ANA SAYFA            
(Bu sayfa en son 08 Temmuz 2004 tarihinde güncellenmiştir.)

 

 

ÜNYE'DE
DOKUMACILIK

Makale : Yüksel ŞEN
(Emekli Bankacı - Gazeteci - Şâir ve Yazar)

Ünye'de İpçilik Zanaatinin Son Ustaları İp İmal Ederken

ÜNYE'DE
DOKUMACILIK
(Aylık Ünye Ticaret ve Sanayi Gazetesi'nin Yıl : 3, Sayı : 32, Sh. 2, Ekim/1997 nüshasında yayımlanmıştır.)


Esma GÜREL Fotoğraf Arşivi (Sağda).

            Bir zamanların Ünye'sinde, evsel dokumacılığın çok geliştiğini biliyor muydunuz?
            Evet : Bundan 50 - 60 sene evvel ilçemizde dokumacılık sanatı ileri boyutlara ulaşmıştı. Bugünün Buldan ve Babadağ'ı ne ise, dünün Ünye'si de bu konuda öyle isim yapmıştı.
            Halkımızın büyük bir kısmı geçimini, çeşitli el san'atları ile iştigal ederek kazanırdı. Örneğin : Bir kısım erkeklerimiz o zamanlar çok ilgi gören Kundura ve Çapulacılık, Bakırcılık, Çömlekçilik, Debağlık, Çarıkçılık, Soğuk Demircilik, Soba ve Tenekecilik, Marangozluk, Terzilik, İpçilik gibi imalâta dönük işlerle uğraşırdı.
            Bir kısmı da çeşitli ihtiyaç maddelerine yönelik emtiaların alım satımını yapıyordu.
 
 
            Bu arada kadınlarımız da boş durmuyorlardı. Onlar da evlerinde Peştemal, Çarşaf, Fanila, Çorap, Kilim, Keten Bezi, Belbağı gibi halkımızın ihtiyaç duyduğu giyim kuşama dönük, güncel deyimle "Evsel Dokumacılık" yapıyorlar ve üretimleriyle aile bütçelerine katkıda bulunuyorlardı.
 

Fotoğraflar : Esma GÜREL
 
            Bilhassa dul kadınlarımız, kimseye muhtaç olmadan geçinmek ve para kazanmak için bu yolu tercih ederlerdi. O tarihlerde dokuma sanayiinin hammaddesini oluşturan pamuk ipliği serbest piyasadan çok zor temin edildiği için, Ünye Ticaret ve Sanayi Odası bu işe el atmış ve mutemet olarak görevlendirdiği firmalar marifetiyle, her biri 24 çileden oluşan paketler halinde muhtelif kalınlıkta beyaz pamuk ipliği getirtirdi. Ve bu iplikleri, daha önce kimliklerini tespit ettiği Oda'daki Dokumacılar Defteri'nde kayıtlı, resimli kart hamili üyelerine dağıtırdı.
            Tevziat çok düzenli olarak yapılırdı. Ticaret Odası'nda çalıştığım 1955 - 1957 yılları arasında, bu deftere sık sık bakar, geçmişi anımsardım. Hattâ, rahmetli Babaanne'min resmini ilgili sayfadan sökmüş ve hatıra olarak saklamıştım.
 
 
            Dokumacılık dalında uğraş veren aileler, ürettikleri peştemal, çarşaf, çorap, fanilâ ve bel bağlarını Çarşamba günleri, Büyükcami'nin yanı başında, eski ayakkabı tamircilerinin ve çeşitli sergilerin bulunduğu mahalde önlerine yayıp, teşhir etmek suretiyle satışa arz ederlerdi.
            Orta halli aileler, eskimiş giysilerini şerit halinde keser, bunları birbirine eklemek suretiyle, şehirdeki kilim dokuyucularına, Kaşanik tâbir edilen nefis kilimler yaptırırlardı.
 

Esma GÜREL Fotoğraf Arşivi
 
            Şimdilerde bu tür kilimler, büyük kentlerde görkemli Halı Mağazaları'nın vitrinlerinde antika diye teşhir ediliyor.
            Bir zamanlar, Ünye köylerinde çok yaygın üretilen Kendir çubuklarının ıslatılıp, soyulması suretiyle elde edilen elyaf, çiftçi ailelerince Kirmanlarda eğirtilip, iplik haline getirilir ve bu ipliklerden de Ünyeli dokumacılar tarafından Gömleklik Keten Bezi dokunurdu.
 
Ünye Uluslararası Festivali Orta Çarşı Etkinlikleri - 30.07.2007
 
            Bu bez, ilgili köylülerce iç çamaşırı, gömlek, şalvar, zıpka, yelek gibi giysiler yapmakta kullanılırdı. O zamanlar bir peştemal 3 veya 5 liraya satılırdı.
            Kilimler; uzunluğu 75 cm olan ve adına "DAYAK" denilen, ağaçtan mamul bir çubukla ölçülür; dokunan kilim kaç dayak gelirse, ona göre dokuyucu, dokutandan ücret alırdı. Bir dayak kilim 50 kuruşa dokunurdu.
            Keza, keten dokumanın ölçüsü de gömlek hesabıyla yapılırdı. Bir gömleklik dokuma için dokuyucu, müşterisinden 100 ilâ 150 kuruş arasında ücret talep ederdi.
            Çorap ve fanilâ dokuyanlar, bütün malzemeleri kendilerinden olduğu için, günün rayicine göre satış yapıyorlardı. Müslim ve gayri müslim pek çok Ünyeli yıllarca bu işlerle uğraşmıştı.
            Bir zamanlar Orta - Yılmazlar Mahalleleri ağırlıklı olmak üzere, Ünye'nin diğer mahallelerinde de dokumacılık yapan aileler vardı. Bilhassa, Orta Mahalle'deki evimiz ve çevre evler bu işin merkezi halinde idi.
            Kiziroğlu ve Keşaplı Sokakları'ndan geçerken, kulaklarınız dokuma tezgâhlarının Tufa'larında gidip gelen kamçılı mekiklerin şakırtısı ile inlerdi.
            Rahmetli Babaannem ve Annem peştemal, çarşaf, havlu, keten ve kilim dokurdu. Hattâ rahmetli Anacığım uzun yıllarını bu işe verdiği için, komşular ve müşterileri tarafından Kilimci Mahmure diye anımsanırdı.
            Bu işe uzun yıllarını vermiş diğer dokumacılar da ismi has'larının başına uğraş konusu konularak çağrışım yapılırdı. Örneğin; Peştemalcı Pempe Teyze, Fanilâcı falan, Çorapçı filân gibi.
            Evimizde, bir dokuma atölyesinde bulunması gereken tüm ekipmanlar mevcuttu.
            Çözgü için dolap, pamuk ipliğini masır haline getirmek üzere, çeşitli büyüklükte çıkrıklar, ip eğirmekte kullanılan muhtelif boy kirmanlar, yapağı temizlemek için demir tarak, argaçın aralanması için kullanılan küçü yapımını sağlayan ağaçtan ve demirden mamul, üzerine ağ ipliği sarmaya mahsus çav, tarak yapımında kullanılan çelik ve kargı çubuklar.
 
 
            Kaşanik Kilim dokuma işleminde kullanılan ve şerit halinde kesilen kumaş parçalarının üzerine sarıldığı 50 - 60 cm boyunda, 1 veya 1,5 cm kutrunda ağaçtan mamul sopalar, pamuk, keten ve yün çilelerini açmak üzere, büyüklü küçüklü elemitler ve çeşitli boya kazanları.
 

Elişi Sergisi
 
            Değerli okuyucular;
            Bu yazımda sizlere Ünye'den nostaljik bir manzara sergiledim.
            Atalarımız boşuna söylememiş : "Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer" diye.
 

Soldaki Fotoğraf : Esma GÜREL http://unyezile.net/zanaat3.htm
 
            Son yıllarda, namütenahi bir gelişme kaydeden, doğal ve yapay güzelliklerle haşır neşir, çeşitli sanayi sektörüne sahip Ünye'miz, şimdilerde her şeyin en iyisiyle konsantre olmuş.
 
http://www.siskoosman.com/techniques_tr.htm

 
            Ama geçmişini bilmeyen, geleceğine güvenle bakamaz.
 


 
Müteşebbis Halatçı Tahsin Efendi'nin Halat İmalâthanesi

Bu sayede birçok Türk amelesi müstefit oluyor.
 
            Bu itibarla, nereden nereye geldiğimizi öğrenmekte yarar var.
            Esenlik dileklerimle efendim...
                                                                                                               Yüksel ŞEN

 

Ünye Makaleleri Sayfasına  

Dönmek İçin TIKLAYINIZ

 

YAZDIR