Makale : Bekir ALTINDAL
(Araştırmacı, Yazar, Başmüfettiş)

M. Ufuk MİSTEPE ve Bekir ALTINDAL Zile Söyleşisinde M. Ufuk MİSTEPE Fot. Arşivi - TMO Gen. Müd. 19.01.2007

ZİLE İÇİN
TALİHSİZ BİR YIL : 2006

Zile ve Zileliler 2000 Belgeseli / İstanbul Zileliler Yardımlaşma Derneği

Rüştü MAZMAN, Sebahattin KURU, Lâtif TOPÇU, Mustafa MAZMAN ve Adıyaman
Vâliliği'ne Atanan Mustafa Yücel ÖZBİLGİN, Devlet Bakanı Güler İLERİ'yle Konuşuyorlar.

            Her şehrin, her yerin yetiştirdiği değerler vardır. O yerle ilgili kitaplarda rastlarsınız isimlerine, özgeçmişlerine. Kimisinin ünü şehrini, kimisinin ünü memleketini aşmıştır.

            Zile olarak kaç büyük adam çıkardık? Kaç romancı, kaç şâir, kaç bilim adamı, kaç vâli, kaç sanatçı? Hemşehrileri olarak değerlerini bildik mi? Bilir miyiz?  Ben bir şey diyemiyorum.

            Şöyle bir arşivimi karıştırıyor, geriye doğru bakıyorum. Bir Cahit KÜLEBİ çıkmış; mısralarında Zile’yi, Çeltek Köyü'nü, bizi söylemiş. 2006 yılı Kasım ayında, ölümünün onuncu yılında anmışız Zile’de.

            Bir  Nihat AKYUNAK çıkmış.. uluslararası tanınan bir ressam.

Ressam Nihat AKYUNAK / 1964 - İstanbul      İ. Ü. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi İlk Genel Sekreteri

Nihat AKYUNAK - Şenlikköy 1982 Tuval Üzerine Yağlıboya 80 x 100 cm

            Bir bankacı ve öğretmenin çocukları A. Taner KIŞLALI.. Zile’de doğmuş. 21 Ekim 1999 günü Ankara’da evinin önünde bombalı saldırıda hayatını kaybetti.

            Burada isimlerini sayamadığım pek çok değerler çıkardı Zile.

            Ancak geçtiğimiz 2006 yılı Zile’nin yetiştirdiği değerler için talihsiz bir yıl oldu.

 Albay Ali ERGÜLMEZ

İl Jandarma Komutanı

            08 Nisan’da hemşehrimiz Elazığ İl Alay Komutanı Albay Ali ERGÜLMEZ, PKK’lı teröristlerin yola döşediği mayının patlaması sonucu yaralandı.

            Aradan çok geçmeden  17 Mayıs günü Ankara’da Danıştay 2. Dairesi Üyeleri'nin toplantısına yapılan silâhlı saldırı sonucu hemşehrimiz Vâli - 2. Daire Üyesi Mustafa Yücel ÖZBİLGİN hayatını kaybetti.

Mustafa Yücel ÖZBİLGİN Danıştay 2. Dairesi Üyesi (20.06.1942 - 17.05.2006)

            Bu iki acı olayın ateşi küllenmeden İstanbul’dan bir vefat haberi ulaştı Zile’ye : Mustafa Necati SEPETÇİOĞLU 08 Temmuz günü vefat etti...

            Acılarımız son olsun derken 01 Eylül günü Diyarbakır Lice’de PKK’lı teröristlerce döşenen mayın  patlamasında, Zile Hacılar doğumlu Uzman Çavuş Mustafa DAĞ’ın şehadetini duyduk televizyonlarda. O da diğer şehitlerimiz gibi bu memleket için, bu ülke için, bizler için arkasında gözü yaşlı eşini, çocuklarını, anne ve babasını, kardeşlerini bıraktı.

Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde teröristlerce döşenen mayının patlaması sonucu
şehit olan Uzman Çavuş Mustafa Dağ'ın cenazesi Zile'de düzenlenen törenin ardından toprağa verildi.
   
http://www.polis.web.tr/article_view.php?aid=556

            Albay Ali Ergülmez’e acil şifalar için yakaran eller, bu defa üç Mustafa’lar için, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Mustafa Yücel Özbilgin ve Mustafa Dağ için dualara açıldı. Yüzlerce hemşehrimiz, yüzlerce insan katıldı son yolculuklarına.

            Mustafa Necati Sepetçioğlu Hocamı, eşi Muazzam Hanımefendi ile birlikte ilk defa yüz yüze 1998 yılında Ankara’da Atatürk Yüksek Dil Tarih Kurumu Şeref Üyeliği’ne  seçilmesi ile ilgili törende gördüm. Dönemin Cumhurbaşkanı’nın  katıldığı törende, şeref üyeliğine seçilen kürsüdeki bir kişinin Zileli olmasının gururunu yaşadım o gün.

            İstanbul’a taşındıktan sonra görüşmelerimiz sürdü aralıklarla. 2003 yılı Nisan sonlarında Kadıköy Kızıltoprak’taki evine gittik.. Başkanımız Murat Ayvalıoğlu ve Necmettin Eryılmaz’la. Bu ziyaretimizi Hocamız, Kurultay Gazetesi’ndeki sütununda “Zile - Ceyhan ve Boğazlıyan Kaymakamı” başlıklı yazısında satırlara dökmüştü o zaman.

            Daha sonra Zile ile ilgili belgelerimizi, çalışmalarımızı toplayıp götürdük evine. Memnuniyetle baktı, bilgi aldı, sorular sordu.. Boducoğun Kavağın Dibi'nde şiirimizle ilgili “Boducun Kavağı” olacağını söylemişti. Yine bu ziyaret sonrası Yeniçağ Gazetesi’nin sütunlarında “Belalı Coğrafya” yazısına “Bugün size Bekir Altındal’ı tanıtacaktım.” diye başlayarak bize çalışmalarımızın, hayatımızın en büyük ödülünü veriyordu.

            Sevgili Orhan Yılmaz aramış, yazdığı “Zile İsyanı” kitabına Sepetçioğlu Hoca'nın bir önsöz yazmasını çok istediğini belirterek, beni de aracı etmişti. Evine gittim. Giderken Sevgili M. Ufuk MİSTEPE’nin Zile Sitesi'ndeki Hocamız için hazırladığı bölümü ve Orhan Yılmaz’ın kitabının CD’sini götürmüştüm. Orhan Yılmaz’ın isteğini ilettim. Kendi kitapları dışında  kimseye önsöz yazmadığını; Zile ile ilgili olması sebebiyle önsözü yazacağını söyledi. Başkanımız Murat Bey’e, M. Ufuk ve Orhan Beyler'e kitaplarından imzalayarak vermişti.  Üç gün sonra Noter arkadaşım Alaaddin Şahinsev ile evine giderek yazıyı aldık.

            Daha sonra arada telefonla arar hatırını sorar, tavsiyelerini, teşviklerini alırdık. Vefatından 15 - 20 gün önce Orhan Yılmaz aradı; Sepetçioğlu Hocam “Bekir bu ara aramıyor” demiş. Hemen aradım, hatırını sorduk. O ara taşra teftişinde İstanbul dışında idim. Taşra teftiş programımın bittiği gün akşamı Sevgili Necmettin (Eryılmaz) aradı : “Abi cenazeye gidiyor musun?” şaşırdım: “Ne cenazesi, kimin?” deyince, acı haberi aldım!!!

            Evet asrımızın “Dede Korkut’u” bu dünyaya veda etmişti. Teftiş bitince ziyaretine gidecektim. Kendi kitabımıza önsöz yazmasını arz edecektik. Nasip olmadı. Zile’nin yetiştirdiği bir çınar devrilmişti. Biz İstanbul’da cenaze namazını kılıp Karacaahmet Mezarlığı’nda ebediyete uğurlarken, hemşehrilerimiz Zile’de gıyabında cenaze namazını kılmışlar.

M. Necati SEPETÇİOĞLU'nun Zile'de Gıyabında Kılınan Cenaze Namazı - 10.07.2006
  
http://www.zile.bel.tr

            Nur içinde yatsın. Sevindiğim bir husus Zile Belediyesi ile Tokatlı Şâirler ve Yazarlar Derneği ölümünün birinci yılı için bir "Roman ve Hikâye Yarışması" düzenlemesi. Adını yaşatacağız hep birlikte...

            Mustafa Necati Özbilgin Ağabey’in ismini Mülkiye Müfettişliği sırasında duymuştum. Kaynım Adıyaman’da görevli idi. 1990’lı yılların başlarında Adıyaman Vâlisi olduktan sonra Kayınpederim Emekli Öğretmen Cafer Şencan, Adıyaman’a oğlunun yanına gittiğinde, Vâli Bey’e ziyarette bulunmuş. Çok yakınlık gösterdiğini söylemişti.

            Adıyamanlı olup 1970’li yılların sonunda Tokat Öğretmen Okulu mezunu Teşkilât'ımdan bir müfettiş arkadaşım anlattı. Kendisi Samsatlı bir marabanın oğlu olup, zor şartlarda okumuş, çalışarak üniversite bitirmiş, öğretmenken müfettişlik sınavını kazanmıştı.

Adıyaman Vâliliği'ne Atanan Mustafa Yücel ÖZBİLGİN Uğurlanırken

 Kadir CEYLAN, Ömer HACIBALOĞLU, Osman KALELİ, Güler İLERİ, Rahmetli Fethi ALACALI,
Nihat ÇAMSOY ve Rahmetli Hadi ÖZBİLGİN / Zile ve Zileliler 2000 Belgeseli / İstanbul Zileliler Yardımlaşma Derneği

            İznini geçirdiği memleketi Adıyaman’da Vâli Mustafa Yücel Özbilgin’e ziyarete gider. Benim de selâmımı götürür. Özel Kalem Müdürü'nün söylemesi üzerine hemen müfettiş arkadaşımı makamında kabul eder. Ancak Vâli Bey birkaç dakika sonra şehir stadında bir programa gidecektir. Arkadaşıma hitaben “Müfettiş Bey statda bir tören var, birlikte gidelim” der. Birlikte çıkarlar. Stat tribünleri doludur. Vâli Bey müfettiş arkadaşımı yanına oturtur. Gerisini şöyle anlatır arkadaşım :

            “Vâli Bey’in yanına oturduktan sonra şeref tribünün dışındaki her iki yandaki tribünlere şöyle bir göz gezdirdim. Adıyaman’ın ileri gelenleri, ileri gelen  ailelerinin, ağalarının çocukları oradalar. Beni görüyorlar. Ben de bir maraba çocuğu olarak şeref tribününde Vâli Bey’in yanında oturuyorum. Değişik duygular altında kaldığım, unutamadığım bir andı.”

            Bizim bu anekdota ekleyecek bir şeyimiz yok. İşte aziz Cumhuriyet'imizin, demokrasinin güzelliği…

Mustafa Yücel ÖZBİLGİN

Danıştay 2. Daire Üyesi

            Danıştay 2. Daire Üyeliği’ne atandıktan sonra Ankara’da iken bir gün Asım Turgut Yeşiltan, Mehmet Âli Erdin, Ethem Ayata, Aziz Parlaktaş ve şu anda hatırlayamadığım birkaç Zileli ağabeylerimle ziyaretine gitmiştik. Ankara’da yapılan Zileliler gecelerinde görürdüm kendisini.

            2000 yılında Kızılcahamam Zileliler Kurultayı’na ilk defa bildiri sunmak için katılmıştım. Ankara dışındaki Zileliler'in huzuruna ilk defa bir tebliğimle orada çıkacaktım. İstanbul, İzmir ve Bursa’dan katılan Zileliler'in pek çoğunu tanımıyordum. Tokat Vâlisi’nin de katıldığı o gün, Kurultay görüşmelerine dönüşümlü olarak Mustafa Yücel Özbilgin Ağabey ve GOP Rektörü Mümtaz Turgut Topbaş Hocamız başkanlık etti. Kurultay bitince havuz başında karşılaşmamızda Mustafa Yücel Ağabey, hazırladığım tebliğ ile ilgili tebrik ettikten sonra bilgi aldı. Tebliğimin bir fotokopisini sunmuştum.

Zile ve Zileliler 2000 Belgeseli

İst. Zileliler Yardımlaşma Derneği

            İstanbul’a taşındıktan sonra zaman zaman Ankara’ya gittiğimde Danıştay’a uğrayarak ziyaret eder, İstanbul’da çıkardığımız Tokat Kültür Haber Dergisi’nden bırakırdım. Danıştay Genel Sekreteri olduktan sonra uğrayıp tebriklerimi sunmuş ve dergiler bırakmıştım. O zaman oğlu askerde idi. O günlerin konjonktüründen dolayı biraz tedirgin görmüştüm. Önceden bıraktığım çalışmaları okumuş bana :

            “Bekir, geniş katılımlı bir Zile Kurultayı düzenleyelim, Zile’de Ankara’da fark etmez. Ama somut projeler ortaya koyup hayata geçirelim. Sen de bulun aktif görev al” demişti. Ben de her zaman bu görev için hazır olacağımı, çalışacağımı ifade ettim. Ziyaretlerimden sonra bana akşam Demirtepe’de bir kurumun sosyal tesislerinde birlikte olalım, hem yemek yer hem Zile Kurultayı hakkında konuşuruz diye birkaç kez ısrar etmişti. Ben biraz sıkılgan biriyim, rahatsızlık da vermek istemediğim ve Ankara’ya kısa süreli gelmelerimden dolayı  zaman yönünden sıkışık da olunca her defasında özür dileyip affımı istedim.

25 Ocak 2000 Tarihli İftar Yemeğinde M. Yücel ÖZBİLGİN, Bekir ALTINDAL ve Zileliler /Ankara

Zile ve Zileliler 2000 Belgeseli / İstanbul Zileliler Yardımlaşma Derneği

            Danıştay Genel Sekreterliği’nden  2. Daire Üyeliği’ne döndükten sonra yaptığım ziyarette ayrılış sebebini haddimiz olmayarak sorduğumda; “Bana göre değil” demişti. Yanlış hatırlamıyorsam kendi isteği ile ayrılmıştı.

            Danıştay saldırısında hayatını kaybettikten sonra, Yozgat’ta görev yaptığım yıllardan tanıdığım ve Yozgat Spor'un büyük isimlerinden biri olan Mehmet Yancıoğlu’nun bir gazetedeki röportajından, Mustafa Yücel Ağabey’in o tarihte Yozgat’ta futbol oynadığını, iyi bir kaleci olduğunu okumuştum.

İl Jandarma Komutanı
Albay Ali ERGÜLMEZ

            Elazığ Alay Komutanı hemşehrimiz Ali Ergülmez’i, İstanbul Alay Komutanı iken tanımış, iki defa ziyaretine gitmiştik. Ziyaretlerde söz dönüp dolaşıp Zile’ye gelmişti. Çok iyi bir Zile sevdalısı idi. Zile ve Zileli için yaptıklarını şahit olanlar biliyor. Orada bize Mehmetçikler için yaptıklarını anlatmış ve göstermişti. Gurur duymuştuk bir Zileli olarak.

Elazığ İl Alay Komutanı
Albay Ali ERGÜLMEZ

http://www.hurriyet.com.tr/

            Elazığ’a tayin olmuştu.. görüştüğümüz 2005 yılının yaz ortalarında. Televizyonlardan, basından öğrendik.. bir Nisan ayında mayın patlaması sonucu ağır yaralandığını. Sabah Gazetesi, hemşehrimiz Ergülmez için : “Dost eline mayın” başlığı ile verdiği haberde; "Halkın ‘Ali Baba’ dediği ve kentte çok sevilen Albay Ergülmez’in her türlü yardım faaliyetlerine katıldığı, okulların tamir ve bakımını askere yaptırdığı, yol çevirmelerinde ve bayramlarda bizzat kendisinin vatandaşlara şeker ve çikolata ikram ettiği öğrenildi.” (Sabah Gazetesi, 09 Nisan 2006) diye yazdı.

            Bunları biz yazmadık. Memleketimizin  büyük gazetelerinden biri yazdı. Diğer gazete haberleri de farklı değildi. Bir yıl olmadan, gittiği yöre insanının gönlünde taht kuran, vatandaşla iç içe olan  bir hemşehrimiz komutanın Zile ve Zileliler için de farklı olması düşünülemez. Sabah Gazetesi’nin bu haberini okuyan her Zileli'nin gurur duyduğunu hissediyorum. Zileli gazilerimizden birisi artık hemşehrimiz.

İl Jandarma Komutanı Albay Ali ERGÜLMEZ Açılışta

Şehit Yarbay Alim Yılmaz İlköğretim Okulu’nun Açılışı Fahribey Köyü

            Değerler kolay kolay yetişmiyor. Ama maalesef yetişen değerleri de böyle anlamsız, insanlığa,  inancımıza aykırı düşüncelerle, terörle  kaybediyoruz.

Prof. Dr. Yaşar ÖZGÖK, Sebahattin KURU, Aziz PARLAKTAŞ
Mustafa Yücel ÖZBİLGİN, Asım Turgut YEŞİLTAN, Nihat ÇAMSOY, Av. Fethi ONUR

Zile ve Zileliler 2000 Belgeseli / İstanbul Zileliler Yardımlaşma Derneği

            İnsanların görüşlerini, düşüncelerini, siyasî fikirlerini beğenmeyebilirsiniz, karşı çıkabilirsiniz, eleştirebilirsiniz, katılmayabilirsiniz. Demokrasinin güzelliği burada. Sizin de görüşlerinizi, düşüncelerinizi, siyasî tercihlerinizi beğenmeyenler, paylaşmayanlar olacaktır. Olmalıdır da. Önemli olan barış ve hoşgörü ortamında, demokrasi içinde  birbirimize karşı saygılı olmak, katlanmaktır. Yoksa biz Zile olarak, Zileli olarak bu acıları geçmişte çok çektik, yaşadık, gençlerimizi kurban verdik. Güneydoğu’da onlarca gencimiz şehit oldu bu memleket için, bu ülke için.

            Bir başka Mustafa Necati Sepetçioğlu var mıdır Zile’nin adını duyuran? Bir başka Zileli Mustafa Yücel Özbilgin var mıdır yüksek mahkemelerde üye? Hem de gönlü Zile ve Zileli için çırpınan? Veya kaç Zileli çıkardık bu makamlara?

            Onun için diyorum ki sevgili hemşehrilerim;  yukarıda yazdığımız kişiler Zile’nin Zileli'nin zor yetiştirdiği değerleridir. Onların her biri Zile ile ilgisini koparmamış, Zile ve Zileli'ye sırtını dönmemiştir. Giden gelmiyor, ateş düştüğü yeri yakıyor. Bize, Zileliler'e düşen.. bu değerlerinin adlarını, hâtıralarını yaşatmaktır. Bu konuda Belediyemizin  kendilerinden beklenen adımları attıklarını memnuniyetle okuyoruz.

            İnanıyorum ki Zile ve Zileli olarak, kaybettiğimiz Zile’nin öz evlâtlarının hâtıralarına sahip çıkacağız. Kalanlarına da hak ettiği değerleri sağlıklarında göstereceğiz. Bizlere de bu yakışır…

                                                                                              İstanbul / 25 Şubat 2007

Mustafa Yücel ÖZBİLGİN

Zile ve Zileliler 2000 Belgeseli
İstanbul Zileliler Yardımlaşma Derneği