ANA SAYFA            
(Bu sayfa en son 27 Aralık 2005 tarihinde güncellenmiştir.)

.

 

ŞEHİRLEŞME
VE
ÜNYE

Bildiri : Ahmet ARPACIOĞLU
(Ünye Belediye Başkanı)
Kitap Adı : Ünye III. Kurultayı - 22/23.07.2004
[Ü.İ.İ.B.F. Yayın No. : 1, 139 sh. (Sh. 33 - 38'de yayımlandı.) (Yerel Yönetimler Adına)]


Ünye Belediyesi Medeniyetler Kavşağı Broşürü /2005

ŞEHİRLEŞME VE ÜNYE


Ünye Belediye Bşk. Ahmet ARPACIOĞLU

            Halka göre şehir; yaşamak, kazanmak, alışveriş etmek, ibadet etmek, istirahat etmek, gezmek, eğlenmek, öğrenmek, ruhen ve bedenen gelişmek imkânlarını hazırlayan bir yaşama merkezi demektir.

            Şehrin karşılaştığı güçlükler ve şehrin sahip olduğu imkânlar hiç kimsenin değil, toplumun malıdır. Bu sebeptendir ki şehrin derdi, halkın sıkıntısına yol açar; mükemmelliği ise halkın mutluluğunu hazırlar.

            Şehirler de insanlar gibidir; doğar, yaşar, büyür ve ölürler. İlk şehirler Milât'tan 6.000 yıl evvel kurulmaya başlanmıştır. Halen 3.000 yıllık şehirler pek yoktur. Meselâ, İstanbul 2.500 yıllık bir şehirdir.

            Yeni kurulan şehirler de vardır. Belki gelecekte de kurulacaktır.

            Şehirler coğrafî, askerî, idarî ve iktisadî olayların bir ya da birkaçının tesiri ile kurulurlar. Kurulan şehirler, içinde yaşayan kuşakların (nesillerin) özellik ve kültürüne göre şekillenirler. Bu sebeple şehirler kuşaklar boyunca içinde yaşanmış bütün insanların erişebildiği medeniyet seviyesini gösterirler.

            Geçmişten devralınan bir emanet olan şehri geleceğe teslim edecek olan şehir halkının kendi şehirlerine karşı gösterecek oldukları yakın ilgi o, beldenin tarih boyunca ortak bîr meyvesi olan bu eserin oluşumunda kendilerini de hissedar edecektir.


Ünye Belediyesi Medeniyetler Kavşağı Broşürü /2005

            Nasıl ki bir san’atkârın üzerinde çalıştığı malzemeyi iyice tanıması; onun özelliklerine göre hareket etmesi gerekiyorsa, şehirler ve onların ihtiyaçları ile uğraşan yönetici ve teknik elemanların da önce şehri tanıtıma açması ve şehirle ilgili sorunları da birer birer ortaya koyması lâzımdır.

            Şehirler oluşum faktörlerinin çeşitliliğinden dolayı pek birbirlerine benzemezler. Bazı ortak özellikleri olsa dahi her şehir ayrı bir şahsiyeti haizdir. Yılların oluşturduğu bu çehreyi daha da geliştirmek ve değerlendirmek gerekir. Bu amacın gerçekleştirilmesinde şehirlerin ve yöneticilerin anlayışının rolü çok büyüktür.

            Yaşayan varlıklar gibi şehirlerin de yaşamayı zorlayan olaylarla işleyemez hale gelmesi bu asırda sık görülen bir hastalık olarak ortaya çıkmaktadır. Bu hastalığın esas sebebi, şehirlerin işleyişini bozacak hususların şehri rahatsız etmesini önlemekte geç kalmak olup, çözümü zamanında gerekli tedbirleri almaktan ibarettir. Gerekli tedbirlerin alınmasında gecikmiş olmanın ortaya çıkardığı aksaklıklar ise seneler boyu bütün şehirliyi rahatsız etmekte devam eder.

            Asrımız dünya şartlarının değiştiği bir dönem olmak özelliğini taşır. Bu asırda sanayi çok gelişmiştir. Kurulan sanayi tesisleri şehirler dışında değil, işin kötüsü şehir hudutları içinde teşekkül ettiğinden bu hal şehrin yaşamasını çeşitli yönlerden tehdit eder hale gelmiştir. Kurulan sanayi tesisleri nedeniyle şehrin havası bozulmuş, gürültü artmış, elektrik enerjisi ve su kâfi gelmez olmuş, ulaştırma ihtiyaçları ağır vasıtaları şehir içerisine sokmuştur. Gelişen ihtiyaçların getirdiği otomobil, minibüs, otobüs, banliyö treni gibi diğer ulaştırma araçları da eklenince at ve araba boyutlarına göre teşekkül etmiş şehir yolları başlamıştır.

Çarpık Kentleşme Adına Katledilen Kumsalımız

            Sanayi şehre işçi nüfusu çekmiş, bu nüfusa bağlı olan işçi aileleri şehre yerleşmiş ve bu göçün ortaya çıkardığı hizmetlerin giderilmesi için ayrıca yeniden birçok hizmet erbabının şehre yerleşmesi gerekmiş, bütün bunların hâsıl ettiği nüfus hareketi mesken ve sosyal tesis darlığını doğurmuş, aynı zamanda amme hizmetlerinin aksamasına da neden olunmuştur.

            Şehrin düzenini aksatan ve işleyemez hale getiren bu hastalık ancak şehircilik biliminin müdahalesi ile giderilebilecek ve ancak bu suretle şehirdeki hizmetler tekrar normal işler hale gelebilecektir.

            Şehir halkının ruh bunalımı ancak şehirlerin ıslahı ile ortadan kalkacak, kötü şehir bölgelerinin teşvik ettiği cinayet ve ahlâksızlık salgını önlenecek, kargaşalığın hâsıl ettiği ruh hastalıkları azalacaktır.

            Şehirleri düzensizlikten kurtaracak bilim Şehircilik'tir. Şehircilik aynı zamanda bir san’at ve idarî tatbikattır. Genel ifadesi ile şehircilik, insanların her türlü beşerî ve medeni ihtiyaçlarının ahenkli bir şekilde karşılanmasını sağlayan, bu ihtiyaçların karşılanmasında düzenleyici bir rehberlik görevi yapan, memleketin tüm yapı faaliyetlerini ülke yerleşme siyaseti ve bölge şartları altında kontrol altına alarak toplumsal, iktisadî, fizikî, tarihî, teknik, estetik, malî, hukukî şartlar arasında kurulabilecek en uygun bağıntı araştırma ve uygulanması gerekli sonuçları plân ve programlara bağlayan faaliyetlerin tümüdür.

            Bu tanım içinde kullanan ülke ve bölge yerleşme siyaseti, idareleri şehir sorunlarının sadece kendi içinde değil, böyle ve memleket şartları ile çözümlenmesinin en iyi sonuçların alınması bakımından zorunlu olduğunu belirtmek için kullanılmıştır. Sadece kendi içindeki meseleleri çözülmemiş ve fakat etrafındaki şehir ve köylerin etkileri ile bütün bu bölgenin memleket yerleşmesinde işgal ettiği yerin önemi hesaba katılmamış olan bir şehir bazı sebeplerle kısa zamanda gelişme durumunda kalırsa, hesaplanmamış ihtimallerin ortaya getireceği bütün güçlüklerin altında ezilecek ve imar çabaları, dolaysıyla ona kadar harcanmış olan paralar boşa gidecek demektir. Bugünkü “yap, yık, boz” dediğimiz hal budur. Bu sebepten şehir, bölge ve ülke yerleşme plânlamaları hakkında kısaca bilgi edinmek lâzımdır.

Gündoğumunda Balıkçılar, İskele ve Yaban Ördekleri

Fotoğraf : Ali Rıza GULTEKIN gultekin_unye@yahoo.com

            Şehirleşme hareketinin 19. asırdan itibaren gelişmesi, bütün dünya memleketlerinde nüfus hareketlerine sebep olmuştur. Şehirler gittikçe büyürken köy nüfusu aynı oranda azalmaktadır.

            Şehirlere göç eden kimseler tarımla uğraşan nüfusu azaltmakta, buna karşılık sanayide çalışan kesimin nispetini artırmaktadır. Bu hal acaba nereye kadar devam edecek ve hangi noktada duracaktır.

Sel Felâketinde Şehrin İflâs Eden Alt Yapısı ve Esnafın Perişanlığı
   
Sel Akıntısını Drene Edecek Kanalların ve Alt Yapı Yetersizliğinin Portresi

            Önemli hususlardan biri de verimli arazilerin yakınlarına kurulan şehirler 19. asırda bu verimli arazileri de şehre katmış durumdadır.

            Şehirlerdeki gecekondulaşma, kaçak inşaat ve çirkin yapılaşmanın neticesini 17 Kasım ve 12 Aralık 1999 tarihlerindeki depremlerde yaşamış bulunmaktayız. Suçlu kim?!

            Ünye'nin Tanımı

            1.1   Ünye'nin Tarihçesi


Ünye Belediyesi Medeniyetler Kavşağı Broşürü /2005

            M.Ö. XV. binli yıllarda Cevizdere çevresinde insanların yaşadığı ve yine Ünye Tozkoparan mevkiinde M.Ö. 40.000 - 12/10.000 yılları arasında Paleolitik safhaya ait buluntular ele geçmiştir. Aynı yerleşmede Kalkolitik ve Tunç Çağı buluntuları da görülmüştür. Sonraki yıllarda Hititler’in ve Kaskalar’ın sahası içerisine girmiştir. Takip eden yıllarda Grek Kolonileri gelmiş ve özellikle Miletoslular buralarda hâkimiyet tesis etmişlerdir.

            Grekler’in koloni hâkimiyetleri devam ederken İskitler’in önünden kaçan Kimmer akınları ile kesintiye uğramıştır. Kimmerler’den sonra İskitler bu bölgede yayılmıştır. Daha sonra Halibyalılar ve Amazon gibi yerel halkların hâkimiyeti olmuştur. Persler kısa süre sonra burada hâkimiyet kurarak yerel halkın yönetimine son vermişlerdir. İskitler’in Çanakkale Boğazı’nı geçmesi ile dünyada Helenistik Çağ başlamıştır ve Pontus Devleti kurulana kadar kısa bir süre devam etmiştir. Daha sonra Roma Anadolu’ya hâkim olunca ve iki parçaya ayrılınca Ünye Bizans sınırları dahilinde kalmıştır. 1071 Malazgirt Zaferi ile birlikte Anadolu’ya hâkim olmaya başlayan Türkler 1461 yılında Bizans hâkimiyetine son vermişlerdir, Ünye kenti de Trabzon'un bir kazası olmuştur. Canik Sancağı’nın en büyük kazası haline gelen Ünye 1864 yılında 4 yıl sancak merkezi olmuştur.Daha sonra tekrar kazaya dönüştürülen Ünye 1900 yılında Ordu Vilâyeti’ne bağlanmıştır.

Eunich, Martin R.M. Tallis, J.&F.

http://www.lib.unimelb.edu.au/collections/maps/walker/

            1.2   Ünye İsminin Kökeni

            Ordu İli’ne bağlı, Samsun'un yaklaşık 90 km Terme'nin 32 km Doğu’sunda, Fatsa'nın 22 km Batı’sında Taşkara Burnu’nun, Batı ve Kuzeybatı eksenlerinde kurulmuş olan Ünye'nin antik adı kaynaklarda Oenoe olarak geçiyor. Bizans kaynaklarında Oenaeun ve Conca adları ile adlanırken M.S. XVII ve XIX. yüzyıllarda Unieh, Unie, Unia, Onie ve İneo adları ile geçiyor. Kentin adı Yunanca özel şarap anlamına geliyor.

            1.3 Ünye'de Şehir Yerleşmeleri ve Özellikleri

            Ünye, deniz kenarında kurulmuş bir şehirdir. Sanayileşme olmadan önceki yıllarda Taşkara Burnu’nun eğimli arazilerinde yerleşen Ünye, önce Tabakhane Deresi’ne doğru ve Niksar Caddesi üzerine gelmiş, 1980 yılından sonra da kooperatifçiliğin gelişmesi ile Çakırtepe’nin Batısı’nda yer alan hafif meyilli arazilere doğru gelişmeye devam etmiştir.

            l.4 Şehrimizi İşlemez Hale Getiren Sebepler ve Çözüm Önerileri

            Yaşayan varlıklar gibi şehirler de değişik sorunlarla mücadele ederek şekillenirler. Sorunlar bazen kangren hastalıklar şeklinde, bazen de tedavisi mümkün hastalıklar şeklinde tezahür edebilmekledir. Ama öyle hastalıklar vardır ki tedavisi yoktur. Şehrin ölümüne yol açar.

Sel Yatağında Olmadığı Halde İki Kez Makûs Selin Kaderinde
Tüm Eşyalarıyla Mağduriyeti Yaşayan Daşçı İsiyn Usta'nın Dairesi ve Eşyaları

Hizmet TV ve Gazetecilik A.Ş. Fotoğraf Arşivi

            Ünye'mizde belki tedavisi olmayan hastalık yoktur, ama tüm az gelişmiş ülkelerde olduğu gibi sanayileşmenin ardından oluşan sosyal yapı değişiklikleri ve hızlı şehirleşme hareketlerinden dolayı kangren hastalıklar oluşmuştur. Hastalıkların tedavisi yapılırken herkes destek vermelidir.

            Ünye eski bir kenttir. Dolayısıyla mülkiyet dağılımı ve dağılıma göre cadde ve sokaklar at arabaları ve küçük arabalara göre bırakılmış ve plânlanmıştır. Sanayileşmenin ve ticaretin şehre getireceği yükler hesap edilmemiştir.


Ünye Belediyesi Medeniyetler Kavşağı Broşürü /2005

            Sanayileşme ve sosyal hizmetler nedeniyle şehre akın eden nüfus ve bu nüfusun hizmetlerini karşılayacak hizmet birimleri aniden gelince gerekli tedbirler alınmamış ve yaya trafiğine yetmeyen yollar araçlarla bölüşülmek zorunda kalınmıştır.

            Her ne kadar yasal tedbirler alındıysa da yöneticiler ikballerini düşünerek şehrin istikbalini karartmışlardır. Elbette bu ufku aşmalıyız.

            Gelişmiş ülkelerde de bu tür hastalıklar oluşmuştur. Onlar bu hastalıklara o bölgeyi (eski şehir) imara kapatarak halletmişler. Biz aynı kararı almalıyız.

Yalıkahvesi Kumsalı

Fotoğraf : Eren TOKGÖZ - İnşaat Mühendisi

            Dünya şartlarının çok hızlı değiştiği zamanımızda bu tür kararları zamanında almak en doğru karardır. Bunun yöntemini belirlerken doğru karar alabilme yeteneği geliştirmek ve gerekli alt yapıyı oluşturmak Belediye Başkanı olarak benim görevimdir.

            Şehircilik anlaşmasında esas, önce mevcut durumu belirlemek ve plânlamayı tamamlamak daha sonra da programları hazırlayarak, çalışma faaliyetlerini bir şekilde yürütmektir. Bizim bizden sonra gelecek nesillere bırakacağımız en önemli miras çok çalışarak Ünye'nin lâyık olduğu yere gelmesinde gerekli olan yol haritasını çizmek olacaktır.


 

Ünye Makaleleri Sayfasına  

Dönmek İçin TIKLAYINIZ

 

YAZDIR