ANA SAYFA            
(Bu sayfa en son 21 Ocak 2008 tarihinde güncellenmiştir.)

 

 

MİLLÎ MÜCADELEDE
ZİLE
ZİLE AYAKLANMASI

Makale : Prof. Dr. M. Münir ATALAR
(GOP Üniversitesi Tarih Bölümü Akademisyeni)
matalar@gop.edu.tr

Zile Ayaklanması'nda Âsiler Zile'ye Bu Kısımdan Girdiler.

Fot. Ankara Anıtkabir'deki Kütüphane'den M. Ufuk MİSTEPE tarafından alındı.
Ulusal Savaşta Tokat - Halis ASARKAYA, Tokat Basımevi/1936, 159 sh.

MİLLÎ MÜCADELEDE ZİLE
ZİLE AYAKLANMASI
Makaleyi Teslim Eden : ZMYO Öğr. Gör. Rahmi ŞEYHOĞLU

     

            Kurtuluş Savaşı yıllarında.. Mayıs – Haziran 1920’lerde, Zile ve çevresinde patlak veren isyandır. Zile İsyanı’nda önce Yozgat, Yıldızeli, Sulusaray ayaklanmalarından cesaret alan Zileli Avukat Ali, görevinden alınmış olan Kadışehri eski Bucak Müdürü Naci, Zileli Mumcuların İhsan (eski Mal Müdürü’nün oğlu) çevrelerinde otuz dolayında atlı toplayarak, Zile köylerinde dolaşmaya, millî kuvvetlere (Kuva-yi Millîye) karşı propaganda yapmaya başlarlar. Ve sonunda da isyan çıkarırlar.

Kemalettin ŞENDOĞDU'nun Verdiği Cam Negatif - 11.12.1939

            Olay duyulunca Çorum müfrezesi, Süvari Binbaşısı Hilmi Bey kumandasında üç Tokat mutasarrıfının teklifleri üzerine 02 Haziran 1920’de asilerin affı için bir karar çıktı. Bunu duyan bazı Çerkez ileri gelenleri ayaklanmayı bıraktılar ve arkadaşları 06 Haziran 1920’de bir kısım kasaba halkının da ayaklanmaya katılmasıyla, 400 kişilik bir kuvvetle Zile’yi kuşatırlar.

            07 Haziran’da ilçede, isyancıların sayıca üstün olması sebebiyle askerleriyle birlikte Zile Kalesi’ne çekilmeye ve burada savunmaya karar verir. Fakat kalenin suyu yoktu. Zile’de askerin durumu şöyleydi. Şubenin 11 neferi vardı. Zabit olarak 1 Binbaşı Şemseddin Bey, 3 Yüzbaşı.. Süleyman, Osman, Nuri Beyler ve 1 Kâtip.

Hilmi Bey Yaveri İle.

Kemal Türker Fotoğraf Arşivi.

            Zileliler’in ve Süleyman Bey’in talebi üzerine Amasya’dan Binbaşı Hilmi Bey 200 neferlik bir alay piyade, 4 makineli tüfek, 2 dağ topu (Zileli Binbaşı Osman Bey) ile takviye geldi. Mumcu oğlu İsmail Hakkı Bey kumandasındaki 50 – 60 kişilik Amasya Kuva-yi Millîyesi de geldi.

            Şubenin piyade cephanesi 50 sandığı geçiyordu. Asker Kuva-yi Millîye Zileliler’den 20 kişi kaleye çekildi. Diğerleri de Turhal’ın erzak memurluğuna, asilerin geleceği yöne ve Turhal – Zile yoluna çıktılar. Kalenin su ihtiyacı kapatılamadı. Gece vakit 5 dakikalık yerden 2 polisle 50 desti su sağlandı. Bu su askerlere ve hayvanlara ancak 2 gün yetebilirdi.

            Asiler gelip hükûmet kurdular. Müftü Hükûmet Reisi, Nazım Başkumandan, İhsan Erkân-ı Harbiye, Hacıbaloğlu Ali Efendi Jandarma Kumandanı, Mehmet Çavuş, Sivaslı Jandarma Hüseyin Hakkı birer Jandarma Zâbiti oldular. Zile’yi bastılar..

Zile Kalesi'nden Bir Görey

Ulusal Savaşta Tokat - Halis ASARKAYA, Tokat Basımevi/1936, 159 sh.

            Asilerden daha evvel birer ikişer Zile’deki dostlarının evlerine gelip saklananlar da vardı. Dışarıdan gelen asilerin silâh sesleri içeridekileri de gayrete getirdi. Çapraz ateş başladı. Atatürk bu hususu Nutuk’ta dile getirmekte ve devamla ‘Askerin erzak ve cephanesi tükendiği için üç gün sonra usata (asilere) teslim oldular’ diye söz etmektedir. Hilmi Bey ve erat üç gündür kuşatılmış kale içinde, asilere karşı kahramanca bir süre çarpıştılar.

            Fakat dışarıdan hiçbir yardım alma imkânları olmadığı için açlığa ve cephanesizliğe yenik düşerler. Üç gün sonra askerleri teslim olan Hilmi Bey, kalede çektikleri sıkıntıyı şöyle anlatır : ‘Kalede en fazla bizi susuzluk perişan etti. Askerler su bulamamaktan, daha önce ellerini yıkadıkları kirli suları bile dökmeyip, bir tülbentten süzerek içmek zorunda kaldılar’ der.

 1939/Askerlik Şubesi Personeli (Kale)

            Asilere gönderilen Nuri Bey ve 7 nefer asilere teslim oldular. Turhal yoluna gönderilenlerin bir kısmı kaleye, bir kısmı Turhal’a döndüler.

            Teslim olmak düşüncesi maalesef baştaki kumandanlarda başlamıştı. Zâbitler teslimi uygun bulmuyorlardı. Kaledeki Kuva-yi Millîye kumandanı Mumcuoğlu İsmail Hakkı ile asilerin kumandanı Mumcuoğlu İhsan arasındaki yakınlık ve akrabalık durumu, teslim olmaktan sakınılmadığının, müdafaada inat ve ısrar etmemenin izahı ve anlatımı olabilir. Bu husus araştırılmaya muhtaç, bâkir konudur.

            Zile’ye gelen Gürcü Ahmet Efendi sulhu sağlamak için arabuluculuk görevini üstlendi. Amasya Müftülüğü, Zile Müftülüğü’ne şu minval üzere bir mektup gönderir. ‘Ulema sınıfı, Müslümanlar arasında mukateleyi men etmekle muvazzaftırlar.

            Sözün kısası, kaleyi müdafaa ederler. Silâhlı değil, düşüncesizlikle ve asilere, serserilere manâsız bir güven yüzünden yenildiler. Teslim şartları : Canlara zarar ziyân ve yağmalama yok. Padişahın talimatına göre eski hanın durumu belli olacak. Hâlbuki bunların tam tersi oldu.

            Bunun üzerine 5. Tümen’den 200 kişilik bir kuvvet Tokat’tan hareketle 07 Haziran 1920 akşamı Zile’nin 15 km doğusundaki Bağlarpınarı Köyü’ne geldiler. Tümen Kumandanı Yarbay Cemil Cahit gerekli güvenlik tertibatını alarak, geceyi orada geçirdi. Ertesi günü kuvvetlerini harekete geçirdi.

 Orgeneral Cemil Cahit TOYDEMİR

            Asiler taarruz karşısında geri çekilmek zorunda kaldılar. Ertesi gün Zile’ye taarruza karar verildiği zaman Zile Kalesi’ndeki Hilmi Bey müfrezesinin bir gün önce asilere teslim oldukları haberi alındı. Kazanın Müftüsü Hamdi Efendi ve Zile halkının bir kısmı ve çevredeki köyler asilere katılmıştı. Asiler Müftü’yü ilçeye Kaymakam tâyin ederler. Müftü, hükûmet kuvvetlerince, kendisine teslim olması yolundaki çağrıları kabul etmemiştir.

            Maalesef olay hazin bir biçimde sonuçlanmış ve Müftü idam edilmiştir. Bu durum üzerine Yarbay Cemil Cahit elinde bulunan yetersiz kuvvetlerle Zile’ye taarruzu uygun bulmadı.

Orgeneral Cemil Cahit TOYDEMİR
Devlet Mezarlığı/Gazi - ANKARA (1883 - 1956)


Fotoğraf : Orhan YILMAZ - 24.11.2004

            Asiler ise Zile’yi işgal ederek Müdafaa-i Hukuk üyelerinin çoğunun evini yağmaladılar. Durumun ciddiliği anlaşılınca 160 kişiden kurulu Yıldızeli Müfrezesi’nin Zile Harekâtı’na katılması kararlaştırıldı. 07 Haziran’da Yıldızeli’nden hareket eden bu müfreze, 09 Haziran günü sabaha karşı Zile yolu üzerindeki Deveci Dağı otlaklarında 100 kişilik bir asi grubuyla karşılaştılar. Dört saatlik çarpışma sonucunda asiler dağılarak kaçtılar, birkaçı da öldürüldü.

            Bu birlik 10 Haziran’da Zile önüne geldi ve 5. Tümen’e ait kuvvetlerle temas kurarak taarruz düzenine geçti. 10 Haziran’da Tümen Kumandanı’nın halka teslim olmak için verdiği süre bitti. 11 Haziran 1920 sabahı başlayan taarruz, öğleden sonra şiddetlendi ve millî kuvvetleri topçu atışlarının desteğiyle piyade ve süvari olarak son saldırıya geçtiler.

Bayırköy'e Doğru Zile'den Diğer Bir Görey (Ağaçların Bolluğuna Dikkat Ediniz!!!)

Fotoğraf Ankara Anıtkabir'deki Kütüphane'den M. Ufuk MİSTEPE tarafından alınmıştır.
Ulusal Savaşta Tokat - Halis ASARKAYA, Tokat Basımevi/1936, 159 sh.

            Bir makineli tüfek, 15 beygir, iki katır alındı. Fakat millî kuvvetler o gece girildiğinde görüldü ki bir gün önceki bombardımanda asiler 150 kadar ölü ve yaralı vermişlerdi. Bunun dışında 30 kadar asi de silâhları ile birlikte teslim oldu. Zile ayaklanması sonunda, ayaklanmaya yardım edenlerden 50 kişi yakalanarak, mahkemeye verildi.

            Elebaşlarından Uvan Ali, 21 Haziran 1920’de Zile yakınında saklandığı bir değirmende öldürüldü. Diğer elebaşlarından Şeyh Abdüsselâm ile Aynacıoğulları’ndan Mehmet ölüler arasında bulundu. 01 Temmuz 1920’de (Harb Divanı) askerî mahkeme kararı ile Zile’de asi elebaşlardan ve kışkırtıcılardan 22 kişi idam edildi.

Koruyamadığımız Tarihî ve Mimarî Değerlerimiz
Askerî Kışla - Saat Kulesi / Elektrik Santralı - Surlar ve Okul Binaları

Bekir AKSOY Fotoğraf Arşivi

            Bunlar : Müftü Hamdi, Tekkeşin oğlu Mehmet, Kalaycı Hafız Mehmet, Mumcuoğlu Sabri, Kuru Osmanoğlu Osman, Erkek oğlu Mehmet Çavuş, Hacıbaloğlu Mehmet, Jandarma Mehmet Çavuş, İslâmoğlu, Şahvelioğlu Hafız Ömer, Sivaslı Jandarma Hüseyin, Erzurumlu Jandarma Hakkı.

İane-i (iyilik) hamiyetten ahali ile müceddeden inşa edilmekte olan
Nasuh Paşa Câmîi Şerifi Ameliyatından. Zile – 1909
Alt Sağdan 2. Bekir AKSOY'un Babası Ethem AKSOY. Üst Sağdan 4. Müftü Hamdi Efendi.


Zile Belediyesi Fotoğraf Arşivi

            Ceza evine konulan birçok kimsenin zor ile isyana katıldığını düşünen Rafet Bey nasihatler vermiş, işlerinin güçlerinin başına göndermiş ve her tarafa şu beyannameyi yollamıştır.

            BEYANNAME

            Din ve memleket düşmanlarının Müslümanları esir etmek için dağıttığı altınlar karşılığı olarak onlarla birleşen ve Allah yolunda cihat eden din kardeşlerine silâh kullanarak katl ve yağma ve yaygıncılık eden kimseler cezalarını gördü. Bunların maksatlarını bilmeyerek iyi bir şey yaptıkları zannı ile kapıldıkları anlaşılanlar da yaptıklarına nadim olduklarından hepinizin bildiği gibi hapishaneden çıkarılarak af edildi.

            Bile bile düşman parası alarak din düşmanlığı ettikleri anlaşılanlar cezalarını gördüklerinden, köyde kalanlar her kim olursa olsun kâmilen af edilmişlerdir. Hak’tan emin olarak işiyle gücü ile uğraşmalıdır.

            Yalnız işbu beyannamenin vürudundan sonra 24 saat zarfında gerek kasabada gerek köylerde ne kadar silâh ve gerek miri olsun ve gerek ahaliye ait olsun ne kadar çalınmış eşya varsa hükûmete gidip teslim olacaklardır. Asker kaçakları var ise hapishaneden kaçanlar hükûmete gidip teslim olacaklardır. Bu vukuata karışmış olup, firarda olanlar da asilerle beraber olmadıklarını ispat etmek için müracaatla istismar ettiklerini bildireceklerdir.

Zile İsyanı'nı Bastıran Amasyalılar Madalya Töreninde

            Bu müddetin hitamından sonra gerek kasaba gerek köylerden aranıldığı zaman silâh, çalınmış eşya nerede bulunursa, bulundukları evler yakılacak ve sahipleri de hain addolunarak en ağır cezayı görecektir. Firarda bulunanlar da bu müddet zarfında işbu beyannamede yazıldığı vecih ile istismar etmeyenler işbu aftan istifade edemeyecek ve müfrezeler tarafından yakalandığı halde idam edileceklerdir. Çünkü bunlar halen asilerle beraber çalışıyor telâkki olunacak ve vatan haini addolunacaklardır.

  Orgeneral Cemil Cahit TOYDEMİR
(Askerî Öğrenci İken - Mignon Portrait)

 (Zile İsyanını Bastırdı 12.06.1920)

            Yazımı, Türk İslâm sentezinin güzel bir örneğini oluşturan, Zile İsyanı’nda Milis Kumandanı, eli silâhlı Müftü Tevfik Efendi’ye ait bir anı ile bitireceğim. ‘O günlerde Müftü Hacı Tevfik Efendi Kumandan, ben onun erkân-ı harbi idim.’ der.. Cemil Cahid (Toydemir) Paşa… Şüphesiz ki, bu teşhisteki hakikat payı içinde vefakâr olmanın fazileti olduğu kadar, milletimizin maddî – manevî varlığı ile bölünmez bütünlüğünün veciz izahı vardır.

                                                                           Prof. Dr. M. Münir ATALAR

 

Zile Makaleleri Sayfasına  

Dönmek İçin TIKLAYINIZ

YAZDIR