ANA SAYFA            
(Bu sayfa en son 21 Ocak 2007 tarihinde güncellenmiştir.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

    Derleme : M. Ufuk MİSTEPE
      (Araştırmacı - Orman Endüstri Yüksek Mühendisi)

 

 

kokulu siyah üzüm
Vitis Labrusca L. (İsabella)

                     Bütün şaraplık üzümler, botanik adı asmagiller "Vitaceae" olan
             familyanın Vitis vinifera adlı türünden gelirler ve binlerce çeşidi vardır.
             Türkiye’de standart olarak kabul edilen 78 üzüm çeşidinin bulunduğu
             kabul edilmektedir. Bu çeşitlerin 41’i sofralık (24 beyaz, 2 pembe, 4 kırmızı
             - mor, 11 siyah), 34’ü şıralık ve şaraplık (15 beyaz, 19 siyah) ve 3’ü
             (2 çekirdeksiz, 1 çekirdekli) kurutmalıktır. Bunlardan başlıcaları  aşağıda
             verilmiştir.

                    Sofralık Çeşitler : Çavuş, Hafızali, İs. Misketi, İtalia, M. R. Vignes,
             Müşküle, Perlette, Razaki, Tahannebi, Tarsus Beyazı, A. Lavallee,
             Cardinal, H. Misketi, Hönüsü, Pembe Gemre, Siyah Gemre.

                 Şaraplık ve Şıralık Çeşitler :  Dökülgen, Hasandede, Kabarcık, Narince,
            Chardonay, Riesling, Semillon, Boğazkere, Öküzgözü, Papazkarası,
            Sergikarası.

           

                Kurutmalık Çeşitler : Besni, Sultanî Çekirdeksiz, Yuvarlak Çekirdeksiz.
            
                         Prof. Dr. Semih TANGOLAR - Ç. Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü tangolar@mail.cu.edu.tr
                                                                           http://www.ciftcinet.com/_urunlerhtm/bagcilik.htm

 


http://www.caytv.com.tr/html/kokulu_uzum.html

 

KANSERE VE KALP KRİZİNE KARŞI
KOKULU ÜZÜM!
     http://www.rizetarim.gov.tr/kokulu%C3%BCz%C3%BCmbro%C5%9F%C3%BCr.htm

     http://www.caytv.com.tr/html/kokulu_uzum.html

Hazırlayan : Mehmet TOPARLAK - Ziraat Mühendisi
Kaynakça - Yrd. Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK - Ondokuz Mayıs Üniversitesi

                     Kaybedildiğinde değeri daha iyi anlaşılan ve bu nedenle de geri
            kazanmak için servetler harcanan ancak çoğu zaman ya hiç kazanılamayan
            ya da tam anlamıyla kazanılamayan insan sağlığının korunması, tedaviye
            oranla hem daha kolay ve etkili hem de çok daha düşük maliyetlerle
            gerçekleştirilebilir. Bu nedenle koruyucu hekimlik kurumu dünyada ve
            ülkemizde hızla gelişmekte ve korunmanın temelinde de diyet (beslenme)
            programları yatmaktadır. Gerek doğada kendiliğinden yetişen gerekse
            kültürü yapılan birçok bitkinin çok farklı ürünleri (kök, gövde, yaprak ve
            meyveleri) insan sağlığının korunması üzerinde son derece etkilidir.

 

                    Uzun zamanlar içinde elde edilen tecrübelere son yıllarda bilimsel
            çalışmalar sonucu elde edilen bilgilerin de eklenmesiyle varılan noktada
            kokulu üzümün bu ürünler içinde önemli bir yere sahip olduğu tespit
            edilmiştir. Üzüm, besin kaynağı olmasının yanı sıra güzellik ürünü olarak
            zayıflama ve sağlık ürünü olarak diyet programlarında yer almaktadır.
            Üzüm mitolojide bereket sembolü olarak kabul edilmiştir.

 

                   Türkiye asmanın ana vatanı konumundadır. Ayrıca bağcılık kültürü
            ile şarapçılık, bilim ve sanatı da Anadolu’da yaşayanlar tarafından
            geliştirilmiştir. Anadolu’da yaklaşık 6.000 yıldan bu yana bağcılık bütün
            büyük uygarlıkların en fazla değer verdiği tarım kolu olmuştur. Günümüzde
            de ülkemiz insanlarının geçim kaynaklarından birini oluşturmuştur.

 



 

NOSTALJİ
Köylüden bedelünü ödüyüp de almak ayrı bir keyüf tabi.
Ama Meryem Teyzeler'ün fraklusuna uzanarak; Mahmure
Teyzeler'ün Ceviz aacuna tırmanarak, gokulu gara üzümleri
aşurmanun verdiği hazzu neynen ölçebülürüz. Üzeründe örümcek
avlaru ve tozlarunu bile görmeden, avuç avuç yutarduk düşsel
dünyamuzun güzellükleründe. Bazen kâselere de doldurur,
böyüklerümüze de sunarduk gapgara üzümlerü!.
 

 

                   1. BESİN OLARAK ÜZÜM

                     Üzüm, yüksek şeker içeriği dolayısıyla kalori değeri fazla olan bir
             besin maddesidir. Beslenme değerini oluşturan maddelerin niteliği ve
             miktarı taze veya işlendikten sonra dönüştüğü ürüne bağlı olarak
             değişmektedir. Bazı karaciğer hastalıkları ve kansızlığın tedavisinde de
             etkili olan üzüm, içerdiği meyve asitleri ve lifli yapısından dolayı mideye
             zarar vermeden böbrek ve barsak sisteminin çalışmasını düzenler, kanın
             temizlenmesine de yardımcı olur.İçerdiği besin maddeleri sayesinde üzüm
             gerçek bir beyin besinidir.

                    Öğleden sonra yenilecek bir salkım üzüm veya içilecek bir bardak
             üzüm suyu ( taze sıkılmış ) vücudu ve beyin hücrelerini zindeleştirmektedir.
             Bir kilo üzüm 1.150 g süt, 390 g et, 300 g ekmek ve 1.200 g patatese eşdeğer
             sayılmaktadır. Üzümün, içerdiği resveratrol (3, 5, 4 - trihy - droxystilbene)
             maddesi özellikle hayvan ve patojenlerin bitkilere saldırması, yaralanma
             veya ultraviyole (UV) ışığa maruz kalma sonucunda bitkiler tarafından
             dayanıklılık mekanizmasının oluşturulması amacıyla üretilen bir bileşik
             olduğu bilinmektedir.

                     Resveratrol maddesinin dut, yaban mersini ve yer fıstığının da içinde
            bulunduğu saptanmıştır. Ancak en iyi kaynağının üzüm olduğu ve en yüksek
            oranda renkli üzümlerde bulunduğu tespit edilmiştir., nemli bölgelerde
            yetişen ve renkli olan üzümlerin kabuk kısımlarında bol miktarda
            sentezlenmektedir. Asmada dal, gövde, kök, çekirdek, yaprak, ve özellikle
            renkli olan üzüm tanelerinin kabuk kısımlarında sentezlendiğini belirten
            araştırmacılar, kırmızı üzüm şırasında bu maddenin bulunduğunu, beyaz
            üzüm şırasında ise olmadığını ortaya koymuşlardır.

Siyah üzüm,
kabukları ve çekirdekleriyle yenirse hücre yenileyicidir!!!
http://www.gulizk.com/arastirma/meyveler.html

 2. KANSER VE KALP KRİZİNE KARŞI KOKULU ÜZÜM

 

                 Günümüz dünyasında doğal gıda kaynaklarının giderek bozulması,
            kirlilik ve diğer etmenler kansere yol açmaktadır. Dünya üzerindeki
            ölümlerin önemli bir oranını kanser oluşturmaktadır. Resveratrol
            maddesinin ise kanserden kimyasal olarak korunmada büyük bir
            potansiyele sahip olduğu bilim adamları tarafından ortaya konulmuştur.

 

                 Renkli üzümlerin kabuklarında bulunan ve fitoaleksin grubu
             bileşiklerden olan resveratrolün hücrelerde değişim sonucunda tümör
             oluşumuna izin verebilecek hücre içi moleküller üzerine serbest
             radikallerin saldırısını bloke eder ve sonuçta kanser oluşumunu engeller.
             ABD’de yapılan bir araştırmada, tümör aşılanmış farelere 18 hafta
             boyunca 2 kez 1, 5, 10 veya 25 mikromol resveratrol veren araştırıcılar
             tümör sayısının kontrole göre sırasıyla % 50, % 63, % 88 oranında
             azaldığını ortaya koymuşlardır.

 

                 1997 yılında İllinois Üniversitesinde yapılan bir araştırmada ise
             kanser aşılanmış farelerde resveratrol maddesinin lezyon gelişimini
             engellediği ve deride tümör oluşumunu azalttığı saptanmıştır.
             Besinlerin parçalanması sonucunda oluşan serbest radikallerin
             kılcal damarların duvarlarına saldırmasında güçlü bir antioksidant
             görev üstlenerek düşük yoğunluktaki lipoproteinlerin, trombositlerin
             kılcal damarlarda birikmesini engelleyerek kalp krizi riskini
             azaltmaktadır.

 

 

                 Nitekim Fransa’nın bazı bölgelerinde yaşayan insanların doymamış yağ
             oranı yüksek gıdalar almalarına ve plazmalarındaki kolesterolün yüksek
             olmasına rağmen kalp krizinden ölenlerin oranının az olduğu
             belirtilmektedir. Bu durum kırmızı üzüm şırasının tüketiminin fazla
             olmasına bağlanmaktadır.

       
İstif edilmiş ve kesilip kasaya konmuş diğer bir siyah tür üzüm çeşidini gösterir görüntü.
 
http://www.mahzenonline.com

 

               3. RİZE’DE ÜZÜM

 

               Karadeniz Bölgesi sahil kesiminde özellikle Rize de nem oranı yüksek
            olduğu için sofralık beyaz üzüm üretimi yapılamamaktadır. Aynı bölgede
            yüksek neme dayanıklı Avrupa üzüm çeşitlerinden renkli kabuklara sahip
            Vitis Vinifera L. ve Vitis Labrusca L. (İsabella) üzüm çeşitleri
            yetiştirilmektedir.

 

               Kabuğunda resveratrol maddesi olması sayesinde, nemli bölgelerde
             yetişen üzüm çeşitlerinin mantarî hastalıklara karşı dayanıklılık sağladığı
             tespit edilmiştir. Bu bölgenin doğal üzümü olan İsabella (kokulu üzüm,
             çilek üzümü, siyah üzüm) yörede aile ihtiyaçlarına yönelik olarak bolca
             tüketilmektedir. Sofralık olarak tüketilen bu üzümün kabuklarının kalın
             olması nedeniyle yenilme sırasında kabuğu atılarak sadece et kısmı
             tüketilmektedir.

 

               Şıra, pekmez veya pestile işlenerek tüketildiğinde ise kabuklardaki
             maddeler bu ürünlere geçebilmektedir. Bu üzümün taze olarak
             tüketildiğinde kabukları ile beraber tüketilmesinin gerektiği, böylece
             kabuklardaki resveratrol maddesinden insan vücudunun çok daha fazla
             miktarda yararlanabileceği söylenebilir. Rize de yetiştirilmekte olan
             İsabella üzümü, güzellik iksiri, beyin besini ve zayıflama besinidir.

 

               Özellikle de kabuklarında yüksek oranda bulunan resveratrol maddesi
             sayesinde kansere karşı savaşmakta, antioksidant görevi sayesinde yağlı
             bileşiklerin kılcal damarlarda birikmesini engellemekte veya kanı
             sulandırarak koroner kalp hastalıklarına karşı insanları korumaktadır.
             Sonuç olarak kanserden korunmak, kalbimizi korumak, genç ve güzel
             kalabilmek için mutlaka kokulu üzüm yemeli, şıra veya pekmezini
             sofralarımızdan eksik etmemeliyiz.

 

Ünye'nin Meşhur Siyah Üzümü

 

 

http://www.formsante.com.tr/trend/00313/

 

                     Dünyanın en sevilen içeceklerinden biri olan şaraba hayat veren
             üzüm, tadıyla hem sofralarımıza lezzet katıyor hem de sağlığımızı koruyor.
             "Salkım salkım sağlık" diye niteleyebileceğimiz üzüm, içerdiği birçok
             vitamin ve mineral sayesinde bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor, daha
             sağlıklı bir kalbe sahip olmamızı sağlıyor; hattâ cildimizi bile güzelleştiriyor.

 

                     Sağlığı tazeliğinde ve renginde saklı. Üzüm satın alırken doğal
             yetiştirilmiş üzümleri tercih etmeye özen gösterin. Bu noktada, dolgun
             ve parlak görünümlü üzümlerin daha taze ve lezzetli olduğuna dair
             ipucu verebiliriz. Yeşil üzüm alıyorsanız hafif sarımsı, kırmızımsı; siyah
             üzüm alıyorsanız koyu renkli olmasına dikkat edin. Üzüm, biraz
             pudramsı bir görünüşle, kendini belli eden bir parlaklıkta olmalıdır.
             Kurumuş kahverengi saplar ise üzümün bayat olduğunu gösterir. Üzümü,
             mutlaka soğuk bir yerde muhafaza etmeye özen gösterin. Aksi halde oda
             sıcaklığı, üzümün yumuşamasına neden olur.

 

                      Diyabet hastaları az tüketmeli

 

                     Üzüm, şeker oranı yüksek olan bir meyve olduğu için, özellikle
             diyabetli kişiler tarafından dikkatli bir şekilde tüketilmesi gerekiyor. Bir
             salkım üzüm (15 iri tane), bir adet elmaya göre daha fazla şeker içeriyor.
             Bu nedenle kan şekerinin hızla yükselmesine neden olabiliyor. Dolayısıyla
             diyabet rahatsızlığı olan kişilerin, bir seferde 15 taneden fazla üzüm
             yememesi öneriliyor. Ayrıca üzümü protein kaynağı olan bir besinle
             birlikte tüketmek daha uygun bulunuyor. Böylece şeker açısından
             metabolizmanın dengesi sağlanıyor.

 

Hırtarış Üzümü'nün Farklı Bir Türü

 

                     Sağlığınıza!

 

                    Haydi sağlığa içelim! Evet, Fransa'da yoğun bir şekilde tüketilen
             üzüm ve şarap, tıbbi tedavide bile kullanılıyor. Yani Fransa'da insanlar,
             hasta yatağındayken bile bu lezzetten mahrum bırakılmıyor. Üzüm ve
             şarap, onlar için âdeta bir sağlık iksiri.

 

                    Yapılan araştırmalar şunu gösteriyor ki; Fransa ve Güney Avrupa
             ülkelerinde, fazla sigara ve yağ tüketen insanlarda görülen ölüm riski,
             diğer ülkelere göre daha az. Düzenli olarak şarap tüketen insanlarda, kan,
             daha akışkan bir yapıya kavuşuyor. Bununla birlikte kalp krizi riski de
             büyük ölçüde azalıyor. Ayrıca şarap, bağışıklık sistemini güçlendiriyor
             ve kansere yakalanma riskini azaltıyor. Şarabın bu kadar faydalı
             olmasında, üzüm taneleri ve suyunun kalitesi ise en büyük rolü oynuyor.

 

      Kur'an-ı Kerîm "El' Bakara Sûresi - Âyet 219"
      - (Ey Resûlüm), sana içkiyi ve kumarı sorarlar.
       De ki : « - Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için bazı
       (ufak tefek) faydalar vardır.. Fakat günahları faydalarından daha büyüktür;»

 

 

                     Üzüm yoksa şarap

 

                  27 ülkede yapılan çeşitli araştırmalar, düzenli alkol alımının kalpteki
             kan dolaşımı rahatsızlıklarını önlediğini gösteriyor. Kırmızı ve beyaz
             şarap, yüksek oranda promil içermesine rağmen, aynı zamanda bitkisel
             maddeler de içerdiğinden sağlığımızı da koruyan bir özellik gösteriyor.
             İşte bu nedenle şarap, çoğu zaman tercih nedeni oluyor. Ancak unutmayın,
             bir kadehten fazla tüketmemenizde de yarar var!

 

                 KOZMETİK DÜNYASI VE ÜZÜM MUCİZESİ

 

                 Üzüm tanelerinin hücreleri koruyan zengin maddeler içerdiğini
             keşfeden kozmetik dünyası; içinde üzüm özü bulunan yüz ve vücut kremleri,
             dudak koruyucuları ile hem cildimizi koruyan hem de güzelliğimizi
             besleyen ürünler üretiyor. Üzümde ve üzüm çekirdeği yağında bulunan
             polyphenoller, yani cildi kuvvetlendiren güçlü nem tutucular, cildi besliyor.

 

                 Ayrıca üzüm polyphenolleri güçlü serbest radikallere karşı etkili bir
             koruma sağlıyor. Bu özellikleriyle üzüm, kozmetik alanında da kullanılan
             başlıca maddelerden. Güneş ışınları, sigara, stres ve diğer negatif çevre
             etkileri, cildimizin daha çabuk yaşlanmasına sebep oluyor.

 

                Bu olumsuz dış çevre faktörleri nedeniyle, cildimiz kırışmaya başlıyor
             ve esnekliğini kaybediyor. İşte kozmetik ürünlerinin içinde bulunan üzüm
             özleri ya da suyu, bu olumsuz etkilere karşı cildin güçlenmesini sağlıyor.
             Ayrıca hafif meyve asitleri ve üzüm çekirdeği yağı da cildimizi koruyan
             etmenler arasında bulunuyor.

 

 

                 ANTİOKSİDAN KAYNAĞI

 

                 * Antioksidan özelliği gösteren A vitamini, taze üzümde daha yoğun
                      miktarda var.

                 * B ve C vitaminleri de üzümde bol miktarda bulunuyor.
             
     * Ayrıca üzümde bulunan ve antioksidan özelliği gösteren mineraller
                      de vücudumuzdaki zararlı, hücrelerimizi güçten düşüren kökleri
                      yakalıyor, ateresklerozu ve kötü huylu kolesterolü engelliyor.

                 * Taze ve kuru üzümün yanı sıra üzüm suyunda yoğun bir şekilde
                      bulunan potasyum minerali ise vücut sıvılarında basınç oluşmasına
                      yardımcı oluyor ve asit-baz dengesini sağlıyor.

                 * Taze ve kuru üzüm dışında, üzüm çekirdeği ekstresi de özellikle sigara
                      içenler, alkol ve doğum kontrol hapı kullananlar için oldukça faydalı.

                 * Antioksidanlar vücudumuzda kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan
                      veya dışardan sigara, alkol veya kirli havayla alınan zararlı
                      maddeleri (serbest radikalleri) etkisiz hale getiriyor.

                 * Üzümün antioksidan etkisi, E vitaminine göre 50; C vitaminine göre
                      20 kat daha fazla. İçeriğinde bulunan polyphenol (polifenol) keşfedilen
                      en kuvvetli antioksidan olarak biliniyor.

 

 

                 Üzümle tedavi...

 

                  Avrupa'da, ortaçağda zenginlerin sağlıklarına üzümle kavuştuğunu
             biliyor muydunuz? "Traubenkur" adı verilen kürlerde üzümün
             antioksidan, toksin atıcı özelliklerinden yararlanılıyordu. İtalya'da Riva
             del Garda isimli kasabada Astoria Park Hotel, bu geleneği günümüze
             taşıyor ve üzüm kürlerine dayalı, güzellik ve sağlık terapilerinden oluşan
             bir program sunuyor.

"siyah üzüm alıyorsanız,
koyu renkli olmasına dikkat edin"
http://www.bigglook.com/biggmenu/meyve/uzum.asp



http://www.turkfreezone.com/english/
urun_ayrinti.asp?cid=560&oid=27957

 

Kokulu Siyah Üzüm

Sadece Karadeniz'e has
Kokulu Siyah Üzüm
Vitis Labrusca L (İsabella) çeşidi,
Kanser'e karşı
koruyucudur.
 

 

SİYAH ÜZÜMÜN FARKI!!
http://www.meyed.org.tr/turkce/S%C4%B0YAH%20%C3%9CZ%C3%9CM%C3%9CN%20FARKI.doc

Kaynak : Fruit Processing - Confructa Medien

                     Siyah Üzüm kabuğu ve çekirdeği üzerinde yapılan
              araştırmalarda, önemli bulgular elde edilmiştir. Kabuk ve
              çekirdeklerde, bir çok güçlü antioksidantlar bulunmaktadır. Bunların
              çoğu, flavonoid ve flavonoid olmayan fenolik bileşiklerdendir (Catechin,
              resveratrol ve bolca proanthocyanidin gibi). Tüm bu özelliklerden dolayı,
              siyah üzüm ve çekirdeklerinden elde edilen "Üzüm çekirdeği Extraktı",
              beslenme amaçlı ürünlerde, hap ve ilaçlarda ve çeşitli içeceklerde
              kullanılmaya başlanmıştır.

                    Yapılan araştırmalara göre :

                Kandaki LDL oksidasyonunu önleyerek kötü kolesterol oluşumunu
      önler ve koroner kalp hastalıkları riskini azaltır.

·               Londra Kanser Araştırma Enstitüsü'ne göre, göğüs kanseri için
      uygulanan radyasyon tedavisi sonrası oluşan doku-yara izlerini azaltır.

·               Ciltteki yaşlılık lekelerini ve kahverengi lekeleri azaltır.

·               Bifidobacterium adlı iyi bakterilerin gelişimi nedeni ile sindirim
      sistemi sağlığını korur.

Çeşitli Antioxydantların Aktivite Kıyaslaması :

   (*) Gravinol : Üzüm çekirdek extraktı

Önerimiz : - Siyah üzüm suyu içiniz.
 - Siyah üzümü,
çekirdeklerini ve kabuğunu da çiğneyerek yeyiniz.

Kanserin İlâcı Kara Üzüm
http://www.etkilisozler.com/saglik/kanserin_ilaci.html
Kaynakça : http://www.yenisafak.com.tr/h3.html

                     Karadeniz bölgesinde yetişen ve tıpta adı 'İsabella' olan üzümün
              kanser riskini azalttığı bildirildi. Tıptaki adı 'İsabella' olan kara üzümün
              kolesterolü düşürdüğü, kanseri önlediği ve kalp krizi riskini azalttığı
              belirtildi.

                     Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ordu Ziraat Fakültesi Bahçe
             Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Çelik, kara üzüm
             adıyla bilinen İsabella türü üzümün, Karadeniz Bölgesi'nde verimli bir
             şekilde yetiştiğine dikkat çekerek "Kara üzüm ya da çilek üzümü olarak
             bilinen bu üzüm, yörede kabuğu atılarak tüketiliyor.

                     Ancak bunun kabuğunda gerçekten kolesterole ve kansere iyi gelen
             bulgular mevcut. Avrupa'da kalp krizi riskini önemli oranda düşüren ve bu
             üzümün kabuk kısmından çıkarılan maddeyle doğrudan imal edilmiş ilaçlar
             var. Ayrıca bu üzüm kanser riskini de asgariye düşürüyor. Bölgemizde
             yaşayan insanlara şunu tavsiye edebiliriz. Eğer mideniz sağlam ise
         bu üzümü kabuğuyla birlikte yiyin
" dedi.


Kesilmeden, bağda iken doğal haliyle duran siyah üzümlerden bir görüntü.
http://www.mahzenonline.com

                     Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Çelik, kara üzümün faydalarının daha bilimsel
              ortamlarda desteklenmesi için TÜBİTAK tarafından projeye destek
              verildiğini belirterek, Ordu'nun Gülyalı ilçesinden Ünye ilçesine kadar
              olan sahil bölgesinde 25 goncadan numuneler alındığını ve çalışmaların
              devam ettiğini söyledi.

  Şarap Yapımında Kullanılan Üzümler

                       Üzüm çeşitlerindeki farklılıklar değişik şarap tatları yaratır. Üzüm
              ne kadar küçükse, tadı ve kokusu o kadar yoğundur. Kabuk rengi ve
              kalınlığı, özellikle kırmızı ve roze şarapların rengini ve aromasını etkiler.
              Asit/şeker oranı ise şarabın tadını ve alkol derecesini belirler. Bağcılığın
              atasözü der ki : Toprak ne kadar kötüyse, şarap o kadar iyi olur!

                        Şarap yapılacak üzüm, çok iyi drene edilmiş zemin ister. Toprak,
              sulu değil, ama nemli kalmalıdır. Çakıllı, kumlu ve balçık zeminler sıcak
              zeminlerdir, sıcağı tutarlar ve olgunlaşmayı hızlandırırlar. Killi zeminler
              soğuk zeminlerdir ve olgunlaşmayı geciktirirler. Taşlı zeminler ise gündüz
              güneş ısısını emerek toprağı sıcaktan koruduğu ve gece ısıyı geri
              verdikleri için serin bölgeler için avantajlıdır.

Karadeniz'in yeni gözdesi, kokulu üzüm
http://www.ziraatci.com/haber/haber.asp?id=154
http://www.dunyagazetesi.com.tr

                      GİRESUN - Giresun Ticaret ve Sanayi Odası (GTSO) Başkan Vekili
              Hasan Kahyaoğlu, Karadeniz bölgesinde, yöre insanına yüksek gelir
              getirecek en karlı tarım ürününün kokulu üzüm olduğunu söyledi.
              Kahyaoğlu, Karadeniz bölgesinin toprak ve iklim yapısı dolayısıyla birçok
              ürün için ideal bir alan olduğuna dikkati çekerek, "Ne yazık ki
              Karadeniz'in bu potansiyeli, uzun yıllardır fındık ve çay tarımı ile çok
              verimsiz bir şekilde değerlendirilmiş" dedi.

                      Şarap sektörü için aranılan bir üzüm çeşidi olan kokulu üzümün
              (İsabella vitis labrusca) Türkiye'de sadece Karadeniz bölgesinde
              yetiştirildiğini anlatan Kahyaoğlu, "Bugüne kadar ekonomik olarak
              değerlendirilmeyen kokulu üzümü, şarapçılık sektörüyle birlikte
              bölge ekonomisine kazandırmayı amaçlıyoruz" diye konuştu.

                      Diğer üzüm çeşitlerinin aksine, sadece nemli bölgelerde yetişen
              kokulu üzümde, kanser ve kolesterole karşı tedavi amacı ile kullanılan
              respevetral maddesinin bolca bulunduğuna değinen Kahyaoğlu, sözlerine
              şöyle devam etti :

                      "Birçok alanda önemli özellikleri bulunan kokulu üzüm, Karadeniz
              bölgesi ekonomisini ayağa kaldıracak yüksek gelirli bir tarım ürünüdür.
              Türkiye'de şarap sanayinin öncü isimlerinden olan ve isimlerinin
              açıklanmasını istemeyen iki firmanın, bölgede kokulu üzüm tarımının
              geliştirilmesi için bizlerden istekleri oldu. Bizler, bu amaçla Giresun
              Merkez ilçe, Keşap, Espiye ve Tirebolu ilçelerinde bağ tarzında bahçeler
              oluşturmaya başladık."

                      Karadeniz bölgesinin 800 metre yüksekliğine kadar, boydan boya
              tüm sahil şeridinde yetişme imkanı olan kokulu üzümün en kısa zamanda
              şarap sektörünün gözdesi haline geleceğine inandıklarını ifade eden
              Kahyaoğlu, "Bu üzümden elde edilen kükürdümsü bir madde bekletilmeye
              alınan şaraplara katıldığı takdirde, şarabın doğallığını bozmadan
              kalitesini artırıyor" dedi.

İsabella üzümünün şarabı üretildi
http://www.ntv.com.tr/news/231422.asp?cp1=1#BODY Giresun AA

                      Doğu Karadeniz’de yetişen ve halk arasında kokulu üzüm olarak
              anılan İsabella üzümünden yapılan şarap piyasaya sunuldu. 30 Ağustos
              2003 - Yaklaşık 5 yıldır süren çalışma sonucu İsabella üzümünden ürettiği
              ve “Süren Karası” ile “Süren Şah” adını verdiği şarapları düzenlediği
              basın toplantısında tanıtan Ahmet Coşkun, İsabella üzümünden ürettiği
              şarabın ünlü Fransız şaraplarını aratmayacak kalitede olduğunu iddia etti.

                      Nemli ve rutubetli iklimi sevdiği için Türkiye’de sadece Doğu
              Karadeniz’de yetişen İsabella üzümünün kısa sürede şarapçılık sektörünün
              gözdesi haline geleceğini ifade eden Coşkun, “Tanıtım amaçlı bin şişe
              üreterek piyasaya sunduğumuz bu şaraplar büyük ilgi görüyor” dedi.

                      Giresun’a bağlı Aydınlar ve Küçükköy köylerinde organik olarak
              yetiştirilen İsabella üzümünden elde edilen şarabın, kalitesiyle kısa sürede
              şarap piyasasında yerini bulacağını vurgulayan Coşkun, şöyle devam etti :
              “Yöremizde yetişen önemli tarım ürünlerinden biri olan İsabella üzümü
              bugüne kada
r ekonomik yönden değerlendirilememiş. Ya taze tüketilmiş
              ya da pekmezi yapılmış. İsabella üzümünde diğer üzümlerin aksine şarabın
              uzun yıllar saklanması ve muhafaza edilmesini sağlayacak (respevetral)
              madde bolca bulunuyor. Diğer üzümlerden üretilen şaraplar yıllanmaya
              bırakılırken içine katkı maddesi konuluyor. İsabella üzümünden üretilen
              şarap ise doğal haliyle yıllanmaya bırakılıyor. Yine diğer üzümlerden elde
              edilen şarap cinslerine göre ortalama 2-3 yıl bekletilirken İsabella
              üzümünden elde edilen şarabın 6 ay beklemesi yeterli oluyor.”

    
Farklı Siyah Üzüm Türleri -  http://www.mahzenonline.com

                         2003 ürünü üzümlerinden bu yıl yine tanıtım amaçlı 2 bin şişe şarap
              üretmeyi hedeflediklerini dile getiren Coşkun, “Bu şarapları ekolojik
              tarım ürünleri fuarlarında ve tatil beldelerinde sergileyerek tanıtacağız”
              diye konuştu. Coşkun, ilk etapta hedeflerinin aldıkları siparişler
              doğrultusunda özel üretim yapmak olduğunu kaydederek, “Diğer bir
              hedefimizde aile şarapçılığı şeklinde yapmaya başladığımız şarapçılığı
              birkaç yıl içinde fabrikasyona dönüştürmek” dedi.

                        Türkiye’nin ünlü şarap üreticisi firmaların İsabella üzümünden
              şarap üretmek ve yine İsabella üzümü fermantasyonunu şaraplarında
              katkı maddesi olarak kullanmak için Giresun Ticaret ve Sanayi Odası
              (GTSO) ile birlikte çalışmalar yaptıklarını da ifade eden Coşkun,
              Giresun’da kısa zamanda şarap uğraşıcılığının yöre insanına fındığın
              yanında önemli bir gelir sağlayacağını belirtti.

       Kur'an-ı Kerîm "El' Maide Sûresi - Âyet 90 - 91"
        - Ey Müminler! Şarap (içki içmek), kumar oynamak, ibadet için dikilen putlar,
        (cahillik devrinde kullanılan) fal okları hep Şeytan'ın işinden pis birer şeydir.
        Onun için bunlardan sakının ki, kurtulasınız.
        Muhakkak Şeytan,
şarapta ve kumarda aranıza düşmanlık ve kin düşürmek;
        sizi Allah'ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister.
        Artık siz, bunlardan sakınmaz mısınız?

           
Farklı Siyah Üzüm Türleri -  http://www.mahzenonline.com

Kara Üzüm, Pekmezi ve diğer tatlıları
http://www.rizepazar.com/yazilar/kaybolan.htm

                     Yöremiz insanı tarafından çok sevilen bir meyve olan Kara Üzüm
              kokulu üzüm olacak da tanınmaktadır. Bu meyvemiz, meyve olarak
              tüketimi dışında pekmez ve yöresel tatlılarımızdan olan Termon
              yapımında da kullanılmakta idi. Önceleri her aile en azından bir tava
              pekmez yapıyor iken şimdilerde bu ürünümüzde gün geçtikçe önemini
              yitirmekte ve yok olmaktadır. Bunun sebebi de insanlarımızın sadece
              kendileri için üretmeleri gösterilebilir. Halbuki ekonomik değeri
              geliştirilebilmiş olsaydı belki bu ürün yöre insanının ekonomisine
              katkısı olacaktı.

Fotoğraf : Halim Demircioğlu

Halim Demircioğlu tarafından
Şıra haline getirilmiş üzüm tavaya boşaltılırken.
Fotoğraf : Halim Demircioğlu

Kaynamakta olan tava Cavit Demircioğlu
tarafından  izlenip, zaman zaman karıştırılıyor.

                      Eskiden bütün bahçelerde kızılağaçlara tırmandırılmış olarak
              yetişen Kara Üzüm, bahçelerin Çay tarımı için düzenlenmesi esnasında
              yok olmaya yüz tutmuştur. Üzerinde Üzüm asması olan ağaçlar bir bir
              kesilerek bahçeler Çay tarımına uygun duruma getirilmesi bu
              meyvemizin azalmasına ve pekmez yapımının yok olmasına sebep
              olmuştur. Şimdilerde yöremizdeki evlerin avlularında süs ve günlük
          
   Kara Üzüm ihtiyacı için yetiştirilmektedir.

                      Burada sizlere pekmez yapımını kısaca anlatmak istiyorum :
              Olgunlaşan üzümler toplanarak genişçe bir kabın içinde biriktirilir.
              Toplama işlemi bittikten sonra üzümler ezilerek suyu çıkarılır. Şıra haline
              getirilmiş üzümlerden o zamanlar pekmez dışında şarap, sirke, termon gibi
              ürünlerin yapımında da kullanılırdı. Şıra haline getirilmiş üzümler
              büyükçe bir tavaya boşaltılıp kaynaması için bahçede bir ateş yakılıp,
              tava ateşin üzerine konarak pekmez kıvamına gelinceye kadar kaynatılır.

                     Kaynama esnasına kadar tava belli aralıklarla karıştırılır. Yöremiz
              insanının çok sevdiği kabak burada kendini göstermekte ve pekmez
              tavasına atılarak değişik bir tatlı oluşturulmaktadır. Bu işlem epeyce uzun
              bir zaman almaktadır. Şıra pekmez kıvamına geldikten sonra, yöre
              insanımız gündelik kullanımları için pekmezi kavanoz veya buna benzer
              saklama kaplarında muhafaza ederek kış boyu tüketmektedirler. Önemli
              bir besin değeri olan bu ürünün yok olması veya yok olmaya yüz tutması,
              bir takım buna benzer değerlerimizin de yok olması açısından
              düşündürücüdür...
                                                                                                                 Yazı : Nihat YALINKILIÇ

 

Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı'ndan :
ÜNYE İZABELLA ÜZÜMÜ

Kullanım Biçimi : Markalama

Üretim Alanı : Ordu İli'nin Ünye, Çaybaşı, İkizce İlçeleri ve Köyleri'nden Ünye - Terme (Samsun) sınırında bulunan Akçay Deresi ile Ünye - Fatsa ilçe sınırlarında bulunan Kavaklar Deresi arasındaki alanda ve aynı hatta bulunan Çaybaşı (Ordu), İkizce (Ordu), İlçeleri'nin içinde bulunduğu 950 metre yüksekliğe kadar olan alanlarda orman veya meyve ağaçlarına sarılıcı olarak yetişmektedir.

Ürünün Tanımı : Ünye İzabella Üzümü Ordu'nun Ünye, Çaybaşı ve İkizce İlçeleri'nde yetişen ve üretilen mor - siyah renkli, ortalama 2.14 gr tane, 81.8 gr salkım ağırlığında, salkım dane dağılımı üniform olmayan, tat özelliği Foksi (Fox - Çilek Kokulu), ersellik çiçek yapısına sahip, sofralık ve şaraplık bir üzüm çeşididir.

Bileşimi : Tanede, Asit (gr/100 cc) 10.9, Kuru Madde (% SÇKM) 14.4,

Özellikleri : Yöreye has coğrafî yapı, iklim özellikleri, nem, sıcaklık ve toprak yapısı gibi faktörlerden gelmektedir.

İklim Özellikleri : Bölgeye has olan iklim ve % 85 oranındaki nemden hoşlanmaktadır. Bu iklim ve nemin oluşturduğu olumsuzluklardan biri olan hastalıklara da dayanıklıdır.

Denetimi : Belirtilen bitkinin başkaları tarafından yetiştirilmesi ve ürünün üretilmesinde teknik ve coğrafî özelliklerine uygunluğunun kontrolleri Ünye Belediyesi koordinasyonu ile Ünye Belediyesi'nden 2 eleman, İlçe Tarım Müdürlüğü'nden 2 teknik eleman olmak üzere toplam 6 eleman tarafından oluşturulan komisyonca denetim yapılır. Komisyon en az 3 kişinin katılımı ile toplanarak, yılda bir düzenli olarak, şikayet üzerine ve ihtiyaç duyulduğunda her zaman görev yapar ve sonuçta rapor hazırlanır.

İL NO. : 4646 - Şirin Ünye Gazetesi, 22.10.2003, Yıl : 44, Sayı : 2892, Sh. 2

       
            Kanser ve Kalp Krizine Karşı Doğal Koruyucu :
       
Karadeniz Bölgesi'ndeki Kokulu Kara Üzüm

Doğa, Çevre ve Kültür Dergisi
Ekoloji Magazin
http://www.ekolojimagazin.com/?s=magazin&id=156

Gönderen : Racih TOKAÇ

             Dünyanın en elverişli iklim kuşağı üzerinde yer alan ülkemiz; asmanın gen merkezi ve ilk kez kültüre alındığı coğrafyanın merkezi konumundadır. Dolayısıyla “Küçük Asya” olarak ifade edilen Anadolu, çok eski ve köklü bir bağcılık kültürü ile zengin bir asma gen potansiyeline sahiptir. Sahip olduğumuz bağ alanı ve üzüm üretimi yönünden Dünyada ilk beş ülke arasında yer almaktayız ve ülkemiz bağcılığı birinci derecede çekirdeksiz ve çekirdekli kuru üzüm, ikinci derecede ise sofralık üzüm bakımından önem taşımaktadır.

             Bağ alanı ve üzüm üretimi bakımından tarım bölgelerimiz arasında son sırada yer alan Karadeniz Bölgesi’nin Doğu kesiminde yüksek nemden dolayı Vitis vinifera L türüne giren asmalar yetiştirilememektedir. Bu bölgede kokulu kara üzüm olarak bilinen Izabella tip veya varyeteleri yetişebilmektedir. Bu üzüm, mantari hastalıklara karşı son derece dayanıklıdır. Kutsal kitaplarda da yer almış olan üzüm, besin kaynağı ve güzellik iksiri olarak ifade edilmesinin yanında zayıflama rejimlerinde kullanılmaktadır. Bereket sembolü olan üzümün mistik özellikler taşıdığı kabul edilmiştir.

             Günümüzde ise kokulu kara üzüm (İzabella) başta olmak üzere nemli bölgelerde yetişebilen renkli üzüm çeşitlerinin kabuklarında bulunan ve fitoaleksin gurubu bileşiklerden olan resveratrolün kanser oluşumunu engellediği, düşük yoğunluktaki yağlı bileşiklerin okside olarak kılcal damarlarda birikmesini önleyerek kalp krizi riskini azalttığı saptanmıştır. Antioksidant olarak görev yapan resveratrol maddesi en çok kokulu kara üzümün kabuklarında bulunmaktadır.

             Karadeniz çevresindeki yerleşim alanlarında mükemmel ve son derece verimli bağların olduğu Xenophon, Pline ve Strabon gibi gezgin ve tarihçiler tarafından bildirilmiştir. Yunanlı coğrafya uzmanı olan Strabo, M.Ö. IV. Yüzyılda Trabzon ve çevresinde çok verimli ve mükemmel bağların bulunduğunu ve buradan filikalarla Venedik’e şarap gönderildiğini yazmaktadır. Canik Sancağı olarak bilinen ve Samsun ili ve Bafra ilçesini de kapsayan bölgede XIX. yüzyılda yaygın bir şekilde bağcılık yapıldığı eski kayıtlarda belirtilmektedir.

             Günümüzde bağ alanı ve üzüm üretimi bakımından tarım bölgelerimiz arasında son sırada yer alan Karadeniz Bölgesinin Doğu kesimi büyük bir bölümü yaz gelişme döneminde olmak üzere yıllık 1200-2600 mm yağış almaktadır. Bu kısımda mantarî hastalıkların kontrolü imkansız olduğu için Vitis vinifera L. türüne giren üzüm çeşitleri yetiştirilememektedir. Karadeniz Bölgesinde Arhavi (Artvin) - Sinop arasındaki sahil şeridinde çilek tadını andıran özel aromaya sahip, kalın kabuklu, çekirdekli, kabuğu et kısmından kolaylıkla ayrılan ve Vitis labrusca L. türünün doğal yollarla melezlenmesi sonucunda ortaya çıkmış olan mavi-siyah, pembe, bakır kırmızı, beyaz, siyah renkli üzüm tip ve varyeteleri çardak yapılarak veya ağaçlara sardırılarak yetiştirilmektedir.

             İzabella, kokulu kara üzüm, çilek üzümü, siyah üzüm, favli üzümü veya Amerikan üzümü olarak adlandırılan bu üzüm çeşitleri mantarî hastalıklara karşı son derece dayanıklı olup salkımlarının uzun süre omca üzerinde kaldığı saptanmıştır. Kar altındaki omcalar üzerinde varlığını sürdüren favli üzümü kuşlar için oldukça çekicidir. Genç yaprakları parçasız, dalgalı, az kabarık, parlak renkli, üst yüzeyleri tüysüz, alt yüzeylerinde ise sadece ana damarlar etrafında çok seyrek fırça gibi tüyler içeren bu üzüm çeşitlerinin ince ve narin olan yaprakları taze veya salamura yapılarak sarma yapımında kullanılmaktadır.

             Genetik olarak Vitis labrusca kökenli “foxy” tada sahip İzabella, tilki üzümü, Kuzey Muskatı, erik üzümü, bataklık üzümü, yabani üzüm, çilek üzümü veya kokulu kara üzüm olarak bilinen üzüm çeşit veya tipleri ılıman iklim kuşağında yetişmekte olup kışın yaprağını döken odunsu yapıda bir bitkidir. Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye, İngiltere, Rusya, Brezilya, Kanada, Almanya ve Japonya’nın nemli ve soğuk iklime sahip yerlerinde doğal olarak yetişmekte ve yerli üzüm olarak bilinmektedir.

             Serbest bırakıldığında ağaçlara sarılarak 15-25 m yüksekliğe erişebilir. Yabani formları birçok kuş türü ile diğer bazı hayvanların beslenmesinde önemlidir. Doğal ortamlarda meyvelerini tüketen kuşlar tarafından farklı yerlere yayılmış ve yeni varyeteleri ortaya çıkmıştır. Çünkü Vitis labrusca L. türüne giren üzüm tip ve varyeteleri yabancı tozlanma ve döllenmeye açıktır. Mayıs-Haziran arasında çiçek açan bu üzümlerin çiçek salkım uzunlukları 5 - 10 cm’dir. Bir salkımda yuvarlağa yakın en az 20 adet tane bulunmaktadır ve tane çapları 8 - 25 mm civarındadır. Olgunlaşma periyodu Ağustos - Ekim arasındadır. Olgunlaşan tanelerde renk Izabella’da kahverengimsi mor veya donuk siyahtır. Olgun tanelerde 2 - 6 arasında 5 - 8 mm uzunluğunda kahverengimsi köşeli çekirdekler vardır. Tohumları +5 °C’de 3 yıl canlılığını koruyabilmektedir.

Kokulu Kara Üzümün Besin Değeri ve Kanser İle Kolesterole Karşı Etkisi

             İçerdiği besin maddeleri sayesinde güzellik iksiri ve zayıflama rejimlerinde kullanılan üzüm gerçek bir beyin besinidir. Öğleden sonra yenilecek bir salkım üzüm veya içilecek bir bardak üzüm suyu (taze sıkılmış) vücudu ve beyin hücrelerini zindeleştirmektedir. Yaz aylarının vazgeçilmez meyvesi ve şifa kaynağı olan üzüm, içerdiği amino asitler, B vitaminleri (B1, B2), mineraller, potasyum, magnezyum ve demir ile bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Doğal fruktoz sayesinde vücudun harcadığı enerjinin kısa sürede yenilenmesini sağlar.

             Bünyesindeki asitler mideye zarar vermeden böbrek ve karaciğerin çalışmalarını hızlandırır, bu çalışmaları destekler, yağların erimesine yardımcı olur, vücudu virüslere karşı dirençli hale getirir, kabuk ve çekirdekleri bağırsak metabolizmasını hızlandırır, cildin taze ve temiz bir görünüm almasını sağlar, içerdiği bioflavonoidler sayesinde C-vitamini aktivitesini artırır, alerji ve kireçlenmelerde iltihap oluşumunu engeller, besinlerin parçalanması sonucunda oluşan serbest radikallerin kılcal damarların duvarlarına saldırmasında güçlü bir antioksidant görev üstlenerek düşük yoğunluktaki lipoproteinlerin (LDL) kılcal damarlarda birikmesini engeller, hücrelerde değişim sonucunda tümör oluşumuna izin verebilecek hücre içi moleküller üzerine serbest radikallerin saldırısını bloke eder ve sonuçta kanser oluşumunu engeller.

             Üzümün, içerdiği resveratrol (3,5,4-trihydroxystilbene) maddesi ile kansere karşı savaş açtığı 1985’li yıllarda Japonya’da başlayan çalışmalarla ortaya konulmuştur. Bu madde bitkiler tarafından üretilen fitoaleksin gurubu bileşiklerden bir tanesidir. Resveratrolün özellikle hayvan veya patojenlerin bitkilere saldırması, yaralanma veya ultraviyole (UV) ışığa maruz kalma sonucunda bitkiler tarafından dayanıklılık mekanizmasının oluşturulması amacıyla üretilen bir bileşik olduğu bilinmektedir. Resveratrol maddesinin dut, yaban mersini ve yerfıstığının da içinde yer aldığı 70’in üzerinde bitki türünde bulunduğu saptanmıştır. Ancak en iyi kaynağının üzüm olduğu ve en yüksek oranda renkli üzümlerde bulunduğu tespit edilmiştir.

             Resveratrol sadece renkli (kırmızı, siyah) üzümlerin kabuk kısmında bulunmaktadır. 1 g taze üzüm kabuğunda 50-100 mikrogram resveratrol varken bu oran 1 litre kırmızı üzüm şırasında ise 1,5 ila 3 mili-gram arasındadır. Bu maddenin aynı zamanda kolesterolün düşürülmesinde de etkili olduğu ve Akdeniz Tipi Diyetler ile kalp krizi riskini azaltabileceği bilinmektedir. Çünkü renkli üzümlerde bulunan resveratrol maddesinin antioksidant aktivitesi göstererek kılcal damarların tıkanmasını engellediği, apoliprotein ve lipid sentezinin modülasyonu ile kılcal damarlarda trombosit birikmesini engellediği in vitro, ex vitro ve hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarla ortaya konulmuştur.

             Günümüz dünyasında doğal gıda kaynaklarının giderek bozulması, kirlilik ve diğer etmenler nedeniyle kanser (tümör, habis) dokularının oluşumu, gelişmesi ve artması ile ilgili olan tüm olaylar resveratrol maddesi ile engellenebilmektedir. Nitekim tümör aşılanmış farelere 18 hafta boyunca haftada 2 kez 1, 5, 10 veya 25 mikromol resveratrol veren araştırıcılar tümör sayısının kontrole göre sırasıyla %50, %63, %63 ve %88 oranında azaldığını ortaya koymuşlardır. 1997 yılında Illinois Üniversitesinde yapılan bir araştırmada ise kanser aşılanmış farelerde resveratrol maddesinin lezyon gelişimini engellediği ve deride tümor oluşumunu azalttığı saptanmıştır.

             Resveratrol sayesinde düşük yoğunluktaki lipoproteinler (LDL) damarlarda birikmeden taşınabilmektedir. Nitekim Fransa’nın bazı bölgelerinde yaşayan insanların doymamış yağ oranı yüksek gıdalar almalarına ve plazmalarındaki kolesterolün yüksek olmasına rağmen kalp krizinden ölenlerin oranının son derece az olduğu belirtilmektedir.

             Nem oranı yüksek Karadeniz Bölgesi gibi bağcılık bölgelerinde yetiştirilmekte olan Avrupa üzüm çeşitlerinden (Vitis vinifera L.) renkli kabuklara sahip olanlarında ve İzabella gibi (Vitis labrusca L.) üzüm çeşitlerinde bol miktarda resveratrol maddesi bulunmaktadır. Yapılan tıbbi araştırmalara göre antioksidant ve antimutagen özelliğine sahip olan resveratrol, kanser oluşumuna doğru giden hücre değişimlerini bloke etmekte ve istenmeyen dokuların vücutta oluşmasını engellemektedir.

             Karadeniz Bölgesi sahil kesiminde nem oranının son derece yüksek olması nedeniyle sofralık olarak tüketilen beyaz renkli üzümlerin yetiştirilmesi imkansız olarak ifade edilmektedir. Ancak bu bölgenin doğal üzümü olan İzabella yörede aile ihtiyaçlarına yönelik olarak bol miktarda tüketilmektedir. Sofralık olarak tüketilen bu üzümün kabuklarının kalın olması nedeniyle yenilme sırasında kabuğu atılarak sadece etli kısmı tüketilmektedir. Şıra, pekmez veya pestile işlenerek tüketildiğinde ise kabuklardaki maddeler bu ürünlere de geçebilmektedir. Bu üzümün taze olarak tüketildiğinde kabukları ile beraber tüketilmesinin gerektiği, böylece kabuklardaki resveratrol maddesinden insan vücudunun çok daha fazla miktarda yararlanabileceği söylenebilir.

             Sonuç olarak üzüm, güzellik iksiri, gerçek beyin besini ve zayıflama rejimlerinin ana ürünüdür. Daha da önemlisi kokulu kara üzümün kabuklarında bulunan resveratrol maddesi sayesinde kansere karşı savaşmakta, antioksidant görevi sayesinde yağlı bileşiklerin kılcal damarlarda birikmesini engellemekte yani antikoagulant olarak davranmakta veya aspirin gibi kanı sulandırarak koroner kalp hastalıklarına karşı insanları korumaktadır.

             Yüzyıllardır halkımız tarafından sevilen ve beğeni ile tüketilen kokulu üzüm tip ve varyeteleri ile Karadeniz Bölgesi’nin nemli alanlarında tesis edilmeye başlanan bağ alanlarının genişletilmesi ile taze tüketime sunulan renkli üzüm miktarı artacak ve böylece insanlarımızın beslenmesi ile sağlıklı bir yaşam sürmelerine katkı sağlanabilecektir. Bu amaçla TÜBİTAK tarafından desteklenen (TOGTAG-2736) bir proje ile Samsun ve Artvin ili Hopa-Arhavi ilçeleri arasındaki sahil şeridi taranarak kokulu kara üzüm tipleri seçilmiştir. Bu tiplerle bölgede bağlar tesis edilmektedir. Böylece Karadeniz Bölgesinde kokulu kara üzüme dayalı üzüm suyu sanayisi gelişebilecektir.

Kaynaklar :

- Apan H, Odabaş F ve Şen SM, 1986. Karadeniz Bölgesi Bağ - Bahçe Durumu ve Geliştirilme İmkânları. Zirai Eğitim - Öğretimin Başlamasının 140. Yıldönümü Semp. OMÜ Zir. Fak. Yay.: 14: 36-67.

- Çelik H, Ağaoğlu YS, Fidan Y, Marasalı B ve Söylemezoğlu G 1998. Genel Bağcılık. Sun Fidan A.Ş. Mesleki Kitaplar Serisi 1, Ankara, 253s.

- Çelik H, Cangi R ve Köse B, 2003. Karadeniz Bölgesi'nde Yetiştirilmekte Olan İzabella (Vitis labrusca L.) Üzüm Çeşit ve Tiplerinin Belirlenmesi Üzerinde Araştırmalar. (Yayınlanmamış Proje Sonuç Raporu TÜBITAK TOĞTAG 2736), 147s.

- Jackson DL and Lombard PC, 1993. The effect of environment and cultural practices on fruit composition and wine quality of wine grapevines. Amer. J. Enol. Vitic.: 44(4): 409-430.

- Mazza G 1995. Anthocyanins in grapes and grape products. CRC Crit. Rev. Food. Sci. Nutr. 35: 341-371

- Wilson T, 1999. Whole Foods, Antioxidants and Health. In: Antioxidants In Human Health: 141-150, (Edts: TK Basu, NJ Temple and M.L. Garg). CAB Publ. Int.

     Çalışmamızı bir türküyle tadlandırarak, şıralandıralım.

ANONİM TÜRKÜ
                        Kara üzüm habbesi, le le le le canım!
                        Gönlüm sevmez herkesi, esmer sen güzelsin,
                        Olursa o kız olsun, le le le le canım,
                        Esmerler hovardası, esmer sen güzelsin...

                                                        M. Ufuk MİSTEPE

 

Ünye Makaleleri Sayfasına  

Dönmek İçin TIKLAYINIZ

YAZDIR