|
BİR HİKÂYEDİR |
|
Anı :
Abbas KUL
(Eğitimci- Zile Mehmet Akif İlköğretim
Okulu)
Gönderen : Abbas KUL
BİR HİKÂYEDİR
ZİLE’DE YAŞAMAK
Gönderen : Abbas KUL
Hikâyeler var, yaşanmış bitmiştir. Hikâyeler var hayaldir, ama geleceğe yönelik ders çıkarılması gereken olayların anlatımıdır. Hayatın kendisi başlı başına bir hikâyedir. İnsanız; hayatımızın her bölümünde hatırlamak veya aklımıza getirmek istemediğimiz hikâyemsi olaylar yaşarız. Devam eden hayatlarda, hikâye kahramanları kendi yaşantılarının geleceğe yönelik bir hikâye olduğunun farkında olamayabilirler. Bununla ilgili olarak yaşanmakta olan hikâyeyi paylaşmak istedim.
Yaşadığımız çevre, Zile’mizin bilinen caddesi Amasya Caddesi’ne bir gezintiye çıkarsanız bu hikâyenin yaşandığı mekânı görürsünüz. Orta Mahalle’den geçip Reci diye anılan mahalde kendi çapında ev tamiratı yapan kişileri görürsünüz. Bu işi yapan genç bir çift.Resul ve Hülya Atay çifti.
15.09.1930 - Zile Reji Binası (Şimdiki Tekel İdaresi)
Fotoğrafı Gönderen : Bekir AKSOY
“Niçin Zile, niçin ahşap bir ev?” diye sorduğumda kendi istek arzularının sonucu olan hikâyelerini bana şöyle anlattılar.
Resul Atay :
- Ben Kayseri Bünyanlı’yım. Yaşadığım ev ahşap taş yapı. Etrafı duvarla çevrili, içi dolaplı, kafesli, geniş sofası olan, ”hayat” dediğimiz girişi olan bir tipik Anadolu evi idi. Bu evimizde annemi hatırlıyorum. Annemi küçük yaşta kaybettim. Babam tekrar evlendi. Yaşamakta olduğum evde annemi bulamaz oldum. Çocukluk ya bu anne sevgisi ile mekân sevgisi örtüşüyormuş meğer.
Resul Bey anlatımına devamla :
- Zile’den evliyim yani Hülya Hanım Zileli. Kayınpederim tanınan birisi “Hayta oğlu Hüseyin”. Zaman zaman kayınpederi ziyârete Zile’ye gelirdik. Kayınpederin evi Amasya Caddesi Orta Mahalle'dedir. Bu mahalledeki ortam, evlerin otantiği beni cezbetti. Zile’ye gelir gelmez akşamları mahalleleri gezerdik. Kislik Mah., Işık Sokak, Hacı Memet Mahallesi, Küçük Hamam Mahallesi, Adnan Menderes Caddesi'nin ara sokakları.
Fotoğraflar : Mustafa BELDEK (Sağda : Gaydaroğlu Konağı İç
Mimarîsi)
Hayaller kurardık "Bizim de şöyle bahçeli, dolaplı, kafesli evimiz olsa” diye. Zile’ye gelme durumumuz da yoktu. Aklımız fikrimiz Zile’den ahşap bir ev alıp yaşamaktı. Hiç bir zaman bir daire biçimli bir evimiz olsun istemedik. Hemen aklıma gelmişken ilâve edeyim. Adnan Menderes Caddesi'ndeki Naci Giray'ların evlerinin iç yapısı bizi o kadar etkiledi ki anlatamam. Gördüğümüz bu güzellikle ilgili çok hayaller kurduk. Müftüoğlu Tekkesi'nin mistik havası anlatılmaz bir olaydır. Bu mistik havayı yasamak gerekir.
M. Ufuk MİSTEPE Mühtoğun Tekke
Kapısında Kehriz Hattı Araştırmasında
Fotoğraf : Kent Rehberi Mustafa DOĞTAŞ
Kendimizi öyle kaptırmışız ki.. Sivas’ta çalışıyoruz. Zile’ye gelme imkânımız yok gibi, ama Zile’den ev alma sevdasına kapılmışız! Buradaki gariplik şu; herkes Zile’nin batsından ev, daire almak için çaba sarf ederken biz tutmuşuz illâ da ahşap, bahçeli özellikle eski tarihî bir ev olsun. Belki bu konuya ilgi ve alâkamı çeken eşim olmuş olabilir. Eşim aynı zamanda ebru sanatçısıdır. Geleneksel Türk Motif Sanatı ile ilgili çalışmalar yapar ve araştırır. Benim eski tarihî evlere ilgimi eşimin uğraşısı çekmiş olabilir…
Yaşanmakta olan hikâyenin geriye kalan bölümünü Resul Bey’in Hanımı Hülya Hanım şöyle anlattı :
Hacı Tahir Efendi Konağı Restorasyonu
Fotoğraf : Mustafa BELDEK
- Ben Zile’de büyüdüm. Zile’nin yaşam felsefesini iyi bilirim. Hele de Orta Mahalle'de yaşamanın ne demek olduğunun, evlerinin, komşuluk ilişkilerinin sıcaklığını iyi bilirim. Çalışma hayatına Sivas’ta başladım. Sivas’ta evlendim. Resim, tezhip, hat ve ebru sanatı ile ilgilendim. Kültür Bakanlığı'nın açmış olduğu Ebru Sanatı kurslarına katıldım. Belleticilik Sertifikası'na sahibim. Bunu şunun için anlatıyorum; eşimin de belirttiği gibi tarihî yapılara ve evlere ilgi ve alâkasının ortaya çıkmasına sebep oldum.
Benim uğraşım geleneksel Türk Sanatı'dır. Bu sanatın en iyi örneklerini bizim eski dediğimiz bu tarihî mekânlarda gördük. Bizim de böyle bir evimiz olsun düşüncesi ikimizde birden oluştu. Bu düşüncenin gerçekleşmesinin en uygun yerinin Zile olduğu kararına vardık. Benim çocukluğum dolaplı, kafesli evde geçti. Belki çocukken bu evlerde yaşamaktan sıkılırdık. Modern ev diye tâbir ettiğimiz daire hayatının ne kadar sıkıcı olduğunu yaşayınca anladım. Sağlık açısından, komşuluk ilişkileri açısından, kültürel açıdan eski evlerimizin değeri bizde anlam buldu.
Benim çocuklarım Sivas’ta parklarda ağaçlara sarılır “anne, baba bu nedir, bizim niye yok?”gibi sorular sorardılar. Eşimin de isteğine uyarak alabileceğimiz evlere bakıyoruz, araştırıyoruz. Reci'de bu evi gördük.
Bir zamanlar Reji
Binası'nın olduğu arsada şimdi sadece duvarları kalmış.
Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE - 05.01.2088
Ev hakkında bilgi topladık. Bir fırsatını bularak içini gezdik. Tam aradığımız bir evdi. Bol, geniş, havadar, dolaplı, kafesli, çevresinde bahçe olabilecek boşluğu olan bir ahşap yapı. Ahmet Divriklioğlu Bey'den ev sahibinin “Sıhhıye Lütfi Efendi” Lütfi Yeğin olduğunu öğrendik. Evle Emekli Öğretmen Mehmet Yeğin’in ilgilendiği bilgisine ulaştık. Kendisini tanıyorduk. Mehmet Yeğin Bey’le ilişki kurduk. Satıp satmayacağını konuştuk. Onlar da bu evin değerini bilecek birine vermek istediklerini söylediler. Hattâ Mehmet Yeğin Bey’in eşi Zehra Hanım duygulu bir şekilde kendisinin "o evde bir çok hâtıralarım var" dedi. Bizim olmasına sevineceğini söyledi. "Size gelir, bir kahvenizi içer, hâtıralarımı tazelerim” şeklinde bir ifadede bulundu. Anlaştık evi satın aldık.
Gönderen : Abbas KUL
Görevimiz halâ Sivas’ta.. nasıl geliriz, nasıl evin bakımını yaparız hiç düşünmedik. Çevremizden olumlu olumsuz bir çok eleştiri aldık. Bu durum bakış açısı ile ilgili. Zile’mizin bir sözü vardır “Kursak gavurgasını ister” tam öyle oldu. Uzun bir uğraştan sonra Sivas’tan tayinimizi Zile’ye aldırdık. Sıra evimizi bir düzene sokmaya geldi. Unutmadan şunu da ilâve edeyim. Zile Plâtformu kuruldu kurulalı eşim bu plâtforma üye. Plâtformun çalışmalarını takip eder. Bizim bu mahalledeki yapılan restorasyon çalışmalarında neler yapıldığını inceler. Gerek bu grubun çalışmaları gerek Zile Belediyesi'nin ve Zile Plâtformu'nun restorasyon konularındaki duyarlı çalışmaları bize güven verdi. Düşüncelerimizde ne kadar haklı ve doğru yolda olduğumuzu gösterdi.
Mesci
Konağı ve Hacı Tahir Efendi Konağı Restorasyonu
Fotoğraflar : Mustafa BELDEK
Evin çalışmaları ile ilgili teknik ve bilgiyi Zile Belediye Başkanımız sağladı. İç yapısı hakkında gerekenlerin nasıl yapılacağı bilgisini cezaevinde yatan İç Mimar bir bayandan aldım.
Hemen çalışmaya başladık. Mesai dönüşümüzde ve hafta sonlarında birlikte çalışarak evimizin tamiri ve restorasyonunu kendimiz yapmaya çalışıyoruz. Üst katını tamamladık. Alt katında biraz daha işimiz var. Alt katta yoruluyoruz, üst kata çıkıp sofada yer sofrasında yemek, mahatta çay ve kahve içmek yorgunluğumuzu gideriyor. Bu çalışmaları yaparken işçilik yardımını çevrede tanınmış ustalardan aldık. Bu konularda eşim maharetlidir. Aldığımız bilgi yardımı ile geriye kalan işleri kendimiz yapmaya çalışıyoruz. Bizi çalışırken görenler şaşırıyorlar. Yakında oturan bir komşumuz, aynı zamanda iş arkadaşımız bizim gayretimizden etkilenerek o da evinde bazı çalışmalar başlattı.
Gönderen : Abbas KUL
Bölgemizin tarihî dokusunu bilenler yaptığımız işin önemini daha iyi anlıyor ve takdir ediyorlar. Son zamanlarda bu mahallede bulunan eski tarihî evleri turizme kazandırma amaçlı yapılan çalışmalar bizi o kadar mutlu ediyor ki bunu anlatamam. Mahallemizin gelecekteki fotoğrafını şimdiden hayal etmeye başladık. Tek arzum şu kaldı. Alt katta kendime atölye olarak ayıracağım odanın tamirini bir an önce bitirmek. Böylece ebru çalışmalarımı, ortamına uygun mekânda yapacağım.
Resul ve Hülya çiftinin hikâyeleri devam ediyor. Onların rolleri bitmiş değil. Her duyarlıyım ve Zileli'yim diyenin bu konuda rol alması gerekiyor. "Suda yaşayan balık sudan çıkınca suyun kıymetini bilirmiş” durumuna düşmeyelim. Geleceğimiz, kültürel duyguları yaşatmakla şekillenir. Buruyun işte sizlere mekân, rollerinizi siz belirleyin ve hikâyenizi Zile'de yaşayın. Çeşitli plâtformlarda Zile’den tarihî bir ev alıp restorasyonunu yaptıracağım diyenler geç kalmış değillerdir. Zile’de yeniden yaşamanın hikâyesini gelecek kuşaklara birlikte bırakalım.
Abbas KUL
29.04.2008