imarına yönelik birçok eser yaptırmıştır. Son vâlilik dönemine tesadüf eden 1531'de, bu eserleri havi bir vakıf tesis etmiştir. Bu çalışma, Trabzon'da bulunan İskender Paşa Vakfı’nın, XVI. ve XIX. yüzyıla ait idarî ve sosyo - ekonomik yapısını ortaya koymayı amaçlamaktadır.

            Anahtar Sözcükler; Trabzon, Vakıf, İskender Paşa.

            ABSTRACT

            Iskender Pasha became the governor of Trabzon four times between the years of 1512 - 1533. During this period, he had several architectural buildings built. İn 1531, when he became the governor for the last time, he established a waqf consisting of these buildings. This study explores governmental and socio - economic structure of the Iskender Pasha Waqf in Trabzon in the 16th and 19th centuries.

            Keywords; Trabzon, Waqf, Iskender Pasha.

            Giriş

            Trabzon, Karadeniz sahilindeki stratejik konumu nedeniyle Osmanlı coğrafyasında önemli bir yer tutmaktadır. Sahip olduğu liman ile XVI. yüzyılda Tebriz – Erzurum - Trabzon ticaret yolunun durağı olan kent, Osmanlı ticarî hayatının önemli merkezlerinden birisidir1. Şehzade şehri olan Trabzon'da uzun süre görev yapan vâlilerden biri olan İskender Paşa, şehrin kültürel ve ticarî dokusuna uygun olarak câmi, medrese, hamam, büyük bir han ve çeşmeler bina ettirmiştir. Kurduğu vakfın hayratı câmi ve medreseden ibaret olup evkafını ise hamam, han, birtakım bahçeler ve mahzenler oluşturmuştur. 1531'de tanzim edilen vakfiyenin günümüze ulaşabilmiş üç nüshası bulunmaktadır. Ayrıca muhtemelen 1844 yılı civarında yazılan, özellikle de Taş Han'la ilgili ayrıntılı bilgi veren bir masraf kaydından da vakfın XIX. yüzyıldaki durumu hakkında birtakım bilgiler elde edilmektedir. Bu açıdan vakfın kuruluşundaki ekonomik ve sosyal şartları ortaya konulabildiği gibi yaklaşık üç yüz yıl sonraki bir dönemde de vakfın genel durumu tespit edilebilmektedir.

            1 Charles Issawi; "The Tabriz-Trabzon Trade, 1300 - 1900: Rise And Decline of a Route.", IJMES, Vol. I/I, New York 1970, pp. 18 - 27.

            1- İSKENDER PAŞA VE TRABZON'DAKİ VAKIF ESERLERİ

            a- İskender Paşa

            İskender Paşa, Kastamonu Ayanı Mustafa Bey'in2 oğlu olup Yavuz Sultan Selim döneminde Trabzon Sancak Beyi’dir. Trabzon Vâliliği’ne muhtelif dönemlerde dört kez atanmış, toplam on iki yıl vâlilik yapmıştır. Vâlilik süresi Osmanlı Devleti'nin bürokratik geleneği içerisinde hayli uzun bir zamanı ihtiva etmektedir. İskender Paşa'nın, Trabzon Vâliliği ile ilgili dikkate değer diğer bir husus da Trabzon Sancakbeyi Yavuz Sultan Selim'in Nisan 1512'de Osmanlı Padişahı olmasından sonra Trabzon'a atanan ilk Sancak Beyleri’nden olmasıdır. İskender Paşa'nın Trabzon'daki ilk vâliliği 1512 - 1513 yılları arasında olup kısa bir süre devam etmiştir. Paşa'nın bu dönemde Şah Kulu isyanı ile uğraştığı görülmektedir. Şah Kulu'nun Amasya'yı ele geçirmesi üzerine buraya yardıma gelerek şehrin kurtarılmasını sağlamıştır.

            2 "Tahrir kayıtlarına göre Mustafa Paşa’nın Babası (İskender Paşa’nın Dedesi), Bıyıklı Mehmed Paşa olup, Yavuz Sultan Selim’in mu’temedi ve mirâhuru’dur. Oğlu Mustafa Paşa olup, devrin önemli şahsiyetlerinden Üveys Paşa da kardeşidir. Bıyıklı Mehmed Paşa, torunu İskender Paşa’nın ilk Trabzon Vâliliğinden sonra 1514 yılında Trabzon Vâlisi olmuştur. Bkz. TKGM. Kuyûd-u Kadime. TD. No. 29.9a.vd. Hoca Saadettin Efendi; Ta’cü’t-Tevârih. c. IV, Haz. İsmet Parmaksızoğlu. Ankara 1992. s. 162 - 333. Mehmed Süreyya; Sicill-i Osmanî. Tezkire-i Meşâhir-i Osmaniye. c. IV, İstanbul 1997. s. 131. Hanefi Bostan; XV - XVI. Asırlarda Trabzon Sancağı'nda Sosyal ve İktisadî Hayat, Ankara 2002, s. 56 - 57." şeklinde yayımlanmıştır. Ancak, İskender Paşa’nın babasının adı Mustafa Paşa olmakla beraber, dipnotta adı geçen Mustafa Paşa ve Bıyıklı Mehmed Paşa,  bu çalışmaya konu olan İskender Paşa’nın babası ve dedesi olmayıp, aynı zaman diliminde yürütülen Trabzon Tarihi ile ilgili başka bir araştırmanın konusunu oluşturmakta iken, isim benzerliğinden dolayı yazar tarafından sehven bu çalışmanın dipnotuna dâhil edilmiştir. Düzeltir, doğru dipnotu aşağıdaki şekilde beyan ederiz;

            2 Hoca Saadettin Efendi; Ta’cü’t-Tevârih. c. IV,  Haz. İsmet Parmaksızoğlu. Ankara 1992. s. 162 - 333. Mehmed Süreyya; Sicill-i Osmanî. Tezkire-i Meşâhir-i Osmaniye. c. IV, İstanbul 1997. s. 131. Hanefi Bostan; XV - XVI. Asırlarda Trabzon Sancağı'nda Sosyal ve İktisadî Hayat, Ankara 2002, s. 56 - 57.

Ufuk Bey,

            Uyarınız üzere İskender Paşa ile ilgili kısımlara tekrar baktım, dediğiniz doğru, makalemin dipnotunda adı geçen Mustafa Paşa, başka bir kişi, 1552'de vefat eden ve Trabzon'da vâlilik yapan bir kişi ama İskender Paşa'nın babası olan kişi değil. Mustafa Paşalar karışmış, çünkü bu Mustafa Paşa ve ailesi ile ilgili de bir vakıf çalışması yürüttüm; oraya yazmam gereken bilgiyi buraya aktarmışım. Dolayısıyla Bıyıklı Mehmed Paşa'nın ilgisi yok İskender Paşa ile.

            Dergiye bir düzeltme metni gönderdim. Editörle görüştüm.  5. sayıya yetişmez ama 6. sayıda yayımlarız dediler. Yayımlanması için takipçisi olacağım. Ben düzeltme metninin bir kopyasını da ekte size yolluyorum. Eğer siteniz açılırsa siz de düzeltme metnini veyahut düzeltilmiş haliyle dipnotu yeniden yazarsanız sevinirim. Uyarınız için tekrar teşekkürler.

Saygılarımla,
 Yrd. Doç. Dr. Ümit KILIÇ
u.kilic76@hotmail.com
0 (442) 231 23 42

            Daha sonra Kastamonu'ya atanan İskender Paşa, 1518'de ikinci kez Trabzon'da vâli olarak görevlendirilmiştir. İskender Paşa bu dönemde şehirde Şark Meydanı adıyla anılan yerde 1519'da bir çeşme yaptırdı.


Birinci İskender Paşa Çeşmesi (1940 Öncesi)

Birinci İskender Paşa Çeşmesi (Fot. : Coşkun Kulaksızoğlu)

            Kanunî Sultan Süleyman'ın tahta geçmesi ile İskender Paşa'nın 1520'de Sivas Vâliliği’ne atandığı görülmektedir. Ancak Sivas Vâliliği kısa sürdü ve kendi yerine atanan Lala Sinan Paşa, Sivas Vâliliği’ne, İskender Paşa ise üçüncü defa Trabzon Vâliliği’ne atandı. Kısa süreli bu vâliliğinde imar faaliyetlerini devam ettirdi. İskender Paşa iki yıl süren üçüncü vâliliğinde dönemin Hoca Halil Mahallesi'nde ikinci çeşmesini yaptırdı.

İkinci İskender Paşa Çeşmesi

            Osmanlı Orduları’nın Macaristan'a yöneldiği 1526'da Sivas Vâliliği'nden dördüncü defa Trabzon Vâliliği’ne atanan İskender Paşa, 1533'deki vefatına kadar bu görevini sürdürdü. Macaristan Seferi’ni uygun bir zemin olarak gören Celâlîler, Kalender Şah'ın önderliğinde ayaklandılar. Vezir-i Azam İbrahim Paşa ayaklanmayı bastırmak için harekete geçince İskender Paşa da Temmuz 1527'de Sivas'a hareket etti. Ayaklanmanın bastırılmasını müteakip 1528'de Trabzon'a döndü. Şebinkarahisar'da çıkan Bozoklu Celal Ayaklanması’nın bastırılmasında da önemli bir rol oynadı. 1529'da ise kendi adını taşıyan câmi ile medreseyi yaptırdı. 1533'de vefat eden İskender Paşa, Trabzon'da medfun olan ilk vâlidir. Kısa ifadelerle yazılan mezar taşından vezir payesi aldığı anlaşılmaktadır. Vâlilerin vezir rütbesi almaları Kanunî döneminde yaygınlaştığından İskender Paşa'nın bu unvanı alan ilk vâlilerden olduğu ifade edilebilir. Kabri, yaptırdığı İskender Paşa Câmii'nin haziresinde bulunmaktadır3.

      
       2. İskender Paşa Çeşmesi Kitâbesi

  
  Mezârın Baş Şâhidesindeki
  Türkçe Kitâbe

           Hû
           Merhûm ve mağfûr
           İskender Paşa
           Rûhiçün el Fâtihâ

           Sene 940 (1533)

            3 Feridun Bey; Münşeat'üs-Selâtin, c. I, İstanbul 1247, s. 479. Âşık Mehmed b.Ömer; Menâzir'ül-Avâlim, c. II, Süleymanîye Ktb. Nr. 616, vd. 29 a-b. Halil Edhem; "Osmanlı Kitabeleri", TOEM. VIII/48, s. 346. Hüseyin Hüsameddin; Amasya Tarihi, c. III, İstanbul 1927, s. 293 - 299. Trabzon Salnamesi; XVI. Trabzon 1313, s. 65. Hüseyin Albayrak; Fetihten Kanunî'ye Trabzon. İdarî Yapılaşma ve Dönemin Trabzon Vâlileri, Trabzon 2000, s. 80. Ömer Akbulut; Trabzon; Cumhuriyetten Evvel Tarih ve Vâliler, c. I, Trabzon 1955, s. 128 - 130. Mahmut Goloğlu; Trabzon Tarihi. Fetihten Kurtuluşa Kadar, Trabzon 2000, s. 39 - 45. Hüseyin Albayrak; Tarih İçinde Trabzon Vâlileri (1461 - 2007). Trabzon 2008, s. 37 - 54. Hanefi Bostan; XV. - XV1. Asırlarda Trabzon, s. 58 - 61. Tayyip GökbiIgin; "XVI. yy. Başlarında Trabzon Livası ve Doğu Karadeniz Bölgesi" Belleten XXVVIO2, Ankara 1962, s. 306. Şakir Şevket; Trabzon Tarihi. Ankara 2001, s. 134. Sahabettin Tekindağ; "Trabzon" İA. XW2, İstanbul 1979, s. 455 - 477.

            b- Vakıf Eserleri

            1- İskender Paşa Câmii

            1529'da yaptırılan İskender Paşa Câmii, dikdörtgen şekilli olup tek kubbeli bir câmidir. Düzgün kesme taş ve tuğla malzemeden inşa edilmiştir. Harimin üzerini örten sekizgen bir kasnağa oturan büyük bir kubbe, cepheden beş bölümlü bir son cemaat yeri, bundan sonra gelen geçiş mekânı ve bu kısmın üzerindeki ortada tek iki yanında yarım kubbeleri ile dikkati çeker. Harimin kuzeyinde yer alan mahfil iki sütun üzerine oturtulmuş olup yanlardan duvara raptedilmiştir. Bu bölüm sayesinde câmiye genişlik kazandırılmıştır. Minaresi, câminin kuzeybatı köşesinde yer almaktadır. Sekizgen plânlı kaide saçak hizasına kadar uzun tutulmuştur. Yuvarlak gövdeli sıralı olarak beyaz taş ve tuğladan yapılmıştır. Tek şerefeli olup gövdeden şerefe altına bir bilezikle geçilmektedir. Câmi, 1882 yılında önemli bir tamirattan geçirilmiştir. Cumhuriyet döneminde de üç defa tamir edilen câmi bu sebeple orijinalinden farklılıklar göstermektedir4.


İskender Paşa Câmiî


İskender Paşa Câmiî (Gravür : Deyrolle'den)

            4  Murat Yüksel; Trabzon'da Türk - İslâm Eserleri ve Kitabeler, c. I, Trabzon 2000, s. 99 - 105. Goloğlu; Trabzon Tarihi, s. 45. Hüseyin Albayrak; Trabzon İskender Paşa Külliyesi, Ankara 1988, s. 20 - 38. Şamil Horuloğlu; Trabzon ve Çevresinin Tarihî Eserleri, Ankara 1983, s. 85.

            2- İskender Paşa Medresesi

            Medrese, Belediye Binası’nın doğu cephesine bitişik iki katlı olup Trabzon'da son yıllara kadar ayakta kalabilen en eski medreselerden biri idi. İki katlı olup "U" biçiminde ve on beş ilâ yirmi arasında odası bulunmaktaydı. Yapım tarihi tam olarak bilinmemekle beraber - vakfiyeden yola çıkarak - câminin yapıldığı 1529 yılında inşa edildiği söylenebilir. 1875'de dönemin vâlisi Saffet Paşa tarafından tamir edilerek vakıf için birkaç dükkânın da eklendiği medrese, 1950'li yıllarda yıktırılmıştır. Evliya Çelebi bir adet de dar'ul-kurra'dan bahsetmektedir, ancak vakfiyede böyle bir eserden bahsedilmediği gibi böyle bir yapı günümüze de ulaşmamıştır5.


Belediye Meydanı ve İskender Paşa Medresesi


İskender Paşa Câmiî ve Mezârı Solundaki Çatılı Bina
İskender Paşa Medresesi (1940 yılları)

            5 Albayrak; İskender Paşa Külliyesi, s. 39 - 41. Horuloğlu; Trabzon ve Çevresinin Tarihî Eserleri, s. 85. Cahit Baltacı; XV - XVl. Asırda Osmanlı Medreseleri, İstanbul 1976, s. 596. Şakir Şevket; Trabzon Tarihi, c. 2, İstanbul 1254, s. 154.

            3- İskender Paşa Hamamı

            Çarşı Mahallesi'nde Taş Han'ın batısında, Çarşı Câmii’nin güneyinde yer alan İskender Paşa Hamamı, dikdörtgen bir plâna sahiptir. Batısı erkeklere doğusu ise kadınlara tahsis edilmiştir. Bu özelliği ile çifte hamam olarak da anılmaktadır. Ortası yüksek kenarlı ve sekizgen bir çatı ile örtülüdür. Kesme taş, moloz taş ve mermer kullanılarak inşa edilmiştir. Kaynaklarda Paşa Hamamı olarak da zikredilmektedir. Yapılış tarihi tam olarak belli değildir. Vakfiyede hamamların 1531'den önce inşa ettirildiği anlaşılmaktadır ki buna göre 1521 - 1533 yılları arasında yaptırılmış olunmalıdır. 1889'da ve iki defa da Cumhuriyet döneminde etraflıca tamir görmüş olup erkekler kısmı halen hizmet vermektedir. Evliya Çelebi, bu eserden "...çifte ve gayet müferrih bir hammamdur... " diye zikretmektedir.6


İskender Paşa Hamâmı (Fotoğraf : Coşkun Kulaksızoğlu)

İskender Paşa Hamâmı, Erkekler Kısmı (Batı'dan)

            6 Albayrak; İskender Paşa Külliyesi, s. 56 - 58. Yüksel; Trabzon'da Türk - İslâm Eserleri, s. 229. Evliya Çelebi; Seyahatname, İstanbul İ314, c. 2, s. 90. Tekindağ; "Trabzon", s. 473. Haşim Karpuz; "Trabzon'da Türk Devri Hamamları", Tarih Boyunca Karadeniz Kongresi II, 1 - 3 Haziran 1988, Samsun 1990, s. 370 - 412.

            4- Taş Han

            Çarşı Mahallesi'nde bulunan Taş Han'ın 1531 - 1533 yılları arasında İskender Paşa tarafından yaptırıldığı ifade edilmekle beraber vakfiyesi, 1531'de tanzim edildiği için eser 1531'den önce yapılmış olmalıdır. Ancak vakfiye, Han'ın İskender Paşa tarafından yaptırıldığını zikretmekle beraber tarih hususunda net bir bilgi vermemektedir. Osmanlı devri avlulu iki katlı şehir hanlarının güzel bir örneğidir. Kare plâna sahiptir. Kuzey cephesinde giriş kapısı olup, girişin solundaki diğer bir merdivenle ikinci kata çıkılmaktadır. Alt katta on yedi üst katta ise yirmi dört oda bulunmaktadır. Tarihî süreç içerisinde cepheleri üç kemerli olan bu hanın, revaklı koridorları vardır. Kemerler tuğladan yapılmıştır. Çatı kiremit örtülü olup Bayburt taşından bacalar kondurulmuştur. Han, 1890'da geniş kapsamlı bir tamirat geçirmiştir7.

            7 Horuloğlu; Trabzon ve Çevresinin Tarihî Eserleri, s. 106 - 108. Haşim Karpuz; Trabzon, Trabzon   1990. s. 55. Necmeddin Aygün; "XVIII. yy'da Trabzon'un Ticarî Yapıları" Uluslararası Dil Edebiyat Sempozyumu, 3 - 5 Mayıs, Trabzon 2001, s. 260. Yüksel; Trabzon'da Türk - İslâm Eserleri, s. 219. P. Minas Bıjışkyan; Karadeniz Kıyıları Tarih ve Coğrafyası, İstanbul 1969, s. 54. Yüksel; Trabzon'da Türk - İslâm Eserleri, s. 219. Salina Ballance; 'Trabzon'da Erken Devir Türk Yapıları", Bir Tutkudur Trabzon, İstanbul  1997, s. 235 - 257.

            5- Çeşmeler

            İskender Paşa adını taşıyan üç çeşmeden ikisini İskender Paşa'nın kendisi, diğerini ise vefatından sonra aile bireyleri yaptırmıştır. İlk çeşme, Câmi'nin doğusunda 925/1519'da sivri kemerli ve tek cepheli olarak yaptırılmış birkaç defa yıkıma uğramış ancak eski yerine yakın bir mahalde yeniden inşa ettirilmiş ve kitabesi konulmuştur. Kitabe Arapça olup Hicrî 925 yılı ebced hesabıyla tarih olarak düşülmüştür.


3. İskender Paşa Çeşmesi Kitâbesi

 
Resim : Ceyhan Murathanoğlu
Foto : Mustafa Yazıcı


1. İskender Paşa Çeşmesi Kitâbesi

            Diğer çeşme ise Pazarkapı Mahallesi'nde bulunan Hoca Halil Câmii'nin karşısında yer almaktadır. Düz cepheli ve iki kademeli saçağı olan ve yol seviyesinin altına inen çeşme, 930/1523 tarihli bir kitabeye sahiptir. Üçüncü çeşme ise Pazarkapı Mahallesi'nde olup 965/1558 tarihli bir kitabesi vardır. İskender Paşa'nın vefatından sonra bitirildiği için aile bireylerince yaptırılmış olmalıdır8.

Üçüncü İskender Paşa Çeşmesi

            8 Yüksel; Trabzon'da Türk - İslâm Eserleri, s. 173 - 177. Albayrak; İskender Paşa Külliyesi, s. 44 - 53.Tekindağ; "Trabzon", s. 473 - 474.

            2- VAKFİYESİ

            İskender Paşa Vakfı’na ait üç adet vakfiye sureti bulunmaktadır. Bunlardan ilki Trabzon'un 1583 yılına ait Tahrir Defteri’nde9, diğer iki nüsha ise Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde kayıtlıdır.10 Vakıflar arşivindeki bu iki suret de Arapça'dır. Vakfiyeler el yazmasıdır. Yazı karakterleri ve satır sayıları birbirlerinden farklılık arz etmektedir. 590 no.'lu surette metnin kenarlarına evkafa ait mallarla ilgili Türkçe notlar düşülmüştür. Dua ile başlayan Vakfıye'de dünya hayatının geçiciliği, vakfın İslâm Dini'ndeki fıkhî temeli, İskender Paşa'nın vakıf tesisindeki amacı zikredilmektedir. Akabinde sınırları ile birlikte vakıf mülkleri, vakfın hayratı, personel ve idarî görevliler zikredilmekte ve sonunda vakfın hukukî konumu ve dağıtılmaması için yapılan beddua ile sona ermektedir. Vakfiyenin tanzim yılı ise 1 Muharrem 938/15 Ağustos 1531'dir.

Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi ve Vakfiye Defterleri'nin Arşivlendiği Raflar.
(İsmail AYKAN ve Ayhan YEŞİLYAPRAK Sorumlu Vakıflar Gen. Müd. Elemanları)
 
Fotoğraflar : M. Ufuk MİSTEPE - 15.05.2008 Ankara

              9 TKGM. Kuyûd-u Kadime, rD./Vb.29.7a-8a.vd.

            10 "Mustafa Bey Oğlu İskender Paşa Vakfı" VGMA. 590. 'İskender Paşa Bin Mustafa Bey Vakfı" VGMA. 651.

            İki surette de ana metin aynı ifadelerle bulunmaktadır. Ancak 651 no.'lu suret buna ek olarak Şuhûd'ül-hâl başlığı altında suretin yazıldığı yıla ait şahitlerin isimleri yazılıdır11. Devamında ise 1259/1843-44 yılı varidat ve 1258/1842-1843 yılına ait giderleri yazılmıştır. Bundan dolayı suret 1843 - 1844 yılı civarında kaleme alınmış olmalıdır. 590 no.'lu suret iyi bir biçimde korunurken, 651 no.'lu suretin bazı sahifelerin harf ve rakamların okunmalarını engelleyecek ölçüde tahribata uğradığı görülmektedir.

            11 Şuhûd'ül-hâl; Fahru'l-efahır ve'l-ekâbir Ali Çelebi Miralay, Fahru'l-mutemed Mustihiddin Ebi Abdullah el Mütevelli, Fahru'l-ayân Mehmed Çelebi, Fahru'l-ihvân Mevlana Muhsin b. İbrahim, Mevlana Mehmed b. Musa El-Erzincani, Ve Mevlana Hişam b. ..?..." .......... Ve Hamza b. Ali, Ve Hişam b. Hamza el-huffâz, Ve Sinan Ağa b. Abdullah, Kapucıbaşı Hasan Ağa, Ve Hüsrev b. Abdullah, Ve Gazi Kethüda Hişam b. Ali el-Kilârî, Ve Nebi b. Süleyman.

El Yazması Vakfiyelerin Yazıldığı 590 No.'lu Cilt.
(İsmail AYKAN ve Ayhan YEŞİLYAPRAK Sorumlu Vakıflar Gen. Müd. Elemanları)
 
Fotoğraflar : M. Ufuk MİSTEPE - 15.05.2008 Ankara

            3- KURULUŞ YILLARINDA İSKENDER PAŞA VAKFI

            a- Hayrat ve Evkafı

            İskender Paşa Vakfı'nın hayratı vakfiyenin tüm suretlerinde; "... Bu vakıfların gaile ve varidatı Trabzon Şark Meydanı’nda Vâkıfın bina eylediği câminin mesâlihi ile mezbur câminin civarında bina eylediği medresenin mesâlihine tayin eyledi... " şeklinde zikredilmektedir. Vakfiye, vakıf mallarının vasıflarını ve bulundukları yeri komşu mülkler ve yerler ile beraber zikrederken, getirdiği gelirler hakkında herhangi bir bilgi ihtiva etmemektedir. Vakfiyede, vakıf malları on başlık altında ele alınmaktadır. İlk olarak Trabzon'da Sur dışında Bedesten'in yakınında Hacı Kasım Mescidi Mahallesi’nde biri erkeklere, diğeri bayanlara mahsus olmak üzere iki hamam zikredilmektedir. Hamamların kuzeyinde ana yol, güneyinde Kenisanioğlu Mihal mülkü ve Yanioğlu Ruhban mülkü, doğusunda Abdullahoğlu Hamza mülkü, batısında ise Dalakçı Kiryakos mülkü bulunmaktadır. Trabzon İskelesine yakın dört duvarı üst katta, geri kalanı alt katta olan sekiz hücreli mahzen ise ikinci olarak zikredilen vakıf mülküdür. Bu mahzenin kuzeyinde deniz, batısında ana-yol, güneyinde ise Muazzama-yı Harun vakfı mülkleri vardır. Vakfın diğer bir evkafı ise İskender Paşa'nın İpekçi Yakup'tan satın aldığı ve güneyinde Hacı Kasım Mülkü, doğusunda Halepli Hoca Semmanoğlu, Hoca Mehmed mülkü, batısında Yahşi Ali Vakfı ve kuzeyinde anayol bulunan dükkândır. İskender Paşa Vakfı’nın en önemli ve en çok gelir getiren mülklerinden birisi de vâkıfın yaptırdığı ve Taş Han olarak bilinen Han'dır. 1531'de sınırları şöyledir: batı ve kuzeyi ana-yol, doğusu nalband dükkânı, güneyi ise Acemoğlu Mehmed mülkü ile çevrilidir. Menziller de vakfın gelir kaynakları arasındadır; üstü oda, altı mahzen olan, güneyi Frenkhisarı yanındaki sokak, kuzeyi deniz sahili, batısı Zağraf Mahallesi ile çevrili olan ve Berkoz olarak adlandırılan menzil, evkaf arasında zikredilmiştir. Zağraf Mahallesi’nde bulunan güneyi Kuyumcu Homrik mülkü, doğusu deniz, kuzeyi Estarik Amender mülkü ve zımmî bahçesi, batısı ise ana-yol ile sınırlı olan mahzen ve güneyi ana-yol, kuzeyi deniz, doğusu Değirmendere Suyu, batısı Kızıltaş nam mahal ile çevrili olan ve deniz sahilinde bulunan büyük ve küçük mağara ile yakınlarında bir kıta mezraa vakfın diğer evkafları arasında sayılmaktadır. Câminin avlusunda olan meyve ağaçları ve bahçenin tamamı da vakıf mülkü arasında olup bunlar câminin hademesine şart koşulmuştur. Trabzon şehri haricinde Rize Nahiyesi’nde Yofa ve Ruşen Mahalleleri’nde Derviş Değirmeni olarak adlandırılan iki değirmen, Of Nahiyesi’nde deniz kenarında mahzenlerin yakınında bulunan bir değirmen İskender Paşa tarafından vakfedilmiştir. Of Nahiyesi’ndeki değirmen İskender Paşa'nın babası Mustafa Bey'in ruhu için Kur'an okunmasına tahsis edilmiş, tilaveti ise câminin imamına şart koşulmuştur.

Vakıflar Genel Müdürlüğü vefakâr elemanlarından Emekli Mehmet AKTAŞ Bey'in sorumluluğunda,
Transkript ettirilen Osmanlıca arşiv evrakı mikrofilmler aracılığıyla tetkik için araştırmacıların hizmetine sunulmaktadır.

Fotoğraflar : M. Ufuk MİSTEPE - 15.05.2008 Ankara

Tablo I - İskender Paşa Vakfının Evkafı (1531)

Vakıf Malları

Yeri

Çifte Hamam/Paşa Hamamı Hacı Kasım Mescidi Mahallesi
Mahzen Trabzon İskelesi Mevkii
Dükkân Hacı Kasım Mülkü'ne bitişik
Han / Taş Han Çarşının bitişiğinde
Menzil - Bir Oda ve Mahzen Büyük ve Küçük Mağara ile Mezraa Zağraf Mahallesi ile deniz arasında Değirmendere Suyu Mahalli'nde deniz kenarında
Meyve Ağaçları ve Bahçe Câmi'nin bahçesinde
İki Değirmen / Derviş Değirmeni Rize'de Yofa ve Ruşen Mahalleleri'nde Of Nahiyesi'nde Deniz Kenarında
Değirmen Mahzenlere bitişik.

            Tabloda vakfiyenin tanzim yılı olan 1531'e ait vakıf mülkleri verilmektedir. Ancak vakfın kuruluşundan kısa süre sonra vakıf mallarında değişiklikler göze çarpmaktadır. Şeriye sicillerinden, vakfiyede adı geçmeyen "buka"nın 1560 civarında vakfa dâhil edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca vakfın mütevellisi yoluyla birtakım borçlar verildiği ve karşılığında % 15 "mu'amele" uygulandığı görülmektedir12.

            12 Trabzon Şeriye Sicili; Nr. l812/125b-4/h. 1029. TŞS; Nr. l822/65b-2/h.l031. TŞS; Nr. 1900/3b-l/h.l048.

            Ancak bu tarihlerde meydana gelen bir salgın hastalık - muhtemelen veba veya kolera - şehrin nüfus ve ekonomik dengesini sarsmıştır. Azalan nüfusa paralel olarak vakfa ait malların gelirleri çok büyük miktarlarda düşmüştür. Bu şartlar altında vakfın maddî kayıplara uğraması ve yeni kaynaklar bulunmaya çalışılması dolayısıyla evkafta değişiklik olması olağan bir durumdur. Vakıf mülklerinden Paşa Hamamı'nın 1620'lerde bile harabe halde bulunması bu olayın sonuçları açısından dikkat çekici bir örnektir13.

            13 Ronald Jenings; "Pious Foundations in the Society and Economy of Ottoman Trabzon, 1565 - 1640.", JOESHO, Vol.38/3, Leiden 1990, s. 283 - 287.

            Ayrıca Kili ve Akkirman'ın alınmasından sonra Karadeniz'in kapalı bir Türk denizi haline gelmesi bölgede geçmişten beri süregelen uluslararası ticaretin duraksamasına yol açmıştır. Osmanlılar, Rusların, İngilizlerin ve Hollandalıların ısrarlı taleplerine rağmen Trabzon Limanı'nı uluslararası ticarete açmaya yanaşmamıştır. Ticaret sadece Türk bandıralı gemilerle gerçekleşmiş, bunun sonucunda Trabzon'un ticarî durağanlığı devam etmiş, bu durum şehirdeki sosyal ve ekonomik olgulara da yansımıştır14.

            14 Karadeniz'in Kapalılığı Meselesi İçin Bkz. İdris Bostan; "Karadeniz'in Dış Ticarete Kapalı Olduğu Dönemde Trabzon Limanı"; Trabzon Tarihi İlmî Toplantısı, Trabzon 1999, s. 303 - 307. Şerafettin Turan; "Karadeniz Ticaretinde Anadolu Şehirlerinin Yeri", I. Tarih Boyunca Karadeniz Kongresi Bildirileri, Samsun 1988, s. 147 - 158. Kemal Beydilli; "Karadeniz'in Kapalılığı Karşısında Avrupa Küçük Devletleri ve Mîrî Ticaret Teşebbüsü", Belleten CCXIV, Ankara 1991, s. 687 - 755.

            b- Personel Rejimi ve Ücretler

            Vakfiyede, İskender Paşa Vakfı'nın idareci ve personel istihdamı ile ilgili verilere de rastlanmaktadır. Ancak, bu bölüm alışılagelen vakıf belgelerinin aksine az bilgi verilerek geçilmiş, sadece meslek isimleri ve ücretleri zikredilmiştir. Cüzhân ve karilerin haricinde personelin vasıfları ve görevleri ile ilgili bilgi verilmezken, görevlilerden medresede müderrislik yapan Mevlana Hacı Halil ile mütevelli ve nazırlık görevini birlikte yapan Yusuf oğlu Hacı Hüseyin'in ismi kaydedilmiştir. Buna göre Mütevelli ve Nazırlık görevini ilk olarak Yusuf oğlu Hacı Hüseyin'e sonra ise vâkıfın evlâd ve torunları ve neslinden gelen oğulların 'erşed'ine, eğer nesli tükenir ise azat olmuş kölelerinden sâlih olanlara ve eğer onların da nesli kesilir ise zamane kadısının uygun göreceği birinin tayin edilmesine şart koşulmuştur. Vakfiyeye göre mütevelli, nazır ve müderris on dirhem ile en çok ücrete sahip kişilerdir. Farraş ise yarım dirhem ile en az ücreti alan görevlidir.

Tablo II - İskender Paşa Vakfı Personel, Ücretler ve Sair Masraflar. (1531)

Personel

Sayı

Ücret

Birim

Mütevelli
Nâzır
Müderris
İmam
Hatip
Müezzin
Kâtip
Câbi
Câmii temizliği için Ferraş
Kâri
Cüzhan
Şadırvan ve Hela temizliği için Farraş
Câmi Mahallindeki Reis
Câmii mefruşat ve aydınlanma giderleri
1
1
1
1
1
1
1
1
1
4
3

1
1

-
10
10
10
5
4
4
3
3
3
2
3

0,5
1

1
Dirhem
Dirhem
Dirhem
Dirhem
Dirhem
Dirhem
Dirhem
Dirhem
Dirhem
Dirhem
Dirhem
Dirhem
Dirhem
Dirhem
Dirhem
Dirhem

Toplam

- 59,5  

            Vakıf personelinden cüzhanların, Vâkıf'ın kabrinde her gün bir cüz Kur'an okumaları, karilerin ise Cuma günleri mahfilde Kur'an okumaları şart koşulmuştur. Toplam personel sayısı on sekizdir. Vakıf çalışanları idarî ve hizmet personeli olarak kendi içinde ikiye ayrılır. Mütevelli, nâzır ve câbi vakfın yönetiminden sorumlu olup vakfın idarî personelidirler. Öte yandan imam ve müderris, her ne kadar hizmet personeli olarak kabul edilseler dahi imam, câmi ve müderris de medrese kurumları içerisinde idarî bir sorumluluk taşımaktadırlar. Vakıf hizmetleri de ayrıca kendi içinde cihat-ı ilmiyye ve cihat-ı bedeniyye olarak ikiye ayrılmaktadır. İlim tahsili gerektiren müderrislik, hitabet, imamet, mütevellilik ve benzeri görevler cihat-ı ilmiyye, kol gücüne ve zanaatkârlığa dayanan farraşlık, türbedarlık, neccarlık gibi hizmetler de cihat-ı bedeniyye olarak adlandırılmaktadır15.

            15 Ahmet Akgündüz; İslâm Hukuku ve Osmanlı Tatbikatında Vakıf Müessesesi", Ankara 1988, s. 249.

            İskender Paşa Vakfı’nın Mütevelli, nâzır ve câbi olmak üzere üç personeli idarî, diğerleri ise hizmetli personeldir. Sadece üç personel cihat-ı bedeniyye hizmeti vermektedir. Personel için harcanan günlük miktar 58,5 dirhem iken bir dirhem de Câmi'nin mefruşat ve aydınlanma için kullandığı yağ giderlerine tahsis edilmiştir. Vâkıf, bu giderlerin mütevelliye arz ettikten sonra kadıya arz edilmesini ve vakfın gelirlerinin fazla vermesi durumunda ise bu fazlalığın câmi ve medresenin rakabeleri için tutulması, hiçbir yere harcanmaması ve hiçbir kişiye infak ettirilmemesini şart koşmuştur. Vakfın malları diğer sahih vakıflarda olduğu gibi satılamaz, rehin verilemez, alınamaz, hibe edilemez ve miras bırakılamazdı. 1531'de kurulan İskender Paşa Vakfı, her yönüyle XVI. yüzyıl Osmanlı vakıf sisteminin tipik bir örneğini temsil etmektedir.

            4- 1842/44'TE İSKENDER PAŞA VAKFI

            XIX. yüzyıl, Osmanlı Devleti ile birlikte Trabzon'un şehir hayatına da şekil vermiş, Osmanlı Devleti'nin bu yüzyılda Ruslar’la yaptığı üç büyük savaş Trabzon'un sosyal ve ekonomik hayatına büyük ve önemli etkilerde bulunmuştur. 1829 Osmanlı - Rus Savaşı sonucunda Osmanlı Devleti, yenilgisinin bedeli olarak ağır şartlarla Edirne Antlaşması’nı imzalamıştı16. Bu olay, Osmanlı Devleti'ni içine düşürdüğü kötü vaziyetin aksine, Trabzon Şehri'nin nüfus ve daha da ironik bir şekilde ekonomik olarak büyümesinin sebebi olmuştur.

            16 Enver Ziya Karal; Osmanlı Tarihi, c. V, Ankara 1988, s. 120.

            Rus işgali altında kalan bölgelerdeki Türkler büyük ölçüde Trabzon şehrine göç etmişlerdir. 1813'lerde şehre gelen seyyahların kayıtları ve 1830 Osmanlı nüfus sayımının ışığında Trabzon'da toplam nüfus 13.000 ila 15.000 civarında iken 1835'de ise sadece Türk nüfusu 25.000 kişiye yükselmiştir. 1835'de şehrin toplam nüfusu ise batı kaynaklarında 30.000 civarında zikredilmektedir. Aynı kaynaklar Trabzon'daki gayrimüslim nüfusun bir kısmının Trabzon'a ticaret yapmak için gelip yerleşen Avrupalı tüccarlar olduğunu da ifade etmektedirler. Bu nüfus artışı sonraki yıllarda da hızla devam etmiş, 1850'lerde 50.000 rakamına ulaşmıştır.

            Nüfustaki bu inanılmaz artışın ana nedeni göçler değildir, asıl önemli etken mevcut ekonomik kalkınma ve bunun sonucunda Trabzon'un bir cazibe merkezi olmasıdır. 1829 savaşının Trabzon'a en büyük etkisi ekonomik alandadır. Harbin sonunda Trabzon'un uluslararası ticarete açılması, şehrin ekonomik olarak büyümesini sağlamıştır. 1830 - 1835 yılları arasında Trabzon'daki ticaret hacmi % 140 gibi bir oranla artış göstermiş, sonraki yıllar, sadece yıllık artış bile % 60 oranına ulaşmıştır. 1856 yılında yapılan Kırım Savaşı da Trabzon'un nüfus ve ekonomik kalkınmasının devamını sağlamıştır. Kırım Savaşı’ndan sonra 1860'lara doğru şehir nüfusu 70.000'i bulmuştur.

            Her iki savaşın sonunda Trabzon'da yeni zengin sınıflar ortaya çıkmıştır. Bu zengin tüccarlar yaptıkları harcamalarla kentin imarına ve gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. Bu durumdan şehirdeki vakıf unsurlarının yararlandığı da bilinen bir durumdur. Ancak Trabzon'un bu muazzam büyümesi 93 Harbi olarak bilinen 1877 - 78 Osmanlı - Rus Savaşı ile son bulmuştur. Savaşın neticesinde Osmanlı Devleti, Kars, Ardahan, Batum ve Bayezid bölgelerini Rusya'ya bırakmak zorunda kalmış, Rusya ise Batum ve Kars'ı aldıktan sonra Kafkasya üzerinden yeni bir transit yol açmıştır. Böylece Orta Avrupa ile Asya'yı birbirine bağlamış, bu durum ise zaman içerisinde Trabzon ticaret yolunun önemini yitirmesine neden olmuştur.17

            17 James Brant; "Journey Through a Part of Armenia and Asia Minör", The Journal of The Royal Geographical Society of London, Vol. VI, London 1836, pp. 186 - 190. P.M. Stewart; "Trade and Consular Establishments of Levant", The British and Foreign Review; European Ouarterly Journal, Vol. III, Londra 1836, pp. 311. M.P. Committée; Journal of Deputation Sent to The East of The M.P. C. London in 1849, London 1854, pp. 656. Cond. by Freeman Hunt; "Trade of Trebizond in 1852", Commercial Review, Vol. XXIX, New York 1853. pp. 319 - 321. İlhan Pınar; "Alman Gezgini Fallmerayer'in Gözüyle XIX. yy'da Trabzon", Tarih ve Toplum 27/129, İstanbul 1997. S. 10 - 11. Turgay Üner; "Trabzon" Doğu Akdeniz Liman Kentleri 1800 - 1914, İstanbul 1993 s. 45 - 47. Musa Çadırcı; Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, Ankara 1991, s. 365. Cavit Aksın; "XIX. yy'ın Son Yarısında Trabzon Vilayeti", Trabzon Tarihi İlmî Toplantısı Bildirileri, Trabzon 1999, s. 197 - 198.

İsmail AYKAN ve Ayhan YEŞİLYAPRAK Vakıflar Genel Müdürlüğü Araştırma Merkezi'nde Görevleri Başında.

Fotoğraflar : M. Ufuk MİSTEPE - 15.05.2008 Ankara

            İskender Paşa Vakfı’na ait ikinci bilânçomuz, Trabzon'un bu hızlı değişim periyoduna ait olup, dönemin izlerini kendi bünyesinde barındırmaktadır.

            a- Hayrat ve Evkafı

            Vakfın hayratında herhangi bir değişiklik olmamıştır. Ancak vakfın 1258-59/1842-44 yılına ait bilânçosundan evkafında kuruluş yıllarına göre değişiklikler meydana geldiği görülmektedir. Taş Han ve Çifte Hamam bu dönemde de vakfın en önemli gelir kaynakları olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. 1531'de Değirmendere mahallindeki iki mağara ve mezra 1843-44'de yerini üç ayrı tarlaya bırakmıştır. 1531'de Rize ve Of Nahiyesi’ndeki değirmenler ve mahzenler evkaftan çıkarılmıştır. Trabzon Taşhanesi ve buradaki dolaplar ile Paşa Hamamı'na ait araziler, vakfın evkafı arasına katılmıştır.

            Vakfın 1843-44 yılında 89 parça mülkten 8.950 kuruş gelir elde ettiği kaydedilmektedir. Ancak gelirlerin gerçek miktarı, 176 kuruş daha fazla olup toplam 9.126 kuruştur. Bunun bir kâtip hatası mı olduğu yoksa kasıtlı mı yapıldığı hususunda kesin bir işaret yoktur. Gelirlerin tümü kira gelirlerinden sağlanmakta olup onların da büyük çoğunluğu Taş Han'daki dükkân, dolap ve peykelerden elde edilmektedir. Taş Han'ın haricinde ise Kasım Paşa Mahallesi'ndeki Çifte Hamam da denilen Paşa Hamamı, Değirmendere'sinde bulunan üç parça tarla, birisi Paşa Hamamı'nın avlusunda olmak üzere iki aded menzil arsası, taşhane icaresi, ve mezarlık câmii yakınında bulunan Eski Çeşme'den bozma çarıkçı dükkânı, vakfın diğer gelir sağlayan mülklerini oluşturmaktadır. Bu mülklerden Taş Han yıllık 6.366 kuruş, diğer mülkler ise 2.760 kuruş gelir sağlamaktadır.

Tablo III - İskender Paşa Evkafı'nın Toplam Gelirleri (1843-44)

Vakıf Gelirleri

Miktarı

Birim

Mevkii

Taş Han

6.190

Kuruş

Çarşı

Çifte Hamam

2.000

Kuruş

Hacı Kasım Mahallesi

Tarla 300 Kuruş Değirmendere
Tarla 100 Kuruş Değirmendere
Tarla 80 Kuruş Değirmendere
Taşhane 150 Kuruş Elegosa
Taşhane'ye Ait Dolap 60 Kuruş Elegosa
Arsa 3 Kuruş Paşa Hamamı Avlusu
Arsa 7 Kuruş ?
Dükkân 60 Kuruş Mezarlık Câmii Yanında

Toplam

8.950 Kuruş  

            b- Personel Rejimi ve Ücretler

            651 no.'lu vakfiye sureti 1842-43 yılına ait personel istihdamı ve vakfın giderleriyle ilgili detaylı bilgiler vermektedir. Ancak vakfiyede oluşan fizikî tahribat bazı rakam ve harflerin okunamamasına yol açmaktadır. Eldeki diğer veriler ile bazı değerler yaklaşık olarak tespit edilmeye çalışılmıştır.

Tablo IV - İskender Paşa Vakfı Personel ve Ücretler. (1842-43)

Görevi

Ücreti

Birim

Adı

Tevliyet
Nezaret
İmamet
Hitabet
Cüzhan
Aşırhan
Cüzhan
Devirhan
Müderris
Kâtip
Câbi
Müezzin
Eczahan

?
3
10
4
1
1
1
1
10
3
3
4
1

Akçe
Akçe
Akçe
Akçe
Akçe
Akçe
Akçe
Akçe
Akçe
Akçe
    Akçe
18
Akçe

... Bey Bin Mustafa Ağa
... Bey Bin Mustafa Ağa
Osman ve İlyas Efendi
Osman ve İlyas Efendi
Osman ve İlyas Efendi
Osman ve Evliya Efendi
Osman ve Evliya Efendi
Osman ve Evliya Efendi
Osman ve Evliya Efendi
Osman ve Evliya Efendi
Osman ve Evliya Efendi
Ali Bin Ahmed
Seyyid Osman Efendi

            18 Belgenin müezzine verilen yevmi ücretin yazıldığı yeri yırtık olduğundan okunamamıştır. Ancak muhasebe kısmında bu göreve ait yıllık ücretin, kuruş cinsinden dahi olsa kayıtlı olmasından yola çıkılarak, yapılan kısa bir hesap ile bu göreve ait yevmî ücretin 4 akçe olduğu anlaşılmaktadır. Zamm-i adile hariç yıllık gider; 12 kuruş. Buna göre; 12 kuruş *120 Akçe / 354 Gün = 4,06 Akçe. Tam olarak 4.00 Akçe sonuç çıkması için 118 akçenin 1 kuruşa tekabül etmesi gerekmektedir. Ancak 1842-3 yılında akçe / kuruş kurunun bu şekilde olduğunu doğrulayacak herhangi bir kanıt şimdilik yoktur. Tevliyet görevi ile ilgili gelir kayıtları tamamen tahrif olduğu için maalesef aynı çıkarım mütevelli ciheti için yapılamamaktadır.

            Buna göre; Vakfiyede 1842-43 yılına ait idareci ve mürtezika sınıfına ait görevliler listesi ve aldıkları ücretler Akçe birimiyle yevmiye, kuruş birimiyle de yıllık olarak kaydedilmiştir. Personel içerisinde en çok ücreti imam ve müderris almaktadır.

            c- Vakfın Hizmet Masrafları

            Câmi ve medrese için yapılan hizmet masrafları da vakfiyede belirtilmektedir. Özellikle minareye asılan kandiller ve Câmi'nin iç aydınlatması için yıllık 20 kıyye miktarında zeytinyağı masrafı olduğu görülmektedir. Bir kıyye zeytinyağı ise 8,5 kuruştur. Kandil, kayyım, süpürge ve şamandıra ise diğer hizmet masrafları arasında geçmektedir. Harcamalar 260 kuruş olup yıllık gider olarak kaydedilmiştir.

Tablo V - İskender Paşa Vakfı Hizmet Masrafları (1842-43)

Malzemenin Nevi

Miktarı

Ücreti

Birim

Zeytinyağı
Kandil Bahaları
Kayyum
Süpürge ve Şamdan

20 Kıyye
-
-
-
170
40
60
20
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş

Toplam

- 290 Kuruş

            Vakfiyede ayrıca İskender Paşa'nın hayratı içinde olan hamam ve su yollarına ait bakım ve onarım masrafları da kayıt altına alınmıştır. Su yollarının ve hamamın duvar, kazan ve cehennem taşlarının periyodik olarak kontrol edildiği anlaşılmaktadır. Tamir malzemeleri içerisinde geçen balıkyağı ise ilginç bir ayrıntıdır. 2.800 kuruş olan masraflar yıllık olarak kaydedilmiştir.

            Bu masraf ve giderler toplam olarak 5.137 kuruştur. Toplam gelir olarak kaydedilen 8.950 kuruş üzerinden Maaş Hazinesi için binde 50 oranında ve Harc-ı Muhasebe hazinesi için binde 10 oranında kesinti uygulanmıştır. Neticede maaş hazinesi için 447,5 kuruş, Harc-ı Muhasebe Hazinesi için 89,5 kuruş kesinti yapılmıştır. Toplam kesinti tutarı 537 kuruştur. Ayrıca Mütevelliden ve Osman Efendi ile Evliya Efendi'den toplam 76 kuruşluk Maaş Hazinesi ve Harc-ı Muhasebe Hazinesi kesintisi yapılmıştır.19

            19 Daha önce de bahsedildiği üzere vakfın toplam geliri gerçekte 9,126 kuruştur. Dolayısıyla kesintiler bu miktar üzerinden yeniden hesaplandığında gerçek kesinti miktarının 623,56 kuruş olduğu görülmektedir.

Tablo VI - İskender Paşa Vakfı'nda Yapılan Tamir ve Bakım Giderleri (1842-43)

Masraf

Miktar

Ücret

Birim

Su Yollarının Kontrolü İçin
Irgat Gündeliği
Balıkyağı
Kireç
Penbe
Kınnab20
Asma
Kazma ve Kürek
Kömür Havzalı
Hamamcı Eliyle Su Yollarına
Su Yolları Memur Ücreti
Su Tekne Kapaklarına
Hamam Kazanı Tamirine
Hamam Kapı ve Tepe Camlarına
Cehennem Taşları Tamiri
Hamam Duvarı Tamiri
Ayakluk Suyuna



50 Kıyye
150 Keyl
11 Kıyye











 
450
250
100
225
75
37
30
40
12,5
445
500
60
315
135
82
25
18,5
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş

Toplam

 

2.800

Kuruş

            20 Kınnab; Kendir Otu, İnce Sicim.

            Hazine kesintisi uygulaması Osmanlı'nın kendi bünyesinde yaptığı idarî değişikliklerin ürünüdür. XIX. yüzyılda meydana gelen sosyal, siyasî ve iktisadî gelişmelere paralel olarak vakıf müessesesinde de değişiklikler olmuştur. Yapılan en önemli yenilik hiç şüphesiz, Evkafı Hümâyûn Nezâreti'nin kurulmasıdır. Nezaretin iç ve dış etkilere hattâ teşviklere dayalı çok yönlü kuruluş sebepleri bulunmaktadır. Bunları, çok dağınık bir vaziyette olan vakıf yönetiminin tek elde toplanması, vakıf sektöründe baş gösteren yolsuzlukların kaldırılması, devlet çatısının batı tarzında merkezî bir anlayışla yeniden düzenlenmesi, vakıf potansiyelinden, devletin diğer sektörlerinden yararlanma fikri ve dinî çevrelerin etkinliğini kontrol edebilme düşüncesi gibi eğilimler şeklinde özetlemek mümkündür.

Tablo VII - İskender Paşa Vakfı'nda Yapılan Hazine Kesintileri (1842-43)

Kesinti Türü

Kesinti Alanı

Miktarı

Birimi

Tertib-i Maaş-ı Hazinesi
Harc-t Muhasebe Hazinesi
Tertib-i Maaş-ı Hazinesi
Harc-t Muhasebe Hazinesi
Tertib-i Maaş-ı Hazinesi
Harc-ı Muhasebe Hazinesi

Vakıf Geliri Üzerinden
Vakıf Geliri Üzerinden
Mütevelliden Alınan
Mütevelliden Alınan
Osman ve Evliya Efendi21
Osman ve Evliya Efendi

447.5
89.5
50
10
13,5
2,5
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş
Kuruş

Toplam

  613 Kuruş

            21 Osman ve Evliya Efendi; Vakıf Görevlileri.

            Bütün bu gelişmeler doğrultusunda 14 Ekim 1826 tarihinde çıkarılan irâde-i seniyye ile Darphane Nezâreti’nden ayırılarak "Evkâf-ı Hümâyûn Nezareti" adıyla yeni bir nazırlık kurulmuştur. XIX. yüzyılda devletin içinde bulunduğu çok yönlü olaylar sebebiyle, sosyal ve iktisadî konularda yaşanan sıkıntılar halkı yoksul düşürmüştür. Bu duruma vakıf kurma konusunda önceleri emirnamelerle sonraları mevzuat düzenlemeleriyle getirilen sınırlamalar eklenince; bu asırda, daha önceki dönemlerde olduğu gibi çok amaçlı ve zengin vakıflar kurulması imkânı büyük çapta ortadan kalkmıştır. XIX. yüzyılda hayırseverler, müstakil vakıf tesis etmek yerine, daha önce kurulmuş bir vakfa katkıda bulunmayı, mevcut bir vakıf eserin bakım ve onarımını sağlamayı, câmi, mescid ve zaviye gibi hayır müesseselerinin ısınma, aydınlatma, temizlik ve donatım giderlerini karşılamayı, burada hizmet gören personelin ücret ve sosyal haklarını iyileştirmeyi, bunların hepsinden daha fazla uhrevî mükâfat arzusuyla kendisi için hatim, mevlit okutup dua ettirmeyi, hayrı ve sosyal gayelerle yardımda bulunmayı amaçlayan, eski dönemlere göre daha küçük kapsamlı vakıflar kurmayı tercih etmişlerdir.22

            22 Yunus Özger; "Akkoyunlu Kutlu Bey Vakfı'nın XIX.Yüzyıldaki Durumu", Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, yıl 14, sayı 33, Erzurum 2007, s. 231. Ayrıca Bkz. Ahmet Akgündüz, Vakıf Müessesesi, s. 283. Nazif Öztürk, Türk Yenileşme Tarihi Çerçevesinde Vakıf Müessesesi, Ankara 1995, s. 69.

            Sonuç

            Fatih Sultan Mehmet'in fethi ile Osmanlı hâkimiyetine giren Trabzon, Osmanlı siyasetinde adını Yavuz Sultan Selim'in sancak beyliği ile duyurmuştur. Sahip olduğu konum itibariyle ticarî bir durak olan şehir, Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim'e ait birçok vakıf eserleri ile daha da bayındır hale getirilmiş, şehirde Türk kimliğinin devam ettirilmesi sağlanmıştır. Padişahların yanı sıra Trabzon'da vâlilik yapan üst düzey bürokratlar da vakıf tesislerine önem vermişlerdir. Yavuz Sultan Selim'den bir müddet sonra Trabzon Vâliliği’ne atanan İskender Paşa da aralıklarla dört defa görev yaptığı Trabzon'da kendi mallarından hibeler yaparak, yaptırdığı câmi ve medrese için vakıf tesis etmiştir. Osmanlı Devleti'nin siyasî ve sosyo-ekonomik alandaki gidişine paralel bir biçimde İskender Paşa'nın vakıfları da bir takım olumlu ve olumsuz değişikliklere mâruz kalmıştır. Ancak yaklaşık 500 yıl önce kurulan vakıf sayesinde, eserlerinin birçoğu Trabzon'da bugün dahi kamu yararı için hizmet vermeye devam etmektedir. İskender Paşa, vakfiyesinde arzu ettiği amaçlara ulaşmıştır.

Resim I : İskender Paşa'nın Yaptırdığı Câminin Haziresinde Bulunan Kabri.

Kaynak : Uluslararası Karadeniz İncelemeleri Dergisi - Sayı : 4, Sh. 25

TRABZON İSKENDER PAŞA VAKFI'NIN 1259-1842/3 YILINA AİT EVKAFI

No.

Cins Kiracısı Vakfın
Yeri
Handaki
Yeri
Adedi Süre

Kira
Bedeli

1

Oda Kondubzade Hacı Mustafa Efendi Han -

1

1 Yıl 100 Kuruş
2 Oda Kondubzade Hacı Mustafa Efendi Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
3 Oda Kondubzade Hacı Murtaza Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
4 Oda Hacı Emin Ağa Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
5 Oda Kazzazoğlu Hafız Han Fevkani 1 1 Yıl 80 Kuruş
6 Oda Terzi Simon Han Fevkani 1 1 Yıl 80 Kuruş
7 Oda Hafız Efendi Han Fevkani 1 1 Yıl 80 Kuruş
8 Oda Mübayaacı Keyvork Han Fevkani 1 1 Yıl 60 Kuruş
9 Oda İzci Ali Efendi Han Fevkani 1 1 Yıl 90 Kuruş
10 Oda Gulizade Hacı Esad Efendi Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
11 Oda Gulizade Hacı Esad Efendi Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
12 Oda Tayyib Efendi Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
13 Oda Saatçi Mersum Han - 1 1 Yıl 100 Kuruş
14 Oda Tahİr Efendi Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
15 Oda Kazgancıoğlu Zımmî Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
16 Oda Hacı Sarızade Efendi Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
17 Oda Gürünlü Tercanoğlu Artin Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
18 Oda Temel Efendi Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
19 Oda ................. Kıyanoğlu Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
20 Oda Karnozoğlu Nikola Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
21 Oda İsmail Reisoğlu Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
22 Oda İsmail Ağa Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
23 Oda Hacı İbrahimoğlu Han Fevkani 1 1 Yıl 100 Kuruş
24 Oda Acı Yordan Han Tahtanî 1 1 Yıl 80 Kuruş
25 Oda Konstantin Zımmî Han Tahtanî 1 1 Yıl 100 Kuruş
26 Oda Barutçuzade Hacı Ahmet Ağa Han Tahtanî 1 1 Yıl 100 Kuruş
27 Oda
Kahve
Süleyman
Süleyman
Han
Han
Tahtanî
Tahtanî
1
1
1 Yıl
1 Yıl
80 Kuruş
Hali
28 Oda Hacı Kadıoğlu Han Tahtanî 1 1 Yıl 100 Kuruş
29 Oda Sabık Dizdar Ağa Han - 1 1 Yıl 80 Kuruş
30 Oda Yazıcıoğlu Han - 1 1 Yıl 100 Kuruş
31 Oda Hacı Vahid Efendi Han Tahtanî 1 1 Yıl 100 Kuruş
32 Oda Abdlaziz Han Tahtanî 1 1 Yıl 100 Kuruş
33 Oda Acı Nikola
Acı Nikola
Han Tahtanî 1 1 Yıl 80 Kuruş
Hali
34 Oda Tütüncü Tahir Han Tahtanî 1 1 Yıl 100 Kuruş
35 Oda Mehmed Efendi Han Tahtanî 1 1 Yıl 120 Kuruş
36 Oda Abdullah Efendi Han Tahtanî 1 1 Yıl 100 Kuruş
37 Oda Çabkunoğlu Han Tahtanî 1 1 Yıl 100 Kuruş
38 Oda Boyacıoğlu Han - 1 1 Yıl 100 Kuruş
39 Oda Hacı Hamzaoğlu Han Tahtanî 1 1 Yıl 100 Kuruş
40 Oda Hacı Esad Efendi Han Tahtanî 1 1 Yıl 80 Kuruş
41 Oda Hacı Kamil Efendi Han Tahtanî 1 1 Yıl 70 Kuruş
42 Oda Veli Bayrakdaroğlu Süleyman Ağa Han - 1 1 Yıl 70 Kuruş
43 Oda Terzi Dükkanı Han - 1 1 Yıl 70 Kuruş
44 Dükkân Kazzaz Hüseyin Han ... Ortasında 1 1 Yıl 250 Kuruş
45 Dükkân Kazzaz Hacı İsmail Han Taşrasında 1 1 Yıl 270 Kuruş
46 Dükkân Kazzaz Hasan Efendi Han Taşrasında 1 1 Yıl 250 Kuruş
47 Dükkân Hacı Esad Efendi Han Taşrasında 1 1 Yıl 250 Kuruş
48 Oda Kamil Hafız Han - 1 1 Yıl 100 Kuruş
49 Dükkân Barutçuzade Hacı Ahmet Ağa Han Taşrasında 1 1 Yıl 300 Kuruş
50 Dolap Hacı Esad Efendi Han - 1 1 Yıl 60 Kuruş
51 Dolap Sarrafoğlu Ali Yazıcı Han Derununda 1 1 Yıl 15 Kuruş
52 Dolap İsmail Deneşoğlu Efendi Han Derununda 3 1 Yıl 90 Kuruş
53 Dolap Avni Mehmed Efendi Han Derununda 3 1 Yıl 90 Kuruş
54 Dolap Cankonoğlu Han Derununda 2 1 Yıl 60 Kuruş
55 Dolap ............ Hüseyin Han Derununda 1 1 Yıl 60 Kuruş
56 Dolap Hacı İsmail Han Taşrasında 1 1 Yıl 30 Kuruş
57 Dolap Hasan Efendi Han Taşrasında 1 1 Yıl 30 Kuruş
58 Dolap Ganioğlu Han Derununda 1 1 Yıl 30 Kuruş
59 Dolap Kanbur Mehmed Ağa Han Derununda 1 1 Yıl 15 Kuruş
60 Dolap Semercioğlu Han Derununda 1 1 Yıl 30 Kuruş
61 Dolap Barutçuoğlu Hüseyin Han Derununda 1 1 Yıl 30 Kuruş
62 Dolap Bobaygurtoğlu Han Derununda 1 1 Yıl 40 Kuruş
63 Dolap Kurumlu Han Derununda 1 1 Yıl 40 Kuruş
64 Dolap Halim Usta Han Derununda 1 1 Yıl 40 Kuruş
65 Peyke Cebecibaşıoğlu Han Üstünde 1 1 Yıl 30 Kuruş
66 Peyke Malkom Han Üstünde 1 1 Yıl 40 Kuruş
67 Peyke ...............  Ağa'nın Han Üstünde 1 1 Yıl 40 Kuruş
68 Peyke Mülazım Ahmed Ağa Han Üstünde 1 1 Yıl 40 Kuruş
69 Peyke Hacı Tufan Han Üstünde 1 1 Yıl 40 Kuruş
70 Peyke Terzi Hüseyin Han Üstünde 1 1 Yıl 15 Kuruş
71 Peyke Terzi Ömer Han Üstünde 1 1 Yıl 40 Kuruş
72 Hamam İsmail Bey Çarşı Bitişiğinde   1 1 Yıl 2.000 Kuruş
73 Tarla Bosandanoğlu Değirmen Deresi   1 1 Yıl 300 Kuruş
74 Tarla Mehmed Alioğlu Değirmen Deresi   1 1 Yıl 100 Kuruş
75 Tarla Osman Efendi Değirmen Deresi   1 1 Yıl 80 Kuruş
76 Taşhane   Elegosa   1 1 Yıl 150 Kuruş
77 Dolap Kazzazoğlu Hafız Taşhane Tahtında   1 1 Yıl 60 Kuruş
78 Arsa Zorbacıoğlu Ahmed Paşa Hamamı Avlusu   1 1 Yıl 3 Kuruş
79 Arsa       1 1 Yıl 7 Kuruş
80 Dükkân Çarıkçı Hüseyin Ağa Mezarlık Câmii Yakınında   1 1 Yıl 60 Kuruş
81 Peyke Terzi Kosbad Han Tahtani 1 1 Yıl 30 Kuruş
82 Oda Bezzaz Hacı Ahmed Han Tahtani 1 1 Yıl  Hali
83 Peyke Terzi Hamid Efendi Han Tahtani 1 1 Yıl Hali
84 Dolap Kazzaz Ömer Ağa Han Tahtani 1 1 Yıl Hali
85 Oda Malımoğlu Han Tahtani 1 1 Yıl Hali
86 Ç. Oda Kazzaz Tayyib Han Tahtani 1 1 Yıl Hali
87 Ç. Oda Zemidaroğlu Hafız Han Derununda 1 1 Yıl Hali
88 Ç. Oda Serezlioğlu Molla Mehmed Han Tahtani 1 1 Yıl Hali
89 Ç. Oda İbrahim Çavuş Han Tahtani 1 1 Yıl Hali

Resim II : İskender Paşa Câmii

Kaynak : Uluslararası Karadeniz İncelemeleri Dergisi - Sayı : 4, Sh. 25

 

İskender Paşa Sayfasına  

Dönmek İçin TIKLAYINIZ

 

YAZDIR