ANA SAYFA            
(Bu sayfa en son 04 Mart 2004 tarihinde güncellenmiştir.)

.

 

MALATYA'DA
ÜNYE'Yİ OKUYOR,
ÜNYE'Yİ DÜŞÜNÜYORUM

Makale : Yüksel ŞEN
(Emekli Bankacı - Gazeteci - Şâir ve Yazar)
(Aylık Ünye Ticaret ve Sanayi Gazetesi'nin Yıl : 3, Sh. 2 - 5, Sayı : 23, Ocak/1997
ve
Haftalık ÇAĞRI Gazetesi'nin Yıl : 16, Sayı : 662, 22.06.1992 tarihli nüshalarında yayımlandı.)

            Değerli okuyucular.

            Bugün size, Güneydoğu Anadolu'nun Cennet şehri, yeşiller diyarı, Seyyit Battalgazi, Şeyh Hamid-i Veli, Abdurrahman-i Erzincani, Horasan Dede, Hötüm Baba, Hulusi Efendi, Mamilo Hoca, Ayşe Hatun, Kara Abdal, Sadreddin Konevi, Hacı Ali Kara, Habib-i Naccar, Niyazi Mısrî, Osman Nuri Ölmeztoprak, Hacı Muhammed, Koca Vaiz gibi keramet sahibi ermişlerin yaşamlarını din ve Allah yolunda tüketip, dünyasını değiştirmiş ulemaların, bir başka deyimle, gönül sultanlarının beldesi Malatya'dan merhaba diyorum.

            2. Ordu lojmanlar bölgesi sosyal tesislerinin görkemli havuzunun karşısına oturmuş çayımı içiyor ve önünde bütün heybetiyle yükselen Toroslar'ın bir kolu olan Beydağları'nı seyrediyorum.

            Mayıs ayı içerisinde olmamıza karşın, bu dağlar halâ kar yüklü. Çevre zümrüt misali, yemyeşil çimenlerle donanmış. Hafif hafif esen rüzgâra, renk renk açan kır çiçeklerinin o nefis kokularını getiriyor uzaklardan.

            Gökyüzünü tırmalayan ağaç dallarında ötüşen kuşlar, bir gitaristin gitarından yükselen melodiler misali ruh okşuyor.

            Şöyle etrafa baktığımda, eriyen kar suları ile çağlayan derecikler ve bu derelerin yeşil vadilerinde, koyun ve kuzularını otlatan sığırtmaçlar görüyorum. Neş'eleri püryan. Bu sığırtmaçlardan biri ihtiyar çınarın gölgesine oturmuş, dudakları arasına sıkıştırdığı kavalı ile memleket havaları çalıyor.

            Ve ben, böyle bir ortam içerisinde doğup büyüdüğüm o yerleri, o güzel ÜNYE'yi düşünüyorum.

            Ünye, güzel ÜNYE, şirin Ünye. Doğduğum diyar benim. Seni hayal etmemek, seni düşünmemek mümkün mü?

            O sıcacık, o şipşirin aile ocaklarımız, senin sinende tütmüş. Çocukluk günlerimizin acı, tatlı anıları sende geçmiş.

            Sonra erginlik çağı gelip çatmış, hayat mücadelesi başlamış. "İNSAN DOĞDUĞU YERDE DEĞİL, DOYDUĞU YERDEDİR" teorisine sâdık kalarak çıkmışız gurbete.

            Aradan tam 35 yıl geçmiş. Ama bu 35 yıl, belleklerimizde kalan ve halâ taptaze yaşayan anılarımızı, memleket sevgisini söküp atamamış içimizden.

            Dün, "YENİ MALATYA Gazetesi" idarehanesinde otururken elime, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı "ANADOLU BASINI - 1992" isimli bir kitap geçti.

                            

            Bu kitabı tetkik ettiğimde, güzel Ünye'mizde yayımlanmakta olan "ÇAĞRI - ŞİRİN ÜNYE - MEMLEKETE HİZMET - ŞAFAK - DOĞANAY - DEMET Gazeteleri" ile ilgili bilgileri okudum ve nasıl mutluluk duydum bilseniz.

            Çeşitli özellikleri ile tarihe geçen şehrimiz şimdilerde basın hayatı ile de kitaplara geçiyor.

            Geçenlerde 7. Ana Jet Üssü Lojmanlar Kütüphanesi'nde "YURT ANSİKLOPEDİSİ"nin 9. cildinde Ünye üzerine yazılanları okuyunca; yıllardır o kenti araştıran ve değişik konuları bulup yazan bir kişi olarak, burada verilen bilgilere hayran kaldım.

            Hemen edindiğim ve şahsî kütüphanemdeki "ÜNYE BELGESELLERİ" arasında saklayacağım bu ansiklopedi de Ünye'mizle ilgili neler var neler?

            Tarihî bilgiler. Coğrafî konular. Kültürel ve sosyal yaşam. Kentin yetiştirdiği meşhurlar. Turizm potansiyeli, ekonomik durum, siyasî eğilim. Şehrimiz üzerine araştırma yapanlar. İstatistikî bilgiler. Gelip geçmiş idareciler.

            Ve aklınıza gelen, gelmeyen, öğrenmek istediğiniz her konu. Hazine değerindeki bu muhteşem ansiklopediyi yayımlayan Anadolu Yayıncılık A. Ş.'ne burada teşekkür etmeyi bir ödev sayıyorum.

            Birkaç gün evvel de Sayın İlhan GEÇER'in Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları arasında çıkan "Cumhuriyet Döneminde Türk Şiiri" adlı yapıtında Ömer Bedrettin UŞAKLI'yı okurken de bir başka mutluluk duydum. Yazar; şairimizin hayatını anlatırken Ünye'de de Kaymakamlık yapmıştır diyor. Bu husus hepimizin malûmlarıdır.

            Ömer Bedrettin, Ünye'de bulunduğu yıllarda, yöremizi ve halkımızı çok sevmiş, fırsat buldukça kırlarımızı, köylerimizi gezip dolaşmıştır. Son derece hassas ve doğa tutkunu olan şair Şavşat'a tayin edildiği zaman bu kente olan sevgisini ve özlemini "DENİZE HASRET" şiirinde ne güzel ifade eder.

ÖMER BEDRETTİN UŞAKLIGİL'den
(Eski Ünye Kaymakamı - 1932/1933)

Çok duygulu ve hassas bir mizaca sahip olan Ömer Bedrettin,
"Denize Hasret" isimli şiirini Ünye'den ayrıldıktan sonra özlem duyarak yazmıştır.

                                     DENİZE HASRET

Sevmiyorum suyunda yıkanmamış rüzgârı
Dalgaların tütüyor gözümde mavi, yeşil;
Yüzümü güldürmüyor sensiz ay ışıkları
Ufkumda yükselmeyen güneşler, güneş değil

Bir gün nehirler gibi çağlayarak derinden,
Dağlardan, ormanlardan sana akacak mıyım?
Ey : Deniz şöyle bir gün sana bakacak mıyım?
Elma bahçelerinden, fındık bahçelerinden.

            Yaşlı Ünyeliler'in çok iyi anımsayacağı üzere, o tarihte pederim Foto Ahmet ŞEN, kentte sosyal yönü güçlü, girişken, kültür düzeyi yüksek bir kişi olarak tanınırmış. Ve şehre gelen her yabancıya yakın ilgi gösterirmiş.

            Ömer Bedrettin Uşaklı da bu nedenle pederimin yakın ilgilerine mazhar olmuşlar. Zaman zaman Ünye ve çevresini hep birlikte gezip dolaşırlarmış. Aile büyüklerim, burada tesis edilen dostluk ve arkadaşlık bağlarının yıllarca devam ettiğini söylerler.

 

Ahmet Hüseyin Şen
Ünye'nin İlk Türk Profesyonel Fotoğrafçısı


.
Hüsrev Yürür Evi Merdivenleri

27.04.1917
Yüksel ŞEN'in Babası

            Hattâ, bu yakınlığın somut bir örneği olarak da şairimiz Şavşat Kaymakamı bulunduğu sırada, pederimin oraya Tahrirat Kâtibi olarak tayinini gerçekleştirir. Böylece Ünye'de başlayan arkadaşlık tüm sıcaklığı ile Şavşat'ta devam eder.

            Ama, bazı durumlar babamın Şavşat'ta kalmasını engellediği için, Ünye'ye geri dönmek mecburiyetinde kalır. Ve böylece bu iki sevecen dost birbirinden ayrılır. İlişkiler uzun süre, mektup ve kart teatileri ile sürdürülür.

            Şimdi her ikisi de uhrevî âleme intikal etmiş bu iki gönül dostuna Allah'tan rahmet diliyorum.

            Değerli okuyucular,

            Ömer Bedrettin Uşaklı, Millî Edebiyat Akımı'na bağlı kalan, Anadolu'nun güzelliklerini mısralara dökerek, gezip gördüğü yerleri renkli bir tablo halinde şiire dönüştürüp sunan bir şairimizdir.

            Şavşat'ta görev yaptığı sırada yazdığı "UFUK HASRETİ" şiirinde hem o yörenin özelliklerini dile getirir hem de Ünye gibi bir kentten ayrılmanın burukluğunu terennüm eder.

            En verimli çağında aramızdan ayrılan bu değerli şairimizin, Ünye'de geçen hizmetlerini anımsamak ve kente olan büyük sevgisini ebedîleştirmek için Belediye, Çakırtepe'de tesis ettiği, şehre hâkim o görkemli turistik gazinoya "ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI" ismini vermekle, büyük bir kadirşinaslık örneği göstermiştir.

            O tepeler ki, şairimizin sık sık çıktığı ve güzel Ünye'mizi seyretme zevkine doyamadığı yerlerdir.

            Düşünüyorum da, ansiklopediler, kitaplar, özelliklerle dolu bu kenti nasıl yazmasın? Yazarlar nasıl anlatmasın, onun müstesna yanlarını?

            Seni çok, daha çok sevdim ÜNYE...

 

Ünye Makaleleri Sayfasına  

Dönmek İçin TIKLAYINIZ

 

YAZDIR