|
|
TOKATLI ÂŞIKLARIN |
|
Derleme
:
Selahattin ADIGÜZEL
Tokat İl Kültür Müdürü
http://www.arisukoyu.org.tr/index.php?pid=9
(Tokat/ARISU Köyü Web Sitesi'nden Alıntı
Yapılmıştır.)

Ressam : Kemal TÜRKER
Türk Edebiyatı'nın geçmişten günümüze devam eden en orijinal geleneklerinden birisi de âşıklık geleneğidir. Ozanlarımız halkımızın gönlünde asırlardır yer etmiş, bugün bile sazlarının teli nağmelendiğinde, dilleri ballandığında yüreklerimiz coşkuyla kabarmaktadır.
İslâmiyet'ten önceki sözlü şiirin geleneksel yüzü, âşıklık geleneğinde hiç bozulmamış, ozanın adı “Âşık”, Kopuz'un adı “Saz” olmuştur. Zaman içinde ozan şiirini sazla söyleyen, âşık şiirde saz kullanmayan şair olarak da ifade edilmiştir.

Edebiyatımızın gürül gürül akıp giden bu asûde geleneği Anadolu’da Erzurum, İstanbul, Sivas, Kars, Konya, Çorum, Kırşehir ve Tokat gibi bölgelerde Halk Edebiyatı geleneği usta çırak münasebetiyle günümüze kadar devam etmiştir.
Evliya Çelebi'nin “Âlimler ve Şairler
Diyârı" olarak tarif ettiği Tokat’ımızda
âşıklık geleneğinin ne zaman başladığı konusunda kesin bir bilgi vermek mümkün
değildir. Son elli yıldır halk şairleri arasında yapılan yarışmalarda Tokat’tan
yetişen şairlerin önemli başarılar elde etmesi, âşıklık geleneğinin ne kadar
geliştiğinin önemli bir göstergesidir. Âşık Püryani, Âşık Kul Sema-i Baba, Âşık Selmani,
Âşık İmamoğlu halâ yaşayan önemli şairlerimizden birkaçıdır.
Yine Talib’in çıraklarından Fedai, İstanbul’da Âşıklar Kıraathanesi'nden biri olan Kumkapı Sazlık Kahve'ye uğradığında âşıklardan biri, ünlü Zileli Talibî’yi sorması üzerine;
Dediler mevlidin olur nereden
Dedim ki
aslımız olur Zile’den
Dediler
Talibî n’oldu oradan
Dedim bir
Fatiha Aziz İstanbul
şeklindeki deyişi Tokat ve çevresinden ne kadar güçlü halk şairlerinin yetiştiğinin önemli bir işaretidir.

Tokatlı en eski halk şairinin Kul Himmet olduğu konusunda önemli bir görüş birliği vardır. 16. asırda yaşayan Kul Himmet önemli bir eğitim görmüş, Pir Sultan Abdal’ın dervişlerinden biridir.
Kul Himmet, Almus İlçemize bağlı, eski adı Varzıl olan, Görümlü Köyü'nde bir türbede meftundur. Türbe, köyün tam ortasındadır. Kerpiçle örülmüş, üstü kiremitle kaplanmıştır. Adına her yıl Ağustos ayında şenlikler yapılmaktadır.

Dili sade olmakla beraber, tasavvuf ve tarikat terimlerini iyi kullanmaktadır. Halk ve tekke kültürü ile yetişen şairin;
Seyran edip bu âlemi gezerken
Uğradım,
gördüm bir bölük canları
Cümlesinin
erkânı bir, yolu bir
Mevlâ’m bir
nûrdan yaratmış onları
gibi deyişleri şiirinin zirvesini göstermektedir.
Kul Himmet’ten günümüze kadar Tokat’ta yetişen halk şairleri arasında: Talibi (1745 - 1813), Fedai, Arifi, Ceyhunî, Iskini, Mevci, Remzani, Raşit, Zefil Necmi, Âşık Sıtkı, Zileli Fikri (1854 - 1914), Dabak Hürrem (1850 - 1915), Âşık Sadık, Fevzi, Sofoğlu, Âşık İsmail, Kul Yusuf, Gulam Haydar Kâtibi, Nurettin Seyfi, Âşık Kamili, Zikriye, Kemteri, Büryan Ana, Tokatlı Nuri (1826 - 1885), Niksar Bedri (1845 - 1897), Tokatlı Gedai Ali (19. yy), Semai, Eşrefoğlu, Erzurumlu Emrah (Erzurum’da doğmuş, ömrünün büyük bir kısmını Niksar’da geçirmiş ve Niksar’da vefat etmiştir. Adına 1990’lı yıllarda Türbe yapılmıştır.)
Şıhali Mahallesi
Solda Sıraköprü Cad., Sağda Şair Ceyhunî Caddesi

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE 17.08.2004 Salı 18:40
Bu âşıklar arasında (1745 - 1813) yılları arasında yaşayan Talibî’nin ünü bir hayli yaygındır. Yer ile Gök destanı, Beğenmez Destanı, Yaş Destanı, yaşadığı Zile yöresinde halâ meşhur olan şairin mezar taşında;
Ben garibim başım garip,
Sılada eşim
garip
Ölsem mezara
girsem
Mezarda başım
garip
dörtlüğü yazılıdır. Tokat’ın edebiyat tarihinde en çok bilinen halk şairlerinden biri hiç şüphesiz Âşık Nuri’dir. 1820 - 1883 yılları arasında yaşamış olan Nuri, Emrah’ın çırağı olduğunu hiç unutmamıştır.
Enel hak sırrını diyecek kimdir
Kanaat
lokması yiyecek kimdir
Erenler
hırkasını giyecek kimdir
Nuri vardır
Emrah çıraklarından
gibi dörtlüklerle ustasını anmaktan geri kalmamıştır.
1955'te Zile - Mehmet YARDIMCI Arşivi

Zile Belediyesi Kültür Yayınları - Mayıs/2004, 320 Sh.
18. Asır'dan itibaren Tokat’ın Osmanlı Devleti içindeki önemli kültür merkezlerinden biri olması, ilimizin dört tarafının bir “Kültür Harmanı”na dönüşmesine neden olmuştur. Öyle ki, Tokat’ı kültür bakımından tarif etmek gerekirse “Reşadiye türkü, Zile âşık, Artova halay oymağı” diye ifade edilmiştir. Birkaç örnek vermek gerekirse;
Elâ gözlerine kullar olduğum
Cevr ile
cefayı hayli ettin bana
Hint ile
Yemen’e attın taşımı
Gurbet
ellerde böyle ettin bana
Bakmamışsın
Yaradan'ın işine
Değirmenler
döne gözüm yaşına
Mecnun gibi
verdim Pikar başına
Beni Mecnun
seni Leyla ettin bana
Kul Himmet
üstadım kanım içtiler
Vah neyimize
kastımıza düştüler
Kimi inandı,
kimi inanmadı şaştılar
Aduvlar deli
oldu huylattın bana
diyen Kurusekülü Âşık Selmani 1934 yılında Almus İlçesi'ne bağlı Kurusekü Köyü'nde doğmuş, halk edebiyatımızda cinas, taşlama, dudak değmez, koşma, vb. türleri çok iyi uygulayan sekizli ve on birli hece veznini fazla kullanan Türk - İslâm büyüklerini öven ve halk kültürünü çok iyi kavramış bir ozanımızdır.
Ayrıca, halen ilimizde yaşayan genç âşık İmamoğlu’ndan bir divan şiiri :
![]() |
Başın duman duman
kar ile dolsa Yalvarsan Hüda’ya karı kaldırır Hüda’yla kul arası sır bulunur Yalvarsan Hüda’ya sırrı kaldırır Her an için Hak yolunda gidenin Yalvarıp O’na dua edenin Ehlibeyt ile Pir’i bilenin Yalvarsan Hüda’ya darı kaldırır İmamoğlu sana kimler bakacak Çalıştıysan ol muhannet bakacak Cehennem şiddeti nasıl olacak Yalvarsan Hüda’ya nârı kaldırır |
Âşıkların Diliyle Tokat’ın Anıt Şiiri
Tokat vilâyetinin vasfını veren
Dinleyin
nasıldır hali Tokat’ın
Etrafı lale
sümbül bürüdü
Burcu burcu
kokar gülü Tokat’ın
Açıldı
gülleri yeniden yeni
Nasıl
methedeyim vilâyet seni
Elli iki
minare altmış dört câmi
Böyledir
insan kulu Tokat’ın
Tokat’ın er
gelir baharı yazı
Erden
erişiyoruz dutu kirazı
Çift kanalla
sulanıyor arazi
Akıyor ırmağı
seli Tokat’ın
Gıjgıj
Dağı
Topçam’a bakıyor
Ortasından Yeşilırmak akıyor
Okullarda
öğrenciler okuyor
Her yere uzalı kolu Tokat’ın

Âşığın gözüne
gelir mi uyku
Kalbimize
ilham Allah’tan korku
Cennet'i
okşuyor Gümenek Parkı
Ağacı elması
dalı Tokat’ın
Gezdim
ovasını gördüm yüzünü
Âşıklar
sağlam söyler sözünü
Reklâmda
meşhur Kazova’nın üzümü
Ilgıt ılgıt
eser yeli Tokat’ın
Birinci
kazası Zile’dir
Zile
Orda
yaşayanlar çeker mi çile
Gelin
kardeşlerim vererek el ele
Her yerde
söylensin ünü Tokat’ın
İkinci kazası
Turhal’dır Turhal
Çalışıyor
şeker fabrikası var
Haddinden
ziyade ticaretle kâr
Şekerden
tatlıdır dili Tokat’ın

Yüksektir aşılmaz Yaylacık Dağı
Orman ile
dolu hem solu sağı
Üçüncü kazası
gördük Erbaa’yı
Yayılır
davarı malı Tokat’ın
Bugün
dostlarla girdik pazara
Çalışan kul
hiç kalır mı avara
Dördüncü
kazası vardık Niksar’a
Yükselir
şerefi şanı Tokat’ın
Kuluna
yardımcı kadir Mevlâ'sı
Âşıkların
kabul olur duası
Hazine misali
Niksar Ovası
Gayet çok
gelirli yeri Tokat’ın
Mevlâ izin
verdi bunu de diye
Bu şiiri
dinleyene hediye
Beşinci
kazası bir Reşadiye
Süzülmüş
petekten balı Tokat’ın

Bülbül gül
dalına yapıyor yuva
Orayı gezen
bilir gayet düz ova
Altıncı
kazası dedik Artova
Danesi
buğdayı dolu Tokat’ın
Tokat’ın
şiirini yazdırdım burda
Mevlâ
sevdiğini bırakmaz darda
Bir de varak
dedik Yeşilyurt’a
Karışmış
yeşili alı Tokat’ın
Tokat’ın
vasfını anlattım size
Söyledikçe
neşe veriyor bize
Sekizinci
kaza vardık Almus’a
Doludur
barajı gölü Tokat’ın
Âşık
söyledikçe saliha yazar
Akıla fikire
uğramaz nazar
Dokuzuncu
kaza görünür Pazar
Ne olduğu
onla belli Tokat’ın
Tokat Yöresi Âşıkları

Gezdim
Adana’yı gördüm Mersin’i
Pir önünde
okumuşum dersimi
Tokat’a
açtılar halı kursunu
Avrupa’da
meşhur halı Tokat’ın
Dinletir mi
bu Püryani âşığı
Yeni
methetmenin geldi keşiği
Yedi vilâyete
verdim ışığı
Aydınlık geçiyor günü Tokat’ın
