ANA SAYFA            
(Bu sayfa en son 23 Ocak 2011 tarihinde güncellenmiştir.)

 

 

FARUK YILDIZ

ÇÖMLEKÇİLİK ZANAATININ

YAŞAYAN BİR DUAYENİ

Röportaj : M. Ufuk MİSTEPE
Söyleşilen : Faruk YILDIZ


Faruk YILDIZ Fotoğraf Arşivi

FARUK YILDIZ

ÇÖMLEKÇİLİK ZANAATININ

YAŞAYAN BİR DUAYENİ

 

Ünye, törelerin kısmen de olsa halen yaşatıldığı medeniyetlere açık bir yöre.

Töreler, baba yâdigârlarını ziyâreti, onları ihmal etmemeyi salık verir.

Emekli Öğretmen Fahrettin ERKOÇ Hocamız da babasının bu öğüdünü kırmaz,

yaşça benden çok büyük olduğu halde arada bir beni ziyârete gelir ve sebebini de lisan-ı hal

ile izahtan geri kalmazdı. Dedem, Sürmeneli Molla Mahmut Efendi Taşçı Ustası idi ve

ERKOÇ Hocamızın babası Parmaksız Hüseyin (İsiyn) Usda'nın ustasıydı.

Babamın sırdaşı ve yakın arkadaşlarından biri de Nalbant Arif Bey'di.

Babam da bana onu ihmal etmemeyi salık vermişti vaktiyle.

Geride kala kala bir Faruk ve Haluk Ustalar kaldı.

Vefa borcumdu, baba dostlarıydılar!

 

Faruk / Selma YILDIZ ve Abdullah GÜNEŞ - 1965

ÜTAG - Ünye Tarih Araştırma Grubu Fotoğraf Arşivi

            MİSTEPE - Faruk Usta merhaba. 'Ünye Türküleri Tanıtım Gecesi' münasebeti ile Ünye'deyim. Daha önceden söz verdiğim üzere bir söyleşi yapmak üzere de erkenden yanına geldim. Kızın Songül bu röportajdan haberdardı. Sabah, işin icabı saat 09:00'da dükkânını birlikte açmak nasip oldu. Böylece sabah çayına ortak olmanın güzelliğini yaşayacağım galiba?

            YILDIZ - Evlâdım; kepenkleri açmak ikimize nasip oldu.. evet! Bu TEKEL Bayiliği'ni, çömlekçiliği yaşım ve piyasa durumu gereği terk ettikten sonra bir meşgale olarak sürdürmekteyim gördüğün gibi. Rahmetli babanın emaneti olarak seni eski günlerdeki gibi karşımda görmek beni derinden teessüre boğdu ve çok mütehassıs oldum şu an.. elimde olmayarak duygulandım.

Merhume Hayriye (Sargun) YILDIZ ve Eşi Faruk YILDIZ

Songül (YILDIZ) BAL Fotoğraf Arşivi

            MİSTEPE - Faruk Abi. Rahmetli babamın mesleği ÇÖMLEKÇİLİK idi. Siz de bu mesleğin duayenlerinden biri olarak çömlekçilik zanaatına emek verip, iz bırakanlardansınız. İsterseniz söyleşimize.. bu ortak noktadan giriş yapalım? Bu mesleği seçmenize neden olan hadise neydi?

            YILDIZ - Sevgili Ufuk, ilginç bir hikâyesi var bu mesleği seçmemin. Anfarta İlkokulu'ndan karnemi almıştım. Eve giderken İlyasoğulları'nın Çömlek Fabrikası önünden geçiyordum. Çöpçünün Emine derlerdi.. Emine AKKUŞ, çömlek çamuru yapardı; zaten birçok Burunucu Mahallesi kadını çömlekçilikle haşır neşirdi. Elimde karne sevinçle giderken önüme çıktı. 'Faruk' dedi.. 'Makinaya çamur koyar mısın?'

            Çamur Ezme Silindiri, çamur içerisindeki taş, tohum, kuru toprak gibi sert materyalleri ezmeye yarardı ki çamuru topaç yaparken ve tezgâhta işlerken ele gelip pişmemiş çömleği bozmasın.

1. Ada Bakkaliyesi Bahri Çiçek'in Çömlek Atölyesi, 2. İlyasoğulları Küçük Fırını,
3. Büyük Fırın, 4. Parmaksız İsiyn Usta Evi, 5. Tillâ Çay Bahçesi, 6. Sarıkaya, 7. Üç Çeşmelere İnen Merdiven, 8. Bekir Usta Yalısı.

Ünye Yerel Tarih Grubu Fotoğraf Arşivi

            İş var diye sevinmiştim. Sabaha gelirim dedim. Evden tabi o işe beni göndermezlerdi. Kendiliğimden kaçak olarak çalışmıştım. İlk hafta bana 30 kuruş verdiler ve bana dediler ki 'Sen iyi çalışıyorsun, bir dahaki  haftaya gelirsen sana 50 kuruş vereceğiz'. İş sahibi de Ahmet KAVAKLIOĞLU idi. O zamanlar daha çarşıya taşınmamışlardı. İslâmoğulların evinin ikinci katında kiracıydılar. O zamanın Çömlekçi Mahallesi sakinleri ve delikanlıları çömlekçi tezgâhından geçmiştir. Çalışmışlar, sebeplenmişler ve harçlıklarını bu meslekten çıkarmışlardır.

Faruk YILDIZ (Çömlek Tezgâhında), Selma YILDIZ ve Abdullah GÜNEŞ (Topaç Hazırlarken)

Songül (YILDIZ) BAL Fotoğraf Arşivi

            MİSTEPE - Çömlekçilik Mesleği'nin Ünye'de yayılması ne zaman ve ne şekilde olmuştu?

            YILDIZ - Rumlar, 1923/27'de mübadelede gittiklerinde hiç zanaat ustası kalmamıştı; Türk Usta da yoktu. Babamın amcasının oğlu İlyasoğlu Ahmet YILDIZ Efendi.. Terzi Nihat'ın babası Trabzon'a gider ve Şükrü ELLİBEŞ'i alır, Ünye'ye getirir.

İlyasoğlu Ahmet YILDIZ - 1925 Ünye

ÜTAG - Ünye Tarih Araştırma Grubu Fotoğraf Arşivi / Kaynak : Nihat MUTLU

            O zaman kaymakam 30 - 40 Lira maaş alırdı. Şükrü Efendi 150 Lira'ya getirildi buraya. Akabinde Şükrü Bey gümüş bastonla dolaşmaya başladı ve sonra Belediye Başkanı oldu. Ellibeşler sülâlecek geldiler ve buraya yerleştiler. Ahmet Efendi ayrıldıktan sonra kendi imalâthanelerini kurdular. Ve onların kurdukları düzen üzerine biz de meslekten nasibimizi almış olduk ve bu meslek üzere Ünye'de hizmet verdik.

Borçkalı Ahmet / Şükrü Ellibeş'lerin
Çömlek Fabrikası ve Fırını / Burunucu Mahallesi

Elden Ele Pişmemiş Çömleklerin Fırına Üstten Doldurulması
Hamdi Usta ve Büyük Usta görülmektedir.

            MİSTEPE - Mesleğin icrasında hangi ustalarla çalıştınız?

            YILDIZ - 1919 doğumlu baban vardı.. Hüseyin MİSTEPE benim ustamdı. Ona topaç yaptım, çıraklık yaptım; yanımda birlikte de çalışmışlığımız oldu. Birçok ustayla çalışmışlığım oldu. Karaoğlan vardı.. Mehmet YILDIZ Usta, o zamanlar bir numaraydı. Oğlu Terzi Ahmet ile sen de babana çıraklık yapmıştınız Karaoğlan'la ortaklıkları döneminde.. hatırlıyorsan. Atikler'in uşakları Abdullah, Mustafa ve Salim Ustalarım vardı. Bulgaristan'dan gelme İSPAS (Espas) Usta vardı; o da benim ustamdı ve çok iyi bir ustaydı, ona da çıraklık yaptım ve ondan çok şey öğrendim. Gayet Avrupaî bir kişiliği vardı ve sanki Avrupa'yı temsil ederdi. Onun nezdinde ustalığımdan gurur duyardım. Onu gördüğüm zaman çömlekçi olmakla övüncüm bir kat daha artardı.

            İspas Usta, çocuklar için içerisine su konulan küçük çömlek düdükler de yapardı. Bulgaristan'dan bu kültürü Ünye'ye getirdi. Baban da ben de yapardık o düdüklerden. Bir de İspas Usta her akşam iş bitiminde Fokfok Kayalıkları'na gider ve 10 kadar Fega'da yüzen Fok Balıkları'nı izlerdi. Sabah, denizdeki FEGA Mağarası'ndan çıkar, ikindiye doğru dönerdi Foklar. Balıkçılarımız ve jandarmalar neslini maalesef yok ettiler!

            1927’de İlyasoğlu Ahmet’in yanında mesleğe başlayan Bekir Çağlar Usta, Bulgar Espas Usta'dan öğrendiği çömlekçiliği uzun yıllar icra etti. 1931’de kendi imalâthanesini açtı. Kefeli Câmii yanından sökerek, Çömlekçi’deki Üç Çeşmeler’in yanında kayıklarla taşıdıkları fırını, Selanik göçmeni Hürmüsa Hanım'dan satın aldı. 1961 yılına kadar faaliyet gösterdikleri bu fırının taşınıp kurulmasına vesile olan.. Daşcı İsiyn Usta'nın (Hüseyin MİSTEPE) babası Taşçı Ustası Mahmut Efendi'nin yetiştirdiği Parmaksız Hüseyin Usta’ydı.

Çömlekçi Ustası Faruk YILDIZ İkinci İşyerinde
Kardeşi Haluk YILDIZ ile Çömlekçilik Tarihi'ne Damgasını Vurdu.

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE - 23.12.2009 Niksar Caddesi / Ünye

            MİSTEPE - Babam da zaman zaman sizin atölyede gabala usulü çömlek yapar ve ben de yanınıza gelir, orada vakit geçirirdim. Güzel anılar yaşadım atölyenizde.. anlatacağım onları da. Ama daha önce yanınızda çalışan vefakâr yardımcınız Abdullah GÜNEŞ hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz?

            YILDIZ - Çok enteresandır. Abdullah GÜNEŞ kırsal yöreden gelmeydi ve benim yanımda on beş sene çalıştı. Buna rağmen 'Doyamadım sizlerle çalışmaya' dedi. O kadar çalışkandı ki 10 Lira yevmiye ile çalışırdı, 20 Lira'lık iş yapardı. O zamanlar yokluk yıllarıydı, bolluk yoktu. Hanımına, kendisine hediye yapardık.. bayılırdı. 1.000 Lira birikmişse 500 Lira da ben bahşis verirdim ona. O zaman daha da mutlu olurdu.

Burunucu Mahallesi'nde Sevkıyata Hazır Çömlekler

Çömlekler Faruk ve Halûk Yıldız Kardeşlerin İmalâtıdır.

            MİSTEPE - Abdullah Abi'nin imrenilecek bir çalışma temposu vardı. Zayıf ve kısa boy cüssesiyle fabrikadan sahil yoluna çömlekleri taşımak ve aşağıdan 30 basamak merdiveni günde defalarca inip çıkmak suretiyle hamam odunu dediğimiz koca kütükleri sırtında fırına taşımak ve onları balta, çekiç ve kamayla parçalamak kolay iş değildi. Metanetliydi de.. ağır çalışma koşullarına rağmen güler yüzlü idi. Dinlenmek için öğle aralarında bazen fırın ızgarası altındaki kubbemsi odadaki ılık küllerin üzerinde yatardı. Bu yüzden hoş olmayan bir lâkap takmıştı Ünyeliler ona.. hangimize takmadılar ki?

Faruk YILDIZ ve Ailesi'nin Çakırtepe'de İkamet Ettikleri Ev.
Selma (Yıldız) BACAKSIZOĞLU ve Sâdık Pamuk Evlerinin Bahçesinde.

Faruk YILDIZ Fotoğraf Arşivi

            MİSTEPE - Hatırlayacağını tahmin ediyorum. Yıl, 1967'ydi. Gülay Abla'mın Fen Bilgisi ve Matematik Öğretmeni olarak ilk tâyini Sivas'ın Gemerek İlçesi'ne çıkmıştı. Gemerek neresi.. bilmiyorduk. Haritada zor bulduk yerini. Ablam bekâr olduğundan ben de ortaokul birinci sınıfı onun yanında okuyacaktım. Samsun'a karayoluyla, oradan Sivas üzerinden Gemerek'e kara trenle gidecektik ve Anadolu'ya trenle ilk seyahatim gerçekleşecekti.

            Rahmetli Babam Daşçı İsiyn Usda senin işyerinde tezgâhta çömlek yapıyordu. Vedalaşmak için yanınıza gelmiştim. Babamın üzeri çamurdu.. bense gran tuvalet giyinmiştim. Anladı neden geldiğimi! Ellerini tezgâhın üzerindeki suda yıkadı ve üzerindeki önlükte kuruladı.

 
23 Nisan 1968 / Gemerek - Gemerek Ortaokulu'nda Gülay (Mistepe) ÖĞRETİM ve M. Ufuk MİSTEPE

M. Ufuk MİSTEPE Fotoğraf Arşivi

            Baba ben gidiyorum.. Allah'a ısmarladık.. dedim. Yüzüme baktı, başımı her iki eliyle tutup yavaşça göğsüne yaklaştırdı itinayla ve saçlarımdan öpüverdi. Kelimeler boğazıma düğümlenmişti. Hakkını helâl et baba.. dedim. Kırık ve ağlamaklı kısık bir sesle 'Helâl olsun oğlum!' dedi. Ve sizlerle de vedalaşıp arkamı dönüp yol kenarında otobüs bekleyen annem ve ablamlara doğru yürümeye başladım.

            Bir ara başımı geriye döndürdüm ki ne göreyim?!!! Babam ağlıyordu. Daşçı İsiyn Usda'yı ilk kez ağlarken görmüştüm. Nasıl duygulandığımı anlatmak için şu an bu satırları rahmetli Kıvırcık Ali'yi dinlerken yazdığım andaki gözlerimden damlayan gözyaşlarını tasavvur ederek varın siz yorumlayın sevgili hemşehrilerim...

Faruk, Hayriye, Selma ve Muhsin YILDIZ Çakırtepe'de Evlerinin Bahçesinde.

Faruk YILDIZ Fotoğraf Arşivi

            YILDIZ - Evlâdım; zaten çok duygusal bir ortamda konuşuyor ve hassasiyetimden zorlanıyorken bu hâtıran ile beni de hüzünlendirdin. Rahmetli beni çok severdi. 1963'te Almanya'ya gitmiş ve talihsizlikler yüzünden altı ay sonra dönmüş ve gene birlikte çalışırken şu olayı yaşamıştım onunla.

            İş bitiminde üzerimizi çıkarıp, İlyasoğlu Yalısı'nda denizde yıkandıktan sonra evlerimize giderdik. Ama Hüseyin Usta o günlerde koluma girer ve hadi yürüyelim diyerek Aynikola'ya doğru beni de yanında çeker götürür, Ünye özlemini gidermeye çalışırdı. Almanya'da iken Ünye hasretine dayanamamış ve gençliğinin geçtiği sahilleri dolaşarak ruhunu temizlemeyi yeğlemişti. Bu hasretliği bir müddet böyle devam etti.

Faruk ve Haluk YILDIZ Kardeşlerin Niksar Caddesi üzerindeki YILDIZ Büfe İşletmeleri

M. Ufuk MİSTEPE Fotoğraf Arşivi

            MİSTEPE - Konu madem babamdan açıldı; birlikte yaşadığınız bir olayın şahidi olarak bunu da burada aktarmanın yararlı olacağını düşünüyorum. Babam, bildiğin gibi sözünün eri ve parayla değerlerini satmayacak kadar onuruna düşkün bir insandı. 1978 yılıydı; evliliğim öncesi masrafları karşılamak üzere bahçemizin bir evlik arsasını satmak gerekmişti. Çömlekçi Adil / Haydar DİLEK Ustalar'ın evlerinin tam karşısındaki arsaydı ve bir talipli ile anlaşıp kapora da almıştı.

Ünye'de, Günümüze Harabe Halinde Ulaşan İki Çömlek Fırını.
Adil ve Haydar DİLEK Ustalar'ın Çömlek Fırını. Keşaplı Sokağa paralel Dere Ağzı mevkiinde Mistepe'ye komşudur.

ÜTAG - Ünye Tarih Araştırma Grubu Fotoğraf Arşivi

            Ertesi gün senin evimize geldiğini hatırlıyorum. Sen de bahçeye talipli olmuştun ama her nedense geç kalmıştın! Babam, kaporayı aldığını ve vazgeçmesinin etik olmayacağını beyanla seni üzmeden teklifine hayır cevabı verdiği ânı unutamıyorum. Hem daha fazla para teklif etmiş hem de hemen ödeme yapacağını beyan etmiştin. Ama babam verdiği söze sâdık kalmış ve sen gibi bir dostunu müteessir bırakmak pahasına olsa bile sözünden caymamıştı. Oysa paraya çok ihtiyacı vardı. Bu olay beni çok etkilemişti. O gün bu gündür sözünün eri olmaya ihtimam gösteririm.

Yıldız Büfe'yi Çalıştıran Çömlekçi Ustası Faruk YILDIZ

M. Ufuk MİSTEPE Fotoğraf Arşivi

            MİSTEPE - Bu hâtıralar anlatmakla bitmez. Ünye'de o dönemlerde birçok çömlek fabrikası vardı biliyorsun. Hangi fabrikalarda çalıştınız Faruk Abi?

            YILDIZ - Askere gidene kadar İlyasoğulları'nın fabrikasında çalıştım. Dokuz yaşıma geldiğimde usta tezgâhına geçecek kadar kendimi yetiştirmiştim. Ellibeşler'in fırınlarında çalıştım. Askerden geldikten sonra da 1954/55'te kendi fırınımı yaptırdım. Bayram'ın kardeşi vardı o yaptı. Hüseyin ERKOÇ, Parmaksız İsiyn Usda yaptı. Onun yeğeniydi yanında çalışan. Babamın arsasıydı fabrikanın orası.

            MİSTEPE - Çömlekçilik adına ne gibi ürünlerin imalâtını yaptınız? Mesleği ne zaman bıraktınız?

Selma (Yıldız) BACAKSIZOĞLU, Songül (Yıldız) BAL, Serdar Muhsin YILDIZ, Neslihan (Yıldız) BALTACI

Songül (YILDIZ) BAL Fotoğraf Arşivi

           YILDIZ - Türkiye'de sanayi denen hiçbir şey yoktu. Henüz plâstik bilinmiyordu. Bütün su kapları, turşu kapları çömlektendi. İkinci Dünya Savaşı harp yıllarında vatandaş kalay bulamadığından bakır mutfak malzemelerini kalaylatamıyordu. Ben de o yüzden tencere ve yemek tabakları yaptım. Mesleği 80'li yıllarda bırakmak zorunda kaldım. 81 yaşındayım; çömlekçilik mesleğine verdiğim hizmetle övünür, aklıma o yıllar geldikçe sevinçten gözyaşlarımı akıtırım. Çok duygulandım biliyor musun?...

            MİSTEPE - Kardeşiniz Haluk Abi de çömlekçilik yaşantınızda hep yanınızda görünmekte. Ne zaman başlamıştı Haluk YILDIZ Abi çömlekçiliğe?

            YILDIZ - Biz, ömür boyu hep beraber çalıştık. Halen beraberiz. Çömlekçiliği de Tekel Bayiliği'ni de birlikte yürüttük. Haluk şimdi İstanbul'da.

Çömlekçi Ustası Haluk YILDIZ

Faruk YILDIZ Fotoğraf Arşivi

            MİSTEPE - Çömlek fırınlarını hangi ustalar yapmıştı?

            YILDIZ - İlk başlangıçta Rumlar'dan kalmaydı. Yenilerinden iri yapısıyla fark edilen Burunucu’ndaki eski fırınların tamamı Rum Hacdıtor’dan kalmadır. Onlar mübadelede gidince Parmaksız Daşçı İsiyn Usda (Hüseyin ERKOÇ) yapmaya başladı. Taşçı ustaları bu işten anlardı. Baban da Keşaplı Sokağın dere tarafında yer alan bahçenizdeki üç küçük çömlek fırınının ustasıydı biliyorsun. En son fırında sen de onun yanında çalışmıştın hatırlarsan.

İlyasoğlu Ahmet'in Fırını

            Fırın ızgaraları ateşin hararetinden eriyor ve yıkılıyordu.. tabi çömleklerin istifi de bozulduğundan kırılıyorlardı. İyi bir usta gerekiyordu bu yüzden ve ateş tuğlaları aranılır olmuştu ızgaralarda. Sonradan biz de öğrendik ve daha iyisini yaptık kendi kendimize.

Faruk YILDIZ, Çınarlık Mahallesi'ndeki Kendi Evi Önünde.

Faruk YILDIZ Fotoğraf Arşivi

            MİSTEPE - Konuyu biraz değiştirelim istersen. Beylik Horu ve Tabakhane Deresi ile ilgili birkaç anınız olduğunu biliyorum. Onları bizlerle paylaşır mısın Faruk Abi?

            YILDIZ - Yangınlar, seller.. Ünye’de yaşanan felâketlerden bazıları. Suların kabarmasının ekonomik hayatta bazen getirisi de olmaktaydı. 1930 Ünye doğumluyum biliyorsun. Sarı Hacıoğulları’ndan Sefil Tüccar Kaptan’ın kızkardeşi, içme suları tesisi için Beylik Horu’nun mülkiyetini Belediye’ye hibe eder. Kırk kadar tapuyu da 93 muhacirlerine bağışlar. Ailenin büyükleri Sultan Hamid’in ilim sofrasında bulunurlarmış.

Faruk YILDIZ Usta Yıldız Büfe'de.

M. Ufuk MİSTEPE ve Faruk YILDIZ Fotoğraf Arşivi

            Sefil lâkabı uluslararası sularda gezen kaptanlara verilirmiş. Şimdiki Veterinerlik Binası’nın Tabakhane Deresi hududunda vaktiyle Yelkenli Gemi İmalâtı yaparlarmış. Her sene suların kabardığı dönemlerde de gemileri yüzdürerek denize indirirlermiş.

            MİSTEPE - Röportaja mesleğinizden giriş yapmıştık. Şimdi, daha öncelerine dönelim diyorum. Doğum gününüze ait bilgileri paylaşır ve ailenizi anlatır mısınız?

            YILDIZ - Doğum tarihim çok enteresandır. Babam İstiklâl Harbi gazilerinden. İzmir'e kadar inmiş, Batum ve yöresinde çalışmış! 26 Ağustos 1930 Ünye doğumluyum. Doğum tarihim ile övünürüm. Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan'ın 26 Ağustos 1071'de Bizans ordularını yenerek Anadolu'ya girişi benim için onurdur.

Fahrettin ERKOÇ, Abdullah AKPINAR ve Faruk YILDIZ  Yıldız Büfe'de - Çınarlık Mahallesi'ndeki İkametgâhı

Faruk YILDIZ ve M. Ufuk MİSTEPE Fotoğraf Arşivi

            26 Ağustos 1921'de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın Sakarya Meydan Muharebesi'ndeki emri : 'Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz.' sözleri doğum günüme isabet eder. Gene 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın harekâtı bizzat Kocatepe'den idare ettiği Büyük Taarruz (Dumlupınar Meydan Muharebesi) bu tarihte başlamıştı.



Faruk YILDIZ Fotoğraf Arşivi

            Babam, Mustafa Muhsin YILDIZ eskiden ithalât - ihracat işleriyle meşgul çok büyük ticaret erbabı iken 26 krizinde iflâs etmiş. Sonradan ayakkabıcılık yaptı. Annem Fatsa'dan gelmeydi. Çamaş Beyleri'nden Süleyman Efendi'nin kızıydı. Çok güzel yetiştirilmiş ev hanımıydı, eski ve yeni yazıyı kendi kendine öğrenmişti ve elinden her şey gelirdi; çok becerikliydi.

Faruk YILDIZ (Sol Başta), DİLEK (Masada Sağda)

Faruk YILDIZ Fotoğraf Arşivi

            Babamın anne tarafı Süleyman Paşa'nın o zamanlar köy gibi olan Ordu'ya Ordu ismi verildiği yıllarda oraya bırakılan Osmanlı birliğinin kumandanının torunlarından gelmedir. Ünye'ye gelmişler; Ünye'ye 300 ya da bin kişilik bir birlik bırakmışlar. Osmanlı ordusu Ordu'da bir gece konaklamış ve adını oraya Ordu olarak vermişler. Ünye o zaman gayet gelişmiş bir şehirmiş, o yüzden Ünye'de kalmışlar.



Faruk YILDIZ Fotoğraf Arşivi

            MİSTEPE - Rahmetli babanızı hatırlamıyorum ama anneniz sık sık çömlek fabrikasına uğradığından onu iyi tanırdım. Oturduğu ev de zaten çömlek fabrikasına 30 m mesafede idi yanılmıyorsam. İmalâthanenin önünde bir beyaz incir ağacınız vardı. Anneniz yaşlandığından ağaca çıkamazdı ve ben çıkar hem en güzel çıtırlarını ekmek arası yapıp yer, kalanını da gıdık dediğimiz küçük bir sepete doldurur ve sizlere getirirdim. Vakit geçirmek için atölyenin etrafında dört döner, yivdin ve ısırganlarla boğuşur bazen de fırının ızgarası altındaki sıcak bölmeye girer, ılık küller üzerinde çocukça eğlenirdim.

            Biraz da eşinizden bahsedelim. Biliyorum bu konu hem sizi hem çocuklarınızı hüzne gark edecek ama kısa da olsa hemşehrileriniz onu da tanımak ister!

Faruk YILDIZ ve Hayriye (Sargun) YILDIZ

Faruk YILDIZ Fotoğraf Arşivi

            YILDIZ - Cefakâr eşim ben gibi 1930 doğumluydu. 64 yaşında 6 Eylül 1994'te onu ebedî istirahatgâhına uğurladık. Şekeri vardı ve tansiyon hastası idi. Beyninde, konuşma merkezinde tıkanıklık nüksetmiş. Nüksetmiş diyorum, çünkü o dönemlerde Ünye Devlet Hastanesi'nde yeterli âlet ve nöroloji doktoru olmadığı için gecenin bir vakti Samsun Tıp Fakültesi'ne ambulansla teşhis ve tedavi için giderken, Terme yakınlarında şiddetli yağıştan dolayı küçük kızım Songül'le beraber trafik kazası geçirdiler! Felâket üzerine yağmur bulutları gelmişti.

            Kazanın etkisiyle ciddî yaralar almışlardı. Asıl önemlisi eşim hem yaralanmış hem de komaya girmiş. Bir hafta komada kaldıktan sonra, hayata gözlerini açmış. Benim olaydan haberim ancak 20 gün sonra oldu. Brucella mikrobu yüzünden yataklara düşmüştüm; kalkacak durumda değildim. Olayı benden gizlemişler. Daha sonra durum açığa çıktı.  Bizler her ne kadar umutla ayağa kalkacağı günü beklesek de 38 gün sonra vefat etti. Asıl önemlisi ölmeden önce çekilen tomografiye göre beyindeki tıkanıklıkta 3'te 1 oranında düzelme görülmüş. Ben bunca sene ölüm nedenini kaza olarak yorumladım; kızım da öyle düşünüyor. Siz nasıl yorumlarsınız bilmem!

Hayriye, Selma, Muhsin, Neslihan, Faruk ve Songül YILDIZ

Songül (YILDIZ) BAL Fotoğraf Arşivi

            MİSTEPE - Çocuklarınız neredeler? Evinde yalnız oturduğunu biliyorum. Onları kanatlayıp uçurmuş olmalısın?

            YILDIZ - Büyük kızım Muhsine Selma BACAKSIZOĞLU 3 Mart 1961 doğumlu; seninle aynı gün doğmuş.. biliyor muydun bunu? Süleyman BACAKSIZOĞLU ile evli. Yılmazlar Mahallesi'nden komşunuz olur, tanırsın. Ev hanımı, Ünye'de yaşıyor. Hamdi ve Selin adında iki çocukları var.

            Oğlum Serdar Muhsin Yıldız, 5 Ocak 1963 doğumlu. Bafra'da yaşıyor. Leyla YILDIZ'la evli. Şahan adında bir oğlu var. Bafra Kolay Köyü'nde Hidrolik Santral'de görevli.

            Neslihan Yıldız BALTACI 13 Ağustos 1967 doğumlu; ev hanımı, İzmir'de yaşıyor. Ablan Selma TUZCUOĞLU ile Egekent'te Denizciler Sitesi'nde komşular ve sen de görüşüyormuşsun zaten. Erol BALTACI ile evli. Sıla ve Anıl adında iki çocukları var. Ev hanımı.

            Küçük kızım Songül Yıldız BAL 15 ŞUBAT 1969 doğumlu. Cengiz BAL ile evli. Çakırtepe'de bir araya gelip, kulağımı çınlatmıştınız. O da ev hanımı. Umut adında bir oğlu var. İstanbul'da yaşıyor.

Serdar Muhsin YILDIZ, Selma (Yıldız) BACAKSIZOĞLU (Solda)
Selma (Yıldız) BACAKSIZOĞLU, Serdar Muhsin YILDIZ, Neslihan (Yıldız) BALTACI, Songül (Yıldız) BAL.

Faruk YILDIZ Fotoğraf Arşivi

            MİSTEPE - Tahsil yaşamınızdan kısaca bahsetmek ister miydiniz? Hocalarınız kimlerdi?

            YILDIZ - İlkokula Meçhul Asker İlkokulu'nda başladım ve dördüncü sınıfa kadar orada devam ettim. Beşinci sınıf yoktu. O zaman üç tane ilkokul vardı Ünye'de. Köylerde ise hiç yoktu diyebilirim! Orası, kilisenin yanında bir Rum eviydi. Kilisenin düğün salonu yapılmasına da çok üzülmüştüm. Hey gidi günler.. çok duygulandım şu an gene... İlkokulu Anafarta İlkokulu'nda bitirdim. Mezun olduktan sonra ortaokula kaydoldum. Ortaokul sadece Ünye'de vardı.

Faruk YILDIZ (Solda Başta) Askerde Bahriyeli Arkadaşlarıyla.

Faruk YILDIZ Fotoğraf Arşivi

            Malî durumumuz bozuk olduğundan çalışmak mecburiyetinde kaldım. Sekiz yaşımdan beri bu meslekle uğraşmaktayım. Yaz aylarında çömlek fabrikalarında çalışırdım zaten. Ortaokulu bitirmeden terkten çömlekçi ustası olarak mesleğe devam kararı aldım. Ömer KAVAKLIOĞLU, Nazif TÜZÜNER hocalarımızdı. O devrin hocaları çok değerli insanlardı. Öğretimin yanında eğitimin de anlamını bilir ve biz öğrencilerine çok düşkün olurlardı.

Satışa hazırlanan testiler - Ünye'de imal edilen çömlekler (Çömlekler Faruk ve Halûk Yıldız Kardeşlerin İmalâtıdır).

Kaynak : Turistik Yeşil Ünye Rehberi - Orhan BORA

            MİSTEPE - İmal ettiğiniz çömlek ürünlerini nereye pazarlardınız?

            YILDIZ - Bütün Karadeniz sahiline gönderirdik. Karayolu yoktu, denizyolu ile nakledilirdi. Fatsa'ya bile araba gitmezdi. Motorlar, takalar çalışırdı. Sahilde motorlar alargada dururdu ve Bekir Usta Yalısı, İlyasoğlu Yalısı'na sandallar yanaşırdı. Sandallara istif edilen çömlekler motorlara taşınırdı. Bafra ve İç Anadolu taraflarına da gönderirdik.

            MİSTEPE - Röportajımızın sonuna geldik sayılır. Ünye halkına ne gibi bir mesajınız olacak Faruk Abi?

            YILDIZ - Ünyeliler'in, yaşadıkları ortamın kıymetini bilmeleri lâzım! Evlerde fırın ekmeği yiyen aile çok azdı. Sabah kahvaltıları için haftada birkaç defa buğday ekmeği alınırdı. Hep mısır ekmeği yerdik. Fırında gördüğümüz ekmekleri pandispanya zannederdik. Çömlekçilik zanaatı Ünye'ye çok büyük bir hizmet vermiştir. Şu yaşadıkları ortamın kıymetini bilirlerse Türkiye çok daha kalkınır. Bu millet çok zorluk çekti. Su ve yemek kabı bulamayacak günler yaşadı. Abdest alacak suyunu, yemek pişirecek suyunu, yıkanacak suyunu pınardan, dereden taşırdı. Yeni nesil bugünlerin kıymetini bilmeli.. bilmezler belki de ama ne yapıp edip bilmeli!

Burunucu Mahallesi'nde Sevkıyata Hazır Çömlekler

Çömlekler Faruk ve Halûk Yıldız İmalâtıdır.

            MİSTEPE - Röportajımıza yapıcı kritik getiren komşularınız.. Melih DUYGUN ile Fikri TERZİOĞLU ve Hasan Halil AKSU bak neler diyor Faruk Abi? "Mükemmel bir röportaj olmuş. Çok beğendim. Bizim çocukluğumuzda Faruk Amçalar Burunucu'ndan taşınmışlardı. Haluk Amcalar ve çocukları şu anda eski fırın olan yerin yanında Muhasebeci Sebahattin Amcalarla bitişik oturuyorlardı. Fırın kapandıktan sonra mahallenin gençleri fırının içinde gizli gizli sigara içiyorlardı. Bir ara olayı o kadar abartmışlardı ki Faruk Amca'nın annesi Pakize Teyze fırından çok duman gelince fırın yeniden çalışıyor zannetmiş. Ünye'mizde böyle kaybolmaya yüz tutmuş meslek sahipleriyle röportajlar yapılıp, kitap haline getirilirse yeni nesillere bırakılacak en güzel armağan olur. Ufuk Ağabey, emeğinize yüreğinize sağlık. Faruk ve Haluk Amca'ya uzun ömürler diliyorum." (Melih DUYGUN - 16 Ocak 2011 Kütahya)

            Sevgili Ufuk, yazını baştan sona zevkle ve Yıldız Ailesi'ni tanıdığım yıllara giderek, yaşayarak okudum. Çok beğendim. Yıldız Ailesi tanıtılırken, küçük kardeş İsmet Ağabey ve erken yaşta kaybettikleri kız kardeşleri aklıma geldi. Kanaatimce lösemiden hayatını yitirmişti. Döner Çeşme Meydanı'nda Faruk Abi'nin babasına ait Yıldız Kahvesi'ni ve önünde satılan çömlekleri hatırladım. Röportaj bana tanıdığım insanları ve yerleri yeniden anımsattı. Ellerine sağlık, çok teşekkürler. (Fikri TERZİOĞLU - 17 Ocak 2011 Almanya)

            Ufuk Bey kardeşim, tebrik ederim; çok güzel bir konu yakalamışsın. Abdullah Abi'yi beşinci, altıncı yaşlarımdan hatırlıyorum. Çömlek yaparlardı. Faruk Abi,  Haluk Abiler komşularımızdı. Abdullah Abi'nin akıbeti ne oldu bilmiyorum? Sağ mı, öldü mü bilmiyorum! (Hasan Bey, Faruk Abi onun İstanbul'da yaşadığını söyledi). Faruk Abilerin annesi vardı.. Pakize Teyze. Genç yaşta Nesrin isminde kızı verem hastalığından öldü. Pakize teyze de kızıyla birlikte canlı cenaze gibi son zamanlarını geçirdi. Eski zamanda pikap, gramofon gibi cihazlar vardı. Rahmetli Pakize Teyze.. 'veremli kız' diye plâk vardı; 24 saat onu dinlerdi. Çocuktum plâk sesi halâ kulağımda. Evdekiler, komşular 'Nesrin veremden ölmüş!' derlerdi. Özbeklerle evleri bitişikti. Bizim ev sol tarafındaydı, arada mahalleye çıkan yol vardı. Melih Duygunlarla yan yanaydı. Çok kar yağmıştı, hatırlıyorum. Çocuktuk ama bütün mahallenin üzüntüsünü hatırlıyorum. Seni tekrar tebrik ederim. (Hasan Halil AKSU - 17 Ocak 2011 Ünye)

            MİSTEPE - Bu güzel röportajı türkü dolu yaşanacak bir gece öncesi hemşehrilerinize bağışlamanız bizler için çok anlamlıydı. Yeni nesil yaşantınızdan mutlaka feyz alacak ve gelecek adına bir şeyler kapacaktır umarım! Herşey adına teşekkür ediyor ve Allah'a ısmarladık diyerek sağlık ve esenlik dolu nice yıllar diliyorum sevgili Faruk Abi.

            YILDIZ - Ben teşekkür ederim evlâdım. En güzel dakkalarımı, saatimi yaşadım sayenizde... Ben de cümlemize sağlık dolu ömürler diliyor, güzel temennilerde bulunanlara teşekkür ediyorum...

 

Ünye Makaleleri Sayfasına  

Dönmek İçin TIKLAYINIZ

 

YAZDIR