ANA SAYFA            
(Bu sayfa en son 21 Mart 2004 tarihinde güncellenmiştir.)

.

 

ÜNYELİ
İLK KORE GAZİSİ
HÜSEYİN ÇAYIREZMEZ

Makale : Yüksel Şen
(Emekli Bankacı - Gazeteci - Şâir - Yazar)


Yüksel Şen

.

ÜNYELİ İLK KORE GAZİSİ
HÜSEYİN ÇAYIREZMEZ

  

            Asya Kıtası'nın en Doğu ucunda, Japon Denizi ile Sarı Deniz arasında uzanan KORE Yarımadası, Güney Kore ve Kuzey Kore diye iki devletten oluşmaktadır.

            Günümüzde, teknolojinin son hızla geliştiği bu Uzakdoğu ülkelerinin ismini duymayan yoktur her halde?

            1950'li yıllarda idi; aynı kandan gelen bu iki topluluk aralarında çıkan anlaşmazlık nedeniyle birbirlerine savaş ilân etmişlerdi. Her iki ordu 38'inci paralel çevresinde kıyasıya vuruşuyordu.

            O tarihlerde Meçhul Asker İlkokulu'nun 5'inci sınıfında okuyordum. Radyolar ve haber ajansları her saat başı bu savaşın vehametini anlatıyor, günlük gazeteler boy boy fotoğraflar yayımlıyordu.

Ünye Ortaokulu
(Eski Adıyla Ünye Meçhul Asker İlkmektebi)

Fotoğraf : Ahmet Hüseyin (Şen)

            Duyduklarımız ve gördüklerimiz insanlık anlayışıyla bağdaşacak gibi değildi. Gencecik bedenler kör bir kurşunla yaşama veda ediyor, yuvalar yıkılıyordu. Aileler perişan, halk aç ve sefil.

            Duruma derhal müdahale eden Birleşmiş Milletler Topluluğu, savaşın durdurulması için topluluğa mensup ülkelerin buraya asker göndermesine karar vermişti. Bu karar üzerine topluluğa dahil ülkeler Kore'ye asker göndermeye başladı.

            Türkiye de, General Tahsin YAZICI komutasında Tugay düzeyinde bir birliğimizi buraya gönderdi.

            Cepheye intikal eden birliğimiz, emir komuta zinciri dahilinde kendisine verilen görevleri en iyi şekilde icra ediyor, askerlerimiz gözünü budaktan sakınmadan kahramanca savaşıyorlardı.

            Hattâ, KUNNURİ diye isimlendirilen bir bölgede, kuşatma altına girmişler ve birliğimiz bu kuşatmayı yararak, Amerikalı komutanların dahi gıpta ettiği ve tarihlere KUNNURİ SAVAŞLARI diye geçen bu vuruşmadan muzaffer çıkmışlardı.

            O günkü gazeteler ve ajanslar, birliğimizin başarısını yaza yaza - anlata anlata bitirememişler, sayfalar dolusu fotoğraflar yayımlamışlardı.

            Askerlerimiz arasında Hüseyin ÇAYIREZMEZ isimli bir de ÜNYELİ hemşehrimiz var. Bu hemşehrimiz, savaşta yaralanmış ve ilgililer tarafından hemen TOKYO Hastanesi'ne kaldırılarak, gerekli tedavisi yapıldıktan sonra Ankara'ya nakledilmişti.

            Buradan da memleketi Ünye'ye gelen hemşehrimiz, görkemli bir törenle karşılanmıştı.

            Bu törenleri izleyen ilkokul öğretmenimiz Necibe TULGAR Türkçe Dersi'nde sınıfa bu konu ile ilgili bir kompozisyon yazmak üzere ev ödevi vermişti. Her öğrenci, değişik şekilde duygu ve düşüncelerini kâğıda döktü.

            Öğretmenimiz, benim yazdığım kompozisyonu diğer öğrencilerin kompozisyonundan daha çok beğenmiş olacak ki birinci seçmişti.

            İşte bu karşılama ile ilgili olarak yazdıklarım :

            "Cihan sulhunu korumak için, Kore'de Birleşmiş Milletler adına çarpışan askerlerimizden, Ünyeli hemşehrimiz Hüseyin ÇAYIREZMEZ bu savaşta yaralanmış ve kaldırıldığı TOKYO Hastanesi'nde gerekli ön tedavisi yapılarak, Ankara'ya nakledilmişti.

            Burada da yapılan tedaviyi müteakip tamamen iyileşen hemşehrimizi devlet büyüklerimiz, gösterdiği kahramanlıktan ötürü çeşitli hediyelerle ödüllendirmişler ve memleketi Ünye'ye gelmek üzere, Ankara'dan merasimle uğurlamışlardı.

            Ünye Belediyesi yetkilileri ve halk, gazimizi Akçay sınırında karşılamış ve konvoy halinde Cumhuriyet Meydanı'na gelinmişti. Meydanda muazzam bir kalabalık vardı.

            Halkımız, hemşehrimize büyük sevgi gösterisinde bulunuyor, onu bağırlarına basıyordu. Yapılan hamasî konuşmalar, öğrencilerin okuduğu kahramanlık şiirleri, şöleni daha da görkemli hale getirmişti.

İbrahim ÖZTÜRK

Ortaokul Türkçe ve Beden Eğitimi Öğretmeni

            Başta Belediye Başkanlığı olmak üzere, yardımsever Ünye halkı bu ilk Kore Gazisi'ne değişik hediyeler sunmuşlardı.

            Merasim sona erdiğinde, gazimiz babası Mehmet ÇAYIREZMEZ ve yakınlarının refakatinde evine istirahate çekildi.

            Böylece Türk Milleti tarih boyunca devam eden vazifesini gene eline almış bulunuyordu. Ulu önderimiz ATATÜRK'ün dediği gibi 'YURTTA SULH CİHANDA SULH' ilkesinden hareket ederek, gücünü bir kez daha dünyaya göstermişti.

            Kahraman hemşehrimiz!
            İlk Kore Gazimiz
            Hüseyin ÇAYIREZMEZ!
            Gazan mübarek olsun..."

            Değerli okuyucular :

            53 yıl evvel kaleme aldığım bu yazımı anımsayışımın nedeni, kentimizin seçkin kişilerinden, bir başka Kore Gazimiz Fevzi KILIÇ ağabeyimizin bir kalp krizi sonunda aramızdan ayrılmasıdır.

            Allah gani gani rahmet eylesin.

            Ruhu şâdolsun...

ŞEHİTLER PARKI
Aylık Ünye Ticaret ve Sanayi Gazetesi'nin
Yıl : 3, Sh. 2, Sayı : 34, Kasım/1997 nüshasında yayımlandı.

Şehitler Parkı/Atatürk Heykeli

(Eski Belediye Bahçesi)

            Bir şairimiz ne güzel söylemiş :

            "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
              Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır."

            Güzel yurdumuzu bölmeyi amaçlayan ve hiçbir surette emellerine ulaşamayacak olan teröristlerle Güneydoğu bölgemizde çarpışırken, ŞEHİTLİK mertebesine ulaşan ve bu vatan uğruna kanlarını aziz yurdumuzun kutsal topraklarına akıtan 12 şehidimiz için, Ünye Belediyesi, eski hizmet binasının (sonradan kütüphaneye dönüştürülmüştü) bulunduğu alanı park haline getirmiş; adına da ŞEHİTLER PARKI  demiş

Eski Belediye Bahçesi

            Park içinde çok güzel bir havuz var. Fıskiyelerinden gürül gürül sular fışkırıyor.

Şehitler Parkı'nda Fıskiye

            Havuzun hemen yanı başında da, şanlı bayrağımızı simgeleyen nefis bir anıt yükseliyor. Anıtın kompozisyonuna hayran kaldım. Tasarımcısını en içten duygularla canı gönülden kutluyorum.

            Üzerinde 12 adet plâka var ve bu plâkalarda da şehit hemşehrilerimizin isimleri ve şühedalık şerbetini içtikleri yer kayıtlı. Kaide üzerinde ayrıca iki silâh çatılmış, silâhlar arasında da bir miğfer bulunuyor.

Şehitler Parkı

Atatürk Heykeli (Eski Belediye Bahçesi)

            Anıtın arkasındaki fonda, TEK'e ait Trafo Binası'nın yüzünde, Ünyeli değerli Ozan Kulfani'nin şehitler için yazdığı 10 kıt'alık, çok duygulu, çok güzel bir şiiri bulunuyor.

            Okudukça, insanın gurur duyduğu ve de gözlerinin yaşardığı o güzel şiirden buraya bir kıt'a alıyorum.

            "Kulfani yazmaya dayanmaz kâğıt
              Şehitler ardından söylenmez ağıt
              Ya Rabbim anaya sabırlar dağıt
              Duayla güzeldir ŞEHİTLER PARKI..."
                                                       Ünyeli Ozan Kulfani

            Değerli şehit hemşehrilerimizin anısını, sonsuza dek yaşatacak olan bu park, gerçekten de çok güzel düzenlenmiş.

            Bayrağımızın siluetini taşıyan bu görkemli anıtın üzerinde, ayrıca şu sözlere de yer verilmiş.

            "İnsanların mücadelesinde en kuvvetli siper, iman dolu göğüsleridir. 1922
              Muharebeye 'Ya şehit ya gazi olmak için' gidilir. 1927"

                                                                                                          
Mustafa KEMAL

            "Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor,
              Bir hilâl uğruna Ya Rab, ne güneşler batıyor."

                                                                             
M. Akif ERSOY

            Yüce Tanrı'dan tek dileğimiz ;

            Bu aziz şehitlerimizin tertemiz ruhlarının ebediyen şâd olması, onları gözü gibi koruyup büyüten ve Asker Ocağı'na gönderen, ama gel gör ki takdiri ilâhînin tecellisi olarak, şehitlik mertebesine ulaşan evlâtlarının acısıyla yanıp tutuşan, ana ve babalarının yüreklerine sonsuz sabır ve metanet vermesidir.

            Bu güzel parkın memlekete kazandırılmasına emeği geçenlere teşekkür ediyor;

            Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyoruz.

            Esenlik dileklerimle efendim...

                                                                                                                     Yüksel Şen

Şehitler Parkı/Arka Plânda Tarihî Çınar Ağacı

Fotoğraf : Eren TOKGÖZ/Aynur Zeren TAN

ERTUĞRUL FACİASI ŞEHİTLERİ
(Tarih Boyunca Ünye - Osman DOĞAN, Samsun 2003, Sh. 268 - 29.)

            14 Temmuz 1889'da İstanbul'dan ayrılan Ertuğrul Fırkateyni altı ayda gitmesi plânlanan yolu on bir ayda tamamlayabilmiş ve yukarıda belirtildiği gibi 15 Eylül 1890'da  dönüş yolculuğuna başlamıştı. Ancak Yokohama'dan Kobe'ye giderken Kashinozaki fenerini geçtiği sırada 16 Eylül 1890 günü kayalıklara çarparak batmıştır.

            Gemide 500 civarında kişinin bulunduğu söylenmektedir. Ertuğrul Fırkateyni'nde bulunan ve şehit olan Ünyeliler şunlardır :

Bölük Eratı
Bulamanlı İshakoğulları'ndan Ömer Oğlu Ali - Onbaşı
Çevreğili Kerimoğulları'ndan Sadık Oğlu İshak  - Çavuş, Bölük Emini
Aşçıoğulları'ndan Mehmet Oğlu Mustafa - Er
Fenarisli Balcıimamoğulları'ndan Raşit Oğlu Mehmet - Er
Fenarisli Abazaoğulları'ndan Ali Oğlu Emin - Er
Kocamanoğulları'ndan Mustafa Oğlu İsmail - Er
Makine Eratı (Ateşçiler)
Karakuşlu Köleoğulları'ndan Hasan Oğlu Ali - Er
Uzunvelioğulları'ndan Veli Oğlu Mehmet - Er
Bahriye Taburu (Silâhendaz) Eratı
Efrazlı Atikoğulları'ndan Yusuf Oğlu Mehmet - Er
Bando Mızıka Eratı
Karakuşlu Dedeoğulları'ndan Mustafa Oğlu Hasan - Onbaşı
Fenarisli Müftüoğulları'ndan İbrahim Oğlu Hüseyin - Er

1885/711
1885/3422
1886/1179
1886/2779
1886/2783
1887/1724

1885/1823
1885/2102

1886/266

1883/4620
1884/733

Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyoruz.
 

Ünye Makaleleri Sayfasına  

Dönmek İçin TIKLAYINIZ

 

YAZDIR