ANA SAYFA            
(Bu sayfa en son 21 Ağustos 2005 tarihinde güncellenmiştir.)

.

 

ÜNYE ANALİZİ - 1
ANADOLU'NUN
BİR İLÇESİ

 

Rapor : Ünye'deki Yerel Otoritelerce Oluşturulmuştur.
(Raporun hazırlanmasında başta Ünye Belediyesi olmak üzere
Kaymakamlık, İlçe Tarım Müdürlüğü, İlçe Turizm Müdürlüğü,
İlçe Sanayi ve Ticaret Odası'nın çalışmalarından
yararlanılmış ve yetkililerle de görüşülmüştür.)

Onur Bilgin

http://www.kalkinma.org/

 

Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Hareketi

 

            1 - GİRİŞ

            Bu rapor Ünye’nin belli başlı sorunlarını ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerini içermektedir. Raporun hazırlanmasında başta Ünye Belediyesi olmak üzere Kaymakamlık, İlçe Tarım Müdürlüğü, İlçe Turizm Müdürlüğü, İlçe Sanayi ve Ticaret Odası'nın  çalışmalarından yararlanılmış ve yetkililerle  de görüşülmüştür. Ünye’nin sorunlarının  yerel otoritelerin istek ve önerilerinin gözetilerek ele alınması; gerçekleştirilecek yatırımların etkinliğini ve yerindeliğini birçok noktada olumlu etkileyecektir. Rapor aşağıdaki bölümlerden oluşmaktadır.

            2 - ÜNYE’NİN DEMOGRAFİK YAPISI

            Ünye’nin bağlı olduğu Ordu ili 5952 km2’lik yüzölçümüne sahiptir. İlin nüfusu 2000 yılında 887.765’e yükselmiştir. Ünye 126.124 kişilik nüfusuyla Ordu’ya bağlı ilçeler içinde birinci sırayı almaktadır. Bu nüfusun 61.552 kişilik bölümü merkez ilçede yaşamaktadır. Nüfus yoğunluğu km2 başına 180 - 275 kişi olarak belirlenmiştir. İlçenin genel nüfusu 1990 - 2000 döneminde % 13,30 oranında artmıştır.  Ünye ilçesinde yaşayan erkek ve kadın nüfusunun yarıdan fazlası 25 yaşın altındadır.

Ünye İskelesi, Samsun Karayolu ve Şehitler Parkı

Ünye Belediyesi Kültür Yayınları CD - 1

            3 - KENT SORUNLARI

            Ünye’nin cazibe merkezi olması yolunda aşılması gereken en önemli sorunların başında kent yaşamına ilişkin olanlar gelmektedir. Kentsel sorunların çözülmesi, yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve sosyal faydanın en üst düzeye çıkarılabilmesinin olmazsa olmaz şartıdır. Ünye’nin kent sorunlarından başlıcalarının şunlar olduğu söylenebilir :

            - Atık Maddelerin Toplanması ve Değerlendirilmesi

            - Kanalizasyon

            - Otopark

            - Hastane/Sağlık Ocağı

            - Çarpık yapılaşma ve imar sorunu

            Bu sorunların diğer bölümlerde de ele alınacak başka boyutlarının da bulunduğunu belirterek ayrıntılar üzerinde durmak istiyoruz.

            3.1 - Atık Maddelerin Toplanması ve Değerlendirilmesi : Ünye’de her gün 60 ton çöp toplanmaktadır. Toplanan çöpler Akçay Mevkii’nde deniz kıyısına dökülmektedir. Deniz kıyısına dökülen çöpler rüzgârın etkisiyle çevre kirliliğine yol açmakta ve insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Akçay Mevkii’ne dökülen atıkların, turizm merkezi olma potansiyeli bulunan Ünye’nin bu konudaki gelişimini de olumsuz etkilediği bir gerçektir. 1998’de Ünye Belediyesi’ne 49 yıllığına tahsis edilen arazi ÇED raporu alınamadığı için kullanılmamaktadır. Atık Maddeler Projesi'nin yaşama geçmesi çevre belediyelerin de bu konudaki sorunlarını çözmesine katkıda bulunacaktır.


Ünye Belediyesi Kültür Yayınları CD - 1

            3.2 - Kanalizasyon Sorunu : İhalesi 1998 yılında tamamlanan kanalizasyon inşaatının ancak yarısı bitirilebilmiştir. Çözümü geciken kanalizasyon sorunu deniz ve akarsu kirliliğine neden olmaktadır. Özellikle akarsulara ve derebaskılara bağlanan kaçak kanalizasyonların belirlenmesi ve gerekli yaptırımların uygulanması çevre sağlığı açısından önem taşımaktadır. Kanalizasyon sorununun çözümü konusunda bu sorundan doğrudan etkilenen Ünye halkının girişimlerde bulunarak yerel yönetime destek olması, gerektiğinde projelerin takipçisi olması, sorunun çözümünde önemli katkılar sağlayabilir. Tüm bunlara ek olarak gerekli kaynakların temin edilmesi durumunda atık suların temizlenip yeniden kullanılmasına yönelik bir arıtma tesisinin kurulması gündeme getirilebilir. Yerel yönetimin merkezi kanalizasyon ve deşarj işini ciddi ivedilikle ele alıp çözmesi gerekir. Bu husus turizm ve halk sağlığı açısından çok önemlidir. Ünye sahillerindeki yosunun sebebi, kanalizasyonların denize verilmesi sebebiyle oluşan ötröfikasyondur.

Tabakhane Deresi Islah Çalışmaları

            3.3 - Hava Kirliliği : Ünye’de ısınma amacıyla kullanılan en önemli yakıt türü kömürdür. Yoğun olarak kullanılan kömür, ilçede hava kirliliğine neden olmaktadır. Ayrıca odun ihtiyacını gidermek amacıyla kesilen ağaçlar yörenin bitki örtüsü üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır. Bu sorunlar karşısında Çarşamba İlçesi'ne kadar getirilmiş olan doğalgaz hattının Ünye’ye kadar ulaştırılması oldukça önem kazanmıştır. Hava kirliliğinin ve bitki örtüsündeki bozulmanın önlenmesi, bu konudaki denetimlerin sıklaştırılması; turizm potansiyelini arttırmak isteyen Ünye için öncelikli amaçlar arasında yer almalıdır. Hava kirleten kaçak ve zararlı kömür tüketimi sürdürülmemelidir.

            3.4 - İçme Suyu Sorunu : Ünye’nin içme suyu ihtiyacı Cevizdere ve Curi havzalarındaki su kuyularından karşılanmaktadır. Yıldan yıla tükenen su rezervleri suyun elde edilme maliyetini de arttırmaktadır. Ünye Belediyesi’nin hazırladığı rapor, su sıkıntısının 5 - 6 yıl sonra  nüfus artışının etkisiyle daha üst düzeye ulaşacağını belirtmektedir. İçme suyu sorununun çözümü için 1970’lerden bu yana gündemde olan baraj yapımının gerçekleştirilmesi önem taşımaktadır.

Yaş Ağaca Balta Vuran El Onmaz!

Yeşil Ünye'miz Yemyeşil Gözyaşlarında

            3.5 - Kaldırım ve Otopark Sorunu : Ünye’de trafiğe kayıtlı araç sayısı 7000’in üzerindedir. Belediye tarafından yapımı gerçekleştirilen 500 araçlık otopark şehrin ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. Şimdiye kadar uygun arsaların otoparka dönüştürülmesi konusunda da umulan başarı yakalanamamıştır. Yapımını Ünye Belediyesi ile İl Özel İdaresi'nin ortaklaşa gerçekleştirdiği iş hanından beklenen gelirlerin yeni bir otoparkın yapımını finanse edebileceği önerilen çözümler arasındadır. Bu projenin yaşama geçirilmesi Ünye’nin otopark sorununu büyük ölçüde sona erdirecektir. Ayrıca, mevcut alan ve kullandırılamayan otoparkların da kullandırılabilmesi için tedbirler alınmalıdır. Kaldırımlara yapılan parklar nedeniyle yayalar rahat yürüyememekte ve yasak yerlere yapılan park sonucu trafik akışı düzgün şekilde olmamaktadır.

            4 - SANAYİ VE TİCARET

            Ünye’nin sanayi ve ticareti önemli ölçüde tarıma dayalıdır. Tarım ürünleri içinde en önemli yere sahip olan fındık ve diğer ürünlere ilişkin değerlendirmelere çalışmanın sonraki bölümlerinde tarım başlığı altında yer verilecektir. Bu bağlamda bölümde ağırlıklı olarak tarıma dayalı olmayan sanayi ve ticaret seçenekleri üzerinde durulacaktır.

 

            4325 Sayılı Yasa uyarınca kalkınmada öncelikli bölgeler kapsamında bulunan ilçede sanayi denince akla gelen ilk kuruluş çimento fabrikası olmaktadır. 1969’da kurulan fabrika önemli bir katma değer yaratmakta ilçenin ekonomik kalkınmasına katkı sağlamaktadır. Türkiye’de elektronik çimento üreten tek fabrika olan Ünye Çimento Fabrikası yıllık 1.800.000 tonluk üretim hacmi ile ilçenin en büyük sanayi kuruluşudur. Fabrikada 263 kişi çalışmaktadır. Ünye Limanı’nın derinleştirilmesi ve genişletilmesi ilçedeki diğer kuruluşların yanısıra çimento fabrikasının da ihracat potansiyelini önemli ölçüde arttırabilir.

            Ünye’de ayrıca un fabrikası, memba suyu şişeleme tesisi gibi kuruluşlar da bulunmaktadır. Ancak bu ve benzer kurumların işçi sayısı ve üretim kapasiteleri göz önüne alındığında KOBİ ölçeğini aşamadıklarını görmekteyiz. Ünye’de faaliyet gösteren KOBİ’lerin sorunları ülkenin diğer kesimlerindeki benzer işletmelerden farklı değildir. Modern yönetim ve üretim tekniklerinden ve pazarlama yöntemlerinden habersiz olan bu kuruluşlar, yatırımlarını finanse edecek kaynakları da sağlayamamaktadırlar. Bu noktada kurulması düşünülen organize sanayi bölgesi KOBİ’ler için büyük önem arz etmektedir. Dağlık arazi koşullarının beraberinde getirdiği yüksek maliyetler ve bürokratik aksaklıklar organize sanayi bölgesinin önünde yükselen engeller konumundadır. Organize sanayi bölgesinin kurulması son yıllarda gerileme sürecine giren tarım sektörü nedeniyle karşı karşıya kalınan gelir kaybını telâfi edici bir misyon üstlenebilir. Emek yoğun işletmelerin (başta tekstil olmak  üzere) özendirilmesi işsizliğin kısa ve orta vadede çözümüne katkısı büyük olacaktır.

 

            Tüm bunlara ek olarak ilçede öğrenim faaliyetlerini sürdüren yüksek öğrenim kurumları alanında yapılacak atılım ilçe ticaretine bugünkü düzeyin çok üstünde katkı sağlayabilir. İlçenin ekonomik yaşamının çeşitlenmesine yardımcı olabilir. Ünye İİBF’ye açılacak yeni bölümler ve kurulacak yüksek okulların etkisi ile öğrenci sayısı 1500’ü bulabilir. 1500 öğrencinin tarıma gereğinden fazla bağlı ilçe ekonomisine yıllık katkısı 3 - 5 Trilyon Türk Lirası'na ulaşabilir. Üniversite öğrencilerinin kente katacağı hareketliliğe bağlı olarak çeşitlenen talep ve beklentiler; hizmet sektörünün gelişmesinin yanında sunulan hizmetin kalitesinin artışını da beraberinde getirecektir. Bu alanlardaki gelişme, sayısal artış ilçe ticaretinde sermaye birikimi ve al-sata dayalı ticarete geçmede izlenecek esas yoldur.

 

            5 - EĞİTİM

            5.1 - Millî Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Kurumlar

            Ünye’de 28 ilköğretim okulu bulunmaktadır. Bu okullardan 16’sı merkezde kalanları belde ve köylerde faaliyet yürütmektedir.

            İlçede  8’i Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı 9 lise bulunmaktadır. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Sağlık Meslek Lisesi 132 öğrenciye sahiptir. Okul öncesi eğitim kurumlarındaki öğrenci sayısının 284 olduğu Ünye’de; şehir merkezi,  belde ve köylerde toplam 23.522 öğrenci öğrenim görmektedir . Öğrenci, öğretmen, derslik ve şube bilgileri aşağıdaki şekildedir :

İnönü İlköğretim Okulu Yeni Binasında

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE 13.05.2005 Cuma 08:30

            OKULLAR VE KURUMLAR

            1. ORTAÖĞRETİM KURUMLARI

GENEL LİSELER

MESLEK LİSELERİ

SIRA
NO.

OKULUN
ADI

SIRA
NO.

OKULUN
ADI

1

Ünye Lisesi

1

Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi

2

Tekkiraz Lisesi

2

İmam-Hatip ve And. İmam-Hatip Lisesi

3

Anadolu Lisesi

3

A.N.A. Kız Mes. And. Kız Mes. Lisesi

4

M.R.G. Anadolu Öğretmen Lisesi

4

A. Menderes Tic. And. Tic. Mes. Lisesi

GENEL LİSE TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI

3.243

MESLEK LİSELERİ TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI

1.979

             2. İLKÖĞRETİM KURUMLARI

            a) MERKEZDE BULUNAN İLKÖĞRETİM OKULLARI :

SIRA NO.

OKULUN ADI

SIRA NO.

OKULUN ADI

1

Anafarta İlköğretim Okulu

10

Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu

2

Atatürk İlköğretim Okulu

11

Yunus Emre İlköğretim Okulu

3

İnönü İlköğretim Okulu

12

Fehmi Cerrahoğlu İlköğretim Okulu

4

Cumhuriyet İlköğretim Okulu

13

Ş. Cemal Mutlu İlköğretim Okulu

5

Kaledere İlköğretim Okulu

14

Reşat Akkaya İlköğretim Okulu

6

Fatih İlköğretim Okulu

15

Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu

7

Prof. Dr. Necmettin Polvan İlköğ. Okulu

16

Gölevi İlköğretim Okulu

8

Ş. Hüseyin Başaran İlköğretim Okulu

17

Nuriye İlköğretim Okulu

9

M. Meçhul Asker İlköğretim Okulu

 

 

 İLKÖĞRETİM OKULLARI
TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI

12.041

                NOT: Gölevi İlköğretim Okulu’nda
                           Birleştirilmiş sınıf uygulaması vardır.

             b) BELDE VE KÖYLERDE
            1. - 2. KADEMESİ BULUNAN İLKÖĞRETİM OKULLARI

SIRA NO.

OKULUN ADI

SIRA NO.

OKULUN ADI

1

Erenyurt İlköğretim Okulu

7

Fatih (Meydan) İlköğretim Okulu

2

İnkur İlköğretim Okulu

8

Şenyurt İlköğretim Okulu

3

Pelitliyatak İlköğretim Okulu

9

Tekkiraz Pansiyonlu İlköğretim Okulu

4

Ş. İsmail Ustaoğlu İlköğretim Okulu

10

Yüceler Yatılı İlköğretim Bölge Okulu

5

Yenikent İlköğretim Okulu

11

Üçpınar İlköğretim Okulu

6

Yenikent İlköğretim Okulu

12

Beylerce Hapan İlköğretim Okulu

 İLKÖĞRETİM OKULLARI
TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI

4.257

Ünye Mehmed Akif Ersoy İlköğretim Okulu
Çınarlık Mah. Çınarlık Cad. Merhum Hacı Yaşar Ateş Hayratı

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE 12.05.2005 Prş. 12:54

c) Birleştirilmiş Sınıf Uygulaması Yapan Köy İlköğretim Okulları

             OKUL SAYISI: 46                                                  ÖĞRENCİ SAYISI: 1.729

            Halk Eğitim Merkezi ve Meslekî Eğitim Merkezi Ünye’de faaliyetlerini yürüten yaygın eğitim kurumlarıdır.

            Ünye’deki resmî kurumlarda çalışan öğretmen sayısı 978’dir. Bu öğretmenlerden 646’sı ilköğretim kurumlarında, 307’si lise ve dengi okullarda çalışmaktadır. İlçedeki toplam derslik sayısı 626’dır. Halen 5 ilköğretim okulunun yapımına devam edilmektedir. 2001 - 2002 eğitim öğretim yılında lise ve dengi okulları bitiren öğrencilerin 359’u üniversite sınavını  kazanmıştır.

            5.2 - Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

            Fakültemiz 1993 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne bağlı olarak 1994 - 1995 eğitim - öğretim döneminde işletme bölümüne alınan 30 öğrenciyle eğitim ve öğretime başlamıştır. 1997 - 1998 eğitim - öğretim yılında fakültemize iktisat bölümü de açılmıştır.

            Fakültemiz mülkiyeti Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği’ne ait 11.700 m2 arazi üzerinde 6400 m2 kapalı alanı bulunan  binalarda eğitim ve öğretimini sürdürmektedir. Fakültemizde yeni oluşturulan 12 adet 70 kişilik, 1 adet 85 kişilik, 2 adet 50 kişilik  olmak üzere toplam 15 adet dersliğin yanı sıra 1 adet bilgisayar salonu,  kütüphane ve okuma salonu bulunmaktadır. Ayrıca 250 kişilik konferans salonu, 200 kişilik yemekhane, mutfak ve öğrenci kantini hizmet vermektedir.

            Fakültemiz Bakanlar Kurulu’nun 2001/2553 sayılı kararı ve Yükseköğretim Kurumu’nun 25.09.2001 tarih ve 21326 sayılı yazılarıyla Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ne devir edilmiş olup 2002 yılı başından itibaren idarî, malî ve akademik olarak, Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ne bağlı olarak eğitim - öğretime başlamıştır.

            Fakültemizde 2001 - 2002 eğitim - öğretim yaz döneminde işletme bölümünden 50, iktisat bölümünden 40 öğrenci olmak üzere toplam 90 öğrencimiz mezun olmuştur.

            2002 - 2003 eğitim - öğretim döneminde işletme bölümüne 50, iktisat bölümüne 62 öğrenci olmak üzere toplam 112 öğrenci Fakültemize kayıt yaptırmış. Fakültemizde toplam 460 öğrenci öğretim görmektedir. Bu öğrencilerin 210’ü kız öğrenci 250’si erkek öğrencidir. 2003 - 2004 eğitim - öğretim yılı için ise her bir bölüm için 72, toplam 144 öğrenci alınacaktır.

            Öğretim üyelerimiz 2’si iktisat 3’ü işletme bölümü kadrosunda bulunan  5 Yardımcı Doçentten oluşmaktadır. Bu öğretim üyeleri, Karadeniz Teknik Üniversitesi kadrosunda olup Yükseköğretim Kanunu’nun 40/a-b maddesi uyarınca görev yapmaktadırlar.

            Fakültemizde Dekan ve 2 Dekan Yardımcısı'nın yanı sıra 2  Öğretim Görevlisi, 1 Araştırma Görevlisi bulunmaktadır.

            Ünye İİBF’nin idarî kadrosunda ise Fakülte Sekreteri, 2 Memur, 1 Güvenlik Görevlisi, 7 geçici  işçi, 2 temizlik şirketi personeli bulunmaktadır.

   

            Fakültemizde öğrenci temsilcilikleri seçimi tamamlanmıştır. Ayrıca çeşitli alanlarda çalışma yürütecek öğrenci kulüpleri oluşturulması çabaları sürdürülmektedir.

            Fakültemiz şu anda iktisat ve işletme olmak üzere 2 bölümde hizmet vermektedir. Yüksek öğrenim kurullarına teklif edilecek yeni bölümlerle birlikte bölüm sayısının 5’e çıkarılması amaçlanmaktadır. Böylelikle fakülte 1500 öğrencili bir duruma gelecektir. Mevcut bölümlere ek olarak açılması önerilen bölümler şunlardır :

            a - Kamu Yönetimi

            b -  Maliye

            c - Uluslararası İlişkiler

            Fakültemize binalarının yapılabilmesi için 69 dönümlük arazi tahsis edilmiştir. 2003 yılında binalarının temelinin atılması için 500.000.000.000 TL ödenek  1995H031460 no.’lu proje için konulmuştur. Fakülteye ait binaların bir an önce yapılabilmesi  sağlıklı bir eğitim için gerekli görülmektedir.

            5.3 - Açılması Önerilen Yüksek Öğretim Kurumları

            Türkiye’nin içinde bulunduğu malî sıkıntılar nedeniyle üniversitelere her yıl verilen ödenekler azalmaktadır. Buna karşılık üniversiteye girmek için müracaat eden öğrenci sayısının çığ gibi büyümesi nedeniyle, özellikle de Meslek Yüksek Okulu’nun açılmasında Yüksek Öğretim Kurulu bazı esasları ortaya koymuştur. Buna göre, Meslek Yüksek Okulu  kurulması ile ilgili olarak bina , tefriş ve diğer alt yapı  il ve ilçe mahallî idare ve halk tarafından yapıldığı takdirde bu il veya ilçede  Yüksek Okul açılabilmektedir. Öğretim Üyesi, programların bağlı olacağı üniversite tarafından karşılanmaktadır. Bu duruma göre  Ünye’de açılmasını önerebileceğimiz Meslek Yüksek Okulları hakkındaki düşüncelerimizi şu şekilde özetleyebiliriz.

Kaledere İlköğretim Okulu / Çınarlık Mah.

Fotoğraf : M. Ufuk MİSTEPE 11.05.2005 Çrş. 12:36

            5.3.1 - Ünye Meslek Yüksek Okulu

            Ünye Meslek Yüksek Okulu 2 yıllık ön lisans düzeyinde bir okul olabilir ve şu programlar açılabilir :

            - Bilgisayar Programı

            - Bilgisayarlı Muhasebe Programı

            - Fındık Eksperliği Programı

            - Sivil Havacılık Programı

            - Sera ve süs bitkileri yetiştirme programı

            Bu Meslek Yüksek Okulu’nun  çok kısa bir sürede  faaliyete geçmesi açısından daha önce Millî Gençlik Vakfı için yaptırılan ve şu anda hukukî sebeplerle kullanılamayan binanın tamiri ile bu bina değerlendirilebilir. Buna ilâveten şu anda yine kullanılmayan hava alanının bir kısmına Meslek Yüksek Okulu yapılabilir.

            Ayrıca, bu meslek yüksek okulunun faaliyete geçmesi ile birlikte METEP (Merkezi Teknik Eğitim Programı, Meslek Yüksek Okulları'na  meslek liselerinden sınavsız geçiş programı) programının da bağlanması mümkün olacaktır. Şu anda Ünye’deki bu programla ilgili olarak Ordu’da eğitim - öğretim gören öğrenciler Ünye’de eğitim ve öğretimlerini sürdürebileceklerdir.

            Üçüncü kısımda üzerinde durulan meslek liselerine uygun programlarla bu Meslek Yüksek Okulu bünyesinde diğer şekilde bir kontenjan yaratmak mümkündür. Bu durumda bu meslek Yüksek Okulu’nun öğrenci sayısı 1500 civarında olabilir.

            5.3.2 - Ünye Turizm ve Otel İşletmeciliği veya Ünye Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu

            Şu anda Fatsa’ya açılması plânlanan Meslek Yüksek Okulu bünyesinde Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu bulunduğu takdirde, Ünye’ye Turizm ve Otel İşletmeciliği Meslek Yüksekokulu  açılması  önerilebilir. Fatsa’ya açılacak  Meslek Yüksek Okulu bünyesinde Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu bulunmaması durumunda Ünye’ye  Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu  açılması önerilebilir. Bu meslek yüksek okulu 4 yıllık lisans programı olmalıdır.

            Daha önce üzerinde durulduğu gibi Ünye İktisadî İdarî Bilimler Fakültesi’nin Gölevi mevkiindeki bu alana binalarının yapılması ve  fakültenin bu binalara taşınması ile Tarım Kredi Kooperatifi’nin  binalarında  bu yüksek okul açılabilir.

            Yalnız, bu bakımdan Tarım Kredi  Kooperatifi’nin bu binaları üniversiteye devri  gerekmektedir. Bu  gerek Ünye İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi ve gerekse kurulması önerilen 4 yıllık Meslek Yüksek Okulu için önemlidir. Bu olmadığı takdirde yeni bir bina yapılması gerekecektir.

            5.4 - Öğrencilerin Yurt  Sorunu

            Ünye İktisadi İdari Bilimler Fakültesi 1993 yılında kurulmuş olmasına  ve şu anda 460 öğrencisi olmasına rağmen Kredi Yurtlar Kurumu'na bağlı bir yurt bulunmamaktadır. 2002 yılında yurt açılması için yapılan teşebbüsler ve üzerinde çalışılmasına rağmen  bu husus gerçekleştirilememiştir.

            Yurtlar Kurumu’na bağlı olan Yardımseverler Derneği tarafından yaptırılan bina 2003 - 2004 eğitim - öğretim yılından itibaren üniversiteli kız öğrenciler için hazır hale getirilmiştir. Bu yıl kayıt yaparak öğrenci alacaktır. Yalnız erkek öğrenci yurdu açılamamış olup bir bina bulunması ile ilgili çalışmalar sürdürülmektedir.

           Öğretim üyeleri açısından Ünye’nin cazip hale getirilebilmesi için; öğretim üyelerine lojman tahsis edilmesi veya Ünye’nin kalkınmada öncelikli  ilçeler içine alınması, öğretim üyelerinin brüt maaşları üzerinden asgari % 50 oranında tazminat verilmesi ile mümkün olabilir.

Ünye nature walk - Fotoğraf : Dick Osseman

http://www.pbase.com/dosseman/unye_turkey

            6 - TARIM

            Anadolu  ticarî olarak fındık yetiştiriciliğinin ilk başladığı alan olarak göze çarpmaktadır. Anadolu’da da fındık yetiştiriciliği açısından en verimli alan Karadeniz Bölgesi'dir. Karadeniz Bölgesi'nde dünyanın en kaliteli fındığı yetiştirilmektedir. Fındık 1960 yılından bu yana Türkiye ekonomisinde gerek katma değer olarak gerekse istihdam yaratma alanı olarak önemli fonksiyonlara sahiptir. Ama  fındık üretiminin plânlanması , ekim alanlarına yönelik sınırlama çalışmaları ve modern anlamda pazarlama tekniği gibi konularda  Türkiye’nin fındık üretim politikası yapılan yasal düzenlemelere rağmen tam olarak oturmamış olup bu konu halen üzerinde çalışılması gereken bir alan olarak hem sade çiftçimizin hem de politika yapıcıların önünde acil bir sorun olarak durmaktadır.

            6.1 - Genel Olarak Türkiye Ekonomisinde Fındık

     

Yıllar İtibarı ile Fındık Alanları ve Üretim Miktarları

YILLAR

ÜRETİM ALANI

ÜRETİM
MİKTARI

 

(Dekar)

(Kg)

1997

289.000

25.650.000

1998

289.000

18.000.000

1999

289.000

28.500.000

2000

289.000

23.700.000

2001

289.000

40.460.000

2002

289.000

26.877.000
(Tahminî)

             2001 yılı itibariyle Türkiye’de fındık üretim alanları 548 bin hektarı bulmuştur. Üretim alanlarının yüzde 30'u Akçakoca, yüzde 41'i Ordu, yüzde 18'i Giresun, yüzde 10’u Trabzon bölgesinde bulunmaktadır. Üretim alanlarındaki son 25 yıllık artışı Türkiye genelinde yüzde 50 dolayındadır. Akçakoca en fazla alan artışının olduğu bölgedir. Gerek taban arazilerde, gerekse yüksek koldaki ormanlık alanlara yapılan dikimler sürmekte olup, artış miktarı yüzde 87'dir.

            1993 - 99 dönemi ortalamasına göre yaklaşık 676 bin ton olan dünya fındık üretiminin yüzde 72'sini karşılayan Türkiye, en önemli üretici ülke konumundadır. Türkiye'yi sırasıyla İtalya, ABD ve İspanya izlemektedir. Aşağıdaki  tabloda  görüldüğü  gibi Dünya fındık üretiminin yüzde yetmişini sağlayan ülke olarak, dış pazarlarda yeterince etkinliğimizi sağlayacak, hükûmet strateji ve politikaları belirlenerek, kararlılıkla uygulamaya konulmalıdır.

Dünya Fındık Üretimi

ÜLKE

Üretilen Kabuklu Fındık Miktarı (Ton)

Toplam Üretimde
Payı Yüzde (%)

 TÜRKİYE

500.000 – 550.000

% 65,6

 İTALYA

100.000 – 150.000

% 15,6

 ABD

30.000 - 40.000

% 4,4

 İSPANYA

20.000 - 30.000

% 3,1

 GÜRCİSTAN -
 AZERBEYCAN

30.000

% 3,8

 DİĞER

 

% 7,5

 TOPLAM

800.000

 

             İtalya, Türkiye’ye nazaran teknolojik olarak daha düşük kalitede ürün yetiştirmesine rağmen, üretimi ile orantılı olarak daha fazla ürün ihraç edebilmektedir. Daha kaliteli  fındığı yetiştirmek arzu edilir. Ama bu bir zorlama ile yani  destekleme alımları ile teşvik edilemez. Yani destekleme alımları kaliteli fındığın üretimini arttırıp kalitesizin üretimini azaltıcı sonuç vermez. Bunun sonucu olarak da, teknolojik olarak iyi olmayan fındığın, iyi fındığı piyasadan kovması beklenecektir . Kalitesiz fındığın fiyatı düşeceği için bütün ihracat kalitesiz fındıklara kayacak ama uzun vadede Uluslararası  Standartlar sonucu yine dışlanan ülke konumuna gelinecektir. Ülkemiz fındık ihracatı alıcı isteğine bağlı olarak aşağıda belirtilen ambalajlarda gerçekleştirilmektedir :

            Kalitesiz fındığın şikayet edilen iki yönü vardır : Birincisi tabiatı sonucu yağlı olduğu için sıcakta ve stoklamada, depolamada acılaşma daha çabuk olur. Yüksek kalitede olmasına rağmen bazı Avrupalı alıcılar, tüketiciler Türk fındığını almak istemezler; özellikle İsviçre bu tavrı göstermektedir. Ama fındık  iyi kurutulursa bu mahzuru ortadan kaldırılabilir. İkincisi de ihracatı arttırma konusunda istikrarsızlık, spekülasyon ve haksız rekabeti ortadan kaldırmak için fındık üreticileri özellikle ihracatçıların özellikle  küreselleşen Dünya'da daha çok örgütlenmeye ihtiyaçları vardır.

Ünye Bitki Örtüsünden Doğal Esintiler
         
Fotoğraflar : Dick Osseman      http://www.pbase.com/dosseman/unye_turkey

 Fındıkta Ambalaj Şekilleri

Ürün Adı

Ambalaj Şekli

Natürel İç

- Genel olarak 25, 50 veya 80 kg’lık jüt çuvallarda,

- 500, 800 veya 1000 kg’lık bigbaglerde,

- 10, 12.5, 20 veya 25 kg’lık karton kutularda (vakumlu torbalarda, vakumsuz polietilen torbalarda, doğrudan karton kutularda),

- 25 veya 40 kg’lık kağıt torbalarda,

- Doğrudan tüketiyice yönelik 25gr, 40gr, 80gr, 100gr, 250gr, 500 gr ve 1kg’lık vakumlu veya vakumsuz ambalajlarda.

Beyazlatılmış, Kavrulmuş, Kıyılmış, Un

- 25 veya 50 kg’lık polietilen torbalı jüt çuvallarda,

- 10, 12.5, 20, 25 kg’lık karton kutularda (vakumlu torbalarda, vakumsuz polietilen torbalarda),

- 500, 800 veya 1000 kg’lık lamineli bigbaglerde,

- Alüminyum vakum torbalarda,

- Doğrudan tüketiyice yönelik 25gr, 40gr, 80gr, 100gr, 250gr, 500 gr ve 1kg’lık vakumlu veya vakumsuz ambalajlarda.

Dilinmiş

- 10, 12.5, 20 veya 25 kg’lık polietilen torbalı vakumsuz karton kutularda.

Füre

- Gıdada kullanılan 30, 60, 120, 200 veya 220 kg’lık plastik varillerde,

- 30, 60, 200 kg’lık laklı metal varillerde,

- Doğrudan 20 veya 22 tonluk tankere dolum yapılmak suretiyle.

 

Fındık Bahçelerimiz Türkülere Destan Yapraksı Gönüllerin Yeşilliğidir.
  
Ünye Belediyesi Kültür Yayınları CD - 1

Botanik Bakımından Fındık
 

Türkiye %

İspanya %

İtalya %

 Su

3,46

3,33

3,88

 Yağ

67,30

68

63,60

 Yumurta akı

14,05

14

17,20

 Karbon

10,50

9,88

10,41

            Dünya fındık üretiminde lider konumdaki Türkiye, 2001 yılında 258 bin ton fındık ihraç ederek ihracat rekoru kırdı. Dünya fındık üretim ve ihracatının büyük bölümünü elinde bulunduran ve yaklaşık 80 ülkeye fındık satan Türkiye, 2001 yılında dış satımda rekora ulaştı. Bunun karşılığında ise yaklaşık 7 yüz milyon dolar döviz girdisi sağlandı. Artık, önemli olan dünya pazarını tamamen ele geçirmek ve fındığa bağımlı hale getirebilmektir. Olması gereken hedef ise 300 bin ton iç fındık ihraç edebilmektir. Bu rakama ulaşıldığı takdirde, fındık istikrarlı bir gelir kaynağı haline gelebilecektir.

            Devlet geçmişte fındığa yüksek sübvanse uyguluyordu. Sübvansiyonlar bazı yıllar 300 - 400 milyon dolara kadar çıkmıştı. Oysa geçen yıl 100 milyon dolara bile ulaşmadı. Bu da devletin kasasından fazla para çıkmadan, bu işin ekonominin kuralları içinde başarılabileceğini ortaya koymuştur. Fındığın tanıtımına ağırlık verilmesi, özelliklede Çinli’ye fındık yedirebilmek için çaba sarf edilmesi için daha etkili reklâm kampanyalarına  yönelinmesi gerekmektedir.

            Dünya fındık üretim ve ihracatının büyük bölümünü elinde bulunduran Türkiye, son 10 yılda ihracattan toplam 6 milyar 686 milyon 154 bin 383 dolar elde etti . Yaklaşık 80 ülkeye fındık ihraç eden Türkiye'nin 1991 - 2000 arasındaki 10 yıllık dönemde gerçekleştirdiği fındık ihracatı ve döviz girdisi şöyledir :

YILLAR Fındık
İhracatı
Döviz Girdisi
USD $

1991

169.105

472.024.354

1992

173.213

447.744.213

1993

197.751

568.474.213

1994

186.401

712.146.000

1995

242.632

771.356.919

1996

198.366

612.999.000

1997

2.020.909

925.651.050

1998

201.883

866.313.561

1999

190.088

720.993.000

2000

177.653

588.452.000

2001

258.124

739.970.130

TOPLAM

2.029.020

6.954.100.159

            Türkiye'nin fındık ihraç ettiği 100 ülke arasına geçen sezon Hindistan, Panama, Kuzey Yemen ve Katar da katılmıştır. 2001 - 2002 fındık ihraç sezonunda 100 ülkeye yapılan 255 bin 133 ton fındık ihracatından, 635 milyon 276 bin dolar gelir sağlanmıştır. 2001 - 2002 fındık ihraç sezonunda en fazla fındık Almanya'ya ihraç edilmiştir; 199 milyon 355 bin dolar tutarında 82 bin 413 ton fındık ihraç edildi. Almanya'yı 74 milyon 380 bin dolar tutarında 32 bin 835 ton fındık ihraç edilen İtalya, İtalya'yı ise 58 milyon 747 bin dolar tutarında 23 bin 986 ton fındık ihraç edilen Fransa izledi. Türkiye'nin, dünya fındık üretimi ile tüketiminin yüzde 73'ünü sağlamaktadır.

            Türk fındığını Uzakdoğu ülkelerine tanıtma ve yeni pazarlar bulma çalışmalarında büyük başarı sağlanmış olup , ilk kez tatmış oldukları fındığı çok seven Çinliler, fındığa enerji veren kutsal yemiş anlamına gelen Weizhengu adını vermişlerdir. 2000 yılında başlatılan Türk fındığını Japonya ve Çin başta olmak üzere Uzakdoğu ülkelerine tanıtma ve fındığa yeni pazarlar bulma çalışmaları 2001 yılında aktif hale gelerek, bu ülkelere yapılan fındık ihracatında % 400 artış sağlanmıştır.

            Çin'de yoğunlaşan promosyon çalışmalarıyla nüfusu 1 milyarı geçen bu ülkede Türk fındığı tanıtılarak fındığı, Çin pazarına sürülmesiyle, bir vitamin deposu olan fındık, sağlığına düşkün olan Çinliler'in bir hayli dikkatini çekti. Fındığın, bir çok hastalığa ve cilde iyi geldiği konusunda kendilerini bilgilendirildiğinde, fındıkla çok daha fazla ilgilendiler. Çinlilere, reklâm panoları, VCD, tanıtım katologlarıyla fındığın tanıtımı ve kuruyemiş piyasasındaki imajı anlatılmaya çalışıldı. Çin'de ismi bile olmayan fındığı tanıtabilmek için isim bulma yarışması yapıldı. İkibine yakın isim arasında enerji veren kutsal yemiş anlamına gelen Weizhengu seçildi. Şu an fındık Çin'de Weizhengu ismi ile anılmaya başlandı.

            Türkiye, 2001 yılı içerisinde Çin'e 522 ton fındık ihracatı yaparak, 1 milyon 706 bin dolar, Japonya'ya ise 607 ton ihracat gerçekleştirerek, 2 milyon 100 bin dolar gelir elde etmiştir.

            6.2 - Ünye’nin Fındık ve Mamulleri İhracatında Alternatif Pazarlarının Geliştirilmesi

            Piyasada bilginin hızlıca aktığı ve ekonomik olanın daha çabuk keşfedilip esnek üretim yöntemlerinin benimsendiği günümüzde Amerika gibi bir büyük ülke, fındık ihracatı açısından bizim ülkemiz için hayatî önemdedir. Ancak Amerika şokella, sarella, mütela tipi ürünlerde fındık yerine badem ezmesi kullanmaya başlamıştır. Bu  damak zevkini reklâmlarla da olsa hem değiştirirken, aslında olan en kalitesiz fındık konusunda tüketicilerin ve örgütlü üreticilerin tepkisidir. Ve fındık ihracatı konusunda bizim gibi ülkeleri  fazlasıyla etkilemektedir. Bu durumda genel olarak fındık ihracatımızı geliştirmek doğrultusunda neler yapılabilir asıl soru olarak karşımıza çıkmaktadır.

            Türkiye ekonomisinin en önemli problemlerinden birisi, ihracatın istikrarsız ve potansiyelin çok gerisinde olmasıdır. Her yıl meydana gelen dış açıklar ekonomik gelişmemizi büyük ölçüde engellemektedir. İhracatımızın istikrarsız ve potansiyelin çok gerisinde olmasının nedeni, ihraç edilecek ürünlerimizin olmaması veya doğal kaynaklarımızın yetersizliği değildir. Aksine dünya çapında büyük önem taşıyan birçok ürün ülkemizde bolca üretilebilmektedir. Asıl neden, bu ürünlerden gereği gibi yararlanılamamasıdır. Bu ürünlerden birisi de, en önemli geleneksel ihraç ürünlerimizden olan fındıktır.

            Sert kabuklu kuru meyveler grubuna giren fındık, bütün dünyada çok geniş bir tüketim alanına sahiptir. Çerez olarak tüketilebildiği gibi, çeşitli işlemlere tâbi tutularak mamul (fındık ezmesi, fındık püresi, fındık krokanı vs.) hale getirilip, bu şekilde de tüketilebilir. Çerez olarak sadece nihai tüketiciler tarafından tüketilen fındık, mamul şeklinde hem tüketiciler, hem de çeşitli sanayi dalları tarafından yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu sanayi dalları arasında çikolatacılık başta olmak üzere; bisküvi, pasta, tatlı, şekerleme, dondurma gibi pek çok sanayi dalı vardır.

            1997 yılı verilerine göre (653 bin ton kabuklu olan) dünya fındık üretiminin yaklaşık % 75’i ülkemizde yapılmaktadır. Bunun % 20’si iç pazarda tüketilirken, geri kalan kısmı ihraç edilmeye çalışılmaktadır. 482 bin ton kabuklu olan 1997 yılı dünya fındık ihracatının % 84’ü ülkemizden yapılmıştır. Dünya fındık üretim ve ihracatında Türkiye’nin bu kadar büyük bir payı olmasına rağmen, bu üründen gereği gibi yararlanıldığını söylemek mümkün değildir. Bunun iki temel nedeni vardır. Birincisi, fındık mamulleri (işlenmiş fındık ürünleri) üretim ve ihracatının çok düşük olmasıdır. İkincisi ise, geleneksel pazarımız olan AB pazarı dışına çok az çıkılmasıdır.

            Bu değerli ürünümüzün kaderi yıllardır birkaç Avrupa ülkesinin iki dudağı arasından çıkacak sözlere bağlı kalmaktadır. Zira fındık ve mamulleri ihracatımızın % 87’si bu ülkelere yapılmaktadır. Bu pazar yapısı nedeniyle, özellikle dünya üretiminin tüketimden fazla olduğu yıllarda ya büyük stoklarla karşılaşılmakta ya da Avrupa ülkeleri fındığımızı istedikleri şartlardan satın alabilmektedirler. Böylece hem üreticilerimiz, hem de ihracatçılarımız zor durumlarda kalmakta, önemli gelir kayıplarına uğramaktadırlar.

            Diğer taraftan ülkemizden sonra dünyanın en çok fındık üreten ülkeleri olan İtalya ve İspanya’nın Avrupa Birliği üyesi ülkeler olmaları pazar riskimizi daha da artırmaktadır. Çünkü bu ülkeler üyelik avantajlarını kullanarak üye ülkelere gümrüksüz satış yapmakta, dolayısıyla üretimin fazla olduğu yıllarda stok yükü tamamen Türkiye üzerinde kalmaktadır.

            Ayrıca, bazı Avrupa ülkeleri bizden satın aldıkları fındıkla aynı zamanda önemli bir fındık mamulleri üreticisi - ihracatçısı oldukları için, ülkemizden yapılacak işlenmiş ürün ihracatına birlik bazında önemli sınırlamalar getirmektedirler. Nitekim yapılan GB anlaşmasında fındık ve mamulleri tamamen kapsam dışı tutulmuştur.

            Ülkemizin Avrupa ülkeleri tarafından sırtından para kazanılan fason ülke konumundan kurtulabilmesi için fındık ihracatında “pazar ve mamul geliştirilmesi” konusuna özel bir önem verilmesi gerekir. Hazır ürünü hazır pazarlara satmak yerine, yeni pazarlar ve yeni mamuller geliştirmek için bir an önce harekete geçilmelidir. Bunun başarılması halinde, ülkemiz bu üründen çok daha büyük miktarlarda döviz kazanabilecektir. Ayrıca fındık mamulleri üretimine dayalı yatırımlarla işsizliğin çok yüksek olduğu ülkemizde önemli bir istihdam alanı oluşturulabilecektir. Arz fazlası fındık için özellikle kalitesiz fındık sahalarının daraltılması, kalitenin ve standart çeşitlerinin ortaya konulması sağlıklı ürün yetiştirilmesi, alfatoksin için önlemler alınması gereklidir.

       

            6.3 - Alternatif Pazarların Geliştirilmesi Yolunda Yapılması Gerekli Ön Çalışmalar

            Dünya varolduğundan beri hemen her konuda çok önemli değişikliklere sahne olmuştur. Özellikle son yüzyıldaki hızlı teknolojik gelişmeler; ekonomik, politik, yasal, kültürel ve toplumsal hayatta çok önemli değişimleri beraberinde getirmiştir. Değişen şartlar bir çok kavram ve anlayışta olduğu gibi, pazarlama kavram ve anlayışında da önemli değişikliklere neden olmuştur.

            1960 ve 1970'ler başta ABD olmak üzere bir çok gelişmiş ülkede yaygınlaşan  anlayışa göre, artık; "yap-sat" devri bitmiştir. Tüketici, işletmelerin mallarını talep eden bir “piyon” olmaktan çıkarak, “kral” durumuna gelmiştir. “Ne üretirsem satarım; yeter ki satmasını bileyim" şeklindeki klâsik pazarlama anlayışına sahip işletmelerin, bu pazarlarda ise aşağıdaki şekildeki pazarlama anlayışı geçerlidir.

            Diğer taraftan, 1980’li yıllara gelindiğinde, değişen şartlar yeni bir anlayışı gündeme getirmiştir. “Toplumsal ya da sosyal pazarlama” diye adlandırılan bu yaklaşım, özellikle çevrenin korunmasına yönelik tedbirleri ifade etmektedir. Böylece, sadece bireysel olarak tüketicinin mutluluğunu değil, tüm toplumun mutluluğunu ve refahını benimseyen daha çağdaş bir pazarlama anlayışı ortaya çıkmıştır. Günümüzde bu anlayış, çevreyi koruma açısından, özellikle gelişmiş ülkelerde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

            Fındık ve mamulleri ihracatında yeni pazarlar geliştirmek isteyen işletmelerin, bu faaliyetlerinde başarılı olabilmeleri için öncelikle, toplumsal çıkarları da dikkate alan bir pazarlama anlayışına sahip olmaları gerekir. Bunu zorunlu kılan temel nedenler şöyle sıralanabilir :

            *Fındık ve mamulleri tüketilmesi zorunlu olmayan ve genellikle fiyatları yüksek ürünlerdir. Bu nedenle, çoğu zaman gelir düzeyi yüksek pazarlarda talep bulabilmektedirler. Bu pazarlarda ise, aşağıdaki  şekilde pazarlama anlayışı geçerlidir :

            *Gelişmiş ve gelişme yolundaki ülkelerde  tüketiciler artan rekabet ve haberleşme imkânlarına bağlı olarak eskiye oranla çok daha bilinçlidirler.

            *Gelişmiş ve gelişme yolunda  ülkelerin çoğu, çevrenin ve tüketicinin korunması ile ilgili bir çok yasal düzenlemelere gitmiştir.

            *Dış pazarlarda başarılı olmak isteyen işletmeler kendi amaçları ile toplumun ihtiyaçlarını uyumlaştırmalıdırlar. Bunun da yolu, pazarlama anlayışından geçer. Çünkü bu anlayışla işletme, artık kendi arzu ettiği şekilde değil, hedef pazarın arzu ettiği şekilde üretmektedir. Dış pazarların ekonomik, sosyal, kültürel, yasal ve politik amaçlarına uygun mamuller üretmeyen ihracatçıların başarılı olması çok zordur.

            *Fındık ve mamulleri bizzat tüketicilerin damak zevklerine hitap eden ürünlerdir. Bu nedenle işletmeler ayrıca faaliyetlerine, mutlaka tüketicilerin zevk ve tercihlerini belirlemekle başlamalıdırlar.

            *Fındık ve fındık mamulleri ihracatçısı ülkelerle, bunların yerine ikame edilebilen ceviz, badem gibi ürünleri ihraç eden ülkelerin uluslararası pazarlarda oluşturdukları rekabet, başarılı olmak için çağdaş pazarlama anlayışını gerektirir.

     
Raporun Devamını İzlemek İçin Tıklayınız

 

Ünye Makaleleri Sayfasına  

Dönmek İçin TIKLAYINIZ

 

YAZDIR