ANA SAYFA            
(Bu sayfa en son 05 Ekim 2008 tarihinde güncellenmiştir.)

 

 

YUSUFCUKLAR
ZİLE'DE BİRLİKTE YAŞAM HİKÂYESİ
BALKONA MİSAFİR GELEN
DOSTLARIM

Anı : Abbas KUL
(Eğitimci - Emekli Öğretmen)

Yakın Bir Zamanda Yuvadan Uçacak Kumrular ve Abbas KUL

Fotoğraf : Oğuzhan KUL - Nisan 2008 Zile

YUSUFCUKLAR
ZİLE'DE BİRLİKTE YAŞAM HİKÂYESİ
BALKONA MİSAFİR GELEN DOSTLARIM

Yuva Yapmaya Karar Veren Çifte Kumrular

Fotoğraf : Oğuzhan KUL - Nisan 2008 Zile

            Misafir diye tanımını yaptığımız insanlarımız bizlere gelmek için evimizin kapısını çalarlar. En doğal yolu da budur. Kapıyı kullanmayanlar bizi zor durumda bırakan insanların adları farklı telâffuz edilir ve de kabul görmezler. Bu misafirler kapımızı çalmadan gelen, her sabah bizi ötüşleri ile uyandıran bir çift Kumru Kuşu...

            Dostluğumuzun bir hikâyesi var. Bunu sizlerle paylaşmak istedim. Hatırlanırsa, 17 Şubat 2008 günü BALKON MİSAFİRLERİ konu başlığı altında sizlerden bir istekte bulunmuştum. Kış gününde dostlarımızın da hatırlanması gereğini vurgulamaya çalışmış, anılan o günde kendimce balkona yemler serpiştirmiş, hangi kuşun yediğine pek bakmamıştım. Serpiştirdiğim yemi yiyen kuşların arasında Kumru Kuşları'nın da olduğunu hatırlıyorum. Bu Kumru Kuşları ile o günden beri bir dostluğumuz gelişti. Zaman zaman balkona gelirler, onlar için seçtiğimiz yemleri yer ve giderlerdi.

            Nisan ayının ortalarına doğru bu Kumru Kuşları balkonumuzu sık ziyarete başladılar. Bu ziyaretin sebebi yuva keşfi imiş. İlk günler anlam veremedik. Balkondaki TV anten çanağının kablo kıvrımlarını yuva yapmaya uygun bulmuşlar. En nihayet yuvayı yapmaya başladılar.

Çifte Kumrular Yuvaya Karar Vermek İçin Keşifte.

Fotoğraf : Oğuzhan KUL - Nisan 2008 Zile

            Bizim kuşkumuz.. burada rahatsız olacaklar şeklinde idi. Erkek kumru çevreden bulduğu çöpleri ağzında getiriyor ve dişi kumrunun önüne bırakıyor. Dişi kumru da çöpleri uygun bir biçimde yerleştiriyordu.. yani “Yuvayı dişi kuş yapıyor”du. İnsan yaşamında nasıl emek harcamadan yaşamaya çalışanlar varsa bu durum kuşlar için de geçerliymiş. Kumrular yuva yaparlarken, yapılan bu yuvanın çöplerini alttan çalan Serçeler ya da Buğdaycık Kuşları vardı. Üstten kumrular yuvayı yapa dursunlar alttan serçeler çöp hırsızlığına devam ettiler. Bu yüzden yuvanın yapılması uzun sürdü.

Yuva için ilk dalcıklar taşınıyor ve iki Serçe (Buğdaycık Kuşu) hazır malzemeyi aşırmak için tetikte bekliyor!

Fotoğraflar : Oğuzhan KUL - Nisan 2008 Zile

            Kumrular bizden hiç rahatsız olmadılar. Nihayet dişi kumru iki tane yumurta yumurtladı ve kuluçkaya yatmaya başladı. Er demişler gör demişler” misali erkek kumru dişisini besledi. Zaman zaman erkek nöbetleşe yumurtanın üstünde yattı. Serçelerin hırsızlığı olanca hızı ile devam etti. Yuvanın altını boşalttılar. Kumrularla dostluğumuz o kadar ilerledi ki  onları okşama derecesine ulaştı. Bir sabah yumurtanın birinin yuvadan düştüğünü gördük. Yumurta haliyle kırılmıştı. Diğer yumurtayı korumak için yuvayı onarmak bize düştü. Onardık ama .!

Yabanî kuşların dalcıkları aşırmasına rağmen yuva, anten direği üzerinde artık şekillenmeye başlamıştı.

Fotoğraflar : Oğuzhan KUL - Nisan 2008 Zile

            Düşünemediğimiz bir gerçek vardı. Hayvanlardaki iç güdünün farklı olması ve yuvanın tamiri sırasında yumurtaya dokunmamamız  gerekiyormuş. Bu durumu yaşayarak öğrendik. En nihayet dişi kumru gene tek yumurtanın üstünde birkaç gün daha yattı. Üstte Kumru yata dursun, serçeler bedavacılığa devam ettiler.. Biz onları yuvadan uzaklaştırmak için elimizden gelen gayreti göstermemize rağmen, kumrular hiç umursamıyorlardı. Onlara göre bu davranışlar kuşlar arasında normaldi. Özellikle İlkbahar aylarında yuva yapmak, yavruları büyütmek için bu tür davranışlar olması gereken olaylardı..! Hayvanlar arasında ki  paylaşımcılığın örneğini bize gösteriyorlardı.

Bir gün altı oyulan yuvadan düşecek olan yumurtaların masumâne hayata açılım bekleyişleri.

Fotoğraflar : Oğuzhan KUL - Nisan 2008 Zile

            Altı oyulan yuvadan diğer kalan yumurta da düştü. Kumruların üzüldüğü hal ve hareketlerinden belli oluyordu. Sanki bize “Buradan gitmeliyiz” diyorlarmış.. yeni bir yuva yapmak için izin istiyorlarmış gibiydiler. Bir sabah onları balkonumuzda göremez olduk. Bizi terk etmişlerdi. Bu duruma çok üzüldük! Aramızda sevgiye dayanan, birlikte yaşam duygusu gelişmişti. Bu sevimli dostların masumâne tavırları, yuva yaparlarken cilveleşmeleri, ötüşleri bizlere huzur veriyordu. Yuvalarını yapışlarını kayda almıştım. Bu kayıtları izleyerek onlara olan özlemlerimizi gidermeye çalıştık. Aradan birkaç ay geçti. Balkondan gene aynı tanıdık sesler gelmeye başladı. Sanki ???

            - Biz geldik, biz sizi unutamayız, o kış ve bahar günleri bizi siz doyurdunuz..! diyor ve :

            - Biz yavrularımızı bir başka yuvada büyütemedik!.. teslim olmuşluğunda bizlerden izin ister gibi!

            - Bizim için en güvenli yuva burası!.. dermişçesine...

bakışlarıyla bunu ifade etmek istiyorlardı. Tekrardan yuva yapma isteklerinin olduğu fark ediliyordu. Biz de izin verdik. İkinci defa yuva yapma işine başladılar ve yuvalarını yapıp bitirdiler.

Azimle yeniden yapılan yuvada ilk kuluçkaya yatış ânında kumrunun sabırla hedefine yol alması.

Fotoğraflar : Abbas KUL - Temmuz 2008 Zile

            Kumrular beslenmek için gittiklerinde yuvalarını onarmak ve daha düzenli bir hale sokmak için gerekli çalışmaları yaptık.

            Beslenmeden dönen kumrular yuvalarını kontrol edip sanki bize :

            - Dokunmayın yuvamıza!.. dercesine yuvalarını tekrardan kendi iç güdülerine göre düzenliyor.. “Aramızda bir mesafe olsun” tavrını koyuyorlardı!

            Bu iki kumru bizlere çok şeyler hatırlattılar. İnsan olarak bildiğimiz fakat uygulamadığımız bazı hasletlerin nostaljisini yaşattılar. Öncelikle vefalı olmanın anlamını yinelediler hâfızalarımızda.

             Kumruların bize yaklaşımlarını, kış günü onlara verdiğimiz yemlerin karşılığı olarak düşündük. İkinci kez gelişleri ile bunun doğru olduğu kanısı bizde oluştu.

            Yaşadığımız çevrenin sadece biz insanlara ait olmadığını hatırlatıp, birlikte yaşamın gerekliliğini gösterdiler. Yaşam da soysal olmanın ne kadar önemli olduğunu yuvalarını yaparlarken gösterdiler. Aile yaşamındaki işbirliğinin aileyi ayakta tutan en büyük unsur olduğunu... Hani günlük yaşantımızın içinde zaman zaman “çifte kumrular gibisiniz” deriz..  bu olayın gerçekliliğini gözlemledik. İnsan olarak örnek almamız gereken bir yaşam olayını gösterdiler. Paylaşmanın gerçeğini yaşattılar. Olanla yetinmeyi gösterdiler.

Ve güven ortamında geleceğe uzanan sevgi dolu bakışlarda yeni doğumların müjdesi...

Fotoğraflar : Abbas KUL - Temmuz 2008 Zile

            Kumrularla dostluğumuz gelişti. İki yumurta üzerine tekrardan kuluçkaya yatmaya başladılar. Anladık ki İlkbaharda başka yerde yuva yapamamışlar veya uygun bir ortam bulamamışlar.

            Kuluçkaya yatmaya nöbetleşe devam ettiler. Temmuz ayı içindeki sıcaklarda yuva yanına su koyduk. Suyun ilk müşterileri serçeler ya da buğdaycıklar oldu, bol bol banyo yaptılar. Bizim “Sabırlı Kumrular” da onları seyrettiler. Uzunca bir süre kuluçka yatma işi devam etti. Yumurtaları soğutmamaya gayret gösterdiler. Nöbet değişimleri çok hızlı oluyordu. Yumurtaları görmemiz imkânsızdı. İki yumurtaları vardı, ama yumurtaların durumu nedir ne değildir göstermiyorlardı. Yumurtalardan yavru çıkmama olasılığı da vardı. Bu durum bizi şüphelendiriyordu. Bir sabah erkenden eşim :

            - Koş fotoğraf makinasını al balkona gel! diye bağırdı. Ben de yatak kıyafeti ile balkona çıktım. Makinayı hazırlayıp nöbet değişimini izlemeye çalıştım. Bir de ne göreyim.. yuvada iki tane Kumru Yavrusu var. Bu duruma çok sevindik. Anne kumrudan izin alarak yavruları kaydımıza aldık.!

İlk kez yavruların yuvada gösterilmesi ve yavrular üç günlük iken...

Fotoğraflar : Abbas KUL - Temmuz 2008 Zile

            Böylece kuşkumuzdan da kurtulmuş olduk. Çok mutluyduk! Sanki ailemize yeni bir birey katılmıştı. Bu arada gözden kaçırdığımız bir durum vardı. Kumrular bu günlerde çok mutlu görünüyorlardı.  Bu durumdan bir anlam çıkarmamız gerekiyormuş. Bu duruşları ile bize :

            - Bizim iki tane yavrumuz oldu.. diye mesaj veriyorlarmış. Mutluluklarını bizimle paylaşmak istiyorlarmış. Bizler anlayamadık. Anne ve Baba Kumru yavrularını büyütmek için büyük bir çaba gösterdiler. Kendi anlayışımıza göre onları beslemek istedik ama kabul etmediler. Onların kendilerine göre besin seçme ve besleme plânları vardı.

Çok mutlu göründükleri her hallerinden belliydi ve palazlanan yavruların kuşkulu bakışları!

Fotoğraflar : Abbas KUL - Temmuz 2008 Zile

            Yavrular hızlı bir gelişim gösterdiler. On gün içinde belirgin bir hale geldiler. Onlar bizi, biz onları takip ediyorduk. Aramızda sevgiye dayanan bir güven oluştu. Anne baba kumru yavrulara dokunmamıza, okşamamıza izin verdiler. Bu olayı duyan komşular Kumru Ailesi'ni görmeye geldiler.. Zile’de kumru kuşlarının çoğaldığı konusunda düşüncelerini söylediler. İklim ve çevrede oluşan değişimlere paralel olarak kuş türlerinin dağılımında da farklılıklar olduğunu belirttiler.

Kumrular on günde hızlı bir gelişme gösterdi. Kuşkulu bakışlar sürecinde gelişimlerini yakın plânda çerçeveledik.

Fotoğraflar : Abbas KUL - Temmuz 2008 Zile

            Zile’de kumruların çoğaldığı, bunun sebebinin de güvercinlerin azaldığı ve nakliye işi yapan Zileli şoförlerin Mersin’den kumruları getirdikleri ve doğaya saldıkları şeklinde görüş belirtenler oldu. Ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışılır. Gerçek şu.. Zile kumrular için bir yaşam alanı haline gelmiş durumda. Sabah seheri ve akşam gün batımı öncesi bu kuşların varlığını ötüşleri ile görebiliriz. Ötüşlerinden dolayı Zile’mizde Kumru Kuşlarına Yusufcuk Kuşu deniliyormuş. Bizler de yeni öğrendik!

            Zile’mizin Bahçeli Evleri'nde bu kuşları görmek mümkündür. Hele bu kuşları dinleyerek güne başlamak ve günü bitirmek insana doyumsuz haz veriyor. Bu güzellikler içinde yavrular büyüdüler. Etrafı tanıma gezilerine başladılar. Biz balkonda otururken onlar da balkon demirlerinde gezinti yaptılar.

Meraklı bakışlarla bir yandan çevreyi kolaçan ederlerken öte yandan balkonu turlamayı da ihmal etmiyorlar.

Fotoğraflar : Abbas KUL - Temmuz 2008 Zile

            Evde olmadığımız zamanlar gözümüz arkada kalmaya başladı. “Acaba yavru Kumrular nasıllar” diye merak ederdik. Balkondan aşağı düşme tehlikesi vardı. Serçe yavruları ile arkadaşlıklar kurdular.

Bayağı toygar
Korunma durumu: Asgari endişe
Mahallî Adı : Buğdaycık
Âlem : Animalia (Hayvanlar)
Şube : Chordata (Kordalılar)
Sınıf : Aves (Kuşlar)
Takım : Passeriformes
(Ötücü kuşlar)
Familya : Alaudidae
(Toygargiller)
Cins : Alauda
Tür : A. arvensis
Bilimsel sınıflandırma http://tr.wikipedia.org/wiki/Baya%C4%9F%C4%B1_toygar
Binominal adı

Alauda  arvensis    Linnaeus, 1758

            Balkonda gezindiler. Hiç yuva dışında tünemediler. Anne ve baba kumru onları düzenli olarak besledi. Hızlı bir büyüme gösterdiler. Uçma eksersizleri yapmaya başladılar. Kuşkumuz uçmalarını görememekti! Sıkı bir takibe başladık. Onların uçmalarını görmek bizi ziyâdesi ile mutlu edecekti.

Yabanî kuşlarla arkadaşlık ilişkileri ve bir yandan uçma egzersizleri devam ediyor.

Fotoğraflar : Abbas KUL - Temmuz 2008 Zile

            Kültürümüzde büyütüp “Yuvadan Uçurmak” çok  anlamlıdır. Özellikle kız çocuklarımız için bu deyimi kullanırız. Gelin giden çocuklarımızın peşinden hem üzülür hem seviniriz. Bizimki de öyle bir şey olacak gibi. Onlarla zaman geçirmek güzellikti.. bunun için üzüleceğiz. Onları kendi doğalarına kavuşturacağımız için sevinçliyiz.

Anne kumru babayla birlikte özenle yavrularını besleyip büyüttüler ve kısa zamanda semirmelerini sağladılar.
 
Fotoğraflar : Abbas KUL - Temmuz 2008 Zile

            Anne ve Baba Kumru, yavrularını uçurma zamanının geldiğini ötüşleri ile göstererek, karşı duvar ve ağaçlardan seslenmeye başladılar. Yavrularda uçma cesareti henüz yoktu. Yuvalarında kanatlarını çırpıp duruyorlardı. Erken bir sabah gene kumruların sesleri duyulmaya başladı. Yavrularına hadi gel dercesine sesleniyorlardı. Yavrular son bir cesaretle kendilerini boşluğa bıraktılar. Yalpalayarak karşı duvara ulaştılar.

Uçmayı öğrenen kumrular birkaç gün daha yuvaya gelip gittiler.

Fotoğraflar : Abbas KUL - Temmuz 2008 Zile

            Böylece onların uçuşlarını görmüş olduk. Yani onları “Yuvadan uçurduk”. Zile’ye iki tane daha Yusufcuk kazandırdık. Buruk bir sevinç yaşadık. “Tamam daha yuvaya gelemezler” diye düşünüyorduk ki yanılmışız! Akşam olunca yavrular yuvaya gene geldiler. Bu durum birkaç gün böyle devam etti.

            Anne ve baba kumrular yuvalarını tekrar onardılar. Bu arada yuvada kalmak isteyen yavrularına : “Siz büyüdünüz” dercesine onları yuvadan uzaklaştırdılar. Böylece Yaratıcı'nın onlara yüklediği misyonu yerine getirmiş oldular. Yavrularına “Gidin eşinizi seçin ve yuvanızı kurun” mesajını verdiler. Onardıkları yuvada iki tane daha yumurta yaptılar. Üçüncü kez kuluçkaya yattılar. Ümidimiz havalar soğumadan tekrardan yavrularını çıkarır, büyütür ve Zile’miz doğasına Yusufcukları salarlar. Bu defa zamansız kuluçka oldu. Yumurtaları ziyan oldu. Yuvalarını terk etmediler. Balkondan bize seslenmeye devam ediyorlar. Biz onları çok sevdik. Onlar da bizi sevdiler galiba..!

Artık kendileri beslenmeyi öğrenmeliydiler ve aile kurmak için ayrılma vakti gelmişti!

Fotoğraflar : Abbas KUL - Temmuz 2008 Zile

            Zile’de uygun yeri olanlar için çok güzel bir uğraş. Yapılacak tek yardım, onlara yuva yapacakları ortamı hazırlamak. Gerisini onlar yapıyor. Balkonunuzda onlarla çay içmenin keyfini hiçbir şeye değişmezsiniz. Bu kuşlarla insan yaşamı arasında çok benzerlikler var Şöyle ki :

Gübreleri ve bitleriyle insanın yakın çevresini kirleten ama doğaya canlılık veren kumruları koruyup, kollayalım!

Fotoğraflar : Abbas KUL - Temmuz 2008 Zile

            Bulundukları ortama çabuk uyum sağlıyorlar. Eşlerini ve yuvalarını asla terk etmiyorlar ve tek eşliler. İnsanlar için kullanılan “Tek yastıkta kocayın” sözcüğü bu kuşlar için de geçerli. Eşini kaybeden kumru günlerce yas tutar, ikinci bir eş seçmez. Yuvalarında yumurta veya yavrularını bulamadıkları zaman insan gibi ağladıkları ve üzüldükler görülür. Biz onlardan, onlar bizden memnun. Zile'de birlikte bir yaşamı paylaşıyoruz.  01.09.2008

                                                                                                               Abbas KUL - Eğitimci


Fotoğraf : Abbas KUL - Temmuz 2008 Zile

Kumru     Kuşları
Her zaman sevecen her zaman seven,
Mâsum duruşuyla itimat veren,
Derviş Yûnus gibi yanıp da eren,
Dervişlik yapıyor kumru kuşları.
İnsanlar bakıp da ibret almalı,
Hep sevgi hep saygı nasıl sormalı?
Şerri bile varıp hayra yormalı,
Öyle yapmıyor mu kumru kuşları?

Salih Yıldız

 

Zile Makaleleri Sayfasına  

Dönmek İçin TIKLAYINIZ

YAZDIR